İnsanların Gülmesinin Bilimsel Nedeni

Gülmenin bu kadar çok nedeni varken, belirli bir biyolojik amacı nasıl saptayabiliriz? İpucu hayvanlarda olabilir.

Yazar Burcu Kara
kahkaha atan insanlar

Bir kahkaha, bir tebessüm, bir kıkırdama, bir kıs kıs gülme – evet, farklı gülme türleri için pek çok kelimemiz var. Garip veya utanç verici durumlarda gerginliği azaltmak için kasıtlı olarak başvurulan gergin, zoraki kahkahalar vardır. Bunun yanında başkalarını güldüren çirkin bir kahkaha da olabilir. Kahkahanın bu kadar çok nüanslı tonu varken, sadece dünya genelinde insan yaşamının ayrılmaz bir parçası değil, aynı zamanda mizahi bir duruma veya ifadeye verilen tepkiden çok daha fazla işleve hizmet eden bir şey olduğunu söylemek yanlış olmaz.   

Örneğin bebekler tek bir kelime bile söyleyemeden gülerler. Ancak bebekler politik yönelimli bir talk show sunucusunun zekice kelime oyunlarına gülmezler; onlar için bu sonsuz bir bakışma ve gıdıklanmadır. Tüm çalışma alanları gülen bebekleri gözlemlemek olan bilim insanları dahi var. Bazı insanlar acı verici kazaların komik olduğunu düşünür, örneğin birisinin paten kaykayından düşmesi gibi. Ve eğer siyah-beyaz filmlere inanılacak olursa, yüze pasta atılması gibi fiziksel şakalar bir zamanlar komedinin zirvesiydi. 

Gülmenin bu kadar çok nedeni varken, belirli bir biyolojik amacı nasıl saptayabiliriz? İpucu hayvanlarda olabilir. Çeşitli kuşlar ve yakın primat kardeşlerimiz goriller, şempanzeler ve orangutanlar da dahil olmak üzere 65 hayvan türü kahkaha atmaktadır. Tüm bu hayvanlar doğaları gereği sosyaldir ve kahkahayı genellikle bir oyun biçimi olarak sergilerler.

Kahkaha: Nihai Sosyal Bağlayıcı

kahkaha atan insanlar
Bir etkinlikte kahkaha atan insanlar.

Bir insanın gülmesinin sayısız nedeni, komedide kişisel zevkler ve mizahta kültürel farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, insanların gülmesinin nihai bir nedeni vardır: Sosyal bağları sürdürmek. Antropolog Mahadev Apte, hem yabancılar hem de arkadaşlar arasında meydana gelen, insanların güldüğü ve yakınlaştığı ve daha sonra daha yakın oldukları için daha fazla güldükleri bir "bağlanma-gülme-bağlanma" grup dinamiğini tanımlıyor. İnsanlar grubun dışında kalmak istemediğinden, bu tür bir model akran baskısı ve sosyal normlar yoluyla pekiştirilir. Maryland Üniversitesi'nde davranışsal nörobiyolog olan Robert R. Provine tarafından aktarıldığına göre, aslında kahkaha grup davranışıyla o kadar bağlantılıdır ki, insanların bir grup içindeyken gülme olasılığı 30 kat daha fazladır. Buna karşın gülümseme ve konuşma, grup içinde yalnızca altı ve dört kat daha fazla gerçekleşmektedir.

Birçok araştırmacı, insanlar kadar sosyal hayvanlar için kahkahanın, tıpkı bir köpeğe havlamak ya da bir kuşa şarkı söylemek gibi, temel sosyal davranışımız olduğuna inanıyor. En önemlisi de, savaş ya da kaç tepkisini ortadan kaldırmasıdır. Doğal bir habitatta dolaşırken bir grup insanla karşılaştığınızı düşünün. Onlarla iletişim kurmanın güvenli olduğunu nereden biliyorsunuz? Samimiyet ve kahkaha. Aynı anda hem gülmek hem de agresif hissetmek neredeyse imkansızdır. Kavga eden herkesin size söyleyebileceği gibi, kahkaha katı ve gergin bedenleri yumuşatır. Tehlikeli durumlardan geçenler için ise, sakinleşmenin ve her şeyi açıklığa kavuşturmanın bir yoludur.

İnsanlar Sahte Kahkahaları Anlayabiliyor

Eğer kahkaha ilk insanlar arasında gergin durumları dağıtmanın bir yolu olarak geliştiyse, bu kahkahanın kendini neşelendirmekten çok başkalarını zımnen kontrol etmek için var olduğu anlamına gelir. Dr. Robert R. Provine, kahkahanın grup liderleri tarafından grubun duygusal tonunu düzenlemek için kullanıldığını söylüyor. Aslında, sosyal olarak baskın bireyler – modern dünyadaki bir müdür gibi – kahkahayı daha düşük sosyal rütbedeki üyelerden daha fazla kullanırlar. Bu da kahkahanın bireyler için statü belirtmenin bir yolu olduğu anlamına gelir. Dahası, konuşanlar dinleyenlere kıyasla %46 daha fazla gülmektedir. Bu da kahkahanın başkalarına verilen bir yanıt olmaktan çok, başkalarının davranışlarını yukarıdan aşağıya doğru yönlendirmeye yönelik bir girişim olduğunu göstermektedir. 

Yine de her kahkaha yeterli değildir. En etkili kahkaha gerçek kahkahadır. Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) tarafından yayınlanan bir makalede araştırmacılar, insanların hangi kahkahanın yeni tanışan insanlardan ziyade yakın arkadaşlardan geldiğini sadece dinleyerek doğru bir şekilde anlayabildiklerini bulmuşlardır; vücut dili yok, görsel ipuçları yok, sohbet yok – sadece kahkaha. Bu, kahkahanın aynı zamanda bir gruptaki diğer kişilerin ilişkileri hakkında bilgi edinmenin ve hangi bireylerin tam olarak entegre olmadığını tespit etmenin bir yolu olduğu anlamına gelir. Bu da sahte olanı tespit etmek için mükemmel bir yol olduğu anlamına gelir. Bu aynı zamanda insanların sahte kahkahaları ayırt etmede sahte sözcükleri ayırt etmekten daha becerikli oldukları anlamına gelir.

İstemsiz ve İstemli Kahkaha

İnsanların fizyolojik ve nörolojik anlamda neden güldüğünü anlamaya çalışırken işler biraz daha karmaşıklaşıyor. Görünüşte bu kadar basit ve sıradan bir eylem için, beyinde bir çıktı olarak kahkaha üreten oldukça fazla şey oluyor. Aslında iki tür kahkaha vardır: İstemsiz ve istemli. İstemsiz kahkaha, gıdıklanmaya tepki veren bir bebek gibi basit, refleksif bir tepki içerir. Duyusal bilgi yalnızca beynin en temel kısımlarından geçer: talamus (bir bilgi aktarım merkezi), amigdala (duygusal işlemle ilgili) ve beyin sapı (otomatik tepkiyle bağlantılı). Buna karşılık, istemli kahkaha, bilginin alınması ve işlenmesiyle ilgili temporal lobu aktive eder. Bu, zihniniz o anda uyaranlara kahkaha ile yanıt verip vermeyeceğine az ya da çok karar verirken gerçekleşir.

Ancak ister istemsiz ister gönüllü olsun, insanların gülmek için yaratıldığını inkar etmek mümkün değildir. Gülmenin yukarıda bahsedilen tüm psikolojik ve nörolojik nedenlerinin ve gülmenin altında yatan tüm sosyal komplikasyonların yanı sıra, insanlar aynı zamanda iyi hissettiren şeyleri yapmayı sevdikleri için de gülerler. Basit bir gülme eylemi, bir insanın daha fazla gülmek istemesi için yeterlidir. Bu noktada, kahkaha atmak endorfin salgılatır, vücuttaki oksijen ve kan akışını uyarır, kişinin kalp atış hızını azaltır, kan basıncını düşürür ve zamanla bağışıklık sistemini iyileştirir, ruh halini yükseltir ve hatta ağrıyı azaltır. Bu gülmek için yeterli bir sebep değil mi?