Vücut ısısının enfeksiyon nedeniyle yükselmesine ateşli hastalık denir. Bu ateşin kaynağı kan dolaşımında bulunan pirojen adlı kimyasallardır. Enfeksiyon durumunda bağışıklık sistemimiz pirojen üretir ve kandaki pirojenler beyinde vücut ısısını düzenlemekten sorumlu hipotalamusa yol alır. Pirojenler hipotalamustaki belirli reseptörlere bağlandığında vücut ısısı yükselir. Normal vücut sıcaklığı herkes için farklı ve 36 ile 37 aralığında. 38 veya üstü sıcaklık ateş olarak kabul edilir. Ateşin çıkması, beynin virüs, mantar, bakteri veya parazitlerin neden olduğu enfeksiyonlara verdiği doğal bir tepki ve yalnızca 40°C üstünde gerçekten zararlıdır. Üretilen bu ısı deri yoluyla atılır.
Vücut Isısını Yükselten Pirojen
Bu pirojenlerden birine Interleukin-1 (IL-1) deniyor. IL-1, belirli bakteri ve virüslerle temas eden makrofaj isimli beyaz kan hücreleri tarafından üretiliyor. IL-1'in birden fazla amacı var; bunlardan biri, yardımcı T hücreleri denilen diğer beyaz kan hücrelerini harekete geçirmek.
Hasta olunduğunda ateşlenmenin amacı, vücut ısısını sıcaklık değişikliğine duyarlı bazı bakteri ve virüsleri öldürecek düzeye yükseltmek olduğuna inanılır. Bu nedenle şu aralar "Ateş düşürülmeli mi?" sorusu tartışılmaktadır. Örneğin, aspirin ateşi düşürür; ancak ateş aslında vücudun enfeksiyondan kurtulmasına yardımcı oluyorsa, düşürmek yararlı olmayabilir. Öte yandan, çok yüksek ateş bazen insanları öldürebiliyor. Bu yüzden şu anda genel tıbbi fikir birliği, ateşi düşürmenin daha doğru olduğu yönünde.
Vücut ısısının yükselmesi yani ateşin, vücudun virüs gibi patojenlerle savaşmasına yardımcı olabileceği bilimsel olarak gösterilmiştir. Vücut ısısı arttığında bağışıklık sistemi daha verimli çalışıyor ve virüslerin vücutta çoğalması zorlaşıyor. Bununla birlikte ateşin uzun sürmesi sonucu aşırı pirojen üretilmesi iltihaplanma, şok, çoklu organ yetmezliği ve hatta bazen ölüme neden olur.
Bakteriler Hangi Sıcaklıkta Ölüyor?
Bakterilerin 75 derece santigratın üzerindeki sıcaklıkta öldüğü biliniyor. 60 derecenin üzerindeki sıcaklıkta ise çoğalmayı bırakırlar. Bakterilerin iltihaplanmasını sağlayan mükemmel sıcaklık 4,5 ila 60 derece arasında (buna "tehlikeli bölge" denir).
Vücudun ateşlenmesi genellikle 2 ila 3 gün kadar kısa ve 2 ila 3 hafta kadar uzun sürebilir. Ateşin süresi, kişinin yaşı, bulaşan virüsün türü ve hızlı tedavi alıp almadığı gibi çeşitli etkenlere bağlı.
Ateş Yükseldiğinde Ne Yapılmalı?
'İç ateşi' olduğunu düşünenler ılık bir banyo yapmalı ve uzanıp dinlenmeliler. Ateş hissinin nedeni bazen vücutta titremeye neden olan stres ve anksiyete atakları olabilir.
Asetaminofen veya ibuprofen gibi ateş düşürücü ilaçların alınması yalnızca ateş en az 38,5°C'yi gösterdiğinde öneriliyor. Termometre bu sıcaklığı göstermiyorsa ilaç alınması önerilmez. Bu nedenle gerekirse fazla kıyafetlerinizi çıkararak vücut ısısını düşürmeye çalışın. Rahatsızlığı hafifletmek için ılık suda banyo yapılabilir.
Üç Yaygın Viral Enfeksiyon Türü
Viral enfeksiyon kapmanın en yaygın yolu inhalasyon (hava solumak). Enfekte kişi hapşırdığında veya öksürdüğünde havaya viral damlacıklar bırakır. Bu damlacıklar vücut sistemine girdiğinde enfeksiyona neden olabilir.
Soğuk algınlığı, grip ve bronşit en yaygın üç viral enfeksiyon türü. Vücut bu viral enfeksiyonları bazı durumlarda kendi kendine iyileştirebiliyor. Viral enfeksiyon belirtileri şunlar:
- Üşüme veya titreme
- Terleme
- Baş ağrısı
- Zayıf hissetmek
- Sinirli olmak
- İştahı kaybetmek
- Susuzluk
Pirojen ile Sitokin Arasındaki Fark Nedir?
Pirojenler ve sitokinler vücudun bağışıklık tepkisinde önemli rol oynayan iki farklı molekül türüdür.
Pirojenler vücutta ateşe neden olan maddeler veya mikroorganizmalardır. Pirojenler, pro-enflamatuar sitokinler adı verilen ve baş ağrısı ve kas ağrısı gibi diğer enflamatuar semptomlara da neden olabilen bir tür protein salgılar.
İki tür pirojen vardır: Endojen ve eksojen. Endojen pirojenler, iltihaplı hücrelerden salınan sitokinler gibi vücudun kendi dokularından gelirken, eksojen pirojenler bakteri veya virüsler tarafından salınan toksinler gibi vücudun dışından gelir.
Öte yandan sitokinler, bağışıklık hücreleri tarafından salgılanan ve birçok farklı işlevi olan geniş bir protein kategorisidir. Sitokinler, hücre sinyalizasyonu, enflamasyon ve hücre büyümesi ve farklılaşmasının düzenlenmesi dahil olmak üzere bağışıklık yanıtlarında önemli roller oynar.
Pirojenler ve sitokinlerin her ikisi de bağışıklık yanıtında önemli roller oynarken, aralarındaki temel fark, pirojenlerin özellikle ateşe neden olması, sitokinlerin ise daha geniş bir işlev yelpazesine sahip olması ve bağışıklık yanıtının birçok farklı yönüne dahil olabilmesidir.
Kaynaklar: