Apolitik aktivist, vaiz ve inanç şifacısı – ya da 909 kişiyi toplu intihara sürükleyen bir adam olan Jim Jones, "Halk Tapınağı" adlı tarikatın lideriydi. Bu kült, toplumdaki tüm politik görüşleri ortadan kaldırmak için kurulmuştu. Buna göre Halk Tapınağı, Jim Jones'un insanlar arasındaki sınıf ve ırk farkını kaldırma girişimiydi. Bunun dünyanın bilinen en büyük toplu intiharına dönüşeceğini kim bilebilirdi. Jim Jones'un intihar tarikatı ve Jonestown katliamı dini aşırılığın kötü sonuçlarının bir örneğidir.
Halk Tapınağı Neydi?
Tarikat ortaya çıktığında, ABD en kötü sivil kargaşayla karşı karşıyaydı – yürüyüşler, açlık grevleri, sivil hak arayışı ve Vietnam'da bir savaş. Irkçılık, cinsiyetçilik, bağnazlık, yaş ayrımcılığı Amerika'da her gün zirveye çıkıyordu. Jim Jones'un "Halk Tapınağı" ile karizmatik bir barış elçisi olarak yükselişi bu kaotik dönemde oldu.
İnsanları sevgi ve pozitifliği yaymaya çağırdığı vaazlar verdi. Takipçilerini sosyalizme ve bir ütopya inşasına girişmeye yönlendirdi. Bu sözde "Halk Tapınağı" aslında esrarengiz bir tarikata dönüşmek üzereydi.
Jim Jones, 900'den fazla izdeşin onun için mutlulukla intihar etmesine yol açtı. Onların beyinlerini yıkadı ve onların tek koruyucu meleği gibi davrandı. İnsanlar "Babaları" tarafından büyülenmişti ve dünyada bir "iyilik" yaratmak için kendilerini feda etmeye hevesliydiler.
Jim devrimci intihara takıntılıydı ve intiharı "öldürülmeye" tercih etmek gibi hastalıklı bir fikirden etkilenmişti. Tıpkı hükümet gibi kendisinin izdeşi olmayan herkes onun düşmanıydı ve ölmesini istiyordu.
Jim Jones insanlara kendi çocuklarını öldürttü, yetişkinleri intihar ettirdi ve insanların onun için başkalarını vurmasını sağladı. Her şeyi daha iyi bir şey elde etmek için yapılan bir şey gibi gösterdi ve kötülükten ve kötüden nihai kurtuluş gibi görünmesini sağladı.
Jim Jones'un Halk Tapınağı'nda Trajik Olaylar
Jim Jones, izdeşleriyle birlikte, Georgetown'dan 240 km uzaklıkta "Jonestown" dedikleri kendi cennetlerini kurdu. Halk Tapınağı'nda bireylere "eşit" davranıldığı söylemi Jones'un halka sunduğu uydurma bir şeydi – sonuçta insanları manipüle etmede uzmandı.
Jonestown kasabasında tarım, tekstil, eğitim ve daha birçok alanda çalışanları vardı. Aslında çalışanlara kötü muamele yapılıyordu, acı, istismar ve akla gelebilecek en acımasız cezaları alıyorlardı. Hiçbir erkek, kadın ve çocuk esirgenmedi. Jim Jones, insanları bunun kendi ütopyaları olduğuna inandırdı.
İzdeşlerin sayısı arttıkça hükümet de gruba ilgi duymaya başladı. Medya Halk Tapınağı'nı ele almaya başladığında, Jim Jones'a yönelik çok sayıda suçlama da su yüzüne çıkmaya başladı. Kişiler kendilerine fiziksel ve cinsel istismar yapıldığını, çocuklar dahil Jones'un otoritesini sorgulayanlara işkence yapıldığını ifade ettiler.
Jim Jones, izdeşlerini intihar konusunda eğittiği tatbikatlar yaptı. Onlara silahlar sağlar ve insanlardan kendilerini öldürüyormuş gibi yapmalarını isterdi. İçinde zehir olan "meyve suyu" bile verir ve içmelerini isterdi. Ardından bütün bunların sadece bir sadakat testi olduğunu ve kişiyi ölüm korkusundan kurtarmak için yaptığını anlatırdı. İnsanlarda kurban verme duygusu uyandırmaya çalışıyordu.
Toplu İntihar Günü Yaşananlar
Kasım 1978'de Halk Tapınağı'na karşı suçlamalar başladı ve ABD Temsilcisi Leo Ryan'a dek ulaştı. Tarikat üyeleriyle bağlantılı kişiler, Ryan'dan, arkadaşlarının ve ailelerinin Halk Tapınağı'nda rızayla kalıp kalmadığından emin olması için Jonestown'a heyet göndermesini istedi. Jonestown dış dünyayla tüm iletişimi kestiği için, tek seçenek bir heyet göndermekti.
Kongre üyesi Leo Ryan, gazeteciler ve birkaç yetkiliyle birlikte 14 Kasım'da Jonestown'a ulaştı. Ancak Jim Jones heyeti Jonestown'dan uzak tuttu, Halk Tapınağı'na girmelerine izin vermedi. Aslında hükümetin orada olmasına epey şaşırmıştı.
Jones, cemaat üyeleriyle bir toplantı yaparak ve müritlerini tapınağın saldırı altında olduğuna ve Ryan'ı Jonestown'dan uzak tutmak için mümkün olan her şeyi yapmaları gerektiğine ikna ettiği vaazlar verdi. Sözde bir ütopya olduğundan oylama yapıldı.
Böylesine güçlü bir konuşmayla bile Jones, Hitler'in Birahane Darbesi'nde yapmaya çalıştığını başaramamıştı, herkesi ikna edememişti. Topluluk Ryan ve heyetinin "Cennet" kapılarından girmelerine izin verdi.
Jonestown'da tüm hazırlıklar yapıldı, insanlar görüşmecilere ne söyleyeceklerini ve Jonestown ile ilgili doğacak olumsuz sorulara nasıl tepki vereceklerini prova ettiler. Jones insanların kendisini ifşa etmesini önleyecek çeşitli tatbikatlar yaptı.
Plana göre kongre üyesine sahte bir Halk Tapınağı sunulacaktı. 17 Kasım'da Ryan Jonestown'a geldi, Jim Jones'un insanları araştırıldı ve tüm soruları prova ettikleri gibi yanıtladılar.
O gün bir sakin Ryan'a, kendisini ve diğer arkadaşlarını Jonestown'dan çıkarması için yalvardığı bir not verdi. Notu gizlice araştırdı ve birçok insanın aslında Jonestown'dan ayrılmak istediği keşfetti. 18 Kasım'da orada daha fazla kalmak istemeyen kült üyeleriyle birlikte Jonestown'dan çıktı.
Leo Ryan topluluktan kaçanlar ve gazeteciler ile uçak pistine dönerken yolda sığınmacı kılığına girmiş Jones için çalışan bir adam gruba ateş açtı. Ryan dahil beş kişi öldü ve diğerleri yaralandı. Jim Jones şimdi Jonestown'daki topluluğunu topladı ve onlara Ryan Leo'nun öldürüldüğünü söyledi.
İnsanlara kongre üyesinin onları ve barışlarını yok etmek için geldiğini söyleyerek öldürülmelerini haklı çıkardı. Kongre üyesinin Jonestown'daki insanların en büyük düşmanı olduğunu söyledi. Uzman bir manipülatör olan Jim Jones, takipçilerine ABD hükümeti onları almak için gelmeden intihar etmeleri gerektiğini vaaz etti.
Kongre üyesinin Jonestown'daki ölümünü öğrendiklerinde hükümetin onlara neler yapacağına dair korkunç uydurma hikayeler anlattı. Müritlerinin iplerini kontrol eden bir kukla ustasıydı ve onlara eğer intihar ederlerse dünyaya Jonestown halkının barış için kendisini feda ettiğini göstereceğini söylüyordu. İnsanları intiharın "kutsal" çıkış yolu olduğuna inandırdı. Saniyeler içinde 900'den fazla kişi ölecekti.
Tüm müritlerinin içeceklerine potasyum siyanür döktü. Çocuklara zorla zehir enjekte ettirdi ve önce onlar öldürüldü. Ardından yetişkinler ve sonra yaşlılar geldi. Jonestown bir anda her yere yayılmış cesetlerle doldu. Tünelin sonundaki ışığı onlara göstermesi gereken "Baba"larının "çağrısı" üzerine toplam 900 kişi kendisini zehirlemişti. Yaşamlarına barış getirmesini bekledikleri adam onlardan yaşamlarını almıştı. O günün ilerleyen saatlerinde Jim Jones silahla kendini öldürdü.
İdoloji mağdurları için yaz kampı gibi lanse edilen bu "barış" kasabası insanlık dışılığın ve şiddetin en kötü örneğini gösteren bir katliama dönüştü. Jim Jones'un ABD'deki sivil ayaklanmalar ve cinayetlerden sonra bir ütopya yaratmaya başlaması ancak çok daha kötüsüne dönüşmesi ironik ve düşündürücüdür. Tarikat lideri Jim Jones ve onun Jonestown katliamının öyküsü böyleydi.