Herhangi bir Avustralya spor etkinliğinde (tenis, futbol, kriket veya rugby), büyük olasılıkla boks eldivenleriyle gösterilen bir kanguru göreceksiniz. 1890'larda boks kangurusu, Avustralya halkının azim ve kararlılığını temsil eden kültürel bir simge haline gelmiştir. Boks yapan kanguru, II. Dünya Savaşı sırasında Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin resmi sembolüydü ve Avustralya'da bir spor etkinliğine gitmemiş olsanız bile, bu resmi mutlaka çizgi filmlerde görmüşsünüzdür.
Avustralya'nın en ünlü memelisinin savunma davranışını boksla karşılaştırmak biraz zorlama olabilir, ancak benzerlikler çarpıcıdır. Dingo, kartal ve insan gibi tehlikeli yırtıcıların hepsi Avustralya'da bulunabilir. İster kırmızı, ister antilop, ister doğu ya da batı kangurusu olsun, herhangi bir kangurunun devasa, güçlü arka ayakları ve uzun, kaslı kuyruğu, bir yırtıcıya güçlü bir tekme atarken hayvanın tüm vücut ağırlığını taşıyabilir. Kanguruların insanlara saldırması nadir olsa da, nadiren ölümle ve ciddi yaralanmalarla sonuçlanmıştır.
Kangurular yırtıcılara karşı mücadele etmek yerine, daha çok boksa benzer bir şekilde mücadele ederler. Bir dingo ile yapılan dövüşte her iki bacak da kullanılırken, erkek kangurular çiftleşme mevsiminde ritüelleşmiş bir boks yarışmasına girerler.
İki erkek kanguru, kimin belirli bir dişiyle çiftleşeceğini belirlemek için büyük kuyruklarının üzerine oturur ve ön bacaklarındaki uzun pençeleriyle, birbirlerinin kafalarına ve karınlarına vururlar. Hatta kuyruklarını üçüncü bir bacak olarak kullanırlar ve birbirlerinin kollarını sıkıca kavrayarak ileri geri sallanırlar.