Birçok insan, hayvanlar aleminin tarihindeki en ölümcül yırtıcılar söz konusu olduğunda kılıç dişli kedilerin Tyrannosaurus rex'ten sonra ikinci sırada geldiğini düşünür. Bu kediler 1,20 metre yüksekliğe ve 400 kilogram ağırlığa ulaşabiliyordu, ancak onları diğer hayvanlardan ayıran şey köpek dişlerinin uzunluğuydu ve bu da onlara tehditkâr bir görünüm kazandırıyordu.
Peki, Buzul Çağı'nda yaşamış olan kılıç dişli kediler gerçekten de becerikli avcılar mıydı, yoksa çoğunlukla leş ve diğer artık et türleriyle beslenen zararsız devler miydi? Ve en iyi bilinen kılıç dişli kedi olan Kılıç Dişi Kaplan (Smilodon) gibi 1 buçuk metre uzunluğunda dişleri olan hayvanlar bu kadar uzun dişlerle neler yapabiliyordu?
Kılıç Dişli Kediler Hakkında Daha Fazla Bilgi
Kılıç dişli kedilerin görünüşü ve davranışları hakkındaki bu gibi spekülasyonlar, fosillerin keşfinden elde edilen verilerle kısmen desteklenmektedir. Mevcut teknolojiyi ya da bilgisayar simülasyonlarını kullanarak bir hayvanın yaşını belirleme teknikleri de bu kediler hakkında faydalı bilgiler vermektedir.
Bilim insanları artık, son 15 milyon yıl boyunca dünyada dolaşan çok sayıda farklı kılıç dişli kedi türü olduğunu anlıyor. Yaklaşık 10.000 yıl önce, Buzul Çağı'nın son buzullarının erimesiyle birlikte, tür olarak soyları tükendi.
Buz Devri film serisindeki "Diego" karakterine ilham kaynağı olan Smilodon fatalis, günümüzde belki de en çok tanınan kılıç dişli kedidir. Smilodon'un Amerika bozkırlarında dolaştığı için tehlikeli bir yırtıcının arketipini oluşturduğuna inanılır. Ancak araştırmacıların bulgularına göre, Smilodon'un çeneleri, aşırı derecede hareket eden bir avı uzun süre tutmaktan dolayı kolaylıkla zorlanabiliyordu. Örneğin aslanlar bunu 20 dakika süren ölümcül bir ısırıkla yapabilmektedir.
Eğer bir Smilodon hayatı için savaşan bir avı ısırmış olsaydı, kendisini feci bir zarar ve hatta muhtemelen kafatası veya dişlerinin kırılması tehlikesiyle karşı karşıya bırakırdı. Kılıç dişli kediye bir şans verilmiş olsaydı, bu büyük olasılıkla onun sonu olurdu.
Korkunç Yaratıklar
Öte yandan, Smilodon sevimli bir kedi yavrusu değil, korkunç bir canavardı. Çünkü kılıç dişli kedi ısırmayı pek beceremese de, bunu başka yollarla fazlasıyla telafi ediyordu.
Bu yaratıkların vücutlarında inanılmaz miktarda kas ve güç vardı, bu da onları büyük avları yakalamak ve yere indirmek için çok uygun hale getiriyordu. Bir tür kancaya dönüşen keskin pençelere sahip güçlü ön pençeleri de onlara yardımcı oluyordu.
Bu pençeler, Smilodon'un bizon büyüklüğündeki hayvanları bile güçlü pençeleriyle yakalamasını ve alt etmesini kolaylaştırıyordu. Smilodonlar devasa köpek dişlerini sadece son çare olarak silah olarak kullanırlardı. Sonrasında, kurbanları kontrol altında tutmak için öldürücü eylem avın boynuna doğru yönlendirilirdi.
Smilodon küçük avları alt etme konusunda inanılmaz bir avantaja sahipti, ancak büyük hayvanların da acımasız ve usta avcılarıydı. Bununla birlikte bir aslan, kılıç dişli kediler de dahil olmak üzere diğer tüm hayvanlardan çok daha iyi bir performans sergiler.
Smilodon'dan elde edilen bilgilerin diğer tüm kılıç dişli kedilere uygulanıp uygulanamayacağı konusu cevapsız kalmaktadır. Tüm yaşamları boyunca bir ocelot boyutuna bile ulaşamayan kılıç dişli kedi türleri vardı.
Peki neden Smilodon ve kuzenleri bugün "kılıç dişli kaplanlar" yerine "kılıç dişli kediler" olarak anılıyor? Bunun nedeni, kılıç dişli kedilerin modern kaplanlarla doğrudan bir soy paylaşmaması ve bunun yerine kedilerin farklı bir alt ailesine ait olmasıdır.
Kaynaklar:
- Magazine, S., & Katz, B. (n.d.). Were Saber-Toothed Cat Fangs Strong Enough to Puncture Bone? Smithsonian Magazine.
- Sabre-toothed cats had weak bites. (2009, September 21). National Geographic.
