Çoğunlukla Michelangelo'nun freskleriyle süslenmiş olan Sistine Şapeli (veya Sistina) Papalık meclisinin Roma'nın bir sonraki piskoposu olacak Papa'yı seçmek için toplandığı yerdir. Kardinaller Papa'yı seçtikten sonra, Şapelin geçici bacasından beyaz bir duman çıkar. Toplanma başarısız olursa, siyah duman gönderirler. Papa, şapeli boyaması için onu görevlendirdiğinde Michelangelo 33 yaşındaydı. Bazı şaheserlere imza atmıştı ancak kendisi bir heykeltıraştı ve tablosu yoktu.
Michelangelo'ya rakibinden komplo
Michelangelo 15 yaşında Medici sarayında çırak olarak çalıştı. 19 yaşında Bologna'da heykeller yaptı ve 1496'da 21 yaşındayken ilk kez Roma'yı ziyaret edip Pietà heykelini yaptı. İşi alırken yapacağı şeyin Roma'nın gördüğü en güzel mermer heykel olacağına dair cesur bir söz bile vermişti. Haklı çıktı çünkü Pietà'nın açılışında herkes dona kaldı.
Olağanüstü bedensel gücün simgesi olan bir sonraki başyapıtı "Davut"u 3 yılda tamamladı. (Heykelin, Floransa'nın Medici Hanedanı'nın elinden kurtuluşunu yansıttığını düşünen Medici destekçileri heykele taş fırlatmıştır).
Papa II. Julius, Pietà'ya hayran kaldı ve Michelangelo'yu derhal Roma'ya çağırdı. Gösterişi seven Papa ondan kendisine Roma imparatorlarına yakışır eşi görülmemiş bir mermer mezar yapmasını istedi. Michelangelo, 40'tan fazla mermer figürle süslenmiş 10 metre genişliğinde, 16 metre yüksekliğinde bir mezar taşı ve tepesinde Julius'un 3 metrelik heykelini tasarladı.
Michelangelo Carrara'ya gitti ve taş ocağını bizzat kendisi yönetti. Özenle seçtiği mermer bloklar bazı kazalarla Roma'ya ulaştı. Aynı zamanlarda II. Julius başka bir projeye girişmişti. Mezarını Aziz Petrus Kilisesi'ne yerleştirmek istemiş ancak kötü durumda olmasıyla yeni bir kilise yapımını emretmişti. Ünlü mimarlar Sangallo ve Bramante tasarım için yarıştı. Kazanımları yüksekti: Papalık desteğini almak. Kazanan Bramante'nin çizimi oldu.
Birdenbire, mezar için para harcamaktan vazgeçtiğini söyleyen Papa Michelangelo'ya parasını ödemedi ve onu büyük bir borca soktu. Öfkelenen Michelangelo asistanlarına atölyesini satmasını söyleyerek Roma'yı terk etti.
Michelangelo Papa'nın bu ani kararında Bramante'nin etkisi olduğunu düşünüyordu. Bramante, Papa'ya mezarının yaşarken yapılmasının uygun olmadığını söyleyerek Michelangelo'ya başka bir iş vermesini, yani Sistine Şapeli'nin tavanını boyamasını önermişti. Bramante kıskançtı ve Michelangelo mezarı bitirirse kendisinden çok daha ünleneceğini biliyordu.
Bramante'nin umduğu şey Michelangelo'nun görevi reddederek Papa'nın desteğini kalıcı olarak kaybetmesi veya Şapeli boyamada utanç verici şekilde başarısız olmasıydı. Michelangelo bir komplonun kurbanı olduğunu hissetti ve Bramante'nin kendisini öldüreceğinden bile korktu ki rakip sanatçılar arasında görülen bir şeydi.
Michelangelo artık Roma'ya ayak basmayacağına ant içmesine rağmen Papa Nisan 1508'de Roma'ya geri dönmesini emretti. İki yıl önce Papa II. Julius'un anıt mezarında kullanacağı 100 ton mermeri Aziz Petrus Meydanı'nda bırakarak kenti terk etmişti.
Michelangelo, Sistine Şapeli'ni boyama görevini alır
Roma, Michelangelo'nun zamanında harap haldeydi, ancak hala dünyanın başkentiydi. Roma Forumu ve Capitoline tepesi hala inek ve keçi otlaklarıydı ve Circus Maximus'ta sebze yetiştiriyorlardı. Düşmüş ve kırılmış sütunlar, kemerler ve kayıp bir uygarlığın kalıntıları her yerde yatıyordu. Bir zamanlar 11 su kemeri şehre su sağlıyordu, şimdi sadece bir tane kalmıştı. İnsanların Tiber Nehri suyunu içmek ve kullanmaktan başka seçeneği yoktu, bu yüzden evler nehir kıyısına inşa edildi. Mahalle sakinleri çöplerini ve kanalizasyonunu nehre boşalttı. Evleri sel bastı ve salgın hastalıklar yaygındı.
Papa II. Julius, Roma'nın ihtişamını yeniden canlandırmak ve onu görkemli yapılarla Papalığa layık bir yer haline getirmek istedi. Amcası Sistine, Papalık kilisesi üyelerinin 2-3 haftada bir toplanacağı bir yer olarak sarayın duvarları içine yeni bir şapel inşa ettirmişti. Sadece 21 yıl sonra, 1504'te şapelin tavanında devasa çatlaklar ortaya çıktı. Şapeldeki sorun Aziz Petrus Bazilikası'ndakiyle aynıydı. Toprak çökmüş, güney duvarı zamanla dışa doğru eğilmişti ve artık tavanın çatlayacağı düşünülüyordu. Şapeli kapatıp sağlamlaştırdılar, çatlakları tuğlalarla doldurdular ve sıvadılar.
Papa, mevcut yıldızlı gökyüzü dekorasyonundan memnun olmadığı için, Michelangelo'dan Sistine Şapeli tavanını daha ağırbaşlı, ciddi bir freskle kaplamasını istedi.
Ancak Michelangelo'nun resim konusunda çok az tecrübesi vardı. 13'ünde Ghirlandaio'nun atölyesinde ressam olarak başlamıştı ancak kısa süre sonra heykeltıraş olarak çalışmaya geçmişti. Fresk resim bilgisinden yoksundu ve halihazırda freskleri perspektifle resmedebilen ressamlar vardı.
Michelangelo eksikliğinin farkındaydı. Ancak mezar kadar onurlu bir iş değildi. Tavan freskleri genelde az bilinen sanatçılara veya yardımcılarına verilirdi.
Papayı reddetmekten korkarak Sistine Şapeli üzerinde çalışmayı kabul etti. Ücreti makuldü ama mezar için alacağından çok daha azdı. Ayrıca boya, fırçalar, kirişler, halatlar, yardımcılar ve konaklama için kendi para ödemek zorundaydı.
Sistine Şapeli'ni boyaması zorlu oldu
1100 m2 alanı boyamak, kapsamlı bir hazırlık çalışması gerektirir. Fresk boyama, tempera veya yağlı boyadan çok daha karmaşıktır. Çabuk kuruduğu için boyama süresi kısıtlıdır. Ressamlar bu yüzden çalışma planını bir gün olarak ayar ve resimde sonradan değişiklik yapılması imkansızdır. Birçok ressam aynı anda iki eliyle çalışır.
İlk olarak, orijinal fresk yıkıldı. Yığınlar halindeki molozları kaldırdılar ve sıva katmanlarını yeniden uyguladılar. İskele kurmak ayrı bir görevdi. 18 metre yüksekliğinde olup işçileri tutacak kadar sağlam olmalıydı. Baş döndürücü yükseklik başlı başına tehlikeydi. Michelangelo, şapelin yan tarafına tavanın yarısını bitirdikten sonra sökülüp yeniden inşa edilmesi gereken basit bir köprü ve kalas konstrüksiyonu tasarladı. Törenlerin devam edebilmesi için zemini boş bıraktı.
Hava durumu kritik faktördü: Hava durumuna bağlı olarak, ilk katın uygulanması ile boyama arasında birkaç ay geçmesi gerekiyordu. Ayrıca soğuk kış havasında resim yapmak imkansızdı; sıva boyayı emmediğinde soyuluyordu.
Bir sanatçıyı yapılacak işe dair renk seçimine kadar bilgilendirmek normal bir davranıştı. Ancak Michelangelo, Papa'nın seçimlerini vasat buldu ve Papa da onu kendi haline bıraktı.
Michelangelo'nun konseptinin bir kısmı, Hıristiyanlığın kökenlerini resmetmekti. İki yan duvarda Eski ve Yeni Ahit, Musa ve İsa hikayesi sahnelerini planladı. Papa ise sadece 12 havarinin resminden bahsetmişti.
Tavan'da Yaratılış'ın dokuz sahnesini tasvir etti. Freskler aynı boyutta değil, beş küçük ve dört büyüktü. Küçük olanları dört bir yandan iri, çıplak erkek figürleri ile çevreledi. Kabartma gibi görünen figürlerin arasındaki dairesel alanlara İncil sahneleri ekledi.
Michelangelo çizimine İncil'den yedi erkek peygamber ve beş kadın peygamber (sibil) ekledi. Bu peygamberler ve sibiller İsa'nın gelişini bildiriyordu. Dört köşede Eski Ahit'ten dört sahne vardır: Haman'ın ölümü, yılanların saldırısı, Yudit'in Holofernes'i öldürmesi ve Davut'un Golyat'ı öldürmesi. Pencerelerin üzerindeki yarım daire ve onun üzerinde çıkıntı yapan üçgenler İsa'nın ataları olan Eski Ahit figürleridir.
İnsanlar ustalığımı elde etmek için ne kadar çok çalıştığımı bilselerdi, o kadar da etkileyici gelmezdi."
Michelangelo
Sistine Şapeli'ni boyarken birkaç asistanla çalıştı çünkü fresk boyamak ancak gerçek bir ekip çalışması ile mümkün olabilirdi. Diğer sanatçılardan her zaman şüphe ettiğinden yardımcılarının seçimini bir çocukluk arkadaşına bıraktı.
Michelangelo, Sistine Şapeli'nin tavanını boyamaya başlamadan önce 1.000'den fazla eskiz çizimi yaptı. Boyanın damlamaması için iskelenin altına tuval gerdirilmesini emretti ancak asıl istediği şey eserini kimsenin görmemesiydi. İnsanlar "Davut" şaheserine taş fırlattığından halka artık güvenmiyordu. Boyama bitene dek şapel tavanını gizli tuttu.
Michelangelo Sistine Şapeli'ni nasıl boyadı?
Efsanenin aksine Michelangelo Sistine Şapeli'ni sırt üstü yatarak değil, arkasına yaslanıp boyun omurlarını iyice gererek çiziyordu. İlginç bir şekilde Yaratılış'ın 6., 7. ve 8. sahnelerini Papa içeri girerken ona hemen görünmeyecek şekilde çizmişti. Böylece eğer hata bir varsa Papa'nın gözüne batmayacaktı.
Sistine Şapeli'ne yaptığı ilk resim olan Tufan sahnesi deneyim eksikliğini ortaya koyar. Resim aşağıdan bakıldığında diğer açılarla aynı etkiyi vermez.
Sistine Şapeli'ni boyamasına dair diğer anlatılar arasında Michelangelo'nun yardımcılarından memnun olmaması vardır. Hepsini kovmuştur ve tavanı 20 ayda kapalı kapılar ardında tek başına bitirmiştir. Michelangelo iğrenç alışkanlıklarıyla tanınırdı. Nadiren yıkanır, yırtık pırtık çizmeler ve giysiler içinde uyur ve bütün gün ekmek çiğnerdi. Oldukça antisosyaldi ama insanlardan nefret ettiği için değil, sadece bu şekilde benzersiz sanatını üretebiliyordu.
Michelangelo Sistine Şapeli üzerinde aşırı bir saplantıyla çalıştı. Bazen yüzeye fırçanın kılı yapışırdı. Sincap ve sansar kılı yerine domuz kılı kullanarak bu sorunu çözdü. Kireç bu kılı daha zor aşındırıyordu.
Michelangelo, hem tavandaki çıplak figürler hem de giysiyle kaplı olanlar için canlı bir modelle çalışmıştır. İlginç ki bazı figürler oldukça çarpık pozisyonlardadır ve bunlar modeller için epey rahatsız olmuş olmalıdır.
Michelangelo sadece erkekleri çıplak çizdi. Bunun için Roma hamamlarını düzenli olarak ziyaret etti ve oradaki çıplak erkek figürleri gözlemledi. Sanatçıların insan vücudunu incelemelerinin bir diğer yolu ceset incelemekti. Leonardo da Vinci her sanatçının anatomi bilmesi gerektiğine inanıyordu. Bazı sanatçılar mezarlığa gidip cesetleri çıkarırdı.
Michelangelo Sistine Şapeli'ni boyarken midesi iyi değildi ve düzgün yemek yiyemiyor veya içemiyordu. Michelangelo şapelin tavanını boyamakla ilgili ağır fiziksel çabasından şöyle bahsetti:
"Sakalım göğe dönüyor; ensem aşağı düşüyor
Omurgamda sabitlendi: gözle görülür şekilde göğüs kemiğim
Bir arp gibi büyür: zengin bir nakış
Yüzümü fırça damlalarıyla ıslatıyor, kalın ve ince."
Tavana çizdiği 343 figürün hepsi asil ve güzel değildir. Figürlerin birçoğu, özellikle fresk kenarındakiler, belirgin şekilde çirkindir.
Michelangelo Sistine Şapeli tavanı üzerinde dört yıl dört hafta çalıştıktan sonra çizimini 1512 Ekim'inde bitirdi.
Dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler, insan bedenini daha önce hiç görülmemiş biçimde bir araya getiren bu adamın çizimini görmek için şapele akın etti. Papa, çizimi yeni renkler ve altınla zenginleştirmek için birkaç son dokunuş önerdi. Ancak Michelangelo birkaç fırça darbesi için iskeleyi yeniden kurmakta isteksizdi. Papa'ya bu insanların zaten yoksul olduğunu ve altın takıları olmadığını söyleyerek teklifi reddetti. Papa onu haklı buldu.
Sistine Şapeli ressamların hac yeri haline geldi. Ancak herkes fresklere hayran kalmadı. Bazı daha dar görüşlü Papalar bir Hristiyan kilisesinden çok hamama benzediğini söyleyerek alanda ayin yapmayı reddedip bir gün tüm her şeyi yıkmakla tehdit etti.
Michelangelo, 24 yıl sonra 1536'da Kıyamet Günü'nü (veya Son Yargı) çizmek için Sistine Şapeli'ne son bir kez daha dönmüştür. Daha sonra Aziz Petrus Kilisesi'nin baş mimarı olarak atandı ve 1564'te 88 yaşında öldü.
Michelangelo başta Sistine Şapeli kadar karmaşık ve görkemli bir şeyi başarma becerisinden yoksundu ve başarısız olmak için sayısız nedeni vardı. Ancak işi reddedemezdi çünkü Papa'nın desteğini kaybetmek, sanat kariyerinin sonu anlamına gelebilirdi. Görevi kabul ederek önemli bir risk aldı. Başarısızlık ona ciddi maddi ve manevi zararlar verebilirdi.
Michelangelo, papaların elinde bir kuklaydı ve onu yoksulluğa itmekten hiç çekinmiyorlardı. Belirli becerilerden yoksundu, bu yüzden daha deneyimli olan insanlara danıştı. Michelangelo'nun tutkusu ve hevesi ve kendi sınırlarını zorlama isteği imkansızı başarmasını ve insanlığın en beğenilen başyapıtlarından birini yaratmasını sağlayarak kariyerinde muazzam bir adım attı.