Dominika bayrağına yakından bakın (Dominik Cumhuriyeti ile karıştırılmamalıdır). Bayrağın mor tüylü bir papağanı olduğunu fark edeceksiniz. Bayrak, dünyada mor renge sahip iki bayraktan biridir. Diğeri, görmek için büyüteç gerektiren mor çizgiye sahip bir gökkuşağı içeren Nikaragua bayrağıdır.
Neden bayraklarında mor olan sadece iki ülke var ve mor pek tercih edilmiyor? Mor, geçmişte soyluluğun simgesiydi, yani onu daha fazla bayrakta görmeyi bekleyebiliriz. Peki, mor renk neden tarihte az kullanıldı? Mor rengin nasıl üretildiğine bakarsak, bayraklarda neden az olduğunu anlayabiliriz. Mor rengin tarihi bize nadirliğini açıklıyor.
Mor boyanın kökenlerini öğrenmek için Tunç Çağı boyunca Akdeniz dünyasına doğru zamanda yolculuk yapalım.
Mor Rengi Keşfetmek
Morun en erken kullanımının izini, Fenike şehri Tire'deki Tunç Çağı'na kadar takip edebiliyoruz. Bu boya bu yüzden Tyrian moru veya Tire moru olarak biliniyordu. Fenikeliler günümüz Levant bölgesinde (İsrail, Suriye ve Lübnan) yaşıyorlardı. Tunç Çağı'nda Fenikeliler Akdeniz ticaret yollarına hükmederek deniz süper gücüne dönüştüler. MÖ 15. yüzyılda girişimci Fenikeliler bir deniz salyangozu türü olan Murex salyangozlarını yeni bir renk yapmak için kullanabileceğini keşfettiler. Salgıladığı mukustan mor renk boyası yapmayı bulmuşlardı.
Kanıtlar aslında Minosluların mor boyanın imalatından Fenikelilerden çok önce haberdar olduklarını ortaya koyar. Ancak Fenikeliler geniş çaplı mor boya ticaretine öncülük etti. Fenikeliler yeni keşifleri mor boyayı komşu uygarlıklarla ticaret etmeye istekli olup üretimini sır gibi sakladı. Fenikeliler üretim sürecini gizli tutmakta çok başarılıydı ancak bugün moru nasıl yaptıklarını biliyoruz.
Bu Murex deniz salyangozlarının tehlikeye karşı doğal tepkisi mor renk yapmak için kullanılan bir mukus boşaltmasıydı. Salyangoz kendini korumak için tehdit altında olduğunda sıvı salgılıyor.
Salyangozları dürtmek mukus salgılamalarına neden olurken mor boyayı çıkarmanın bir başka işlemi de salyangozu ezmekti. Aristoteles, Hayvanların Tarihi kitabında deniz salyangozlarından mor renk çıkarma tekniğini açıklar. Yine romalı bir filozof ve tarihçi olan Yaşlı Pliny, Doğa Tarihi adlı çalışmasında salyangozlardan morun çıkarılmasını ayrıntılı olarak anlatır.
Mor Boya Üretmenin Zorluğu
Pliny'ye göre, önce salyangozun damarı kesilir ve mumsu bir madde alınırdı. Daha sonra salyangozun sıvısına tuz eklenirdi. Boyacılar tuz ve sıvı karışımını üç gün boyunca beklettiler. Üç gün marine edildikten sonra karışım teneke kaplarda açık ateşte kaynatılmaya hazır hale geldi.
Karışım kaynamaya başladığında üste bir sıvı çıkar. Bu sıvı mor boyaydı. Boya huni kullanılarak sıyrılır ve yavaşça çıkarılır. Boyacılar karışımı birkaç gün kaynatır ve Pliny'ye göre onuncu günden sonra karışım sıvılaşır ve hayvanın eti de erir. Yüksek kaliteli bir mor elde etmek için sıvılaştırılmış karışımın yağı alınırdı.
Tüm bu mor üretim sürecinin açıklamasından da anlaşılacağı gibi mor rengi üretmek kolay değildi. Zaman alıcıydı ve üretilen boya miktarı da azdı. Muhtemelen Fenikelilerin de dediği gibi mor üretimi bir salyangoz kadar yavaştı.
Tunuslu bir kadın son zamanlarda Pliny tarafından açıklanan prosedürü kullanarak mor rengi yapmaya çalışmıştır. 1 gram mor yapmak için 55 kilo deniz salyangozu kullandı. Moru çıkarmak sadece zaman alıcı değil, aynı zamanda kötü kokuluydu. On gün boyunca devasa fıçılarda kaynayan salyangozların kokusu korkunçtu.
Yani antik zamanlarda insanların mor yapmak için ne kadar uğraştığını hayal edebilirsiniz. Rengin nadir olması onu pahalı, lüks bir ürün haline getirdi. Lüks mallar zenginler arasında talep görüyordu. Soylular, giysilerini renklendirmek için mor boyayı kullandılar, bu da onları insanların kalanından farklı kıldı. Peki mor neden soylular arasında bu kadar rağbet görüyordu?
Tiran Moru: Asaletin Rengi
Nadirliği dışında mor, diğer renklerin aksine solmaz. Üstelik kullanımla daha da parlak hale gelir. Mor giysiler kullanımla renk değiştirmediğinden aristokratlar boya için yüksek ücret ödedi. Mor, Greko-Romen dünyasında seçkinler arasında popüler renk oldu. 4. yüzyılda yaşayan Yunan tarihçi Theopompus'a göre mor boyaların değeri ağırlığınca gümüşe denkti.
Daha çok Bizans İmparatorluğu olarak bilinen Doğu Roma İmparatorluğu, Orta Çağ boyunca mor üretiminin önde gelen isimlerinden biriydi. Dini şiir yazmaları hazırlarken altın harflerle mor kullanıldı. Normanlar 1204'te Konstantinopolis'i yağmalayınca mor eski ihtişamının bir kısmını kaybetti. Ancak renk İtalyan Rönesans döneminde yeniden öne çıktı ve daha sonra Avrupa ülkeleri onu krallık rengi olarak seçti.
Asil bir renk olmasına rağmen, soylular bayraklarında mor boya kullanmayı tercih etmedi. Çünkü üretimi pahalıydı. Bayrakların ve sancakların seri üretilmesi gerekiyordu ve yeterli mor boya yoktu. Soylular moru kendi güzel elbiselerimizde kullanmak varken neden bayrağa koyalım dediler.
William Perkins, 1856'da mor boyanın seri üretimi için bir yöntem icat ettiğinde çoğu ulus-devletin temel sembolleri ve renkleri çoktan şekillenmişti. Örneğin, İngiltere bayrağı veya Cenova Bayrağı mor boyanın kıt olduğu Orta Çağ'dan geliyor.
Ayrıca mor aristokrasinin rengiydi, halk kendini onunla ilişkilendiremezdi. Bu yüzden toplumdaki egemen sınıflar herkesin özdeşleşebileceği semboller seçtiler. Böylece mor, halk arasında asla popülerlik kazanmadı. Bu nedenle bayraklarda da kullanılmadığı görülüyor. Mor rengin hikayesi işte böyledir.