Bilim insanları kemik kanseri için yeni bir potansiyel tedavi yöntemi ortaya koydu. Zehirli bir metal içeren biyoaktif bir cam, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserin %99'una kadarını öldürebildi ve hatta sonrasında sağlıklı kemiğin yeniden büyümesine yardımcı olabildi.
Osteosarkom en yaygın kemik kanseri türüdür ve tedavi normalde tümörü çıkarmak için ameliyatı ve ardından kalan kanser hücrelerini öldürmek için kemoterapi veya radyasyon tedavisini içerir. Buna rağmen, genellikle aynı bölgede tekrarlar ve tekrarladığında prognoz genellikle acımasızdır.
Şimdi, Aston Üniversitesi'ndeki bilim insanları osteosarkom tedavisinde yeni bir yöntem ortaya koydular. Biyoaktif cam adı verilen ve metallerle karıştırılmış cam nanopartiküllerinden oluşan bu malzeme, güçlü, antibakteriyel diş dolgularında ve kemik implantlarında umut vaat ediyor.
Bu kez söz konusu metal, hücreler için toksik olan galyumdu. Bunu kemiklerinize koymak kulağa kötü bir fikir gibi gelebilir, ancak galyum iyonlarının kanserde aşırı derecede yüksek olan belirli bir reseptör aracılığıyla hücrelere girdiği bilinmektedir. Bu da "açgözlü" kanser hücrelerinin, sağlıklı kemik hücreleri ona ulaşamadan önce onu yalayıp yuttuğu anlamına geliyor.
Laboratuvar testlerinde ekip, osteosarkom hücrelerinin yanı sıra sağlıklı kemik hücrelerini de kültüre aldı ve bunları galyum biyoaktif cam ile muamele etti. Cam, %5 galyum oksit konsantrasyonunda, 10 gün sonra sağlıklı kemiğe zarar vermeden osteosarkom hücrelerinin %99'unu öldürmeyi başardı.
Bu biyoaktif camlar kemiğin yenilenmesinde de umut vaat ediyor. Simüle edilmiş vücut sıvısı içinde inkübe edildiğinde, bir hafta sonra yeni kemik oluşumu görülmeye başladı.
Çalışmanın başyazarı Profesör Richard Martin, "Camları gözlemlediğimizde, biyoaktif cam partiküllerinin yüzeyinde kemik büyümesini gösteren bir amorf kalsiyum fosfat / hidroksi apatit tabakasının oluştuğunu görebildik" dedi.
Ne yazık ki bu aşamada, kanser hücrelerini öldürmek için gereken konsantrasyonlarda galyum oksit eklenmesinin sağlıklı kemik hücrelerinin yenilenmesini de engellediği görülüyor, ancak bu, hayvan modelleri kullanılarak yapılacak daha ileri çalışmalarla üstesinden gelinebilecek bir zorluk.
Çalışmanın eş yazarı Dr. Lucas Souza, "Bu biyomalzemelerin güvenliği ve etkinliğinin daha fazla test edilmesi gerekecek, ancak ilk sonuçlar gerçekten umut verici" dedi. "Bir sonraki adım olarak çalışmalarımız artık iki cepheye ayrılıyor: (1) bu malzemenin kemik metastatik hücreleri üzerindeki anti-kanser özelliklerini test etmek ve (2) kemik kanseri uygulaması için minimal invaziv enjekte edilebilir bir macun geliştirmek."
Araştırma Biomedical Materials dergisinde yayımlandı.