Çin Şi Huang kilden yapılmış 8.000 askeri ile MÖ 210'da gömüldü ve bugün onlara Toprak Askerler diyoruz. Batı Çin'deki Xi'an yakınlarındaki devasa mezar kompleksinde bulunan bu pişmiş toprak ordu gerçek tunç silahlara sahipti: Bunlar, yüzlerce yıllık savaşları sonlandıran ve Çin'i tek yönetimde birleştiren Çin Şi Huang'ın gerçek ordusunun taşıdığı aynı on binlerce kılıç, balta, kargı ve yaylı tüfekti. Bilim adamları için bilmece olan şeyse bu kadar çok silahın nasıl bu kadar ustaca, böylesine tek tip ve bu kadar hızlı üretilebilmesidir. Çin Şi Huang sadece 11 yıl hüküm sürdü ve bu yüzden anıt mezarın inşasının ölümünden çok önce başladığı düşünülüyor. Alanda 8.000 askerin yanı sıra 130 at arabası ve 670 at bulunuyor. Tüm yapı 700.000 işçi tarafından 40 yılda inşa edildi. 8.000 askerden hiçbiri birbirine benzemez. Her bir piyade, okçu, general ve süvarinin yüz ifadesi, kıyafetleri ve saç stilleri farklıdır. Askerler şimdi renksiz görünse de aslında her biri rengarenk boyanmıştı.
Toprak Askerler (Terrakotta Ordusu)
40.000 tunç temreni (ok başı) kapsayan çalışmalar bunların bir çeşit montaj hattı üzerinde parçalar halinde değil, özerk atölyeler tarafından bütün halinde üretildiğini göstermiştir. Bugün endüstride kullanılan tam zamanlı üretim yöntemine benzer bir yaklaşım yaklaşık 2.200 yıl önce uygulanmıştı. İlk varsayımlar çeşitli parçaların bir araya getirildiği bir seri üretim hattı olduğu yönündeyken, çalışmalar üretimin çok daha küçük birimler halinde çok yönlü şekilde yapıldığını gösteriyor.
Bilim adamları bu sonuca silahların metalurjik analizi ve bulundukları yerin istatistiksel analizi ile ulaştı. Önce, bir nesnenin kesin kimyasal içeriğini belirlemeye yarayan taşınabilir X-ışını floresan spektrometresi ile 680 konumda bulunan 37.348 temreni incelediler.
Bu cilalı temrenler göze aynı görünse de X-ışını flüoresansı, her birinin kimyasal yapısı birbirinden farklı bakır-kalay alaşımından oluştuklarını ortaya çıkarmıştır. Yani her grup kendi benzersiz bakır, kalay ve kurşun karışımına sahipti. Mezar genelinde farklı üretim grupları bulundu ve tüm bunlar birden fazla atölyenin aynı anda faaliyet gösterdiğini kanıtladı.
Toprak Askerler'in yer aldığı bölgede ilk kez kazı yapan Çinli arkeologların 1970'lerde ve 1980'lerde oluşturduğu ayrıntılı kayıtlara dayanarak bugün her bir eser ve savaşçı dijital bir harita üzerinde konumlandırılmıştır. Sonuç olarak aydınlatıcı bir resim ortaya çıkmıştır: Toprak Askerler'in her bir kuburu (ok kılıfı) tek bir atölyede üretilmiş ve monte edilmiş gibi görünüyor.
Şaşırtıcı bir keşif
Temrenler muhtemelen gruplar halinde üretildi, keten ile bambu şaftlara bağlandı, tüyle tamamlandı, deri ve kenevirden oluşan 100 okluk kubur biçimine getirildi ve yaylı okla donatılmış pişmiş topraktan okçulara yerleştirildi. Yayların organik malzemesi zaman içinde yok olmuş ancak 220 tunç yaylı tüfek tetiği bulunmuştur.
Toprak Askerler'in ok kılıflarının çeşitli yerlerde üretilmiş ve daha sonra bir araya getirilmiş olduğu düşünülürken bulgular aksini gösterir. Zira bu düşünceye göre bir arada bulunan ok uçlarının farklı kimyasal ize sahip olması gerekirdi. Ancak hepsi tek bir kaynağa işaret eder.
Arkeologlar, mezar teçhizatlarını üreten ekiplerin zanaatkar gruplarından oluştuğuna inanır. Her grup, işini usta bir zanaatkarın gözetiminde ve kalite kontrolünü denetleyen bir ustabaşı eşliğinde yürüttü. Savaşçıların sırtında en az 87 ustabaşının mührü belirlenmiştir.
Demir kelepçeli işçi iskeletleri
Toprak Askerler'in heykelleri tamamen silahlarla donatılmış bir çukurdadır çünkü mezarın içinde o kadar sık şekilde dururlar ki etraflarında manevra yapacak alan yoktur. Silah üreticilerinin heykel atölyeleri ile koordine olması şarttı ve aksi halde tüm iş akışı dururdu. Çin kültürüne uygun şekilde hatalar şüphesiz sert şekilde cezalandırılmıştır.
Arkeologların mezarın inşasına dair yararlandığı ana tarihsel kayıt MÖ 1. yüzyıla ait. İmparator Çin Şi'nin bu türbe kompleksini inşa etmek için 700.000 kişiyi çalıştırdığı hesap edildi. Köleler, sözleşmeli hizmetliler, savaş esirleri, ustabaşları, ustalar, zanaatkârlar – hepsi acımasız çalışma koşullarına sahip katı hiyerarşik sistemde yer aldı. Alanda ortaya çıkarılan demir kelepçeli iskeletler bu yaklaşımı destekler.
Toprak Askerler için çalışan silah üreticilerinin statüsü yüksekti ancak bazılarının da benzer kaderi paylaşmış olması muhtemeldir. Zira bu çok güçlü Çin silahı yapma becerisine sahip insanların daha sonra bunları komşu devlete üretmesi riske edilmezdi.
Toprak Askerler mezarı için üretilen silahlar Çin ordusunun nasıl silah sağladığını ve savaş alanında nasıl ezici başarılar elde ettiğini açıklıyor. Çin savaş alanında silah onarabiliyor ve yenilerini üretebiliyordu. Yayıldığınız topraklar bu kadar büyük olunca ve ülkenizden 300 kilometre ötede daha fazla arbalet kilidine, tetiğe veya temrene ihtiyacınız olduğunda fazla seçeneğiniz yoktur.
Her şeye rağmen tüm sistem ve toplum acımasız otokrat bir yönetimin elindeydi. Toprak Askerler denilen bu anıt mezar, insan gücü ve katıksız kaynak yatırımı yoluyla inşa edilmiş son derece gösterişli, merkezi bir kişiliğin kutlaması olan bir yapıydı. Amaç, bu anıt mezara baktığınızda "vay be, imparator ne kadar güçlüydü" demenizdir. Ancak burada asıl şaşılması gereken belki Toprak Askerler'i mümkün kılan yüz binlerce isimsiz işçi olabilir.