Charles Darwin hakkında uzun bir yazı okuyacaksınız. Ünlü bilim insanlarının sıralandığı bir liste, "Doğal Seçilim" adını verdiği mekanizma vasıtasıyla evrim teorisini açıklayan Charles Darwin olmadan eksik kalır. Ancak Darwin "bilim insanı" kelimesini nadiren kullanır, kendisi içinse hiç kullanmazdı. Jeoloji sahasında kaydettiği büyük ilerlemelerle ünlüydü ama kendisi için nadiren jeolog demişti; bitki fizyolojisi anlayışımızda büyük payı vardır ama botanikçi olmadığını söylerdi. Aslında Darwin kendisini kelimenin geniş anlamıyla doğa bilimcisi olarak görürdü. Bilimini niteleyen ve başarısının altında yatan, disiplinler arasındaki sınırları aşarak geniş bir alanı sorgulamasıdır.
Charles Darwin Kimdir?
Charles Darwin'in bilimsel eğitiminin arkasında pek çok unsur vardı; babası tıp doktoruydu, babası tarafından ünlü mucit ve felsefeci Erasmus Darwin'in, annesi tarafından Wedgwood Pottery'in kurucusu, teknolog I. Josiah Wedgwood'un torunuydu. Shropshire'da büyürken o ve ağabeyi kimyaya merak sardılar, kendilerince bir laboratuvar kurmak için yeterli parayı ve yeri bulup buluşturdular. Burası Darwin'in tek laboratuvarıydı; bilime evde başladı ve dikkate değer bir şekilde evde sürdürdü.
Ailenin küçük oğlu Charles Darwin'in bir mesleğe ihtiyacı vardı. Saygıdeğer seçenekler azdı. En bariz seçenek babası gibi doktor olmaktı, bu nedenle bir süre Edinburgh'ta tıp eğitimi aldı. Fakat mezun olmadan okulu bırakarak 1828 yılında kilisede çalışmak amacıyla –onun sosyal sınıfında insanlar için yaygın bir kariyerdi– genel bir lisans diploması eğitimi almak üzere Cambridge'e gitti. Edinburgh'ta Charles doğa tarihine ciddi bir ilgi göstermişti: Anatomi derslerini sevmemiş ve es geçmiş olmasına rağmen zoolog Robert Grant ile kumsalda saatler geçirdikten sonra bilinen ilk bilimsel çalışmasını yazmıştı; deniz yosunu benzeri deniz canlısı Flustra üzerine bir makaleydi.
Cambridge'de, popüler ve uyumlu bir öğrenci olan Darwin eğlendi, konserlere ve partilere gitti. Ama aynı zamanda coşkulu bir böcek koleksiyoncusuydu ve her ikisi de bilimsel eğitiminde önemli rol oynayan iki ileri gelen akademisyenin sosyal çevrelerine katıldı; Jeoloji profesörü Adam Sedgwick ile mineraloji ve botanik profesörü John Henslow.
Charles Darwin ve Saygınlık Kazanma Süreci
Sedgwick ile yaptığı mezuniyet sonrası saha gezisinden eve dönen Darwin, Henslow'un Güney Amerika'ya gidecek donanma ölçümleme gezisinde yer almasını teklif eden mektubunu buldu. Serbest doğa bilimci ve kaptan Robert FitzRoy'a eşlikçi olarak imparatorluk gemisi Beagle'a katılacaktı. Sosyal konumu ve sakin mizacı kadar, yeni filizlenen bilimsel yeteneği için de önerilmişti. Henslow onun için "Henüz tam bir doğa bilimcisi değil" demişti.
Beagle gemisi 27 Aralık 1831'de yola çıktı. Darwin daha sonra, iki yıllık planlanan ve beş yıla uzatılan bu dünya etrafındaki yolculuğundan bahsederken insanın hayatını değiştiren bir deneyim olduğunu söyledi ki öyleydi de. Yola çıktığında uzun dönem planları olmayan deneyimsiz yirmi iki yaşında bir acemi çaylaktı, döndüğünde bilimsel kurumların takdir edilen üyesiydi.
Charles Darwin ve Yer Kabuğu Teorisi
Yolculuk boyunca Darwin pratik bilimsel beceriler kazandı; gözlem, derleme, koruma, titiz kayıt tutma, sınıflandırma, mikroskop kullanımı. Bitki, kuş, böcek, fosil ve her türlü deniz canlısı numunelerini sandık ve fıçılar içinde gemilere yükleyip İngiltere'ye gönderdi. Bu koleksiyonlar önemliydi ama eşsiz değildi; Güney Amerika'da başka koleksiyonlar da vardı. Darwin şakayla "ülkede marangozlardan, ayakkabıcılardan ve diğer herhangi bir dürüst işle uğraşanlardan daha fazla doğabilimci var" demişti. Darwin'i diğerlerinden ayıran coğrafi alanda ve kronolojik alanda yaptığı geniş ölçekli karşılaştırmalarda topladıklarının bağlamının bilincinde olmasıydı.
Andlarda at sırtında yüzlerce km yolculuk yaparak arazide neredeyse hayal edilemez değişiklerin kanıtını gördü. Bir zamanlar suya batarak fosilleşmiş ağaçlar artık dağların en yüksek geçitlerinde duruyordu. Bir depremin ardından gemiyle yola devam ettiğinde FitzRoy kendisine kara ve denizin yavaş ama sürekli göreli yükseklik değişiminin kanıtını gösterdi.
Charles Lyell'ın bugünkü yeryüzünün tek bir büyük bir felaketle değil ama bilinen nedenlerin binlerce yıl boyunca yavaş yavaş işleyişinin sonucu olduğunu ileri sürdüğü yeni yayımlanmış teorisi Darwin'in gözlemledikleriyle tamamen uyuşuyordu. Kıta boyunca yaptığı gözlemleri birbirine ekleyerek baştan savma yapıştırılmış kağıt parçalar üzerinden uzun jeolojik kesit yüzeyleri birleştirdi ve yer kabuğunun altındaki eriyik çekirdeğe yaslı yükselen ve alçalan dev bloklardan bahseden iddialı bir yer kabuğu teorisi öne sürdü.
Charles Darwin'den Yeni Hipotezler
Charles Darwin "her çeşit olguyu körlemesine bir araya getirdiğini" ve sonra bunlardan genel sonuçlar çıkarttığını söylemesine rağmen yöntemi gerçekte çok daha karmaşık ve ustalıklıdır. Özellikle basılı savlarını desteklemek için bir araya getirilmiş olan "büyük miktarda bulgu", çalışmasının temeliydi ama asla erken bir aşamada iddialı bir hipotez kurmaktan ve sonra bu hipotezi sınayacak karşıt veriler aramaktan korkmuyordu. Darwin'in onlarca yıl sonra yayımladığı tür teorisinin filizlerini de içeren şaşırtıcı derecede çok sayıdaki fikri Ekim 1936'da İngiltere'ye döndükten sonra tutmaya başladığı defterlerden öne sürülmüştü. İngiltere'ye döndüğünde, jeoloji üzerine mektuplarının kitapçığını dağıtan Henslow sayesinde bilimsel çevrelerde şöhret kazanmıştı. Artık bilim dünyasının önde gelenleri tarafından kutlanıyor, kendisine pek çok yazı ve araştırma imkanı sunuluyordu.
Çökme ve yükselme hipotezini sunan Charles Darwin jeolojide hararetle tartışılan iki soruya çözüm önermişti. Biri çarpıcı bir başarı kazandı ve diğeri kendi sözleriyle "uzun süreli devasa bir pot" oldu. Bir deniz aracında bulunduğundan, Darwin okyanus mercan resiflerinin yarattığı tehlikenin farkındaydı. Mercan poliplerinin altmış metreden daha derin sularda yaşamadığı göz önünde alındığında, mevcudiyetleri açıklanamıyordu; Lyell yakın zaman önce su altı volkanlarının konilerinde (ağızlarında) büyümeleri gerektiğini savunmuştu.
Ancak Darwin büyük ölçekli çökelme teorisine dayanarak, mercanların önce adaların çevresindeki sığ sularda oluştuklarını ve sonra nesiller içinde adaların kademe kademe çöküşünün hızına yetiştiklerini ileri sürdü. Bu zarif çözüm Darwin'in ciddi bilim insanları arasında yer almasını garantiledi, İngiltere'ye döndüğünde, Mart 1883'de Jeoloji Derneği'ne sekreter seçildi ve üniversite kariyeri ihtimalini kısa süre kafasında evirip çevirdi.
Charles Darwin ve Bebek Biyografisi
Artık Darwin dikkatini İskoçya'nın dağlık arazisindeki Glen Roy'da "paralel yollar" denilen Great Glen vadi sisteminin çevresinde uzanan çarpıcı taraçalar dizisine çevirmişti. Jeologlar, bir zamanlar insan yapımı olduğu zannedilen vadilerin daha önce içlerinde göller barındırdığını, alçalıp yükselen suların bu yolları oyduğu savını ileri sürüyordu. Ama bunun ima ettiği büyük baraj dizisine dair hiçbir iz yoktu. Darwin, kara kütlesi yükselirken boşalan deniz suyunun bundan sorumlu olduğunu önerdi. Ancak bununla ilgili sorunlar da vardı, özellikle de deniz canlılarına ait fosiller yoktu. Basıldıktan kısa bir süre sonra, Louis Agassiz Darwin'in teorisine, bu büyük barajların buzul çağındaki buzlardan meydana geldiği savıyla karşı çıktı. Bu durum Darwin'e kamuya açıkladıklarında daha sakınımlı olması hususunda bir ders oldu.
Glen Roy'a yaptığı saha gezisinden kısa bir süre sonra Darwin Ocak 1839'da Kraliyet Cemiyeti'ne üye seçildi. Beş gün sonra kuzeni Emma Wedgwood ile evlendi ve kısa zaman içerisinde ilk çocukları dünyaya geldi. Her zaman gözlemci olan Darwin, aynı yılın Aralık ayında doğan oğlu William'ın bebekliğindeki davranışlarını her yönüyle kaydetti. William üzerine notlarını ilk kez The Expression of the Emotions in Man and Animals (İnsan ve Hayvanda Duyguların İfadesi) isimli kitabında ve daha sonra 1877'de kurulan psikoloji yayını Mind'da yayınlanan "Bir bebeğin biyografik taslağı" adlı makalesinde kullandı.
Charles Darwin ve Evrimciliğin Evrimleşmesi
1842'de Charles Darwin ve ailesi kent yakınlarındaki Downe köyüne taşındılar. Londra'ya profesyonel ve şahsi bağlarını sürdürebilecek kadar yakın, ama teklifsiz misafirleri caydıracak kadar uzak olması son derece iyi hesap edilmişti. Hayatının geri kalanı boyunca burası evi ve iş yeri oldu. Eşi ve çocukları ihtiyaç duyduğu sevgi dolu ve istikrarlı hayatı sağladılar. Artık Darwin Beagle yolculuğunu anlattığı çok satan kitabıyla kendini ispatlamış popüler bir yazardı. Ayrıca kronik hastalığı vardı. Yine de hem şahsi hem mesleki açıdan çok önemli bir arkadaş edindi.
Kew'deki Kraliyet Botanik Bahçesi'nin yöneticisi olacak genç botanikçi ve kaşif Joseph Hooker, Darwin'in Beagle bitki numunelerini tanımlamak için atanmıştı. Yazışmaya başladılar ve takip eden kırk sene boyunca Hooker, Darwin'in fikirlerinin denektaşı oldu. Ayrıca artık yerleşik hayata geçmiş Darwin'e dünyadaki bitki, hayvan ve insanlara dair bilgi sağlayan amatör ve profesyonel bilim insanları bizzat Hooker yoluyla bağ kuruyordu. Buna kaşifler, diplomatlar ve sömürge topraklarına yerleşenler de dahildi. Hooker, Darwin'in 1830'lardan beri geliştirdiği ve organik hayatın çeşitliliğini açıklayan ve tüm canlıların tek bir ortak atadan geldiğini ifade eden teoriyi paylaştığı birkaç insandan biri olacaktı.
Yeni Meslek: Ekolojist
Charles Darwin, Beagle ile yolculuğu esnasında farklı türlerle varyantları ayırt etmenin zorluğunun, pek çok soyu tükenmiş fosille mevcut canlılar arasındaki şaşırtıcı benzerliğin ve pek çok organizmanın yaşadıkları çevreye kesin uyumlarının giderek daha fazla farkına varmıştı. Türlerin zaman içerisinde değişebileceği fikri anlaşmazlık konusuydu, ama yeni değildi; Fransız biyolog Jean-Baptiste Lamarck bir nesil tarafından edinilen faydalı özelliklerin sonraki nesillere geçirilebileceğini öne sürmüştü. William Paley gibi yazarlar bu uyumun doğadaki ilahi tasarımın kanıtı olduğunu açıklıyordu.
Darwin dünyanın çevresindeki yolculuğu esnasında, açıkça akraba olan organizmaların bile muazzam doğal çeşitliliği ile karşılaştı; İngiltere'ye dönünce köpek ve güvercin yetiştiricilerini araştırdı, doğal olarak meydana gelen çeşitliliğin yönlendirilmesi ile sadece birkaç nesil içerisinde üretilebilen evcil hayvanların özelliklerindeki çarpıcı değişimi gözledi. Thomas Malthus'un nüfusun kaynaklar için rekabet ile sınırlanıncaya kadar büyüme eğilimi gösterdiği Essay on the Principle of Population (Popülasyon İlkeleri Üzerine Bir Deneme) adlı çalışması Darwin'e yeni teorisinin taslağını oluşturmak için gereksinim duyduğu parçayı da verdi.
İster hayvan, bitki, ister kuş ya da insan olsun, bir bireyin döl verebilecek kadar hayatta kalmasına yardım eden herhangi bir özelliğin sonraki nesillere oransızca aktarılacağını ileri sürüyordu. "Doğal seçilimin" bu ilkesi -ister kamuflaj için renklenme, ister savaşma ya da kaçma becerisi, ister diğerlerinin ulaşamadığı besin kaynaklarına ulaşma becerisi olsun, tüm fiziksel özellikler için geçerliydi.
Charles Darwin bu mekanizma ile Galapagos'taki farklı adalardan topladığı kuş türleri, özellikle ispinozlar gibi (bunu netleştiren John Gould'un sonraki çalışması oldu), tüm popülasyonların yerel koşullara eksiksiz biçimde uyum sağlayabileceğini fark etti. Yeterli zaman verildiğinde, bu tür organizmaların yavruları çeşitlenebilir, farklı çevresel nişler işgal ederek yeni türlere evrilebilirdi. 1876'ya kadar İngilizce'de ekoloji kelimesi mevcut değilse de, Darwin pek çok açıdan hali hazırda bir ekolojistti.
Malezya'dan Gelen Kuşlar
Jeolojide nasılsa biyolojide de öyle oldu; küresel teorisinin ana hatlarını toparlayınca, Darwin'in tüm araştırma programı onunla şekillendi. Canlı ve fosil kaya midyeleri üzerine sürdürdüğü ve sonunda 1851 yılında basılan sekiz yıllık taksonomi çalışması bile eğer teorisinin ışığında bakılırsa bir uyum incelemesidir. Darwin kaya midyeleri üzerine çalışırken bir yandan da asla yayımlanmayacak Doğal Seçilim adını verdiği büyük bir kitap üzerine çalışıyor ve doğa tarihinin her alanında, en çok da giderek büyüyen yazışmalar ağı vasıtasıyla veri topluyordu.
Bunlardan biri doğa bilimcisi ve ticari kolektör Alfred Russel Wallace idi, 1856'ın sonlarında Darwin'e Malezya'dan kuş numuneleri gönderiyordu. İkisi de benzer fikirleri paylaştıklarını biliyordu. Darwin tür sorusu üzerine bir kitap yayımlamayı planladığını Wallace'a söyledi; büyük kitabın bazı bölümleri dışında, daha önceden biri 1842 biri 1844'te yazılmış neredeyse tüm teoriyi açıklayan müsveddeleri vardı. 1858 yılında Wallace türlerin değişiminde Darwin'inkine eş bir mekanizma ileri süren metni Darwin'e göndererek, Darwin'in teorisinin basımını hızlandırdı.
Basımda önceliğini kaybedeceğinden korkan, ama çocuklarından ikisinin ciddi hastalığıyla dikkati dağılmış Darwin, talep ettiği gibi Wallace'ın metnini Charles Lyell'e gönderdi. Lyell ve Hooker, Wallace'ın metniyle Darwin'in çalakalem yazdığı metnin Linnean Derneği'nin toplantısında okunmasını ayarladı. Henüz küçük bir bebek olan oğlunun ölümüyle yıkılan Darwin orada değildi. Makaleleri neredeyse fark edilmedi ama Darwin peşini bırakmadı. Hızla ilk metni büyük kitabından malzemelerle genişletti ve bir yıldan az sürede On The Origin of Species by Means of Natural Selection (Türlerin Kökeni) isimli kitabını tamamladı. Wallace'ın tersine Darwin'in kitabında ciddiye alınmasını sağlayacak sosyal konumu, bilimsel itibarı ve bilgi derinliği vardı. Charles Darwin'in hayatı ile ilgili en büyük atılım bu kitap oldu.
Yaratıcı Deneyler
Charles Darwin'in kariyeri Türlerin Kökeni'nin basılmasıyla hiçbir anlamda sona ermedi. Kronik hastalık ataklarından muzdaripse de, sadece elli yaşındaydı ve kitaplarının çoğu henüz yayınlanmamıştı. Halen kalıtımın nasıl işlediğine dair bir teorisi yoktu. Gregor Mendel şimdi genetik dediğimiz teorisini 1860'larda geliştirdi. Fakat çalışması Darwin'in ölümüne kadar anlaşılmadı ve Darwin, Mendel'in çalışmalarını hiç duymadı.
Türlerin Kökeni'nden on yıl sonra kapsamlı iki ciltlik The Variation of Animals and Plants under Domestication (Evcilleştirilmiş Hayvan ve Bitkilerde Varyasyonlar) isimli çalışmasını yayımladı, Darwin'in "pangenesis" adını verdiği varsayımsal kalıtım mekanizmasını tanımlamasıyla sonuçlanıyordu: beden sıvılarında dolaşan ve ebeveynden çocuklara geçebilen parçacıkların yani gemüllerin, belli organların gelişimi için katalizör görevi gördüğünü ileri sürüyordu. Ancak çok az kişi ikna olmuştu, kuzeni Francis Galton'un kan nakli ile ilgili deneyleri de destekleyici kanıt üretmedi.
Sonraki iki kitabı olan The Descent of Man, and Selection in Relation to Sex (İnsanın Türeyişi ve Cinsel Seçimi) ile The Expression of the Emotions in Man and Animals (İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi) estetik duyarlılık, vicdan ve hatta dinsel hisler gibi sadece insana ait gözüken boyutların, hayvanlar aleminin geri kalanındaki evrimsel sürekliliğin bir parçası olduğunu göstermek için hazırlanmıştı. Doğal seçilim mekanizması cinsel seçilim ile tamamlanmıştı -organizmaların sadece döl verecek kadar uzun yaşaması değil, eş cezbedecek özelliklere sahip olması gerekir ve bu özellikler de oransızca sonraki nesillere geçer.
Ancak Darwin'in zamanının çoğunu ayırdığı baş uğraşı insanlar değil ve hatta hayvanlar bile değil, bitkilerdi. İnsanları primatların belirgin bir varyantı olarak görüyordu ancak hayvanlar ve bitkiler arasında kesin sınırlar yoktu. Bahçesinde ve Down'daki limonluğunda melez çaprazlamayı, böylece de daha fazla çeşitliliği temin eden uyumları inceleyen yaratıcı deneyler yaptı. Hayvan benzeri davranışlar gösteren -sarmaşıklar, böcek yiyen bitkiler gibi hareket eden ya da dış uyaranlara hassas olan- bitkileri inceledi.
Türlerin Kökeni Üzerine: Doğal Evrim Teorisi
Doğal evrim en basit bileşenlerine ayrılabilir: varyasyon ve türleşme. Bu çeşitlilik nedeniyle çocuklar her zaman ebeveynlerine benzemezler. Bazı farklılıklar olabilir. Doğal seçilim kavramı, doğal çevrenin, içinde bulundukları koşullara daha az adapte olan organizmaları aralarından elediği süreci ifade eder.
Bir tür içinde çeşitlilik yoluyla uyum sağlayabilen ve gelişebilen bireyler kendi yavrularına sahip olmaya devam eder. Ebeveynlerinin hayatta kalmasına yardımcı olan özelliklerin daha fazlası bir sonraki nesle aktarılır, ancak bunlar bile değişebilir. Bir alana daha fazla insan girdiğinde, aralarındaki rekabet artar.
Charles Darwin türden türe evrimin mümkün olduğunu kanıtlamamıştır. Zira kültür, bu fikrin yayılmasını büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Darwin'in çalışması vahşi doğadaki evrimin ardındaki itici gücü açıklıyordu. Doğal seçilim sürecinde yalnızca en avantajlı varyantların varlığını sürdürmesine izin verilmiştir.
Acımasızlığına rağmen, doğal seçilim geçmişe bakıldığında belirgin ve hatta mükemmel olarak görülebilir. Doğal seçilim süreci, iyi dengelenmiş bir matematik denklemi gibi estetik açıdan hoştur. Darwin'in kendi sözleriyle, Türlerin Kökeni Üzerine'nin son bölümünden:
Yaşamın, çeşitli güçleriyle birlikte, Yaratıcı tarafından başlangıçta birkaç forma ya da tek bir forma üflendiğine dair bu görüşte bir ihtişam vardır: ve bu gezegen sabit yerçekimi yasasına göre dönüp dururken, bu kadar basit bir başlangıçtan en güzel ve en harika sonsuz formlar evrimleşmiştir ve evrimleşmektedir.
Türlerin Kökeni Üzerine'de sunulan fikirler tıp ve çevre bilimi gibi çok çeşitli alanlarda kullanıldığından, kitap insanların yaşamları ve içinde bulundukları dünya üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmaya devam etmektedir. Charles Darwin'i doğal seçilim hakkında yazmaya iten motivasyonlar, doğal seçilimin kendisi için geçerli olan motivasyonlarla aynıdır. Bir organizmanın hayatta kalma şansı, doğru muhakeme yeteneği de dahil olmak üzere, bulunduğu ortamda ona avantaj sağlayacak özelliklere sahip olmasıyla artar.
Charles Darwin'in Son Kitabı
Hayatının sonraki yıllarında çalışma yöntemlerinin amatör gözüken doğası için eleştirilse de, Darwin yetenekli bir deneyciydi ve hiçbir şekilde bilimdeki gelişmelerden kopmuş değildi. Onun için deneyler yapan botanikçi oğlu Francis sayesinde Almanya'da kurulan üniversite laboratuvarlarıyla da temas halindeydi ve dünyanın bir ucundan gelen tohumların başka bir yerde yetiştirilmesinde habitatın düzenlenmesinin önemini irdelemişti. Bilimsel anketlerin kullanılmasına öncülük etti ve kamu hayatındaki bilimi etkileyen konularda meclise sunulan dilekçeler imzaladı.
Charles Darwin'in 1881'de basılan son kitabı The Formation of Vegetable Mold Through the Action of Worms (Toprak Kurtlarının Faaliyetleri ile Humusun Oluşumu) ona özgü şekilde, onlarca yıl önce başladığı inceleme çizgisine bir geri dönüştü ve çocuklarıyla evlerinde gerçekleştirdikleri deneylerin sonucuydu. Ayrıca daha geniş çevre içerisinde görünüşte önemsiz canlıların önemini ve doğanın tam döngüsünü gösteren ilk çalışmaydı. Darwin bu kitabının önceki kitaplarının hepsinden fazla satıldığını gördü ve bir sonraki yıl Charles Darwin yaşama veda etti. Devrimci bilimsel fikirleri ve şöhreti sebebiyle Londra'da Westminster Abbey'de görkemli bir cenaze töreni ile gömüldü.
Charles Darwin'in Sözleri
- "Bir saat zaman kaybetmeye cesaret eden bir adam hayatın değerini keşfetmemiştir."
- "Hayatımı tekrar yaşayacak olsaydım, en azından haftada bir kez şiir okuma ve müzik dinleme kuralı yapardım."
- "Cehalet, bilgiden daha fazla güven verir: bu ya da o problemin asla bilimle çözülemeyeceğini söyleyenler çok bilenler değil, az bilenlerdir."
- "Yoksulların sefaleti doğanın yasalarından değil, kurumlarımızdan kaynaklanıyorsa, günahımız büyüktür."
- "Tüm canlılara duyulan sevgi insanın en asil niteliğidir."
- "İçimizde olduklarını fark ettiğimizde yatağımızın altındaki canavarları aramayı bıraktık."
- "Diğer insanları körü körüne izleme eğiliminde değilim."
- "Ahlaki kültürde mümkün olan en yüksek aşama düşüncelerimizi kontrol etmemiz gerektiğini fark ettiğimiz zamandır."
- "Bir Amerikan maymunu, brendi içtikten sonra ona bir daha asla dokunmaz ve bu yüzden çoğu erkekten daha akıllıdır."
- "Kızarma, tüm ifadelerin en özel ve en insancılıdır."
- "Bu ciltte verilen görüşlerin birinin dini görüşlerini şok etmesi için iyi bir neden göremiyorum."
- "Yavaş yavaş Hristiyanlığa ilahi bir vahiy olarak inanmamaya başladım."
- "Bir kimsenin Hristiyanlığın doğru olmasını dilemesini gerçekten anlayamıyorum; öyleyse, metnin düz diline göre inanmayan insanlar, buna babam, erkek kardeşim ve neredeyse tüm arkadaşlarım dahil, sonsuza dek cezalandırılacak. Ve bu lanetli bir doktrindir. "
Charles Darwin Hakkında Sık Sorulan Sorular
Charles Darwin'ü ünlü yapan nedir?
Charles Darwin'in doğal seçilim yoluyla evrim teorisi, modern evrim teorisinin üzerine inşa edildiği temeldir. Teori, Darwin'in 1859 yılında yayınlanan Türlerin Kökeni Üzerine adlı ufuk açıcı eserinde ana hatlarıyla açıklanmıştır. Viktorya dönemi İngiltere'si (ve dünyanın geri kalanı) evrimi yönlendiren mekanizma olarak doğal seçilimi benimsemekte yavaş davransa da, Darwin'in yaşamının sonuna gelindiğinde evrim kavramının kendisi yaygın bir ilgi görmeye başlamıştır.
Charles Darwin'in anladığı şekliyle evrim nedir?
Charles Darwin'in evrim teorisinin üç ana bileşeni vardı: çeşitliliğin bir türün üyeleri arasında rastgele meydana geldiği; bir bireyin özelliklerinin yavruları tarafından miras alınabileceği ve var olma mücadelesinin yalnızca uygun özelliklere sahip olanların hayatta kalmasına izin vereceği. Fikirlerinin çoğu modern bilim tarafından doğrulanmış olsa da, Darwin her şeyi doğru yapamadı: Jean-Baptiste Lamarck'ın modası geçmiş evrim teorisinin izleri Darwin'in kendi teorisinde kaldı. Ayrıca, Gregor Mendel'in bezelyelerle yaptığı çalışmanın yeniden keşfedilmesine kadar açıklığa kavuşmayan özelliklerin nasıl kalıtıldığını da doğru bir şekilde belirleyemedi.
Charles Darwin'in eğitimi nasıldı?
Charles Darwin büyürken her zaman fen bilimlerine ilgi duydu. Babası onu 1825 yılında tıp eğitimi alması için Edinburgh Üniversitesi'ne gönderdi. Orada, Fransız evrimci Jean-Baptiste Lamarck'ın eski bir öğrencisi olan Robert Edmond Grant'ınkiler de dahil olmak üzere dönemin muhalif fikirlerinin çoğuna maruz kaldı. 1828'de Cambridge'deki Christ's College'a geçti ve burada akıl hocaları çoğunlukla ilahi tasarım fikrini destekledi. Bir botanik profesörü ona HMS Beagle gemisiyle yapılacak bir yolculuğa katılmasını önerdi; bu yolculuk ona doğal seçilim yoluyla evrim teorisi için büyük ölçüde kanıt sağlayacaktı.
Charles Darwin'in aile hayatı nasıldı?
Charles Darwin 1809 yılında İngiltere'de varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası bir doktordu ve o henüz 8 yaşındayken ölen annesi 18. yüzyılda yaşamış başarılı bir sanayicinin kızıydı. Darwin, ailesinde natüralizme yönelen ilk kişi değildi: babasının babası Erasmus Darwin, türlerin evrimi üzerine kendi teorilerini geliştirmiş bir doktor, mucit ve şairdi. Darwin daha sonra anne tarafından kuzeni Emma Wedgwood ile evlendi. Birlikte 10 çocukları oldu ve bunlardan 3'ü genç yaşta öldü.
Charles Darwin'in çalışmalarının toplumsal etkileri neler olmuştur?
Charles Darwin'in teorileri bilimsel düşünceyi büyük ölçüde etkiledi. Ancak fikirleri siyaset, ekonomi ve edebiyat alanlarını da etkiledi. Darwin'in fikirlerinin sosyal Darwinizm ve öjenik gibi teorileri desteklemek için kullanılması, biyolojik determinizmi sosyal olarak uygun olmadığı düşünülen insanların ortadan kaldırılmasını savunmak için kullanması daha sinsi bir yöntemdi. Darwin'in kendisi bir kölelik karşıtı olmasına rağmen, çalışmalarından esinlenen sosyal Darwinist fikirler son 150 yılın en ırkçı ve sınıfçı sosyal programlarından bazılarına katkıda bulunmuştur.