Yunan mitolojisinde Perseus, canavar öldüren kahramanın en önemli örneğidir. Ayrıca Zeus'un oğullarından biri olması nedeniyle de bir kahraman olduğu açıktır, Mit, Pelopones şehri Argos'ta başlar. Bu antik şehri Yunanistan'a Mısır'dan gelen Danaus kurmuştur, dolayısıyla Argos halkına Danaanlar denir. Argos'u, ana rahmindeyken bile ikiz kardeşi Proteus ile kavga eden Acrisius yönetmekteydi. Kavgaları yetişkinliğe kadar, ta ki Proteus, kardeşinin hem krallığını hem de kızı Danae'yi almaya kalkışana kadar sürüp gitti.
Perseus'un Miti Nedir?
İkizler arasında savaş çıktı ve Acrisius kazandı. Proteus, Tirnys yakınlarının yönetimiyle yetinmek zorunda kaldı. Kahinin biri Acrisius'a Danae'nin, bir gün onu öldürecek olan bir oğlan doğuracağını söyleyince kral, kahinler tarafından uyarılanların her zaman etkilendikleri bir yanılsamanın kurbanı oldu; kurnazlığıyla kaderi alt etmeye çalıştı. Kızının bir oğlu olmasını engellemek için onu zindana kapattı.
Bu, elbette, şehvet düşkünü Zeus'un altın yağmuru halinde zindan duvarlarından geçip, Danae'nin içine girmesine mani olmaya yetmedi. Bu mucizevi hareketin sonucu Perseus'un ana rahmine düşmesiydi, bu da onu en başından itibaren gerçek bir kahraman yapmıştır. Acrisius, torununun Zeus'tan olduğuna inanmayı reddetti, zaten her halükarda, muhtemel katilini sarayında tutacak değildi. Yine de öz kızını ve torununu öldürürse tanrıların gazabına uğrayacağından korktuğu için anne ile çocuğu bir sandığa kilitleyip, denize bıraktı. Sandık, Serifos adasında kıyıya vurdu.
Orada balıkçı Dictys onu kurtarıp, Perseus'u yetiştirmesi için kardeşi Kral Polydektes'e verdi. Sonradan Polydektes, Danae ile evlenmeye kalkınca kral ile Perseus birbirlerine düşman oldular. Polydektes, başka bir kadınla evlenmek istermiş gibi yapıp, düğün hediyesi istediğinde Perseus, ona canavar Medusa'nın başını getirmeyi vaat etti.
Perseus ile Medusa Miti
Medusa, Hesiodos'un Tanrıları Doğuşu adlı eserinde ele alınan antik tanrılar ailesinin soyundandı. İlk Toprak Ana olan Gaia, büyükannesiydi. Babası "Denizin Yaşlı Adamı" Phorkys, annesi, deniz canavarı Keto idi. Onların tek çocuğu Medusa değildi fakat Gorgon üçlünün yegâne ölümlü üyesiydi. Diğer kardeşler, başka bir üçlü olan Graiae (Griler ya da Gri Cadılar) ile içlerinde Odysseus'un kör ettiği Kiklop Polyphemos'un annesi Thoosa'nın da bulunduğu birkaç canavardı. Graiae, yani Griler, kır saçla doğmuşlardı; kaba dalgalı denizdeki köpüklü dalgaların kişileştirilmiş halleriydiler. Gorgonlar (gorgos = korkutucu), kemerlerine saldırgan yılanlar asılı dehşet verici yaratıklar. Gorgon kız kardeşlerden Medusa, en ünlüsü ve en korkulanıydı. Homeros, kafasının "bir korku ve dehşet unsuru" olduğunu söylemiştir. Ona bakan biri taş kesilirdi.
Medusa, birçok yönden, şartların kurbanıydı. İlk başta Athena'nın güzel rahibelerinden biriydi fakat Poseidon tarafından tecavüze uğramış ve tecavüz kurbanlarının çoğunlukla başına geldiği gibi, bu hareketin sorumlusu olarak suçlanmış ve bu da Athena'yı ebediyen düşmanı haline getirmişti. Athena, güzel kızı, saçlarının yerinde yılanlar olan dehşet figürü bir canavara çevirdi. Athena, Perseus'un üvey kız kardeşi (babaları Zeus'tu) olduğu ve kendi özel sebepleriyle Medusa'dan nefret ettiği için Perseus'a macerasında yardım etmeye karar verdi. Athena, Perseus'u, Medusa'ya doğrudan bakmaması, aksi takdirde taş kesileceği konusunda uyardı. Ona, doğrudan Medusa'ya bakmadan yansımasını görmek için kullanabileceği cilalı bir kalkan verdi. Hermes de yardım etti; üvey kardeşi Perseus'a (Perseus'un da, Hermes'in de babaları Zeus'tu) Medusa'nın kafasını kesmesi için bir orak verdi.
Tanrısal kardeşleri Perseus'a ayrıca, Medusa'nın ölümcül başını koymak için kibisis denen bir sırt çantasına, görünmez olmasını sağlaması için amcaları Hades'in miğferine ve Medusa'yı öldürdükten sonra Gorgonlardan kaçabilmek için kanatlı sandaletlere ihtiyacı olduğunu söylediler. Bu teçhizatın bekçisi Akşam Perileriydi fakat bu perilerin nerede yaşadıklarını sadece gizemli Griler biliyordu. Griler, gecenin kenarındaki batı dünyasının sınırlarında yaşıyorlardı. Tek bir gözle tek bir dişi, gerektikçe birbirlerine aktararak aralarında paylaşıyorlardı.
Perseus, Grilerin evine gitti ve böyle bir aktarım esnasında tek gözle tek dişi kaptı. Griler doğal olarak çıldırdılar. Perseus, ona perilerin yerini tarif ederlerse gözle dişi geri vereceğine dair Griler'e söz verdi. Griler, Kuzey rüzgârının kenarındaki Hyperborea'ya (Yunan Mitolojisinde kuzeyde kuzey rüzgârının ötesinde yaşayan ve Apollon kültlerinin kaynağı oldukları söylenen efsanevi ulusun ülkesine) gitmesini söylediler. Orada periler, kahramanın istediği şeyleri memnuniyetle verdiler ve Perseus, okyanusun dibine, aslında korkunç Gorgonların yaşadığı Yeraltı Dünvası'na indi.
Kanatlı sandaletler, kibisis ve Hades'in miğferiyle donanmış olan Perseus, kız kardeşlere yaklaştığında onları uyurken buldu. Apollodorus, "başlarının etrafını ejderhaların sardığını ve yaban domuzları gibi koca dişleri olduğunu ama aynı zamanda altın kanatlara sahip olduklarını" anlatır. Kardeşlerin etrafını, Medusa'nın bakışlarının taşa çevirdiği adamların bedenleri sarmıştı.
Bu, tam bir cehennemdi. Perseus, Medusa'ya, Athena'nın kalkanını ayna olarak kullanıp, ona direkt bakmamaya özen göstererek yaklaştı. O zaman, Athena'nın yönlendirdiği eliyle Hermes'in verdiği orağı kullanıp, korkunç başı bir vuruşta kesti. Medusa'nın Poseidon ile ilişkisinden olan çocukları kanatlı at Pegasus ile savaşçı Chrysaor, Gorgon'un kafasından dışarı fırladılar. Pegasus, kahraman Bellerophon'un bir diğer canavar Chimera'yı yenmesinde önemli bir rol oynayacaktı. Chrysaor, Herakles (Herkül) mitinde rolü olan Geryoneus olarak bilinen üç başlı canavarın babası olacaktı.
Medusa'yı Öldürdükten Sonra Perseus'a Ne Oldu?
Perseus, Medusa'nın başını kibisis'in içine koyup, artık uyanmış ve onun peşine düşmüş olan kız kardeşlerden, ona gerekli hızı ve görünmezliği sağlayan kanatlı sandaletleri ve Hades'in miğferi sayesinde kaçtı. Uçan kahraman, bir uçurumun kenarına bağlanmış genç bir kadın gördüğünde Kral Kepheus ile Kraliçe Kassiope'nin ülkesinin üzerinden geçiyordu. Genç kıza doğru uçtu ve ona anında âşık oldu. Kız, Kepheus ile Kassiope'nın kızı Andromeda idi.
Kassiope, Nereidler olarak bilinen deniz perilerinden daha güzel olduğunu iddia ettiğinde bu küstahlığından dolayı, yıkıcı bir sel felaketi ya da kızının kurban edilmesi arasında bir seçim yapmasını gerektiren bir cezaya çarptırılmıştı. O, kızının kurban edilmesini seçti ve kız, deniz canavarının onu yemesi için bir uçuruma zincirlendi. Bununla birlikte Perseus, canavarı öldürdü ve onunla evlenmesi karşılığında Andromeda'yı kurtardı. Kepheus'un maiyetindekiler anlaşmayı bozmaya çalıştıklarında Perseus, Medusa'nın başını onların göreceği şekilde yukarı kaldırdı ve hepsi taşa dönüştü.
Perseus, Andromeda ile birlikte Serifos'a yolculuk yaparak kralın sarayına gidip, vaat edilen hediyeyi getirdiğini ilan etti. Kral ile maiyetindekiler onu aşağıladıklarında yine Medusa'nın başını kaldırarak onları taşa çevirdi. Bu taşlardan oluşan çember hâlâ Serifos'ta bulunmaktadır. O zaman Perseus, Medusa'nın başını Athena'ya götürdü, o da bunu kalkanına taktı. Perseus da karısı ve annesiyle Argos'a gitti. Orada, birtakım oyunlar esnasında Perseus'un attığı diski rüzgârın saptırıp, büyükbabası Acrisius'a çarpmasına neden olması sonucunda kâhinin ilk baştaki kehaneti gerçekleşti. Tanrıların kâhinleri yalan söylemez.
Kaynaklar: