Bir müzede sergilenmekte olan bir dinozor iskeleti ile karşılaşan insanlar sıkça karşılarında gördükleri şeyin gerçek mi olduğunu sorar. Müzeler gerçek fosil iskeletlerin yanı sıra, bazen son derece hassas şekilde doğrudan fosilden kapılanan dökümler de sergiliyor. Müzeler ziyaretçilerine mümkün olduğunca gerçek olanı göstermeye çalışsa da dinozor fosillerine ek olarak dökümlerin de sergilenmesinin bazı nedenleri var.
Fosilleri ve Dökümleri Anlamak
Fosiller on binlerce – yüz milyonlarca – yılda oluşur. Ancak fosillerin oluşması için gerekli koşullardan ötürü son derece nadir bulunurlar. Bir hayvanın vücudunu önce çamur veya kum gibi tortular kaplar ve yumuşak dokular çürüyerek geride sert dokuyu (diş ve kemikleri) bırakır. Tortu zamanla kemiği kaplayan bir kayaya dönüşerek onu yıpratır. Dahası, çevredeki yeraltı suyu ve tortudan gelen mineraller çok yavaş bir şekilde kemikteki mineralin yerini alır (fosiller bu yüzden çeşitli renklerde oluyor: Topraktaki minerallerin rengini alırlar). Bir fosil, ayak izi veya yaprak gibi korunmuş bir şekil de olabilir.
Müzelerdeki kopya dökümler, gerçek fosil kemiklerin hassas kalıpları kullanılarak yapılıyor ve çoğu müzede görebileceğiniz en doğru ve yaygın 3 boyutlu fosil çoğaltma biçimlerinden biridir. Diğer yöntemler arasında yine çok güvenilir olan CT taraması, yüzey taraması ve fotogrametriden yapılan 3D baskılar var. Bir iskelette eksik bir kemik varsa bazen o şekil bir heykel gibi yontulur. Doğrudan fosil kemiğinden gelmediği için o kadar doğru sayılmaz. Ancak mevcut kemiklerin incelenmesine veya aynı ya da ilgili türlere ait diğer örneklerden alınan kemiklerin referansına ve fotoğrafına dayanır.
Bazı durumlarda bilim adamları belirli bir türe ait bir kemiği hiç bulamaz. Tamamen bozulmamış bir dinozor iskeleti çıkarmak çok nadirdir. Çöpçü bakteriler, çürüyen nesneleri bozuyor ve fosilleşme sonrası görülen erozyon kemiğin bir kısmını veya çoğunu yok ediyor.
En Eksiksiz T. rex Fosil İskeleti
SUE isimli T. rex veya tiranozor (kapak görselinde) son derece nadir bir örnektir ve bilim için çok değerlidir. SUE, bir T. rex'teki yaklaşık 380 toplam kemiğin 250'si ile bugüne kadar keşfedilen en eksiksiz Tyrannosaurus rex iskeleti. Türünün tek örneği olan bu iskelet, kemik hacmi bakımından yüzde 90 oranında eksiksizdir – yani eksik kemiklerin çoğu aslında küçük parçalardır.
Dolayısıyla SUE bir Tyrannosaurus rex'i incelemek için sahip olduğumuz en eksiksiz veri kümesini sunuyor. Bir dinozorun yalnızca fosil kemiklerinden alınabilecek birçok bilgi var. Tıpkı T. rex'in nasıl büyüdüğü, yaşı ve ömrü, hastalıkları ve yaralanmaları ve o küçük kollarını nasıl hareket ettirdiği ve kullandığı gibi.
SUE bugün ABD'deki Field Doğal Tarih Müzesi'nde sergileniyor. Eksik parçaları tamamlanarak iskeleti tam boy monte edilmiş durumda. ABD dışında düzinelerce ülkedeki müzelerde de sergilendi. Dünyanın dört bir yanındaki insanlar SUE fosilini gördükçe T. rex gibi bir dinozorun boyutunu ve ölçeğini daha iyi anlama fırsatı buluyor.