1800'lerin ünlü "Altına Hücum" çağı sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanmadı. Bu akın Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Arjantin, Şili ve Güney Afrika gibi ülkeleri de kapsadı. 19. yüzyılın hızlı sosyal ve politik değişimi içinde – yalnızca sanayileşme değil – her şeyi geride bırakıp bir hayalin peşinden gitmek insanlara son derece cazip geliyordu. 1845'te İrlanda'yı kasıp kavuran kıtlık ilerleyen yıllarda nüfusun yarısının göçmesine veya ölmesine neden olacaktı. Bunlar olurken Avrupa'da halk devrimleri şiddetlendi. Yetkililerin gaddarlığı birçok insanı sürgüne zorladı. Britanya İmparatorluğu ve Kuzey Amerika'da köleler özgürleşiyor ve Çin'de nüfusun büyük kısmı Afyon Savaşları dahil çeşitli çatışmalar ile yerinden oluyordu. Altına Hücum böyle bir çağda gerçekleşti.
Amerika'da Altına Hücum Başlarken
Altına Hücum'un tarihi Kaliforniya'da, Sacramento Vadisi'nde başladı. 1848'de vadide doğal altın külçelerin keşfedilmesi haberiyle binlerce muhtemel altın madencisi karadan ve denizden bölgeye akın etti. 1848'de bölgede yerli olmayan kişi sayısı 1000'ken 1849'da 100.000 oldu. 1852'de zirveye ulaşan Altına Hücum döneminde toplam 2 milyar $ değerinde altın çıkarıldı.
Sutter's Mill'de altın keşfediliyor
24 Ocak 1848'de New Jersey'li bir marangoz James Wilson Marshall, Kaliforniya yakınlarında Sierra Nevada Dağları'nın dibindeki Amerikan Nehri'nde altın parçacıkları buldu. O sırada Almanya doğumlu bir İsviçre vatandaşı ve Nueva Helvetia "Yeni İsviçre" kolonisinin (zamanla Sacramento kenti olacak) kurucusu John Sutter'a bıçkıevi inşa eden Marshall, tarihi keşfini sonradan şöyle aktarıyor: "Kalbim küt küt attı, çünkü altın olduğundan emindim."
Biliyor musunuz? Sadece Kaliforniya'da madenciler Altına Hücum sırasında 350.000 kg'dan fazla altın çıkarmıştır.
Marshall'ın Sutter's Mill'de altını keşfetmesinden günler sonra Meksika-Amerika Savaşı'nı sona erdiren ve Kaliforniya'yı ABD'ye bırakan Guadalupe Hidalgo Antlaşması imzalandı. O zamanlar bölgenin nüfusu şöyleydi: 6.500 Kaliforniyalı (İspanyol veya Meksika kökenli insanlar), 700 yabancı (öncelikle Amerikalılar) ve 150.000 Yerli Amerikalı (İspanyol yerleşimciler 1769'da geldiğinde iki kat fazlalardı). Sutter yüzlerce Yerli Amerikalıyı köleleştirmiş ve toprağı savunmaları ve imparatorluğunu genişletmeleri için onları ücretsiz işçi ve milis olarak kullanmıştı.
"Yeni İsviçre"'yi kurmayı planladığı 200.000 dönüm toprağı, göçmen durağı haline gelen Sutter'ın işçileri onu Altına Hücum için terk edince toprakları ve ekipmanları madenci akınıyla yağmalandı. Borç içine girdi ve araziyi oğluna devretmek zorunda kaldı. Oğlu bu topraklara "Sacramento" kasabasını kurunca ve kasabaya kendi adının verilmediğini gören babasını öfkelendirdi. Sutter'ın hayatı borcu nedeniyle yasal mücadeleyle geçti ve asla Altına Hücum'dan zengin olamadı.
Çevre ülkelerden Altına Hücum'a olan katılım
Marshall ve Sutter altın keşiflerini gizli tutmaya çalıştılar ama haberler yayıldı ve Mart'ta bir gazete Sutter Mill'de büyük miktarda altın bulunduğunu bildirdi. San Francisco halkı önce haberlere inanmadı ancak Sam Brannan isimli bir iş yeri sahibinin Sutter's Creek'ten gelmiş bir şişe altını kasabada dolaştırarak sergilemesiyle insanlar çılgına döndü. Haziran ortasına dek San Francisco'daki erkeklerin yaklaşık %80'i kenti terk etmişti ve bölgedeki madenci sayısı Ağustos'a dek 4.000'e ulaştı.
Haber ABD'nin Doğu Sahili'ne ulaştığında basın haberlere şüpheci yaklaştı. Ancak ABD başkanı James K. Polk'un altın bulunduğu raporunu doğrulamasıyla Aralık 1848'den itibaren büyük bir insan dalgası daha Kaliforniya altınına hücum etti.
Kazanılan servetin haberleri yayıldıkça Kaliforniya altınına hücum eden yabancılar arasında Sandviç Adaları'ndan (şimdiki Hawaii), Meksika, Şili, Peru ve hatta Çin'den tekneyle gelenler vardı. 1852'de 25.000 Çinli geldi. Mevcut altın azaldıkça kavgalar arttı ve göçmen karşıtı görüş yükseldi. Kaliforniya hükümeti yurttaş olmayanlara aylık 20 $ vergi getirdi (bugünle 500 $). Yasa sonradan kaldırıldı ancak 1852'de bu kez doğrudan Çinlilere 2 $ (80 $) vergi getirildi. Yabancılara yönelik şiddet ve taciz yaygınlaştı. Yine de en büyük acıyı Yerli Amerikalılar çekti. Altına Hücum'dan önce nüfusları 300.000 olan Yerli Amerikalılar 20 yılda 100.000'den fazla kayıp vermişti. Çoğu hastalık ve madencilik kazasıyla ölürken 4000'i doğrudan öldürüldü.
Altın hayalleriyle borç alanlar, mülklerini ipotek edenler
1849 boyunca tüm Amerika Birleşik Devletleri'nden insanlar (çoğunlukla erkekler) Kaliforniya'ya zorlu bir yolculuk yapmak üzere borç aldılar, mülklerini ipotek ettiler veya hayat birikimlerini harcadılar. Hiç düşünü kurmadıkları türden bir servetin peşinde ailelerini ve yurtlarını terk ettiler. Bunun üzerine geride kalan kadınlar çiftlikleri veya işletmeleri çalıştırmak ve çocuklarına tek başına bakmak gibi yeni sorumluluklar üstlendi. "49'lular" (49'ers) olarak bilinen binlerce altın madencisi dağları veya denizi geçerek Panama'ya ve hatta Güney Amerika'nın en güney noktası olan Horn Burnu'na yelken açtı.
1950'ye girerken Kaliforniya'daki yerli olmayan nüfus 100.000'di (1848'in sonunda 20.000 ve Mart 1848'de 800'ken). 49'luların ihtiyaçlarını karşılamak için içinde altın madencileri için dükkan, salon, genelev ve diğer işletmeler olan altın madenciliği kasabaları bölgenin her yerine kuruldu. Maden kampları ve kasabalardaki aşırı kalabalığın yarattığı kaosla haydutluk, kumar, fuhuş ve şiddet arttı ve bölge her zamankinden kanunsuz hale geldi.
Bununla birlikte San Francisco ekonomisi hareketlenmiş ve kent merkez metropol olmuştur. Altına Hücum, San Francisco'nun ABD'nin 31. eyaleti olmasını hızlandırdı ve 1850'de Kaliforniya'nın eyalet olarak ABD'ye katılmasına izin verilirken Utah ve New Mexico bölgeleri karar vermekte serbest kaldı.
Altına Hücum'un sonrası
1850'den sonra da bölgeye madenciler gelmeye devam etti ancak Kaliforniya'daki yüzey altını büyük ölçüde bitmişti. Madencilik her zaman zor ve tehlikeli bir işti ve beceri ve sıkı çalışma kadar iyi şans gerektiriyordu.
Madencilik 1850'ler boyunca sürdü. Zirveye ulaştığı 1852'de yaklaşık 81 milyon $ değerinde altın çıkarıldı. O yıldan sonra çıkan altın miktarı kademeli olarak azaldı ve 1857 yılına dek yılda 45 milyon dolara indi. Bununla birlikte Kaliforniya'ya yerleşimler devam etti ve on yılın sonunda eyaletin nüfusu 380.000 oldu.
Altına Hücum'un çevresel etkisi
Kaliforniya'daki Altına Hücum ile eş zamanlı baş gösteren yeni madencilik yöntemleri ve nüfus patlaması Kaliforniya'yı kökten değiştirdi. 1853'te icat edilen hidrolik madencilik muazzam kazançlar getirdi ancak bölgenin doğasını büyük oranda yok etti: Yazın maden sahalarına su sağlamak için tasarlanan barajlar, tarım arazilerine ulaşan ırmakların rotasını bozdu, diğer ırmaklar ise madenlerden gelen tortularla tıkandı. Madenlerde geniş kanal ve kazan inşa etme ihtiyacı tomruk endüstrisini başlattı ve doğal kaynaklar daha da zarar gördü.
Dünyada Altına Hücum
19. yüzyılın ortalarına dek Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu için uluslar arasında yolculuk etmek hayal edilebilir bir şey değildi ancak o tarihlerde binlerce kişi kendilerini yol üstünde buldu. Dünya haberleri her zamankinden daha fazla insana yayılıyor, paylaşılıyor ve tüketiliyordu. Böyle bir ortamda geniş altın kaynaklarının bulunduğu haberi bazı genç erkekleri derhal kazma satın almaya ve dünyanın bir ucundaki yaban topraklara giderek zengin olmak için ne yapması gerekiyorsa yapmaya ikna etmeye yeterliydi.
Sonuç, Çinli balıkçılardan İngiltere'deki Kernevek madencilerine dek olağanüstü farklı geçmişlerden gelen insanların uzak bölgelerdeki ilkel yerleşim yerlerinde omuz omuza kazma vurmasıydı.
Altına Hücum, hem erkeklerin geride bıraktığı toplumlarda (savaş dışında görülmemiş düzeyde) hem de seyahat ettikleri yerlerde büyük etkiye sahip oldu. Örneğin, Amerika Nehri'nde altının keşfedilmesi ABD'nin doğrudan gördüğü en büyük insan göçüne yol açtı. Bu göçmen madenciler fikirler, yenilikler ve kültürel etkilerden yeni hastalıklara dek birçok şeyi beraberinde getirdiler. Kampların ve gelişmemiş kasabaların çevresinde en çok fuhuş, içki ve kumar etrafında gelişen bir tedarik endüstrisi oluştu ve yerel nüfusu derinden ve genellikle olumsuz etkiledi.
Bazı yerleşim yerleri kısa sürede popülasyon patlaması yaşayıp birkaç yıl sonra hayalet kasabalara dönüşürken, diğer yerler altına hücumdan sonra muazzam metropollere dönüştü. Tıpkı ABD'de San Francisco, Güney Afrika'da Johannesburg ve Kanada'da Melbourne kentleri gibi. Hepsi som altından temeller üzerinde yükselmiştir.
Kaynakça:
- https://calisphere.org/exhibitions/14/environmental-impact-in-the-gold-rush-era/
- https://www.nationalgeographic.org/article/after-gold-rush/