17 Haziran 1815 günü 200.000 asker, parçası olacakları tarihi ve kanlı çatışmalardan habersiz olarak uykudaydı. Avrupa kıtası 1803 yılından bu yana Portekiz sıcağından Rusya'nın adeta yüzleri yakan kış mevsimine kadar savaşların içindeydi. Bundan öncesinde Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da egemenlik için yarışan Fransa ve Büyük Britanya ezeli düşman haline gelmişlerdi. Kara ve deniz fark etmeksiniz her yerde çatıştılar. Yüz binlerce kişi ölmüş, milyonlarcası yerlerinden edilmişti. En sonunda Napolyon Bonapart, 18 Haziran 1815 Pazar günü Waterloo Muharebesi ile ezeli düşmanıyla karşılaşacak ve Avrupa'daki katliam dönemi sona erecekti.
Waterloo Muharebesi'ne Giden Süreçler
Fransız İmparatorluğu 1812 yılında Avrupa'nın her bölgesinde yayılmayı başarmıştı. Fakat Napolyon'un hedefleri için bu yeterli değildi. Napolyon'un 1812 Rusya seferi tam anlamıyla faciayla sonuçlanmış ve 500.000 civarı Fransız askerinin sonunu getirmişti. Rusya'nın iklim şartlarına yenilen Napolyon, daha sonra Altıncı Koalisyon Savaşı ile Fransız İmparatorluğu'nun parçalanmasını izleyecekti. Bu savaşlarda Fransa'nın ele geçirdiği devletler ayaklandı.
Fransa büyük çabalar sonucunda 1814 yılında yenilmiş, 4 Nisan 1814'te de Napolyon tahttan çekilmişti. Bunların ardından Elba Adası'na sürgün edildi. Fakat yeterince uzakta olmayan bu sürgün sonuçsuz kalacaktı. Bir yıl dahi olmadan sınır bölgelerden uzaklaşarak Fransa'ya girdi ve Waterloo Muharebesi'nin sonunu belirleyecek olan "Yüz Gün" (Yüz Gün Savaşı veya Yedinci Koalisyon Savaşı) dönemini başlattı.
Yüz Gün nedir?
Napolyon Bonapart 1 Mart'ta Fransa'ya girdi ve Paris'e doğru yürümeye başladı. Mevcut yönetime Provence haricinde, Fransa'nın büyük bölümü Napolyon'un davasına katıldı ve askerler hep beraber firar ederek yeni orduya katıldı. Avrupalı ülkeler çabucak harekete geçerek Viyana'da bir araya geldiler ve Napolyon'u kanun kaçağı ilan ettiler. Daha sonra büyük ülkelerin her birinden, Napolyon'un toplayabileceği tüm ordulara karşı koyabilecek kalitede 150.000 askerden oluşan bir ordu kurmaları istendi. Britanya bu kadar büyük bir ordu oluşturamayacağı için diğer ülkelere parayla destek oldu. Yine de Fransa'nın işgali kararında devam edilerek, 1 Haziran'da başlaması planlandı. Hem Prusya hem de İngiliz ordularının komutanları olan Blücher ve Wellington, Napolyon bu savaşa daha fazla adam toplamasına ve gelecek savaşlara çok önceden hazırlanmasına fırsat sağladığı için bu tarihin çok geç olduğuna inanıyorlardı.
İlk çarpışmada Fransızlar, Sambre ve Charleroi Nehirleri kıyısındaki Prusya ileri karakollarını yok etti. Napolyon şimdi tam merkezi konumdaydı ve batıdaki İngilizlere ve doğudaki Prusyalılara rahatlıkla karşı koyabilirdi. 16 Haziran'da büyük çarpışmalar başladı ve Quatre-Bras ve Ligny Muharebeleri gerçekleşti. Napolyon'un generali Mareşal Ney, birleşik bir İngiliz-Hollanda ordusunu durdurmayı başarmış, böylece Fransız sol kanadındaki Prusyalılarla birleşmelerine izin vermemişti. Bu Napolyon'un planlarında önemli bir yer kaplıyordu. Çünkü Koalisyon ordularının bir araya gelmesini önleyebilirse, hepsini parça parça yok edebilecek güce sahipti. Prusyalılar Ney'in kuvvetlerini geri püskürtseler de artık çok geçti.
Prusyalılar sahadaki sayısal avantaja rağmen, Ligny'de askeri stratejilerden kaynaklı bir yenilgiye uğradılar. Bu durumda Napolyon artık iki müttefik ordunun birbirinden kesin bir şekilde ayrıldığı stratejik bir bölgeye sahipti. Daha sonra Mareşal Grouchy'yi Prusyalıları takip etmesi için gönderdi. Napolyon artık kuvvetlerinin büyük parçasını, sayıca daha az olan İngiliz ordusuna tek ve ölümcül darbeyi indirmeleri için batıya doğru çevirecekti.
Britanya-Müttefik ordusu 17 Haziran gecesi Waterloo kasabasının yakınlarında manevra gerçekleştirdi. Napolyon'un bu bölgenin seçilmiş olduğundan haberi yoktu. Oysa Wellington burayı doğal savunma yapısı nedeniyle özellikle belirlemişti. Wellington'ın detaylı analizlerine göre, muharebeden en üst düzeyde avantajı nasıl elde edilebilecekleri çok açıktı. Waterloo'daki arazide savunma olarak kullanılabilecek çiftlik evleri ve birliklerin sayısını ve taktiklerini gizleyebilecek ve topçulara karşı kamuflaj sağlayabilecek yüksek bir tepeler vardı. Ayrıca geride bekleyen piyadelere yüksek arazi avantajı da sağlayabilirdi. Waterloo Muharebesi'nin kazanıldığının ilk işareti, Napolyon'un orada manevra yapmasıyla en baştan gelmişti.
Waterloo Muharebesi'nin başlangıcı
Napolyon'un Waterloo'daki planı Britanya Ordusunu Prusyalılardan uzaklaştırmak ve denize geri göndermekti. İngilizlerin planı ise konumlarını korumaktı. Wellington bunu yapmak için Waterloo çevresindeki araziyi ve ana savaş hattının ilerisindeki savunma binalarını kullanmaları gerektiğini anlamıştı. Bu binalar savaşın en önemli anlarına ismini verecek olan Hougoumont ve La Haye Sainte çiftlikleriydi.
Wellington, Fransızların sabah saat 10:00 civarında Hougoumont'a saldırarak muharebeye başladığını anlatmıştır. Tarihçiler Hougoumont'un önemi konusunda hala tartışsalar da, her iki komutanın da Hougoumont'u ele geçirmeyi savaşı kazanmanın kilitlerinden birisi olarak görmesi mümkündür. Napolyon burayı İngiliz gönüllü birliklerini savaş bölgesinden uzaklaştırmak için kullanmak istemiş, ancak İngilizlerin gösterdiği güçlü direniş bunun tam tersinin gerçekleşmesine neden olmuştur.
İki komutan gün boyunca Hougoumont'taki çarpışmaya ciddi sayıda asker gönderecekti. İlk Fransız saldırısı İngiliz birliklerini çevredeki ormanlık alandan uzaklaştırmış fakat Fransızlar İngiliz topçusu tarafından geri püskürtülmüştür. İkinci saldırıda, iri bir adam olan Sous-Lieutenant (Asteğmen) Legros baltasıyla kapıyı kırdı ve düzinelerce Fransız askeri içeri daldı. Onları İngiliz Muhafızlar karşıladı ve göğüs göğüse acımasız bir savaş başladı. Ünlü İngiliz Coldstream ve İskoç Muhafızları aynı anda sert bir çatışmaya girdi. Sonunda Britanya ordusu kapıyı tutmayı başaracaktı. Fransız tarafında bir kişi hariç herkes öldü – İngilizler trampet çalan çocuğun hayatını bağışladı.
Çamurlu kaygan arazi Fransız topçuları için pratik olmaktan uzaktı ama bir şekilde İngiliz birliklerinin menziline girmeyi başardılar. İngilizlerin büyük kısmı, savunma pozisyonu olarak tepenin ters yamacının arkasına gizlenmiş olsa da, topçu ateşi büyük kayıplara neden oldu.
Ana Saldırı Başlıyor
Saat 13:15 civarında Napolyon, Prusyalıların ilk kollarının Fransız mevzilerinin doğu tarafına yerleştiğini gördü. Prusyalıların Fransızları gerçekten tehdit edecek bir güce ulaşması için birkaç saate daha ihtiyacı vardı ama artık zamanı gelmişti. Napolyon sonucu ne olursa olsun İngiliz hattını bozmak zorundaydı. Önce Fransız piyade saldırısı başladı. Uzun bölükler halinde İngiliz mevzilerine doğru ilerleyerek Kral'ın Alman Lejyonlarının olduğu La Haye Sainte'i kuşattı. Fakat Almanlar inatçıydı ve Fransız ilerleyişini görünür ölçüde yavaşlattı. Hollanda birliğinin komutanı Orange Prensi William, Hanoverian Lüneburg Taburunu Almanları takviye etmeleri için gönderdi. Fakat tabur, Fransız zırhlıları tarafından fark edilerek kısa sürede yok edildi. Orange Prensi bu muharebelerde Wellington'ı kızdıran birçok hata yapacaktı. Zaten prensin de orada olması daha bir sorumluluk olarak görülüyordu.
Fransız birlikleri İngiliz sol kanadını sıkıştırdı ve Fransız saldırısının şiddetli İngiliz mevzilerini saatler boyunca inceltmeye başladı. Saat 15:00'e gelindiğinde Wellington'ın durumu sıkıntılıydı ve Prusyalılar yakında yardıma gelemezse İngiliz savunması dağılacak gibi görünüyordu.
Son çare olarak, iki İngiliz ağır süvari tugayına İngiliz piyadelerine destek olmaları için hücum emri verildi. Fransızları geri ittiler ve oradaki baskınlığını kırdılar, ancak felaket devam edecekti. Sevinçlerini abarttıkları için kontrolü kaybettiler ve La Haye Saint'i geçerek doğrudan Fransız ordusunun ana gövdesine doğru hücuma kalktılar. Düşmana ulaştıklarında atları yorgunluktan yükenmiş ve aralarındaki uyum kaybolmuştu. Fransız süvarileri ve mızraklıları tarafından üstlerinden geçildiler. Ağırlık tekrar Fransızların eline geçmişti ama bunu bir an önce değerlendirmeleri gerekiyordu.
İngilizlerin Boş Kutu-Kare Taktiği
Saat 16:00'dan hemen önce Mareşal Ney, İngiliz askerlerinin arkalarına doğru geldiğini fark etti. İngilizler yaralılarını güvenli bir yere götürüyorlardı ama Ney bu davranışı bir geri çekilmenin başlangıcı olarak analiz edecekti. Bu avantajı kullanmak isteyerek saldırı emri verdi. İngiliz sol kanadındaki Fransız piyadelerinin başarısızlığı ve piyadelerin Hougoumont ve La Haye Sainte'deki çatışmalarda olması olması nedeniyle Ney'in piyade desteği yeterli değildi. Yapacağı saldırı tamamen süvarilerden oluşacaktı. İlk süvari hücumu yaklaşık 4.800 kişiden oluşuyordu ve etkisiz kılındı. İlkinin neredeyse iki katı büyüklüğündeki ikinci saldırı da aynı şekilde amacına ulaştı. Napolyon neler olduğunu anlayarak, hücumların çok erken yapıldığını fark etti.
Saldırıların kolaylıkla geri püskürtülmesi, İngiliz piyadelerinin içi boş kutu-kare formasyonlarında savaşmasından kaynaklanıyordu. Süngüleri takılı ve tüfekleri düşmana doğrultulmuş halde beklediler. Bu durumda, süngüdeki sivri uca çarpıp ağır yara almaktan korkan atların içgüdülerine güveniyorlardı. Süngülerin oluşturduğu çit görüntüsünün arkasında İngiliz tüfekleri, saldıracak hedefi olmayan Fransız süvarilerine büyük zarar verdi. Burada kesin olan şey, Fransızlar için tam bir felaketle sonuçlandığıdır. Süvarileri artık kalmamıştı.
La Haye Sainte Düşüyor
Ney'in süvari saldırılarıyla hemen hemen aynı anda, Fransız piyadeleri toparlandı ve La Haye Sainte'e saldırmaya devam etti. Alman savunmacıların cephanesi ciddi derecede azalmıştı ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Mevzi kaybı yaşansa da, buradaki savunma Fransızları oyaladığı için başarıya ulaşmıştı.
Genel durum her iki taraf için de belirsizdi. Fransız saldırıları İngiliz hattını kırılma noktasına kadar geriletmişti. Wellington'ın subaylarının birçoğu öldürülmüştü ve Wellington'ın kendisi de bir kare formasyonunun ortasında sıkışmıştı. İngiliz birlikleri uyum sağlamaya çalışırken, Napolyon'un daha yakına taşınmış olan toplarının ateşlenmesi de hız kazanmıştı. Fakat Fransızlar için de durum iç açıcı değildi çünkü Prusyalılar çok yakındaydı. Napolyon'un, onlar desteğe gelmeden önce İngilizleri dağıtması gerekiyordu.
Prusyalılar Geliyor
Prusya birliklerinin ilk unsurları en sonunda geldi ve hemen Plancenoit'a doğru ilerleyerek Napolyon'un sağ kanadının güney ucundaki Fransızlarla çatışmaya girdi. Saat 16:30'u gösteriyordu. Bir saat sonra, birkaç km uzunluğundaki savaş hattının neredeyse tamamında çatışma doruk noktasındaydı. Prusyalılar Napolyon'un korktuğu şekilde İngiliz sol kanadıyla birleşmeyi başardı ve Fransız sağ kanadını sıkıştırdılar.
Bu noktada Fransızlar, yaklaşık 15 km ötedeki Wavre'den Mareşal Grouchy'nin ordusu tarafından takviye edilmeyi umut ediyordu. Oysa onları karşılayanlar Prusya oldu. Bu noktada huzursuzluk hızla yayıldı ve Fransızlar arasındaki inanç azaldı. Prusyalılar Fransızların tek geri çekilme güzergahını engellemek için harekete geçerken, Fransızlar dağılmaya ve kaçmaya başladı.
Napolyon'un zafer kazanmaya yönelik son girişimi, yıllarca Napolyon'un yanında savaşmış gaziler olan yenilmez Eski Muhafızları savaşa dahil etmek oldu. Saat 19:30'da İngiliz merkezini dağıtma amacıyla ileri atıldılar. İngiliz kuvvetleri çatışmaya girdi ve geri çekildi, fakat İngiliz-Hollanda kuvvetlerinin süngü hücumuyla sonuçlanan güçlü bir karşı saldırı Fransızları yok etti. Fransızlar geri çekiliyordu ve Wellington şapkasını havada sallayarak genel hücum emri verdi. Eski Muhafızlardan bazıları teslim olmayı reddetti ve ölene kadar savaştı. Geri çekilme bir bozguna dönüşürken yeniden toparlanma umutları da yok olmuştu. Waterloo Muharebesi Fransızlar için her anlamda kaybedilmişti.
Waterloo Muharebesi'nden Sonra Fransa ve Napolyon
Sonuç olarak, Waterloo Muharebesi birbirine çok yakın güçlerin mücadelesiydi. Binlerce kişi ölmüş, binlercesi de kaybolmuş ya da yaralanmıştı.
İnanın bana, kaybedilen bir savaş dışında hiçbir şey kazanılan bir savaşın yarısı kadar hüzünlü olamaz.
Arthur Wellesley, 1. Wellington Dükü.
Napolyon başka bir ordu oluşturma çabasıyla Paris'e kaçtı, ancak kendisine olan desteğin azaldığını görecekti. 24 Haziran'da ikinci kez tahttan çekildi. Napolyon dönemi bu kez kesin olarak bitmişti. Şimdi ömrünün kalan günlerini geçireceği Atlantik Okyanusu'ndaki Saint Helena adasına sürgün edilecekti.
Waterloo Muharebesi, son derece uzun bir savaş dönemine son veren sonuçları ağır olan bir muharebe olarak bilinmektedir. Çatışmaların ardından, 1853'teki Kırım Savaşı'na kadar bir barış ve istikrar dönemi yaşandı.