Bitkiler hareketsiz ve dolayısıyla sıkıcı olmalarıyla ünlüler ancak bazıları aslında iki kategorinin de dışındadır. Bazı türler bitki krallığına musallat olmuş bu sıradan klişeye meydan okur. Dünya'daki bitkileri yakından tanıdığınızı düşünüyorsanız kendisine yaklaşanları zehirli gazıyla öldüren veya sahte çiçekler üreten bu türlere göz atın. Yeryüzündeki en sıra dışı bitkiler.
Lithop
- Bilimsel adı: Lithops türleri
- Yeri: Güney Afrika
Bazı bitkiler yenilmemek için toksin kullanır. Bazıları diken kullanır. Bir Litop ise kaya gibi davranarak hayatta kalır. Güney Afrika'da kaya toplayanlar bu iki yapraklı bitkilere rastlar. Düzinelerce türü var ve her biri arasına saklandığı belirli bir kaya türünü seçiyor. Yarı saydam üst gövdesi taştan süzülen ışığı toplamasını sağlıyor.
Büyütmesi eğlenceli bulunur. Özenle bakılırsa kişiyi sarı veya beyaz papatya benzeri bir çiçekle ödüllendirir. Diğer adları yaşayan taş ve altın taş.
Titan arum
- Bilimsel adı: Amorphophallus titanum
- Yeri: Sumatra
Ceset çiçeği olarak da bilinen titan arum çürüyen bir ceset gibi kokuyor ve bir bilim kurgu filmine ait gibi görünüyor. Kokunun yenmesini önlemeye yardımcı olduğu düşünülür ancak bu savunma mekanizmasına rağmen bitki hala çok nadir. Kendisi "tehdit altındaki" bir tür. Sumatra ormanlarından geliyor. Aslında tek bir büyük çiçek değil, binlerce küçük erkek ve dişi çiçekten oluşur. Bunlar yağ salgılar ve merkez kısım ısı toplar. Isı, yağların tozlaşan böcekleri çiçeğe çeken kokuyu oluşturmasını sağlar. Olgun hali 90 kilo ağırlığa ulaşıyor.
Fil ayağı patatesi
- Bilimsel adı: Amorphophallus paeoniifolius
- Yeri: Güneydoğu Asya
Adını büyük olması ve filin ayağını andırmasından alıyor. Bu sevimli bitkinin kiminle akraba olduğunu tahmin edin. Evet, ceset çiçeği. Sadece ilişkili değiller, aynı zamanda birçok özelliği paylaşıyorlar. Örneğin, o da ceset gibi kokuyor. Dahası renkleri çeşitlidir. Bazıları saf beyazdır.
Fil ayağı patatesi tuhaflıkta ceset çiçeğine üstünlük sağlıyor. Bu tuhaf bitki aslında yenilebiliyor. Güneydoğu Asya kültüründe yiyecek olarak yetiştirilirken, diğer kültürlerde son çare besin kaynağıdır.
Rafflesia
- Bilimsel adı: Rafflesia arnoldii
- Yeri: Endonezya
Kokusu nedeniyle Rafflesia başka bir "ceset çiçeği". Dünya'nın en büyük tek çiçeği olması yönüyle benzersizdir. Bitki gibi görünse de sapları, yaprakları veya kökleri olmadığı için tuhaftır. Bazıları mantarlarla akraba olduğunu düşünüyor. Kimileri onu Equisetopsia (at kuyruk bitkisi ile akraba) sınıfına ve diğerleri ise Malpighiales sınıfına (söğütler ve ketenler) yerleştiriyor.
Arka bahçenize ekmek istiyorsanız son derece nadir bulunuyorlar. Yaşamlarına tropik yağmur ormanlarındaki Tetrastigma sarmaşıkları arasında göze çarpmadan başlarlar. Ancak birkaç gün içinde küçük bir tomurcuk çıkartırlar ve sonra aniden büyürler.
Venüs Sinek Kapanı
- Bilimsel adı: Dionaea muscipula
- Yeri: Kuzey ve Güney Karolina
Pek çok bitki güneş ışığından başka şey yemez ve öylece durur. Ancak bazıları etçildir ve hızlı hareket edebilir. Bu özellik venüs sinek kapanının başka bir gezegenden gelmiş gibi görünmesini sağlıyor. Etçiller çünkü toprağın besin açısından yoksun olduğu Kuzey ve Güney Karolina'nın bataklık bölgelerinden geliyorlar. Evriminin bir noktasında toprağı tatsız bulup nitrojenli atıştırmalara yönelmiş.
Tuzağının nasıl tetiklendiğini merak ediyorsanız tetik tüylerdir. 20 saniye arayla iki tüye dokunulduğunda veya tek bir tüye iki kez dokunulduğunda tuzak kapanır. Daha sağlıklı venüs sinekkapanları daha hızlı kapanıyor. Bilim insanları mekanizmanın kimyasal mesajlar gönderen komşu hücrelerle çalıştığını düşünüyor.
Bitkinin "çeneleri" birbirine kenetlenen parmaklar gibi avı kıstırır. Daha sonra sindirim suları böceği parçalar.
Tropikal Sürahi Bitkileri
- Bilimsel adı: Nepenthes türleri
- Yeri: Sumatra, Borneo ve Filipinler
Maymunlar bu bitkiden içerken görülüyor. Sıçanlar ise içine düşebilir ve kısmen sindirilmiş örnekler tespit edildi. Sürahi bitkisi gerçekten ürkütücü. Çoğunlukla yaşadıkları Sumatra, Borneo ve Filipin ormanlarında yaklaşık 150 tür bulunuyor.
Tropikal sürahi bitkisi başta küçük böcekleri tercih ediyor gibi görünür ancak aslında kertenkele, termit, örümcek ve solucan dahil özsu torbasına sığan her şeyi yiyor. Ekosistemleri ile ilişkileri hayranlık vericidir: Bu tür büyük karkaslardan arta kalanları temizlemesi için marangoz karınca kolonilerine ev sahipliği yapacak şekilde evrimleşmiş. Bazı Nepenthe'ler tatlı ek suya sahipler ve sivri fareleri kendine çekerler. Sivri fare bitki özsuyundan beslenir ve dışkısını bitkiye yaparak ona nitrojen kazandırır. Bu bitkiler nitrojenlerinin çoğunu bu ağaç sivri faresi gübresinden alıyor.
Drosera
- Bilimsel adı: Drosera capensis
- Yeri: Güney Afrika
Dünya'da düşündüğünüzden daha fazla etçil bitki var. Güney Afrika'ya özgü Cape sundew veya Drosera bitkisi böcekleri hızlı bir hareketle ya da tuhaf sürahi biçimli uzantısıyla değil yapışkan özsuyla kaplı yapraklarını kol gibi avının etrafına sararak yakalıyor. Bu süreç yavaştır (ortalama 30 dakika sürer).
Ayrıca üreme konusunda da oldukça iyiler. Kolay tohum yayar ve çok çeşitli sıcaklıklarda yaşar. Yeni Zelanda'nın istilacı bitkileri arasında.
Boğan İncir
- Bilimsel adı: Ficus (birkaç tropikal ve subtropikal tür)
- Yeri: Avustralya
Boğan incir bitki krallığının en güçlü virüsüdür. Çünkü ölümcüldür. Boğan incirlerin pek çok farklı türü var ancak hepsi temelde aynıdır. Genellikle kuşlar yoluyla sık bir ormanın ağaçlık gölgeliğine bırakılarak çoğalırlar. Bir kez büyüdüklerinde kökleri yaşayan ağacın tüm besinlerini çalmaya başlar. Güneş ışığını emmek için yukarı doğru büyür ve genelde besinlerini çaldığı ağaçtan çok daha uzun yaşar.
Çekiç Orkide
- Bilimsel adı: Drakaea glyptodon
- Yeri: Avustralya
Batı Avustralya'dan gelen bu soyu tükenmekte olan orkide benzersiz biçimde tozlaşıyor. Yandaki mor şey neredeyse oraya ait değil gibi görünür. Dahası mor şeyin üstündeki o siyah şey de öyle. Bu uzantılar dünyadaki tüm Drakaea glyptodonlarda var.
Dişi thynnid eşekarısı uçamaz. Bu yüzden uçabilen erkek yaban arılarına sinyal vermek için bitkilerin tepesine tırmanır. Erkek dişiyi bitkiden alır ve uçuş sırasında ürer. Drakaea glyptodon dişi thynnid yaban arısının vücudunu taklit eder. Erkek yaban arısı, sahte dişi yaban arısını yakalamaya çalışırken bunun yerine bir polen kütlesini yakalıyor. Başka bir Drakea glyptodon ile temasa geçtiğinde bitkiyi tozlaştırmış olur. Yani iki kez kandırılması gerek. Ayrıca bitki çiğ et gibi kokuyor. O da biraz arıya benziyor.
Gümüş Meşale Kaktüsü
- Bilimsel adı: Cleistocactus strausii
- Yeri: Bolivya ve Arjantin
Gümüş meşale kaktüsü yünlüdür, ancak olağandışı olan bu değil. Çiçek de çıkarıyor ve bu da çok sıra dışı değil. Alışılmadık olan çiçeklerin şekillenme biçimi. Bu kaktüsler yatay olarak çiçek açar. Aynı zamanda çok sıra dışı bir kaktüstür çünkü soğuk havaları tercih eder. Bolivya ve Arjantin'in yüksek dağlarında yaşıyor ve eksi 10 santigrat dereceye dek donlara dayanabiliyor.
Ejderha Kanı Ağacı (Dracaena cinnabari)
- Bilimsel adı: Dracaena cinnabari
- Yeri: Afrika
Ejderha kanı ağacı gelmiş geçmiş en havalı ağaçlardan biri. Özü mitlerde anlatılan ejder kanına benzer. Çünkü reçineyle kurutulduğunda bile koyu kırmızı kalır. Eski insanlar ona değer verdi. Uyarıcı ve diş macunu olarak kullanılabiliyor. Neyse ki binlerce yıldır yok olmadı ve Sokotra adasında kendine yuva buldu. Tür, bölge çöl olana dek Kuzey Afrika boyunca uzanan subtropikal orman ekosisteminde yaşıyordu.
Kanopisi şemsiyeye benzer ve şemsiye gibi işlev görür. Kökünü gölgeler ve buharlaşmayı azaltır. Ağaçlar bir araya toplanma eğilimindeler çünkü gölge oluşturmak Sokotra'da (yılda 25 cm yağmur alıyor) nem toplamaya ve fide büyümesine yardımcı olur.
Welwitschia
- Bilimsel adı: Welwitschia mirabilis
- Yeri: Namibya ve Angola
"Tumbo" ve "tweeblaarkanniedood" olarak da adlandırılan Welwitschia, Namibya ve Angola çöllerinde bulunan yaşayan bir fosil. Yakın akrabalarının soyu tükendi ve uzak akrabaları arasında çam, ladin, karaçam ve köknar var. Çok kısa bir gövdesi ve iki yaprağı bulunuyor – yalnızca iki. Ne kadar büyürse büyüsün her zaman iki yaprağı olur. Tüm yaşamı boyunca ürettiği iki yaprak çoğu zaman rüzgarın etkisiyle birçok parçaya ayrılır.
Karbon tarihleme bize onların 400 ila 1500, hatta 2000 yıl yaşadıklarını söylüyor. Yani bir tanesine rastlarsanız size aldırış etmeyebilir.
Hydnora
- Bilimsel adı: Hydnora africana
- Yeri: Güney Afrika
Bu bitki bilimkurgu filmindeki kurgusal bir gezegene ait gibi görünüyor. Hydnora aslında tamamen yeraltında yetişir. Yalnızca tüylü çiçeği dışarıdadır ve tüylerin böcekleri merkeze yönlendirmesi için kıvrım almıştır.
Böcekler bu çiçekli tüylere yaklaşıyor çünkü dışkı gibi kokuyor. İlginç olan şeyse Hydnora onları yemiyor. Onları yalnızca tutuyor ve çiçeği tamamen olgunlaştığında tüm böcekleri geri yayarak kendisini tozlaştırıyor. Erkek ve dişi Hydnoraların tozlaşma için seçtikleri alıcıları farklıdır. Yani planın çalışması için böceğin başka bir Hydnora ile karşılaşması gerek.
Daha da güzel olanı bitki tozlaştığında meyve verir. Meyvenin yeraltında olgunlaşması iki yıl alır, tat ve doku bakımından patatese benzer ancak deri tabaklamak ve balık ağlarını korumak için kullanılıyor.
Wolffia Arrhiza
- Bilimsel adı: Wolffia türleri
- Yeri: Avrupa, Afrika ve Asya'nın bazı bölgelerine özgü
Dünyanın en küçük çiçekli bitkisi ile tanışın. O denli küçük ki bu "o" harfinin içine iki Wolffia arrhiza sığabilir ve 36 saat sonra geri baktığınızda çoktan üremiş olup dört tane olurlar. Daha da ilginci yaprakları, gövdeleri veya kökleri yoktur ve bazen bir ercik ve bir pistilli küçük bir çiçek açarlar.
Gölet ve ırmaklarda onlara genelde "su mercimeği" adıyla rastlanıyor. Bazı Asya türleri sudan alınarak yeniyor veya hayvanlara veriliyor. Bitkinin %40'ı proteindir.
Amazon Nilüferi
- Bilimsel adı: Victoria amazonica
- Yeri: Guyana
Amazon Nilüferi bitkilerin yaprakları üç metreye dek büyüyor. Kenarları komşularıyla üst üste gelmemek için kıvrılır ve alt kısımlar yenilmeye karşı korumak için dikenlidir. Olgun bir nilüfer yaprağı eşit olarak dağıtılmış 45 kilogramlık bir yükü veya bir bebeği taşıyabiliyor.
Çiçekleri kocaman ve güzeldir ve sadece geceleri görülebilir. İlk gece çiçekler beyaz ve güzel kokuludur ve böcekleri kendi içlerine hapseder. İkinci gece pembe, kokusuz ve erkektir ve polenle kaplı böceği kokulu beyaz dişi çiçeği araması için serbest bırakır. Çiçekleri şafakta görürseniz hızlı biçimde kaybolmalarını izleyebilirsiniz.
Ejder Arum
- Bilimsel adı: Dracunculus vulgaris
- Yeri: Yunanistan, Girit ve Ege Adaları
Bu 1,5 metre uzunluğundaki çiçek sadece bir günlüğüne kokar ve tahmin edeceğiniz gibi oldukça kötü kokuludur. Kötü kokusunun nedeni tozlaşmak için sinekleri kullanması. İlginç olansa diğer kötü kokulu bitkilerin aksine Güneydoğu Asya'da değil binlerce kilometre ötedeki Güney Avrupa'da yetişiyor ve aynı işi yapıyor. Aynı zamanda zehirlidir. Böyle bir şeyi kim ister? Böcekler.
Afrika Akasyası
- Bilimsel adı: Vachellia türleri
- Yeri: Afrika, Serengeti
Masum gibi görünen bu ağaç bir toplu katildir. Bir Afrika akasya ağacı otlayan bir hayvanın örneğin bir kudu'nun saldırısına uğrarsa etrafa etilen gazı yayıyor. Bu gaz rüzgar yönünde 75 metreye dek yayılarak ağaçları yapraklarından tanen üretmesi için uyarıyor ve onları zehirli hale getiriyor.
Bir bölgede yaklaşık 3.000 kudu antilopun ani ölümü araştırıldığında bu gerçek bulundu. Dahası bölgedeki hayvanların otlama faaliyeti gözlemlendiğinde zürafaların yaklaşık onda dokuzunun yalnızca belirli akasya ağaçlarına gittiği ve kalanın ise özellikle rüzgar yönündeki akasya ağaçlarından kaçındıkları fark edildi. Bu ağaçlar birbirleriyle haberleşerek kudu gibi hayvanları öldürüyor ve yapraklarını yemesini önlüyor.
Akasyalar kendilerini savunmak için gaz, toksinler ve dikenler kullanmanın yanı sıra bir karınca koruma ordusuna sahip. Ağaçlar karınca için barınak ve nektar sağlar ve bu ısıran karıncalar ağacın yanına gelen her şeye saldırır. Ancak karıncaların tüm otlayıcıları ve tozlayıcıları kovmakta etkili olmaması ağacın işinedir çünkü bitkinin yayılması için otoburlara ihtiyacı var. Yani akasyalar karmaşık bir üç yönlü ilişkiyi yönetiyor.
Utricularia
- Bilimsel adı: Utricularia türleri
- Yeri: Amerika Birleşik Devletleri
Utricularia dünyanın her yerindeki tropikal ve ılıman göletlerde bulunur. Onları ilginç yapansa birer yüzen etobur olmalarıdır. Çiçek açtıklarında küçük hava keseciklerini kullanarak yüzmeye başlarlar ve çiçeklenme olmadığında mevsimlik denizaltılar gibi su altında sürüklenirler.
Vakumla keselerine emdikleri minik omurgasızları yerler. Küçük balıkların da tuzağı tetiklediği biliniyor.
Hemen her yerde hayatta kalmakta iyiler (çoğu etçil bitkinin aksine). İnsanlar için baş belası olabilirler. Göletin kenarına geldiklerinde küçük iğne benzeri gövdelerini uzatarak toprağa tutundukları biliniyor.