Bir ağ oluşturmak için bir desen halinde birbirine bağlanan küçük metal halkalardan oluşan zincir zırh dünya çapında binlerce yıl askerler ve savaşçılar tarafından kullanıldı. Yunan Hoplitleri ve Japon Samurayları kadar kronolojik ve coğrafi olarak farklı olan askerler ve savaşçılar zincir zırhı benimsediler. Oldukça ağır olabilse de zırh mükemmel koruma sağladı ve nispeten ucuz ve üretimi kolaydı. Zamanla savaş alanının ihtiyaçlarını ve onu giyenlerin zevklerini karşılamak için gelişti. Hayatta kalan örnekler çok basitten çok ayrıntılıya kadar uzanır. Modern çağda zincir zırh hala belirli durumlarda koruyucu ekipman olarak kullanılıyor. Çok az zırh, zincir zırh kadar uzun süre popüler ve etkili kalmıştır.
Zincir zırhın kökeni
Zincir zırhın kökenleri biraz gizemli olsa da, genellikle ilk kez Keltler tarafından geliştirildiğine inanılıyor. Şimdilik bilinen en eski zincir zırh örnekleri, Karpat havzasının Slovakya kısmında yer alan Horný Jatov'a gömülen bir şefin mezarındandır. Bu örnek MÖ 3. yüzyıla tarihlendirildi ancak zincir zırhın çok daha önce geliştirilmiş olması mümkün. İtalya'da, MÖ 4. yy'a tarihlenen olası Etrüsk zırhı kanıtları var. Bulgular zincir zırh veya birkaç askerin elbisesi üzerindeki dekoratif desenler olarak yorumlanabileceğinden şimdilik yoruma açıktır. MÖ 5. yüzyıla ait Zerdüştlük kutsal kitabı Avesta'da zincir zırha atıfta bulunulur.
Ne zaman ve nerede icat edildiğine bakılmaksızın, zincir zırhın pullu zırhından esinlendiği veya ondan geliştirildiği anlaşılıyor. İlk olarak Bronz Çağı'nda geliştirilen pullu zırh yaygın olarak kullanıldı. Üst üste binen birçok pul veya çeşitli boyut ve şekillerde plakalardan oluşuyordu. Bunlar üst üste binen sıralar halinde deri veya kumaş bir desteğe bağlandı. Daha fazla esneklik ve koruma sağlama girişimiyle muhtemelen pullar küçülerek halkalara dönüştü. Bu değişim aynı zamanda zırhı yapmak için gereken süreyi de azaltarak süreci basitleştirdi.
Tarihteki kullanımı
Greko-Romen yazar Diodorus gibi tarihçilerden anlaşıldığı gibi Keltler zincir zırhın mucitleriydi. Kelt savaşçılar genellikle daha "uygar" rakiplerince çıplak tasvir edilse de gerçekte kendilerini ince zırhlarıyla koruyorlardı ve Keltler, ünlü zırh yelekleri hauberk'i üretirken zincir zırhı kullandılar. Kelt hauberk'i kısa kolluydu ve bazen tamamen kolu yoktu.
Omuzlar savaşçıyı etkisiz hale getirebilecek saldırılara karşı kayışla güçlendirildi ve zırhı takıp çıkarmayı kolaylaştırdı. Keltler kendilerine ait hiçbir yazılı kayıt bırakmadığından Kelt zincir zırhlarının çoğu parça parçadır. Bildiklerimizin çeşitli yorumlara açık sanatsal tasvirlere dayanıyor. Kelt zincir zırhının en eski örnekleri Doğu ve Orta Avrupa'da bulunmuştur; genellikle Slovakya, Romanya ve Bulgaristan'da. Keltler son derece ayrıntılı, karmaşık işlerde uzmanlaşmış yetenekli metal işçileriydi.
4. yüzyılda Kelt Boii ve Volcae oymakları ve diğerleri Karpat bölgesine ve Tuna havzasına girdiler. 3. yüzyılın başlarında Trakya ve Makedonya'ya baskınlar düzenlemeye başladılar. Yunanistan'ın çoğunu harap edip Orta Anadolu'da Galatya olarak bilinen bir krallık kurduktan sonra, Keltler çeşitli Helenistik krallıklar için paralı asker oldu. Yunanların çoğu yabancı her şeyi "barbarlık" olarak görüp hor görse de, zincir zırh birçok Helenistik asker tarafından benimsendi.
Romalılar ilk olarak MÖ 3. yüzyılda Keltlerle olan çatışmalarının bir sonucu olarak zincir zırhla tanıştılar. Lorica hamata dedikleri kendi versiyonları 35.000-40.000 halkadan oluşuyordu. Romalılar Pers düşmanlarına zincir zırhı tanıtmakla biliniyor ve bunu MÖ 3. yüzyılda yaptılar. Zincir zırh Orta Çağ Avrupa'sında yaygın olarak kullanıldı. Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden hemen sonra başladı ve yalnızca en zengin savaşçılar sahip olabiliyordu.
Çok sayıda Arap, Roma ve Pers imparatorluklarına müttefik ve paralı asker olarak hizmet etti. Bu temaslar sayesinde Araplar zincir zırhla tanıştılar. Arap toplumunda zincir zırh çok değerliydi ve sadece en zengin savaşçılar satın alabilirdi. Kuran'a göre zırhın nasıl imal edileceği bilgisi Allah tarafından Davut'a hediye olarak vahyedilmiştir (Yusuf Ali 21:80).
7. ve 8. yüzyıllardaki Arap istilaları zincir zırhı Orta Asya'ya ve Kuzey Afrika'ya getirdi. Çinliler MÖ 4. yüzyılda zincir zırhla tanışsa da MÖ 8. yüzyıla dek ilgi görmedi. O zamanlar Semerkant kentinden diplomatlar Tang İmparatoru'na hediye olarak zincir zırh getirdiler. Kent zincir zırhla donatılmış Araplar tarafından fethedilmişti. Ancak Çinliler zincir zırhı benimsemedi. Onlar lamelli zırha bağlı kaldılar.
Abbasi Halifeliğinin MS 8. yüzyılın başlarındaki Orta Asya akınları zincir zırhı konar göçer Türklere getirdi. Tüm Türk savaşçılarının en ünlüsü Osmanlı Yeniçerileri 18. yüzyıla dek zincir zırh giydi. Tasarımı Pers zırhına benzerdi. Türkler ilk kez 11. yüzyılda Hindistan'a gitti ancak zırhın bölgeye tanıtılması 12'nci yüzyılda gerçekleşti. Hintliler Türklerden aldıkları zincir zırhı fillerini korumak için de kullandılar.
Japonlar zincir zırh ile en az 1270'ler ve 1280'lerdeki Türk-Moğol istilaları ile tanıştı. Japonya nemli bir iklime sahip olduğundan ve demir açısından fakir olduğundan Japon zincir zırhı iklim ve jeolojik koşullardan etkilendi. Halkalar paslanmayı önlemek için düzenli verniklenirdi. Samuray'ın lamelli zırhının korumadığı alanlar için kullanıldı. Zırh, 18.-19. yüzyılda kurşun geçirmezlik işlevi için denendi ve bugünse dalgıçlar tarafından köpekbalığı ısırığına karşı koruma veya üst düzey görevliler tarafından bıçak geçirmez özelliği için kullanılıyor.
Nasıl üretildi?
Zincir zırhı yapımı halkaları oluşturmak için kullanılacak telin üretimiyle başladı. Zincir zırh genellikle dövme demirden yapıldığından tel yapmak için iki temel yöntem vardı. İlki dövme demiri çekiçle plakalara dönüştürmek ve sonra ince parçalar halinde kesmekti. Bunlar daha sonra farklı çapta deliklere sahip çekme plakasından tekrar tekrar çekilirdi ve istenen çapa ulaşılana kadar devam ederdi. İkinci yöntem, demir kütüğü döverek demir çubuğa dönüştürmek ve sonra onu tel haline getirmekti. Daha sonra telden halkalar oluşturuldu ve birbirine bağlandı. Birkaç desen kullanıldı, ancak en yaygın olanı 4'e 1 deseniydi, yani her halka dört halkaya bağlanırdı
Halkalar birbirine bağlandığında, kesme veya itme saldırısı aldıklarında ayrılmadıklarından emin olmak çok önemliydi. Bu önlem halkaların kapalı perçinlenmesiyle sağlandı. Zincir zırhın kalitesinin belirlenebilmesinin yollarından biri, perçinli halkaların sayısının, perçinsiz halkaların sayısına kıyaslanmasıydı. Perçinsiz halkalar plakadan delinerek yapıldı ve birbirine dövülerek kaynaklandı. Perçinli zincir zırh Avrupa'da en az Roma öncesi zamanlardan beri kullanıldı ve perçinsiz halkalar 14. yüzyılda gözden düştü. Avrupa dışında özellikle Hindistan'da perçinsiz halkalar çok daha yaygındı. Uçları birleşecek ancak perçinlenmemiş olacak şekilde telin iki veya daha fazla kez döndürüldüğü veya büküldüğü küt uçlu, bükülmüş bağlantılar en çok Japonya'da kullanılmıştır.