Fareler üzerinde yapılan bir çalışma, dişi memelilerin lupus gibi otoimmün hastalıklara yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu, çünkü kalıcı olarak kapatılması gereken genlerin fazladan kopyalarının yaşlandıkça yeniden aktif hale geldiğini gösteriyor.
Fransa'daki Paris Cité Üniversitesi'nden Céline Morey, bulguların insanlar da dahil olmak üzere tüm memeliler için geçerli olabileceğini ve yaşlı kadınların romatoid artrit gibi rahatsızlıklara yakalanma olasılığının neden daha yüksek olduğunu açıklayabileceğini söylüyor.
Erkek memeliler genellikle bir X ve bir Y kromozomuna sahipken, çoğu dişi memelide X kromozomunun iki kopyası bulunur. Eğer her iki X kromozomundaki tüm genler aktif olsaydı, dişiler erkeklere kıyasla gen ürünlerinden çift doz alırlardı.
Bunun yerine, embriyolar gelişmeye başladıktan kısa bir süre sonra, X kromozomunun iki kopyasından birindeki genlerin çoğu kapanır, bu da X inaktivasyonu olarak bilinen bir olgudur.
Morey ve meslektaşları, X inaktivasyonunda rol oynayan genlerden birinden yoksun fareler yaratarak bu süreci incelemeye koyuldular. Bu eksiklik X inaktivasyonunu tamamen engellemiyor – bu ölümcül olurdu – ancak gücünü azaltıyor.
İlk başta fareler normal görünüyordu. Morey, "Sonunda bir sorun olduğunu görmek için farelerin yaşlanmasını beklemek zorunda kaldık, çünkü aksi takdirde mutluydular" diyor.
Yaşlandıkça farelerde dalak büyümesi gibi lupus belirtilerine benzeyen semptomlar ortaya çıktı.
Ekip, fareler yaşlandıkça bağışıklık hücrelerindeki inaktive X kromozomu üzerindeki birkaç anahtar genin yeniden aktif hale geldiğini buldu. Bu genler bağışıklık sistemini düzenler ve bunlardan TLR7 adı verilen bir tanesinin insanların lupus geliştirme riskini etkilediği zaten bilinmektedir.
TLR7 gibi genlerin yüksek dozlarının, iki X kromozomuna sahip kişileri birçok bulaşıcı hastalığa karşı daha dirençli hale getirdiğinden ve aynı zamanda otoimmün koşullara daha yatkın olduğundan şüphelenilmektedir. Yeni çalışma, X inaktivasyonunun sürdürülememesi nedeniyle daha yüksek dozların ortaya çıkabileceğine dair şimdiye kadarki en güçlü kanıtı sunuyor.
Morey, bulguların romatoid artrit gibi ileri yaşlarda ve kadınlarda erkeklere kıyasla daha sık görülen otoimmün rahatsızlıklar için daha iyi tedavilere yol açabileceğini umuyor.
Morey, "İlgili genleri tanımlarsak, belki de belirli anahtar faktörleri hedefleyen bazı tedaviler tasarlayabiliriz" diyor.