Macaristan'da Tarih Öncesi Bir Köyü Yok Eden Saldırı Sırasında Saklanan Bronz ve Demir Objelerden Oluşan Bir Hazine Bulundu

Bu yaz, Macaristan'ın kuzeybatısındaki Bükk'te, Bronz ve Demir Çağları konusunda uzmanlaşmış bir üniversite ekibi tarafından yürütülen kazı projesi devam etti. Öğrencilerin ve yerel gönüllülerin katıldığı araştırma, Verebce-bérc dağının tepesinde bulunan antik bir köye odaklanıyor.

Macaristan

Bu köy, bir saldırı sonucu yok edilmeden önce MÖ 7. ve 6. yüzyıllarda gelişmiştir. Şu anda altıncı yılında ve üçüncü kazı sezonunda olan araştırma, bu tarih öncesi topluluğun yaşamı ve yıkımı hakkında büyüleyici ayrıntılar ortaya çıkardı.

Kazı ekibi bu yıl önemli bir ilerleme kaydetti. Üç farklı açmada, yerleşimi harap eden saldırı sırasında yanmış olan binaların kalıntılarını keşfettiler. Aynı zamanda bölgede yapılan metal dedektör araştırmaları, etkileyici bir metal obje koleksiyonunun tespit edilmesini sağlayarak bu bölgenin kültürel bağlantıları hakkında yeni bilgiler verdi.

En göze çarpan keşiflerden biri, büyük olasılıkla kuşatma sırasında gömülmüş, başta mücevher ve at koşum parçaları olmak üzere 60'ın üzerinde bronz ve demir nesneden oluşan bir koleksiyondur. Bu hazine, başta Balkan bölgesi olmak üzere Güneydoğu Avrupa kültürleriyle olan bağlantısıyla dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu koleksiyonun saldırı sırasında korunmak amacıyla gömüldüğüne inanıyor; bu da onu yalnızca ticaret ve kültürel etkileşimin değil, aynı zamanda köyün tarihine damgasını vuran savaş olaylarının da değerli bir kanıtı haline getiriyor.

Keşif alanındaki kazılar.
Keşif alanındaki kazılar

Proje, hem lojistik hem de araştırma alanlarında çalışmanın farklı yönlerinde işbirliği yapan çeşitli üniversitelerden önde gelen uzmanların ilgisini çekti. Ziyaretçiler arasında Berlin'den arkeolog Bernhard Heeb ve Olomouc Üniversitesi'nden Martin Golec de bulunuyor. Ayrıca ekip, Bartha Attila, Ézsöl Tibor ve Holló Sándor gibi uzmanların işbirliğiyle Bükk Milli Parkı personelinden de destek aldı. Ayrıca Macar Ulusal Müzesi Ulusal Araştırma Enstitüsü'nün Fullár Zoltán ve Bakos Gábor gibi üyelerinden de yardım aldılar.

Ekibin kilit üyelerinden biri, araştırmada önemli bir rol oynayan doktora öğrencisi Mogyorós Péter. Mogyorós, 2017 yılında Eötvös Loránd Üniversitesi'nde tarih öncesi arkeoloji ve göç dönemi arkeolojisi alanlarında uzmanlaşarak eğitimine başladı. Eğitimini 2022 yılında tamamladı ve şu anda doktorası üzerinde çalışıyor ve aynı zamanda Budapeşte Tarih Müzesi'ndeki ekibin bir parçası olarak kazılarda işbirliği yapıyor.

Mogyorós, akademik kariyerinde araştırmalarını Demir Çağı'ndaki kültürel bağlantılar üzerine yoğunlaştırmıştır. Lisans tezi Mezőzombor'da bulunan Demir Çağı bronz objelerinden oluşan bir koleksiyonla ilgiliyken, yüksek lisans tezi 2011 yılında Dédestapolcsány-Verebce-bérc'te keşfedilen "İskit" tarzı ok uçlarının tipolojik ve kronolojik analizine odaklanmıştır. Toplamda yaklaşık 300 adet olan bu oklar, Demir Çağı'nda bölgenin kültürel ilişkilerine dair yeni perspektifler ortaya koydu.

Hazine gün yüzüne çıkarılmadan önce
Hazine gün yüzüne çıkarılmadan önce. Görsel: Institute of Archaeology – University ELTE BTK

Mogyorós, 2018'den bu yana Profesör V. Szabó Gábor liderliğinde yürütülen ve kuzey Macaristan'daki Geç Tunç Çağı ve Demir Çağı yerleşimlerine odaklanan çeşitli araştırma projelerine katıldı. Bu saha çalışmaları sırasında, bölgede daha önce görülmemiş nesneler keşfedildi ve bu da o dönemin kültürel ağlarının yeniden değerlendirilmesine yol açtı. Mogyorós, doktora araştırmasında bu bağlantıları daha derinlemesine inceliyor ve Doğu Macaristan'da hem yerleşim yerlerinde hem de mezarlıklarda seçilen arkeolojik alanları inceliyor. Amaç, bu bölgelerde yaşayan toplulukların kültürel yönelimlerini ve bunların zaman içinde nasıl evrildiğini anlamak.

Bu ekibin çalışmaları, yeni teknolojiler ve uluslararası işbirlikleriyle birleştiğinde, kuzey Macaristan'daki Geç Tunç Çağı ve Demir Çağı kültürleri arasında var olan karmaşık ilişkilerin daha ayrıntılı bir görünümünü sunmayı vaat ediyor. Daha fazla eser keşfedildikçe ve daha derin analizler yapıldıkça, arkeologlar tarih öncesinde bu bölgeyi şekillendiren kültürel bağlantılara yeni bir ışık tutmayı umuyor.