Türk dillerinden Uygurca'da Taklamakan'ın "Girebilirsin ama asla çıkamazsın" anlamına geldiği düşünülür. Aynı zamanda "ölüm çölü" ve "dönüşü olmayan nokta" benzetmeleri yapılır. İsmin Türk dilinde taglar ve makan'ın birleşiminden geldiği ve "harabeler mekanı" demek olduğu söyleniyor. Ses olarak tag'a benzeyen tark kelimesi Arapça'da terk edilmiş demektir. Çevirinin doğru olup olmadığını doğrulamak zor, ancak insanlar ve çoğu hayvan için bu denli büyük, kurak ve tehlikeli olan bir yer için uygun tabirler gibi görünüyor.
Taklamakan Çölü'nün Özellikleri
Kara Buran (kum fırtınası) ve Kara Koshun (bölge) dahil olmak üzere Taklamakan'ın tüm büyük gölleri bin yıllık sürede kuruyarak çölün genişliğini artırdı. Taklamakan Çölü yaklaşık 1000 x 500 km'lik bir ovadır. Boyutu itibariyle Dünya'nın en büyük 16. çölü. Herhangi bir okyanustan çok uzakta; çok sıcak, kurak ve aynı zamanda soğuk. En sıcak günlerde ısı 40 dereceyi bulabilir ve geceleri ise donma noktasına iner. Kaydedilen en soğuk gün 2008'de -32 dereceydi. Kışları tüm Taklamakan Çölü 3.8 cm karla kaplanır.
Kuzey rüzgarları ve kum fırtınaları ile sürekli yer değiştiren kum tepeleri yüzeyin %85'ini oluşturuyor. Rüzgarlar yüksekteki kum tepelerine çarptığında bir parçasını alttaki tepelere düşürür. Bu fiziksel olayın çıkardığı ses tüm çöl boyunca duyulabilir. Marco Polo, Çin'e olan yolculuğunda Taklamakan Çölü'nün seslerini duyduğunda bunun şeytani ruhların varlığına işaret ettiğine inandı ve yolculuğunu gerçek anlamda yarıda bırakmayı düşündü.
Taklamakan Çölünde Neredeyse Yağış Yok
Taklamakan Çölü'nde yıllık ortalama yağış miktarının 40 mm'den az olduğu belirtiliyor. Yağışlar çölün merkezinde yaklaşık 10 mm ve dağ eteklerinde ise 100 mm'ye çıkmakta. Karşılaştırma yapılırsa Sahra Çölü'nün merkezi 25 mm yağış alıyor. Çöl, deniz seviyesinden 1200 ila 1500 metre yüksektedir.
Taklamakan Çölü'nde Canlı Yaşamı
Taklamakan Çölü'nün zorlu koşulları ve iklimi hayvan çeşitliliğine fazla şans vermiyor. Manzaranın tipik olarak daha düz olduğu ve de bitki örtüsünün bulunduğu bölgelerde, ceylan, kurt, yaban domuzu, çöl tilkisi, yaban devesi, Sibirya geyiği, tavşan, gerbil, tarla faresi ve cırboğa gibi hayvanlara rastlanabilir. Böcekçiller arasında uzun kulaklı kirpi ve yarasalar var. Taklamakan Çölü'nün kısıtlı hayvan hayatı püsküllü tarla kuşu ve Tarim alakargası gibi kuş türlerine de izin verir. Çoğu hayvan su içmeden günlerce yaşayabilir; hatta hiç su içmeyenleri bulunur. Bu çölde yaşayan bitkiler arasında ılgın (tamarisk), nitraria, kuş iğdesi ve saltwort var. Birçok bitki tüylüdür ve bu özellikleri rüzgara karşı koymalarını sağlıyor.
Taklamakan Çölü'ne Komşu Ülkeler
Çin'in içinde bulunmasına ve çeşitli sıra dağlara (Kunlun, Pamir ve Tanrı) sınırı olmasına rağmen Taklamakan Çölü'nün çevresinde başka ülkeler de var: Bunlar Tibet, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Pakistan ve Hindistan olarak sıralanıyor. Çölü doğuda bir başka çöl olan Gobi Çölü karşılar.
Taklamakan Çölü Bir Zamanlar Ormandı
İnsanlar 4000 yıl önce burada rahat bir hayat sürüyordu. Toplanan bulgular Taklamakan Çölü'nün bilinen ilk yerlilerinin Hint-Avrupa dilini konuşan Kafkasyalılar olduğuna işaret etmiştir. Bu kesin bilgi, kurak hava şartlarının bölgede bulunan mumyaları mükemmel şekilde korumuş olmasından geliyor. En yaşlı mumyaya "Loulan'ın Güzelliği" adı verildi. Bu insanın yüz hatları Asyalı'dan daha çok Avrupalı özelliklerini taşıyordu. Bu nedenle kendisinin Avrupa medeniyetinin vatandaşı olabileceği sonucuna varıldı.
2002'den 2005'e kadar çölün kuzeydoğu kenarında kazı yapan arkeologlar, radyokarbon yaşının MÖ 2000'e uzandığı Xiaohe adlı olağanüstü bir mezarlığı ortaya çıkardılar. 25 hektarlık oval yapılı kum tepesi bir zamanlar ormandı. Taklamakan bölgesinin isimleri bilinmeyen kayıp insanları mezarlarını işaretlemek için 140 çubuk diktiler. Ahşap tabutlar ve belirgin burunlara sahip oyma ahşap heykellerin bulunduğu alan o zamanlar çok daha soğuk ve daha yağışlı bir iklime sahipti ve kavak ormanlarından oluşuyordu.
İpek Yolu Ticaret Yolları
Dünyanın en büyük çöllerinden biri olan Taklamakan, modern Çin'in kuzeybatı bölgesinde, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yer alıyor. İpek Yolu zamanında önemli ticaret noktaları olarak hizmet etmiş çölün etrafındaki iki yolda vahalar mevcut. Kuzeydeki yol Tanrı Dağları ve güneydeki ise Tibet Platosu'nun Kunlun Dağları'ndan geçiyor. UNESCO antik zamanlarda en çok güney yolunun kullanıldığını belirtmiştir. Güney yolu Kaşgar'da kuzey yoluyla birleşir ve Hindistan/Pakistan, Semerkant ve Baktriya'dan geçer.