Ortadoğu ile Kastedilen Nedir?
Bu terim, yüzyıllar içerisinde çeşitli anlamlar almıştır. Çeşitli doğruluk dereceleriyle, "Yakın Doğu", "Levant" ve "Bereketli Hilal" ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. İngilizler, kolonicilik dönemlerinde "Yakındoğu"dan söz ettiklerinde Balkanlar'ı ve Küçük Asya'yı (Anadolu'yu) kastederlerdi. Bereketli Hilal, batıda Mısır ile başlayıp yay çizerek Doğu Akdeniz'in kıyı kesimleri ve Suriye stepleri üzerinden geçip kuzeyde Anadolu'ya ve doğuda Mezopotamya'ya (bu, "nehirler arası" yani Dicle ile Fırat nehirleri arası anlamına gelen bir terimdir) uzanan topraklardır.
Levant, Avrupalıların bir zamanlar, Doğu Akdeniz'i çevreleyen ülkeler için kullandıkları bir terimdir. Levant, Fransızca "yükselme" anlamına gelen kelimeden türetilmiştir ve güneşin doğudan ("şarktan") yükselişini ima eder. Günümüzde "Ortadoğu" jeopolitik bağlamda yukarıdaki terimler kapsamında ele alınan yerleri bir miktar genişletilmiş haliyle ifade eder. Sonuç olarak terim bugün Asya, Afrika ve Avrupa'nın bazı kısımlarını (günümüz Türkiye'si), İsrail'i, (Mısır dahil) Arap ülkelerini ve genellikle İran'ı belirtir.
Ortadoğu'da Tarihöncesi Mitolojiler
Daha önceden bahsedilen Anadolu'daki Çatalhöyük gibi arkeolojik alanlarda bulunan heykelcikler ve tapınaklar, yazının bulunmasından önce mitolojik bir bilincin varlığına işaret eder. Tahta oturtulmuş bir Ana Tanrıça ve Boğa Tanrı şeklinde görünen figürler (bunlar muhtemelen bereket ve tarımın gelişmesiyle ilgilidir) mitolojinin bariz göstergeleridir. Mısır, Filistin ve Mezopotamya'daki mezarlar o zamanlar bir tür cenaze töreni yapıldığını düşündürür ki bu tören de muhtemelen ölümden sonraki yaşama olan inanca işaret eder. Mezolitik dönemde (Orta Taş Çağı, MÖ 10.000-8.000) Suriye ve Filistin'de yaşamış Natuflu olarak bilinen kültüre ait alanlarda, kutsal bir evliliği akla getiren birbirine sarılmış çiftleri betimleyen heykelcikler bulunmuştur.
Tahıl depolama çukurlarıyla bağlantılı Natuflu mezar çukurları, ilk tarım zamanlarına dair bereket kültünü gösteriyor olabilir. Mezopotamya'daki Sümer-öncesi Ubeyd arkeolojik alanları, ünlü Sümer ve Babil zigguratlarının öncüleri olan dini yapılar görüntüsünde kalıntılar içerirler.
Göçebe avcı-toplayıcı yaşam tarzının yerini tarım ve hayvancılığın hakim olduğu yerleşimler aldıkça berekete adanan tarikatlar ilgi çekici öyküleriyle ortaya çıkmıştır. Yine de tarih öncesi mitolojiye dair gerçekler ancak tahmin edilebiliyor. "Tarih" yani kelimenin tam anlamıyla olayların anlatımının muhafaza edilmiş hali, tabiatı gereği, yazıyla başlamıştır.
Ortadoğu Mitolojileriyle Hangi Kültürler Kastedilir?
Antik Sümerlerle onların ardından gelen Sami halklarının (Akadlar, Babilliler ve Asurlular); Hititler ve Frigler gibi Anadolu halklarının; Arap ülkelerinde çeşitli zamanlarda Kenan, Filistin, Aram, İsrail, Yahuda ve Samaria adları verilen topraklarda yaşayan Sami halklarının mitolojileri kastedilir. Batı-Sami geleneklerinin doğal sonucu olarak Yahudiliğin, Hristiyanlığın ve İslam'ın kutsal anlatıları da buna dahil edilebilir. Ortadoğu mitolojisine İran'da Zerdüştlük inancına dönüşen Hint-İran kültürü de eklenebilir. Antik Mısır mitolojisini de bir Ortadoğu fenomeni olarak almak doğal olurdu fakat diğer Ortadoğu mitolojilerinden ayrı olarak ele alınmayı gerektirecek kadar çok temel farklılığı vardır.
Ortadoğu'da Mitoloji Nasıl ve Nerede Başladı?
Tarihsel dönemin başlangıcı yazının bulunması olarak belirtiliyorsa, bu dönemdeki mitoloji muhtemelen Mezopotamya'da Sümer kültürüyle başlamıştır. Bu durum yazının ortaya çıkışından önce mitlerin sözlü olarak aktarılmadıkları anlamına gelmez.
Bilim insanları yazıyı Sümerlerin MÖ 4. binyılın ortalarıyla sonu arasında bulduklarına inanırlar. Kullanılan sistem (çivi yazısı) önceleri piktografların (Resimyazı) sonradan da fonemlerin (Sesbirimler) kil tabletlere kazınmasını içerir. Sümerlere göre, yarı-tanrı kahraman-kral Enmerkar, savaşta, bir habercinin karmaşık bir mesajı tam olarak tekrar edemediğini anlayınca ("Söylediği anlaşılmıyor" diyerek) yazıyı icat etmiştir. Başvurduğu yegane yol, bir tabletin üzerine resimden kelimeler oluşturup, kazımak olmuştur.
Ortadoğu mitolojileri arasında en iyi bilinenlerden bazıları şunlardır:
- Sümer Mitolojisi: Mezopotamya'nın en eski mitolojilerinden biridir. Sümerlerin tanrıları, insan şeklinde tasvir edilen, güçlü ve insanların günlük yaşamına doğrudan müdahale eden varlıklardır.
- Babil Mitolojisi: Babil medeniyeti, Sümerlerden sonra Mezopotamya'da yükselen bir uygarlıktı. Babil mitolojisindeki tanrılar genellikle Sümer mitolojisindeki tanrılarla benzer özelliklere sahiptir.
- Hitit Mitolojisi: Hititler, Orta Anadolu'da hüküm sürmüş bir medeniyettir. Hitit mitolojisindeki tanrılar, genellikle insan biçiminde tasvir edilir ve insanların hayatına doğrudan müdahale eder.
- Antik Mısır Mitolojisi: Antik Mısır, tarihte en etkileyici uygarlıklardan biriydi ve kendine özgü bir mitolojiye sahipti. Mısır tanrıları, genellikle insan başlı ve hayvan vücutlu olarak tasvir edilir.
- Yahudi Mitolojisi: Yahudilik, Ortadoğu'da kökleri olan bir din olduğu için, Yahudi mitolojisi de Ortadoğu mitolojileri arasında yer alır. Tanrı'nın İsrailoğullarına verdiği Tora'da anlatılan hikayeler ve kutsal metinler, Yahudi mitolojisinin temelini oluşturur.
- İslam Mitolojisi: İslam dini, Ortadoğu kökenli bir din olduğu için, İslam mitolojisi de bu bölgeye özgüdür. İslam mitolojisindeki temel figürler arasında, Allah, Muhammed, İblis, melekler ve cennet-cennet bahçesi yer alır.