Haberlerde sık sık okyanustaki tonlarca plastik atıktan ve diğer çöp yığınlarından bahsedilir. Ancak okyanuslarda en az bunlar kadar önemli bir kaynak daha bulunuyor: Deniz yosunları. Kolayca yetiştirilebilen ve yenilenebilen bir organizma olan deniz yosunu yiyecekten, cilt bakımına hatta olası bir COVID-19 tedavisine kadar her şeyde kullanılıyor. Çevreye yararlı bir canlı olarak deniz yosunu boya, diş macunu, dondurma ve bira gibi bir çok ürünün içeriğinde bulunmaktadır.
Deniz Yosunu ve Toplayıcılığı
Deniz yosunları hem doğadan, hem de yetiştirildikleri çiftliklerden toplanarak elde ediliyor. Yabani yosunlar ise denize girilerek ve de kıyı şeridi üzerinden toplanır. En yüksek hasat fırtına sonrası karaya vuran deniz yosunları üzerinden yapılıyor. İnsanlar yüzyıllar boyunca deniz yosunlarını bu geleneksel yöntemlerle topladı.
Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine göre günümüzde dünya çapındaki deniz yosunu üretiminin %96'sı doğadan elde edilenler yerine çiftliklerde yetişenlerden sağlanıyor. Yosunun türüne göre yetiştirilme yöntemi değişmektedir. Yosunları deniz kıyısı üzerinde ipe serme ya da ağların üzerinde büyütme bu yöntemler arasında.
Deniz yosunu çiftçiliği 1600'lerde Japonya'da başlatıldı ve ancak ilk uygulaması 15. yüzyıl Kore'sine kadar uzanıyor. Çin, Endonezya ve Filipinler gibi Asya'nın diğer bölgeleri yemekler ve diğer ürünlerde kullanmak üzere deniz yosunu üretiyorlar. Sadece Filipinler'de yaklaşık 40.000 insan geçimini 90'ların sonundan bu yana deniz yosunundan sağlamaktadır.
Deniz yosunu yetiştiricileri hasat zamanı geldiğinde gemi veya balıkçı teknesi ve tırmık gibi makineler kullanır. Bu yöntem her ne kadar elle toplamadan daha kolay olsa da, bu aletlerle yapılan hasat, habitatlara ve deniz hayvanlarının yuvalarına zarar veriyor. Buna engel olabilmek isteyen Norveç'teki çiftçiler deniz yosununun sadece üstte kalan, yüzen kısmını topladıkları bir yöntem geliştirdiler. Bu yöntem sayesinde deniz yatağının bozulması da önleniyor.
Deniz Yosununun Çevreye Faydaları
Çinli araştırmacıların 2019'da sundukları "Stokastik Çevre Araştırma ve Risk Değerlendirmesi" çalışmalarının sonuçlarına bakıldığında deniz yosunu çiftçiliğinin deniz sağlığını iyileştirmeye katkıda bulunduğu görüldü. Araştırmalara göre deniz yosunu suyun besin maddeleriyle zenginleşmesine neden oluyor. Bu da suda daha fazla alg yetişmesine ve oksijen boşalımına yardımcı oluyor. Buna ötrofikasyon denir.
Çalışmalar deniz yosunu yetiştiriciliğinin 75.000 metrik ton nitrojeni ve 9500 metrik tondan fazla fosfatı temizlediğini gösterir. Ayrıca geniş miktarda karbondioksidin emilmesini ve bir milyon metrik tondan fazla oksijen salınımını sağlıyor.
Doğal bir filtre olan deniz yosunu, çevreyi kirleten maddelerin azalmasına yardımcı olur. Bunun arkasında yüksek miktarda metal ve iyot içermeleri var. Dolayısıyla insanların deniz yosununu tüketirken ölçülü yemeleri gerekiyor.
Deniz yosunu ek olarak karada çalışan çiftçilerin denizleri temiz ve sağlıklı tutmasına da yardımcı oluyor. Gübre olarak kullanıldığında yaklaşık 30.000 ton kimyasal gübrenin yerini alarak yine büyük bir iş başarır.
Deniz yosununun doğaya ve insanlığa olan bu faydaları çevreye önemli ölçüde sosyo-ekonomik değer katıyor. Bugün deniz yosunu yetiştiriciliğinde başı çeken ülkelerden Çin, ötrofikasyona neden olan kirleticileri besleyici maddelere dönüştürmeye yardımcı olmakta.
Deniz Yosununun Kozmetik ve İlaç Alanında Kullanımı
Deniz yosunu birçok ülkede kozmetik sektöründe kullanılıyor. Tazmanya'da yaşayan birçok kadın Çin, Kore, Vietnam ve diğer ülkelere satılmak üzere deniz yosunu toplayıcılığı yapar. Bunlar kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde kullanılır.
Deniz yosununu en çok kullanan bir diğer ülke ise İrlanda. 12. yüzyıldan kalma bir şiirden görülüyor ki İrlandalı rahipler yoksul ve aç insanların karnını deniz yosunuyla doyurmasını sağlıyordu. 20. yüzyılın başlarında İrlanda sahilinde yaklaşık 300 deniz yosunu havuzu vardı. Hala Sligo Kontluğu'nda bulunan ve geleneksel deniz yosunu havuzlarını simgeleyen yerler var.
Bilim insanları bugün deniz yosunlarının sağlığa dair faydalarını araştırmaya devam ediyor. Hatta New York "Rensselaer Politeknik Enstitüsü" deniz yosunu özünü kullanarak COVID-19'u tedavi edebilmeyi dahi denedi. Bu öz, heparin ve pıhtı önleyici özellikler içeriyor. Heparin aslında genelde hayvan dokusundan elde edilir ancak deniz yosunuyla oluşturulan bu alternatif yöntem yaygın olmaya müsait.
Böyle bir durumda bu yöntem deniz yosununun biyoyakıt kaynağı olarak maliyetini de düşürecek.
Biyoyakıt Olarak Deniz Yosunu
Deniz yosunu yetiştiriciliği aynı zamanda yenilenebilir enerji olarak tüketilen biyokütlenin kullanımını artırıyor. 2015'te Amerika'da kullanılan enerjinin %5'i biyokütleden elde edildi. Biyokütle enerjisi bitkilerden ve hayvanlardan kazanılıyor.
Bu enerji yemek artıkları, hayvan çiftçiliği, lağım suyu, odun ve orman tortuları gibi birçok atıktan ortaya çıkıyor. Günümüzde deniz yosununun biyokütle olarak kullanılması yönünde çok az ilgi var ve bu pazar hala yeterince keşfedilmemiş durumda.
Ancak bu endüstrinin potansiyeli oldukça büyük. ARPA-E Amerika'da bulunan ve enerji teknolojilerinin gelişebilmesi ve desteklenebilmesi adına yatırım yapan bir kuruluş. Bu kuruluşa göre yosun yetiştiriciliği gelecekte 500 milyon tona ulaşabilir ve bu da yaklaşık 95 milyar litre benzinin yerini alabilir.
Deniz Yosununun Diğer Alanlardaki Kullanımı
Deniz yosunu yetiştiriciliği, balık çiftlikleri gibi birçok diğer alana da yarar sağlayabiliyor. Bazı çevre uzmanları aşırı balık yemi ve suda yüzen balık dışkısı nedeniyle açık deniz balıkçılığının ekosistemleri olumsuz etkilemesinden endişeli. Deniz yosunu üretimini balık çiftlikleriyle birleştirmek nitrojen emisyonlarını azaltmaya ve diğer kirleticileri parçalamaya yardımcı olacak. Deniz yosunu çiftlikleri açık deniz rüzgar çiftlikleriyle de uyum sağlayabiliyor.
Bu tür bir iş bu yıl Belçika-Hollanda Birliği "Wier & Wind" tarafından başlatıldı. Şirket, Belçika'daki Zeebrugge'nin 23 km açığındaki büyük türbinlerin arasında biyoyakıt olarak kullanabilmek üzere deniz yosunu yetiştirmeyi planlıyor. Deniz yosunu üretimi türbinler arasındaki geniş açık alanların kullanılmasını sağlayacak. Türbinler ayrıca gemilerin deniz yosunlarının üzerinden geçmesine engel olacak.