Kristallerin Mağarası veya Dev Kristal Mağarası olarak bilinen bu hayranlık uyandıran yapı 2000 yılında Meksika'nın Naica kentindeki gümüş ve kurşun madeninde çalışan madenciler tarafından kazayla keşfedildi. Dünya yüzeyinin neredeyse 300 metre altında yer alıyor ve bugüne kadar Dünya'da keşfedilen en büyük kristalleri içeriyor.
Mağaradaki en devasa kristaller 11 metre uzunluğunda ve 55 ton ağırlığındalar. Kristaller, alçıpan yapımında kullanılan kristalize alçı olan selenitten oluşuyorlar. Bu kristaller minerallerle dolu sıcak su çözeltisinden meydana geldiler ve büyümeleri yaklaşık yarım milyon yıl sürdü. Kristaller büyürken mağaranın içindeki sıcaklık daima kavurucu düzeyde kalmıştır.
Meksika'daki "Kristallerin Mağarası"
Mağaranın derinlikleri magma odasına açıldığından bugün hala inanılmaz derecede sıcaktır. Havanın ısısı 50 C'dir ancak bağıl nem oranı %90'ın üzerindedir. Bu da havanın 105 C gibi dayanılmaz düzeyde hissettirmesine neden olur. Burası gezegendeki en zorlu yerlerden biri. Özel koruyucu giysiler olmadan mağarada 15 dakika bulunmak mümkün değil. Mağaraya, içinde soğutma paketleri bulunan özel bir soğutma tulumu ve soğutulmuş hava solumayı sağlayan özel bir sırt çantalı solunum cihazı ile giriliyor.
Tüm bu ekipmanla dahi mağarada 45 dakikadan fazla kalınamıyor. Bu süre önemli zira aşırı yüksek sıcaklıkta vücut beyin işlevlerini kaybetmeye başladığından mağaradaki derin çukurlara düşme veya keskin bir kristale saplanma riski mevcut. Dev Kristal Mağarası'na girmeden önce kullanılmak istenen tüm kamera donanımının önceden ısıtılması gerekir. Hareketli parçalara ve kasete sahip kameralar ise çoğunlukla çalışmaz.
Kristal Mağarası'nın İlk Keşfi
Penoles maden şirketi 1910'da Meksika'nın Naica Madeni'nde "Cueva de Las Espadas" veya Kılıç Mağarası olarak bilinecek bir bölge keşfetti. Mağara, iki metre uzunluğa kadar devasa selenit (alçı) kristallerle dolu 80 metrelik bir koridordan oluşuyordu. Yerin 120 metre altındaki bu yerin keşif ve turizme açılması ne yazık ki kristallerin çoğunun zamanla yok olmasına neden olmuştur.
Tam 90 yıl sonra, Dünya yüzeyinin 300 metre altındaki bir kazı tünelinde çalışan iki madenci aynı madende çok daha büyük başka bir mağara keşfetti. Buradaki kristaller yaklaşık 55 ton ağırlığında geliyor ve tek bir kristal 12 metre uzunluğa kadar ulaşıyordu. Bunlar şimdiye kadar bir insanın Dünya'da bir mağarada gördüğü en büyük kristallerdi. Mağara bundan sonra "Cueva de Los Cristales" veya Kristal Mağarası olarak bilinmeye başlandı.
Mağaradaki neredeyse tüm su çekildiğinden kristallerin büyümesi durmuştur ve madenden bölgeye dolan soğuk hava ısıyı her yıl biraz daha düşürmektedir.
Kristal Mağarası Nasıl Oluştu?
Milyonlarca yıl önce yaşanan volkanik aktivite Chihuahuan Çölü'ndaki Naica Dağı'nı susuz bir alçıtaşı türü olan anhidrit ile doldurdu. Magma nihayet soğuyunca anhidrit çözülmeye başladı ve mağara sularına karışarak suları zenginleştirdi. Bu sulardan bugünkü devasa kristaller oluşmuştur. Şaşırtıcı olansa, kristallerin boyutunun bir sınırı olmaması ve yeterli zamanla daha da büyük boyutlara ulaşmaları mümkün. Dünya'da bu tür kristallerin böylesine en saf halleriyle korunduğu çok az yer var.
Naica madeni antik bir fay üzerinde yer alıyor ve mağaranın altında bir yeraltı magma odası bulunuyor. Magma, yer altı suyunu ısıtır ve sudaki mineral yoğunluğu artar. Bu mineraller arasında alçı taşı var. Mağaradaki bu içi boş alan, alçı taşı minerali bakımından zengin sıcak suyla dolmaya başlamış ve yaklaşık 500.000 yıl boyunca böyle de kalmıştır.
Dahası, bu süre boyunca suyun sıcaklığı daima 50 derece C'nin üzerinde seyretmiştir. Bu ısı, mikroskobik kristallerin oluşmasına ve büyümesine izin verdi. İçerideki mükemmel koşullar nedeniyle kristaller sonsuza kadar büyümeyi sürdürdüler ta ki gümüş madencileri daha derine inmek için yer altı suyunu dışarı pompalayana kadar.
Kristallerin Mağarası Nasıl Ziyaret Edilir?
Meksika'nın Dev Kristal Mağarası çoğu insan için yeni bir gezegeni keşfetmek gibi. Kristallerin Mağarası'nda her adımın dikkatlice atılması gerek. Basit bir kayma sonucu bir kristalin üzerine düşebilirsiniz. Bu kadar yüksek sıcaklıklardaki bir alana girdiğinizde vücudunuz ölmeye başlar. Çünkü vücut ısıyı atamaz. Naica Kristal Mağarası'nı keşfe gelen ve içerisinin kıyafetsiz ne kadar sıcak olduğunu bilmek isteyenler ilk çelik kapıdan içeri alındıkları anda karşılaştıkları ısı dalgasıyla duvara toslamış gibi oluyor.
Koruyucu kıyafet olmadan geçirilen birkaç dakikanın ardından kişi baştan aşağı sırılsıklam oluyor ve bolca su içmesi gerekişyor. Ayrıca keşfin başlanacağı günden bir gece önce kamera ekipmanları hava geçirmez çantaların içinde mağaraya bırakılır. Böylece ekipmanların ısısı yavaşça yükselir ve ortam sıcaklığına adapte olur. Eğer bu yapılmazsa oluşan yoğunlaşma cihazları kullanılamaz hale getiriyor. Ancak böyle yapılsa bile ekipmanlar ertesi gün kullanıldıklarında hala bozulabilirler.
Mağarada Kullanılan Özel Soğutucu Elbise
Elbiseler birkaç koruma katmanından oluşuyor. Cildinizin doğrudan buzla temas halinde olması soğuk ısırması denen durumu meydana getireceğinden ilk katmanda yalıtımlı yelek bulunur. Ardından, donmuş halde tutulan jel dolgulu keselerin olduğu örgü yelek geliyor. Bu keseler vücudunuzun sıcaklığını düşürür. Hepsinden sonra yüksek dayanıklılık sunan özel bir tulum geliyor. Mağaradan yayılan ısıyı vücudunuzdaki buzdan uzak tutan ve ayrıca kişiyi keskin kristallerden koruyan bir katman.
Son olarak solunum çantası var. Bu özel yapım sırt çantası yalıtımlı köpükten üretilir ve donmuş metal buz şişeleri içerir. İçindeki fan, şişelerin üzerine hava üfler ve savaş pilotlarının kullandığına benzer şekilde bir hortumdan yüz maskesine hava pompalanır. Bu sistemde buz, çantada donmuş halde kaldığı sürece insanın soğuk hava soluması sağlanır. Bu kıyafetler bir uzay kıyafeti giymiş gibi hissettirir ve bulunulan ortam da aslında çok farklı değil.
Naica madenine girmek muazzam bir girişimdir ve geniş bir destek ekibi gerektirir. Alanda sağlık görevlisi, soğutma teknisyenleri, kamera izleme, iletişim, mağara aydınlatması, soğutma kıyafetlerini şarj etmek için dondurucular içeren bir tıbbi istasyon vardır ve tüm lojistik hayranlık uyandırıcıdır.
Kristallerin Mağarası'na Yapılan Geziler Durduruldu
Kristallerin Mağarası'ndan önce gelen ve 2 metrelik daha küçük kristallere ev sahipliği yapan Kılıç Mağarası dahil olmak üzere Meksika hükümeti bir süredir mağaraları ziyarete kapattı. Zira ziyaretler hem kristaller hem de turistler için risk taşıyor. Mağaraların daha fazla araştırılması için kristallerin önemli ölçüde uzaklaştırılması gerek. Mağaraları korumak için madencilik de durduruldu. Mağaraların madenciliği ve keşfi su pompalarına bağlı ve 2017 yılında keşiflerin sona erdirilmesiyle mağaraların yeniden doğal su ile dolmasına olanak doğdu.