Mısır gevreği Amerika'da doğdu. 20. yüzyıla girerken Amerikalılar yeni bir tür kahvaltıyla uyandılar. Kellogg'un Kızarmış Mısır Gevreği veya Nestle'nin Kıyılmış Buğdayı gibi soğuk tahıllar bir kutudan bir kaseye dökülür, sütle ıslatılır ve biftek, yumurta, kıyma, sosis, pastırma ve krepe kıyasla çok daha hafif ve sindirimi kolay bir kahvaltılık ortaya çıkardı. Mısır gevreği ayrıca sanayileşmiş, hızlı kent hayatına ayak uydurmak için acele içinde olan bir ulusun kadın, erkek ve çocuklarının güne önceden hayal edemeyecekleri bir kolaylıkla başlamasını sağlıyordu.
Mısır gevreğinden önce kahvaltı nasıldı?
Türkiye'de kahvaltılar tarih boyunca değişmemiştir ancak mısır gevreğinin doğduğu ülke Amerika için durum farklıydı. Kuzey Amerika'nın Avrupalı yerleşimciler tarafından istila edildiği sömürge döneminde insanlar özellikle de sıradan işçi sınıfından olanlar ya yulaf lapası ya da önceki geceden kalan yiyecekleri yeme eğilimindeydi. Yeni ulus zenginleştikçe kahvaltılar da büyüyordu. Avrupa aristokrasisine özenen Amerikalılar soğuk füme sığır dili, jambon, sosis ve yumurtadan oluşan devasa kahvaltılar hazırlamaya başladılar.
Bu büyük kahvaltı akımının ülke geneline yayılması ise 19. yüzyılda Şikago ve Sinsinati gibi orta batı şehirlerinde sığır eti ve domuz eti üretiminin sanayileşmesiyle oldu. Kırsal alanlar özellikle başı çekti. Çiftçi ve işçiler sabah yemeklerini et ağırlıklı yiyerek tüm gün çalışırken ihtiyaç duyacakları enerjiyi alıyordu.
Tüketim Hastalığı ve sindirim rahatsızlığı
Ardından Sanayi Devrimi geldi ve çalışma düzeni değişti. Artık daha fazla insan standart bir rutinde fabrikalarda, mağazalarda veya ofislerde çalışıyordu ve çalışma haftası boyunca yiyecek hazırlamaya ve tüketmeye daha az zaman kalıyordu.
Bunun yanı sıra ağır sabah yemekleri de artık sağlık için ideal görülmüyordu. Tüberküloz (o zamanlar "tüketim hastalığı" denildi) gibi hastalıklar birçok Amerikalıyı rahatsız etmeye başlamıştı. Benzer şekilde rafine karbonhidrat, şeker ve et bakımından zengin beslenmeden kaynaklı sindirim rahatsızlıkları oluşmuştu.
ABD Başkanı Teddy Roosevelt gibilerinin "yorucu yaşam" dediği düşüncenin halk arasında bilinç kazanması insanları sağlık ve atletizme yeniden ilgi duymaya yöneltti. ABD, ilk kez yazar Mark Twain tarafından kullanılan ve "Yaldızlı Çağ" denilen bir ekonomik ve manevi aşırılık döneminden henüz yeni çıkmıştı ve artık ne yediğine dikkat ediyordu. Mısır gevreği böyle bir zamanda doğdu.
Mısır gevreği nasıl ortaya çıktı?
Ülkede ulusal üne sahip sağlıklı beslenme uzmanı Dr. John Harvey Kellogg bir hastası için hazırladığı bisküvili kahvaltının dişini kırmasından sonra 1877'de iki kez pişirilmiş un, yulaf ve mısır unundan bir karışım hazırlayıp onu küçük parçalara ayırarak servise hazır hale getirdi ve Corn Flakes veya Mısır Gevreği doğmuş oldu. Kellogg tam tahılları "dekstrinizasyon" adını verdiği bir işlemle yüksek sıcaklıkta pişiriyor, daha kolay sindirilebilir ve dolayısıyla daha sağlıklı hale geldiğine inanıyordu.
Bazı tarihçilere göre Kellogg'un Mısır Gevreği'nin tam kökenini bilmek zordur zira birçok hikaye var. Kellogg eşi Ella ve asistanı olarak çalışan kardeşi Will (ayrıca tesisin işletilmesiyle ilgilendi) ile mutfakta birlikte çalıştı ve her ikisi mısır gevreğinin doğuşunda rol oynadıklarını iddia etti. İcatta payı olduğunu söyleyen başka aile üyeleri ve Sanitarium (Kellogg'un ünlü sağlık spası) çalışanları da var.
Kellogg Şirketi'nin resmi geçmişine göre mısır gevreğinin icadı 1898'de bir parti buğday bazlı tahıl hamurunun yanlışlıkla dışarıda unutulması ve mayalanması ile başladı. O geceden sonra içeri alınan hamur hafif küflüydü ancak ince tabakalar halinde açılıp fırına sürüldü. Ortaya gevrek yapılı, lezzetli, tane tane parçalar çıktı. Sonraki birkaç yıl boyunca Will Kellogg tarif üzerinde denemeler yapmaya devam etti ve mısırın buğdaydan daha gevrek parçalar ürettiğini fark etti.
Dr. Kellogg, Granose dediği yeni tahıl gevreklerini sağlık evindeki hastalarına sununca hepsi ürüne bayıldı (tahıl anlamına gelen "grain" ile metabolizmanın bilimsel eki olan "ose" sözcüklerinin birleşimi). Ancak kardeşi Will Kellogg'un planları başkaydı. Kellogg'un üretim tesisini idare eden Will bu taneli yiyeceği hafif ve sağlıklı bir kahvaltı arayan insanlara pazarlama fırsatını gördü.
Kellogg's Corn Flakes satışa çıkar
Ancak John asla bu fikre sıcak bakmadı ve kardeşi Will tarifi kendisine vermesi için yıllarca peşini bırakmadı—buna Will'in onu tuvalette bile taciz etmesi dahildi. İnatçı Will nihayetinde taneli tahıl tarifinin haklarını satın almayı başardı ve 1906'da Battle Creek Kızarmış Mısır Tanesi Şirketi'ni (Battle Creek Toasted Corn Flake Company) kurarak kendi başına bir yola çıktı. Malt, şeker ve tuz eklediği tarifine Kellogg's Corn Flakes adını verdi büyük miktarda üretmeye ve kârının çoğunu reklama harcamaya başladı.
Biliyor musunuz? Kellogg'un mısır gevreği kutusundaki horoz maskotu, Will'in soyadlarının Galce'de "horoz" (ceiliog) kelimesine benzemesinden hoşlandığı için seçildi.
Will'in şirketi 1909'da günde 120.000 kasa mısır gevreği üretiyordu. Kardeşinin başarısına içerleyen John Kellogg aile adını kullanma hakkı üzerine yıllarca kardeşiyle savaştı. Bu hukuk savaşı 1920'de Mişigın Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin ürünün popülerleşmesini sağlaması nedeniyle Will'in lehine karar vermesiyle sona erdi.
Mısır gevreği kahvaltıyı tümüyle değiştirir
Will Kellogg'un pazara girdiği zamanlarda diğer markalar çoktan halka çeşitli tahıl ürünleri sunmaya başlamıştı. En başarılı olanlardan biri Grape-Nuts markasıydı. Markanın kurucusu C. W. Post, John Kellogg'un sağlık evinde bir kereliğine hasta olarak bulunmuştu. Kellogg'un mısır gevreği tarifini aldı ve kendi seri üretim ürününü oluşturarak muazzam bir başarıya ulaştı. Kellogg'un ezeli rakibi haline gelen Post, tahıl üretiminde ihtiyaç duyulan tahıl haddeleme makinesini üretmek için özel haklar bile satın aldı—Will Kellogg'un tasarımına yardım ettiği bir ekipmandı.
Biliyor musunuz? C.W. Post, kendi tahıl imparatorluğunu kurmadan önce Kellogg kardeşlerin sağlık evine hasta olarak katılmıştı. Tesiste kalma ücretini karşılayamayacak kadar fakir olduğu için Sanitarium mutfağında çalıştı, granola hazırladı ve pişirme sürecince ön sıralarda yer aldı.
19. yüzyılın sonlarında ünlü kıtalararası demiryolunun tamamlanmasıyla Amerika Birleşik Devletleri şimdi eşi görülmemiş bir derecede birbirine bağlanmıştı ve bu durum Kellogg, Post ve diğer yeni paketlenmiş gıda markaları için dev bir pazar potansiyeli yarattı. Her ne kadar reklamlarında bazen çirkin iddialarda bulunsalar da (örneğin, Post, Grape-Nuts mısır gevreğinin raşitizmden sıtmaya her şeyi iyileştirdiğini iddia etti) marka sayısındaki artan çeşitlilik mısır gevreklerinde belirli bir kalite ve tekdüzelik yarattı. İlk defa toplu olarak işlenmiş gıda tüketmeye başlayan Amerikalılar için önemli bir durumdu.
Kellogg's Corn Flakes ve diğer tahıllar ortaya çıktıkları tarihsel andaki benzersiz koşullar ve reklamlarda öne sürülen sağlık iddiaları nedeniyle Amerikan kahvaltısında devrim niteliğinde bir etki yarattı. Diğer kahvaltı seçeneklerine kıyasla hazırlaması çok daha kolaydı. Bir kutuyu açıyor, içindekini kaseye boşaltıyor ve üzerine biraz süt döküp kahvaltınızı yapıyordunuz.
Mısır gevreğinin mucidi Kellogg kimdi?
Amerika'nın ilk sağlık uzmanlarından olan Dr. John Harvey Kellogg insanların daha sağlıklı bir yaşama yönelmesine yardımcı oldu. Kıyamete ve İsa'nın ikinci gelişine inanan Yedinci Gün Adventist Kilisesi'nde büyüyen Dr. Kellogg, kilisenin kurucuları tarafından inançta lider olacağına ikna edilmiş biriydi. 1876'da kilise tarafından kurulmuş bir sağlık enstitüsünü devraldı ve onu dünyaca ünlü bir tıbbi kaplıca ve tatil beldesine çevirdi.
Kellogg diğer Adventistler gibi vejetaryen beslenme, alkol, tütün ve kafeinden uzak durmayı ele alan sağlık ilkelerini uyguluyordu. Bu yüzden "biyolojik yaşam" felsefesini anlatırken düzenli egzersiz, masaj terapisi ve bol su içmeyi vurguladı. En çok sindirim sağlığına odaklandı; yağlı, yapışkan, tuzlu veya baharatlı yiyeceklerin kötülüklerini kınadı ve kişinin sindirim sistemini temizlemesi için düzenli olarak güçlü lavman almasını önerdi. Hayvanat bahçesindeki goriller üzerinde çalıştıktan ve günde 4 ila 5 bağırsak hareketi yaptıklarını gördükten sonra hastalarının da aynısını yapmasını önerdi ve bu sürece yardımcı olacak yiyecekler sunmaya çalıştı.