Bir paranın değerine kim karar veriyor? Para biriminin değeri tıpkı mal ve hizmetin değeri gibi talebe göre belirleniyor. Türk Lirası gibi bir paranın değerini ölçmenin belirli yolları vardır. Önce yabancı para birimleriyle ne kadar Türk Lirası alınabildiğine bakılır ve buradan döviz kuru ölçülür. Döviz kurunu döviz piyasasındaki Forex yatırımcıları belirliyor. Arzı ve talebi ve de o para biriminin geleceğine yönelik beklentileri değerlendirerek alım veya satım yaparlar.
Para Biriminin Değerini Belirlemek
Döviz kurunun ardından, paranın değerini belirlemede sıra devlet tahviline gelir. Devlet tahvili kolayca paraya çevrilebilir. Eğer devlet tahviline olan talep düşükse Türk Lirası'nın veya o ülkenin parasının değeri düşer.
Son olarak döviz rezervi geliyor. Döviz rezervi, yabancı ülkelerin elinde bulundurduğu Türk Lirası miktarıdır. Ne kadar çok Türk Lirası tutarlarsa arz o kadar düşer ve para değerlenir. Ancak yabancı devletler ellerindeki Türk Lirası'nı ve tahvilleri satmaya karar verirse arz (dolaşımdaki para) yükseliyor ve para biriminin değeri düşüyor.
Bir para biriminin değeri işte böyle ölçülüyor ve kağıt banknotların arzı, altın gibi sınırlı olmadığından, çoğu ülkenin parası yıllar içinde değer kaybedebilir. Örneğin, dünyanın en değerli para birimlerinden ABD Doları'nın değeri 2000'den 2011'e dek düştü. Düşük federal fon oranı, yüksek federal borç ve yavaş büyüyen ekonomi değer kaybının nedenleriydi.
Ancak bu etkenler 2011'den sonra da devam etmesine rağmen ABD doları bu kez değer kazandı. Neden mi? Çünkü dünyadaki çoğu ülkenin ekonomisi daha yavaş büyüdü. Tüccarlar bu yüzden güvenli liman olarak dolar satın aldılar. Sonuç olarak arzı azalan dolar, avro ve diğer para birimleri karşısında değer kazandı.
Paranın Sürekli Değer Kaybetmesi
Paranın değerinin zamanla durmadan azalması enflasyondur. İnsanlar mal fiyatlarının artmasını bekliyorsa, o ürünleri fiyatlar yükselmeden satın almak ister. Bu hareket mala olan talebi artırır ve üreticilere ürün fiyatlarını daha da artırma fırsatı şansı sunar. Böylece mal fiyatları durmadan artar ve enflasyon kendi kendini şişiren bir döngüye girer.
Ülkelerin merkez bankaları bu yüzden enflasyonu dikkatle izler. Enflasyonu azaltmak için para arzını azaltır veya faiz oranını artırırlar. Sağlıklı bir ekonomide çekirdek enflasyon %2 olabilir (Çekirdek enflasyon, fazla değişken olan gıda ve yakıt fiyatı dışındaki ürünlerin fiyatı). Enflasyon, Tüketici Fiyat Endeksi ile ölçülüyor.
Paranın Sürekli Değer Kazanması da Kötü
Ürün fiyatlarının artması paranın satın alım gücünü azaltsa da, sürekli fiyat düşüşü yani deflasyon da ekonomi için kötüdür. Deflasyon paranın değerini veya satın alım gücünü artıracaktır ancak fiyatların daha da düşeceği beklentisi insanların daha az para harcamasına neden olarak mal ve hizmete yönelik talebi azaltır ve ekonomik ilerlemeyi ciddi oranda yavaşlatır. Enflasyon ve deflasyon arasındaki bu özel dengeyi yönetme görevi merkez bankalarına düşüyor.
Deflasyonun en ünlü örneklerinden biri ABD'de yaşandı. Ülkede 2007'den 2011'e dek konut piyasası büyük bir deflasyonun içine girdi. Konut fiyatları %20'den fazla oranda düştü ve birçok insan mortgage borçları nedeniyle evlerini satamadılar. İnsanlar, evleri şimdi satın alırlarsa hemen sonra fiyatının düşmesinden korkuyorlardı. Kimse ev satın alarak zarar etmek istemedi.
Gerçekten de öyle oldu. 2011'e gelindiğinde ev fiyatları 2007'ye kıyasla daha da ucuzladı. Ancak birçok aile evini kaybetti. İnşaat işçileri işlerinden oldu ve inşaatçılar iflas etti. Bu yüzden deflasyon tehlikelidir. Konu korku olduğunda para her iki yönde çalışabiliyor.
Sonuç
Enflasyon nedeniyle bugünün parası gelecektekinden daha değerli. Paranın günlük değeri ise sürekli değişen talep hacmi nedeniyle dalgalanır. Türk Lirası, Dolar veya Avro gibi paralara olan talep belirli etkenlere bağlı:
- Paranın döviz kuru değeri.
- Devlet tahvilinin değeri.
- Paranın döviz rezervlerindeki miktarı.
Ürün fiyatlarının artması paranın satın alım gücünü azaltsa da, sürekli fiyat düşüşü yani deflasyon da ekonomi için kötüdür. İnsanları fiyatların düşeceği beklentisine iterek harcamanın azalmasına yani ekonomik büyümenin zarar görmesine neden olur. Enflasyon ve deflasyon arasındaki dengeyi merkez bankası kuruyor.