Ultrason doğrudan fetüsün kulak yoluna yönlendirildiğinde, gürültü seviyesinin bir metro trenininkiyle karşılaştırılabilir olduğu iddia edilmektedir. Buna ek olarak, amniyotik sıvının yaşadığı titreşimler nedeniyle ultrason tarafından ısıtıldığı varsayılmaktadır. Ama durum gerçekten böyle mi? Bu tarama tetkikleri anne adayları için güvenli midir?
Şu anda "evet", çünkü ultrason muayenelerinin gelişmekte olan fetüse zararlı olduğuna dair bir kanıt yoktur. Ancak yine de sadece kesinlikle gerekli olduğunda ve uygun eğitimi almış ve bu alanda kendini daha fazla eğitmiş doktorlar tarafından yapılmalıdır. Uzmanlar, ultrasonun yalnızca "bebek televizyonu" amacıyla kullanılmamasını tavsiye etmektedir, çünkü tıpta önlem her zaman en önemli öncelik olmalıdır. Elimizdeki tüm teşhis araçlarının kullanımında ihtiyatlı olmak önemlidir.
Doğmamış Bebeğin Isıya Karşı Hiçbir Savunması Yoktur
Peki gürültü ve ısının yenidoğanlar üzerindeki etkileri hakkında ne biliyoruz? Ultrason, içinden geçtiği dokularda mekanik etkilere ve sıcaklık artışlarına neden olan bir ses dalgasıdır. Materyal titreşmeye başladığında ısı üretir. Henüz kendi vücut ısılarını kontrol edemedikleri için doğmamış çocuğun çevresini ısıtmak tehlikelidir. Çok fazla ısındığında, bu durum gelişimsel hasara yol açabilir. Ultrasonografinin amniyotik sıvının tespit edilebilir derecede ısınmasına neden olması oldukça endişe verici olacaktır.
Çünkü hayvan çalışmaları, düzenli ultrasonografi muayenelerinin doku sıcaklığını yaklaşık 1°C artırabildiğini göstermektedir. Bu çalışmalara göre, birkaç dakikalık atımlı Doppler ultrasonografi kullanımından sonra, sıcaklıklar 4°C'ye kadar yükselebilir.
Ancak Doppler ultrasonografi yalnızca fetüsün kalp ve kan damarlarının doğum öncesi bakım muayeneleri için kullanılır. Bu muayeneyi yapmak için birkaç saniyeye ihtiyaç vardır. Bu, ultrason taramasından kaynaklanan önemli bir sıcaklık artışının oldukça düşük bir ihtimal olduğu ve bebeğin oldukça güvende olduğu anlamına gelir.
Ancak yine de her doku ve materyal farklı miktarlarda ısı üretir. Bu anlamda, ultrason dalga boyları amniyotik sıvı tarafından zayıf bir şekilde absorbe edilir. Ayrıca ısınması da zordur, ki bu da anlamlıdır. Bu olasılığı değerlendiren bir araştırmada ne geleneksel sonografi ne de Doppler ultrasonografi amniyotik sıvı sıcaklığında bir artışa dair herhangi bir kanıt göstermemiştir.
Ultrason İnsanlar Tarafından Duyulamaz
Bu nedenle, doğmamış bir çocuğun anne karnında ultrasonu duyması pek olası değildir. Yaklaşık 5-10 MHz (veya saniyede 5-10 milyon salınım) tanısal ultrasonografide kullanılan frekans aralığıdır. Ancak insan kulağı bundan en az 50 kat daha düşük bir hızdaki titreşimleri algılayabilir-saniyede 20.000 titreşim.
Ultrason muayenesi sırasında, ultrason sürekli bir akış halinde değil, bir dizi kısa, hızlı aralıklı darbeler halinde verilir. Ancak bazı doktorlar bu darbe tekrarlama hızının potansiyel olarak bebek tarafından duyulabileceğine ve doğmamış çocuğun bunu tiz bir ses olarak yorumlayabileceğine inanmaktadır.
Ancak bugüne kadar, fetüsün bu darbe tekrarlama hızını duyabileceği, tepki verebileceği veya bundan zarar görebileceği iddialarını destekleyen hakemli, bilimsel yayınlarda yayınlanmış hiçbir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle, önleyici ultrason muayenelerinden kaçınmak veya doğmamış çocuğa olası zararlardan endişe etmek için hiçbir neden yoktur.