Bazı Budistler neden saçlarını traş eder?

Peki, Buda neden bukleli tasvir edildi?

budist traşı

Başın tepesini traş etmek, kişinin tören veya dini amaçlarla başını tıraş etmesi anlamına gelir. İşlemden sonra kafa derisinde hiç saç kalmayabilir ya da çok az bir miktar kalabilir. Dini ya da ruhani nedenlerle kişinin saçını belirli bir tarzda şekillendirmesi yeni bir şey değildir. Hindistan'da ilk asırlar boyunca hiçbir mala sahip olmayarak maneviyatı benimseyen ve zaman zaman dilenciliğe başvuran dindar bireyler saçlarını derli toplu tutmayı önemsememişlerdir. Temizlik ancak aydınlanmadan sonra gündeme gelmiştir.

Ortaçağ Avrupalı dilenci rahipler de benzer bir yoksulluk yemini etmişlerdir. Met Museum, İsa'nın izinden gitmeyi amaçlayan bu kişilerin bir yandan sade bir yaşam sürerken bir yandan da İncil'i tebliğ etmek için dünyayı dolaştıklarını iddia etmektedir. Mendicant Latince "dilenmek" anlamına gelen mendicare kelimesinden türetilmiştir.

Tüm inançlarda kişinin saçının nasıl görünmesi gerektiğine dair katı kurallar yoktur, ancak birçoğunda vardır. Çünkü saç, insanların kendilerini tanımlama biçimlerinde hayati bir rol oynamaktadır. Doğal ve kültürel kimliğe, kişisel ve toplumsal korkulara, özel ve ortak hedeflere, estetiğe ve tutkulara bağlanmaktadır.

Bazı dinlerde saçın kutsallığı

Bir Sih.

Bazı inançlarda saç kesimi bir yere kadar serbestken, bazılarında ise tamamen yasaklanmıştır. Örneğin, 1699'dan beri Sih otoriteleri, takipçilerinin saçlarını tıraş etmemeleri ya da herhangi bir şekilde değiştirmemeleri gerektiğine karar vermiştir. The New York Times'a göre, Sih topluluğu saçlarını korumak ve onları genel nüfustan belirgin bir şekilde ayırmak için dastar ya da türban kullanmayı benimsemiştir. Bazı muasır Sihler bu adetten vazgeçerken, gelenekçiler temsil ettiği erdemler nedeniyle bunun devam etmesi gerektiğine inanırlar.

Amişler saça büyük önem veren bir başka gruptur; Amiş erkekleri evlendikten sonra sakallarını kesmezken, Amiş kadınları da saçlarını asla kestirmezler. Amişler saçı kutsal, dinlerinin bir temsili ve tevazu merkezli yaşam tarzlarının bir bileşeni olarak görürler.

Ortodoks Yahudi erkekler saçlarıyla ilgili sorular söz konusu olduğunda cevap için Kutsal Kitap'a başvuruyor. Örneğin Eski Ahit'in Levililer 19:27 ayeti, erkeklere boyunlarının arkasındaki saçları ya da sakallarının kenarlarını tıraş etmemelerini emretmektedir.

Ayrıca Rastafaryanlar için dreadlock biçiminde daha uzun saç zorunludur. Bu gelenek en azından kısmen İncil'deki saç kesme yasağına bir referanstır. Samson ve Delilah hikayelerindeki Samson gibi, bir erkeğin gücünün saçlarının uzunluğuyla arttığı ve saçları kesildiğinde bunun tam tersinin geçerli olduğu söylenir.

Bazıları için az saç ruhen daha uygundur

Futbol antrenörü Ekkapol Chantawong ve sporcuları geleneksel bir Budist töreninde başlarını tıraş ederken, (AP Photo/Sakchai Lalit).
Futbol antrenörü Ekkapol Chantawong ve sporcuları geleneksel bir Budist töreninde başlarını tıraş ederken, (AP Photo/Sakchai Lalit).

Çok saça sahip olmanın tam tersi olan saçsızlık ya da hiç saç olmaması, çeşitli inançlara sahip insanlar arasında yaygın bir uygulamadır. Sadece bir örnek vermek gerekirse, tepe traşı (tonsure) uygulaması 1973 yılında Papa 6. Paul tarafından yasaklanana kadar Hıristiyan rahipler arasında yaygındı. Uygulama hem Roma Katolik hem de Doğu Ortodoks din adamları için geçerliydi. Bazı keşişler, İsa'nın çarmıhta başını çevreleyen dikenli tacı sembolize etmek için saçlarının bir kısmını taç şeklinde tıraş ediyorlardı. Bu unsur onların birbirlerine duydukları sonsuz sevgiyi temsil eder hale gelmiştir.

Budist inancına mensup rahipler, papazlığa atanma sürecinin bir parçası olarak başlarını tıraş ettirirler. Tepe traşı, bazı topluluklarda yeni gelenlere dini uygulamaları tanıtmanın bir yolu olarak kullanılır. Örneğin Myanmar ve Tayland'da 8 yaş ve üzeri erkek çocuklar, başlarını tıraş etme süreci de dahil olmak üzere dinleri ve gelenekleri hakkında bilgi edindikleri bir pravrajyā törenine katılırlar. Hinduizm'de küçük erkek çocuklar (yaklaşık 2 yaşında) bebeklikten erkekliğe geçişlerini işaret eden chudakarana adlı benzer bir ritüelden geçerler. Alışılmış tıraştan sonra kafanın tepesinde sadece az miktarda saç kalır. Kutsal yaşama adım atan ve münzevi düzeni kabul eden bireyler için tam tepe traşı zorunludur.

Budistlerde baş traşının geçmişi

Budist rahiplerin dazlak olmanın ruhaniliklerini geliştirdiğine dair inançları Vinaya-pitaka'nın bir bölümü olan Khandhaka'ya kadar uzanmaktadır. Bu kurallar bir dizi saç kriterini şart koşuyordu; bunlar arasında tıraş için minimum iki aylık bir süre, makas yerine ustura kullanımı ve gri saçların alınmasının veya boyanmasının yasaklanması da vardı. Ayrıca kişinin saçını taraması da yasaktı. Peki neden bu kadar spesifik olmak zorundasınız? Çünkü bu kurallara uyarsanız, herhangi bir kibir yaymamış olursunuz ve zihniniz temiz kalır.

Saç uzunluğu ve stiliyle ilgili aynı düzenlemeler bugün bile devam etmekte, birçok papazlık töreninde saç tıraşı ritüeli de yer almaktadır. Saçların büyük bir kısmı genellikle törenden önce tıraş edilir ve tören sonunda sadece birkaç tutam kesilir. Vinaya gibi bazı dini gruplar, kişinin herhangi bir yerinde makas kullanılmasını hoş karşılamaz, bu nedenle manuel usturalar hüküm sürmeye devam eder.

Saç ve tırnaklar nasıl kutsal emanetler haline geldi?

"Religious Hair Display and Its Meanings" kitabının "Buddhism" bölümüne göre, en önde gelen üç Budist ekolü saç konusunda nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda farklı bakış açılarına sahiptir. Yetiştirildiği Hindu kültüründen öğrendiği "beden kirliliği" ve erdemli bir yaşam sergileme ihtiyacı gibi kavramları öğretisine dahil eden Siddhartha (Buda), bu fikirleri öğretisine dahil etmiştir. Siddhartha'nın saç kalıntıları öldükten uzun süre sonra Budist tapınaklarında korunmuştur.

Kutsal figürlerin veya aile üyelerinin saç ve tırnaklarını işlemeli eserlerine dahil etmek, kendini adama sanatını her zaman benimsemiş olan Mahayana Okulu'nda modern bir uygulamadır.

Kutsal figürlerin veya aile üyelerinin saç ve tırnaklarını işlemeli eserlerine dahil etmek, kendini adama sanatını her zaman benimsemiş olan Mahayana Okulu'nda modern bir uygulamadır. Birçok manastır Budisti saçları kestirmeyi teşvik etse de, bazı Vajrayana rahipleri saçlarını uzatmayı ve hatta rasta yapmayı tercih eder. Bu, geleneksel bilgelikten uzaklaşıp tantrik uygulamalara doğru bilinçli bir geçiştir. Vajrayana Tibet Budizminin bir takipçisi olan Dalai Lama birkaç istisnadan biridir; kendisi başını traşlı tutmaktadır.

Buda neden saçlı olarak tasvir edilmektedir?

Kayıtlı tarihe göre Buda, takipçileri gibi giyinir ve sadakalarla yemek yerdi. Buda'nın tüm heykelleri ve resimleri onu temiz bir tıraş yerine başında bir tutam kıvırcık saçla gösterir. Budist kutsal metinlerinde anlatıldığı üzere, Buda aydınlanmaya ulaştıktan sonra bile öğrencilerinden biri olan Upali tarafından saçları kesilmiştir.

Günümüzde Pakistan ve Afganistan arasında bölünmüş olan antik Gandhara Krallığı'ndan sanatçıların yaklaşık 2000 yıl önce ilk Buda resimlerini yaptıkları kabul edilir. Yunan ve Roma sanatından esinlenen bu insanlar onu dalgalı bir saç teli ile tasvir etmişlerdir. Smithsonian Magazine, Buda'nın rahat tavrının başındaki lülelerle temsil edildiğini iddia etmektedir. Benzer ama biraz farklı bir bakış açısı Los Angeles Times tarafından sunulmuştur: Kıvırcık saçların tepeden toplanması Siddhartha'nın ayrıcalıklı yetiştirilme tarzını reddettiğini gösterir. O da diğer pek çokları gibi saçlarını (ya da saçsızlığını) aydınlanma arayışındaki ciddiyetinin bir sembolü olarak kullanıyordu.