DEHB İlaçları Sürpriz Ek Faydalar Sağlıyor

Yeni bir araştırma, DEHB ilaçlarının hastalığın semptomlarını hafifletmekten daha fazlasını yaptığını; anksiyete ve depresyon gibi eşlik eden psikiyatrik durumların semptomlarını iyileştirerek genel ruh sağlığını artırdığını ortaya koydu.

anksiyete
Görsel: malevus.com

Anksiyete bozukluğunun her zaman ilaç, terapi ya da her ikisini de içeren, kendine özel bir tedavi gerektiren bağımsız bir psikiyatrik durum olduğunu düşündük. Ancak sonrasında dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisi konulup bunun için ilaç almaya başladıktan ve anksiyete ile DEHB semptomlarında azalma yaşadıktan sonra bu ikisinin özünde bağlantılı olduğunu fark ettik. Belirli bir DEHB ilacı kullanımı ile bunun ruh sağlığı ile ilgili sorunlar üzerindeki etkisi arasındaki ilişkiyi inceleyen yeni bir çalışma da aynı sonuca varmış görünüyor.

DEHB'nin çoğu durumda genetik ve çevresel risk faktörlerinin etkileşiminden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çok faktörlü temeli, DEHB'nin davranışsal semptomlar açısından çeşitliliğine de katkıda bulunur; buna bozukluğun duygudurum bozuklukları, anksiyete bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, otizm spektrum bozukluğu (OSB) ve zihinsel ve öğrenme güçlükleri gibi psikiyatrik durumlarla ilişkisi veya komorbiditesi de dahildir. DEHB için önerilen ilaç tedavileri, her ikisi de DEHB semptomları için genellikle etkili olan uyarıcılar ve uyarıcı olmayanlar olmak üzere iki kategoriye ayrılır.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, DEHB tanısı konmuş 16 ila 65 yaş arası 221.714 kişinin ülke çapındaki verilerini incelemiştir. Toplamda, %56,5'inin bir tür psikiyatrik komorbiditesi vardı; anksiyete veya stresle ilişkili bozukluklar (%24) ve depresyon ve/veya bipolar bozukluk (%19,5) en yaygın olanlarıydı.

Araştırmacılar, belirli ilaçlar ile herhangi bir psikiyatrik nedenle hastaneye yatış, psikiyatrik olmayan hastaneye yatışlar, iş göremezlik (14 günden fazla hastalık ve/veya malulen emeklilik olarak tanımlanmıştır) ve intihar girişimleri veya intihara bağlı ölümler (intihar davranışı) arasındaki ilişkiyi analiz etmiştir. Psikiyatrik olmayan hastaneye yatışlar esas olarak potansiyel bir güvenlik göstergesi olarak incelenmiştir; örneğin, DEHB ilaçlarının nöbetler gibi yan etkileri nedeniyle hastaneye yatışlar.

15 yıllık takip süresi boyunca, metilfenidat (Ritalin, Concerta) en yaygın kullanılan DEHB ilacı olmuş ve katılımcıların %68,5'i tarafından kullanılmış, bunu %35,2 ile lisdexamfetamin (Vyvanse ve Elvanse), %27,1 ile iki veya daha fazla ilaçla politerapi ve %15,6 ile atomoksetin (Strattera) izlemiştir.

Araştırmacılar DEHB ilaçlarının, özellikle de uyarıcı lisdexamfetamin, deksamfetamin/dekstroamfetamin (Dexedrine), amfetamin ve metilfenidat kullanımının psikiyatrik hastaneye yatış, intihar davranışı ve psikiyatrik olmayan hastaneye yatış riskinde azalma ile ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Özellikle lisdexamfetamin, psikiyatrik hastaneye yatış ve intihar davranışı riskinde azalma ile tutarlı bir şekilde ilişkilendirilmiştir. Stimülan olmayan atomoksetin, özellikle ergenler ve genç yetişkinler arasında sadece iş göremezlik riskinde azalma ile ilişkilendirilmiştir.

Araştırmacılar, "Amfetamin ve metilfenidatın psikoz ve mani gibi olumsuz psikiyatrik sonuç riskini artırma potansiyeli hakkında endişeler dile getirilmiş olsa da, sonuçlarımız genel olarak psikiyatrik sonuçlar üzerindeki net etkinin olumlu olduğunu göstermektedir" dedi. "Bu, DEHB ilaç kullanımı sırasında intihar davranışı ve madde kullanım bozukluğu gelişme riskinin yanı sıra depresyonun ortaya çıkma ve tekrarlama oranlarının azaldığını gösteren önceki birkaç çalışma ile uyumludur."

Araştırmacılar, çalışmanın güçlü yanlarından birinin geniş ve temsili bir kohorttan elde edilen ülke çapındaki verilerin kullanılması olduğunu, ancak bunun da bir sınırlama olabileceğini belirtiyor. Kullanılan veri kaynaklarının niteliği, semptomların türü ve şiddeti ile eşlik eden psikiyatrik durumlarla ilgili semptomlar dahil olmak üzere klinik verilerden yoksundu.

Ayrıca psikoeğitim ve psikoterapi gibi ilaç dışı tedaviler ve hastaların bu tedavilere erişimi olup olmadığına ilişkin veriler de eksiktir. Ayrıca, çalışma sonuçları İsveç'tekine benzer, tüm sakinlerin hizmetlere eşit erişimini sağlayan sağlık sistemlerine genellenebilir ve çalışma katılımcıları küresel nüfus çeşitliliğinin tam spektrumunu temsil etmeyebilir.

Bununla birlikte, çalışmanın bulguları öğreticidir.

"Araştırmacılar, "DEHB'li kişilerde psikiyatrik komorbiditenin yüksek prevalansı göz önüne alındığında, bu sonuçlar DEHB ilaç kullanımının DEHB'li ergenlerde ve yetişkinlerde morbiditeyi azaltabileceğini göstermektedir" dedi.