İngiliz-Zanzibar Savaşı neredeyse bir savaş bile değildi. İngiliz Kraliyet Donanması ile inatçı bir sultan arasında 1896 yılında yaşanan bu çekişme, bir saatten az sürmesine ve gülünç derecede tek taraflı bir zaferle sonuçlanmasına karşın bazen tarihin en kısa savaşı olarak tanımlanır.
Zanzibar Sultanlığı 19. yüzyılda Doğu Afrika'da güçlü bir ticaret imparatorluğu iken, günümüz Zanzibar'ı Hint Okyanusu'nda Tanzanya kıyılarında yarı özerk bir ada cumhuriyetidir. Gemiler Zanzibar'ı Afrika kıtasından fildişi ve baharatla terk ediyor, kumaş ve silahla geri dönüyordu. Bununla birlikte, Afrikalı köleler Zanzibar'ın en kârlı ihracatıydı.
The Historian'a göre, 1880'lere kadar Zanzibar'dan 25.000 ila 30.000 arasında köle satıldı ve nakledildi. İngilizler Hint Okyanusu'nda şüpheli köle gemilerini imha ederek köle trafiğini durdurmaya çalışsa da, kraliyet sarayından kumanda eden Zanzibar Sultanı bu işten çok zengin oldu.
Zanzibar, 1890 yılında İngiltere ve Almanya'nın Afrika'yı iki emperyal devlet için farklı "nüfuz bölgelerine" ayıran bir antlaşma imzalamasıyla bir İngiliz "himayesi" (tam olarak bir koloni değil ama yine de İngiliz hükümeti ve ordusunun boyunduruğu altında) haline geldi.
Gambot diplomasisi
Zanzibar üzerinde bir himaye kurduktan sonra (yerlilerin bu konuda pek söz hakkı yoktu), İngilizler adadaki köle ticaretini ortadan kaldıracak ve İngiltere'nin emirlerini harfiyen yerine getirecek bir sultan atamaya çalıştılar. Ellerindeki adam, İngiliz yanlısı "kukla" Hamad bin Thuwaini, 1893 yılında beşinci Zanzibar Sultanı olarak atandı. Thuwaini üç yıl iktidarda kaldıktan sonra 25 Ağustos 1896'da aniden öldü. Şehir efsanesine göre, yeğeni Halid bin Bargaş (Bargash) onu zehirlemiş ve ardından kendisini Zanzibar'ın yeni Sultanı ilan etmiştir.
Bargaş İngilizler arasında sevilmezdi. Onların isteklerine boyun eğmeyecek kadar büyük bir gurur taşıyordu. Bu durum İngiliz hükümetinin 19. yüzyılda yaygın olan ve "gambot diplomasisi" olarak bilinen bir strateji kullanmasına yol açtı. Üç donanma gemisinin topları saraya çevrildi ve yeni sultan kibarca ertesi sabah saat 9'da saraydan ayrılmaya davet edildi.
Savaş neden 38 (veya 42) dakika sürdü?
Bargaş hiçbir yere gitmeyecekti. Büyük toplar yerleştirdi ve binlerce savunmacıyı (çoğunlukla siviller ve köleler) saray kapılarının önüne mevzilendirdi. İngiliz konsolosu Basil Cave'e 26 Ağustos sabahı saat 8'de "Bayrağımızı gönderden indirmeye niyetimiz yok ve bize ateş açacağınızı da sanmıyoruz" dedi.
Her zaman diplomatik bir tavır sergileyen Cave, "İngilizler saldırmamayı tercih eder, ancak size söyleneni yapmazsanız, muhakkak saldıracağız" dedi.
İngilizler sözlerini tam olarak sabah 9'da yerine getirdiler. Savaş gemileri ateşe başladı ve sarayı şiddetle vurdu. Sultanın tahkimatını tamamen aşmak için sadece 38 dakika (ya da kime sorduğunuza bağlı olarak 42 veya 45 dakika) gerekmişti. Bargaş'ın kendisi o sırada ortadan kaybolmuştu. Bombardıman başladıktan iki dakika sonra saraydan çıkarak Alman elçiliğine sığındı. (Alman donanması daha sonraki bir tarihte Halid'i gizlice ülkeden çıkarmış ve günümüz Tanzanya'sına götürmüştür).
Çatışmanın bu kadar kısa sürede bitmesine oranla orantısız derecede yüksek sayıda ölü vardı. Bombardımanda 500'den fazla Zanzibarlı asker ölürken sadece bir İngiliz denizci yaralandı.
İngilizler 1897'de Barghash'ı tahttan indirdikten sonra, yeni sultan Zanzibar'da köle ticaretini hızla yasakladı. Görünüşe göre bir önceki kurbanın akıbetini görmüştü.
Sultanın sarayı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Zanzibar'ın liman kenti Stone Town'da hala ayaktadır.