İdam cezasının hiçbir şekli kulağa hoş gelmese de, elektrikli sandalye ile ölüm özellikle dehşet verici görünüyor. Muhtemelen dünyadaki son dakikalarınızı bir sandalyeye sıkıca bağlı olarak geçirme ve vücudunuzdan binlerce volt elektriğin geçeceği zamanı sabırla beklemeyi tahammül edilebilir kılmaya değecek lezzetli bir son yemek yoktur.
Elektrikli sandalye tarihin en önde gelen kötü adamlarından bazılarını öldürmek için kullanılmıştı. Bu listede Ted Bundy, Albert Fish, Harry Pierpont, Emanuel "Mendy" Weiss ve 1933 yılında Franklin D. Roosevelt'e suikast girişiminde bulunan Giuseppe "Joe" Zangara gibi azılı suçlular yer almaktadır.
Kurbanın gözbebeklerinin dışarı fırlaması ve beyninin 'pişmesi' gibi korkunç yan etkileri olsa da, ilk denemede başarılı olunursa çoğunlukla ölümcüldür. Tuhaf olan şu ki, insanlar elektrikli sandalyede öldürülüyor ama kimse nasıl ölmekte olduklarını gerçekten bilmiyor.
İdam Cezasının Tarihsel Arka Planı
Death Penalty Information Center, suçluların idam edilmesi uygulamasının yüzyıllar öncesine dayandığını bildirmektedir. M.Ö. 18. yüzyılda Babil Kralı Hammurabi, kanunnamesinde yirmi beş ayrı suçun cezası olarak ölüm cezasını belirlemiştir. O zamandan bu yana, Hititlerden Romalılara, Yunanlılara ve ötesine kadar pek çok farklı kültür, hukuk sistemlerinde ölüm cezasına sıklıkla yer vermiştir.
İdam cezasının uygulanma yöntemleri yıllar içinde büyük ölçüde değişmiş olsa da, bu model oldukça istikrarlı olmuştur. Kaynatma, çarmıha germe, canlı canlı deri yüzme, kazığa oturtma, kurşuna dizme ve dörde bölme, hapsetme ( birini hayatının geri kalanında küçük bir odaya kapatma) ve fare işkencesi (tam olarak kulağa geldiği gibi) gibi yöntemler "insancıl" olarak hemen akla gelmemektedir.
Ayrıca: Antik dünyadaki işkence yöntemleri
Elektrikli sandalye ile öldürülen ilk kişi
William Kemmler 6 Ağustos 1890'da öldürüldü.
1880'lerin sonunda Thomas Edison'un West Orange, New Jersey'deki fabrikasında çalışan işçiler ilk çalışan elektrikli sandalyeyi geliştirdiler. Mucidin biyografisini kaleme alanların birçoğu, kendisine yaşattığı utanç nedeniyle "elektrikli sandalye "ye atıfta bulunmaktan kaçınmıştır. Edison, Amerika Birleşik Devletleri'nde ölüm cezasının tamamen kaldırılmasını suvunurken, bir yandan da daha hızlı olduğu ve daha az acıya neden olduğu için idam yerine elektriğin kullanılmasını önermiştir. New York Eyaleti valisi tarafından atanan bir heyet de onunla aynı fikirdeydi ve 1890 yılında William Kemmler adlı Alman-Amerikalı bir sokak satıcısı, kız arkadaşını öldürdüğü gerekçesiyle Edison sandalyesi kullanılarak idam edildi.
İnfaz New York eyaletindeki Auburn Eyalet Hapishanesinde gerçekleşti. Kemmler sabah saat beşte hücresinden çıktı, duş aldı ve takım elbise, gömlek ve kravat giydi. Kafasını kazıtmadan önce kahvaltı etti ve ibadetlerini yerine getirdi. Sabah 6:38'de infaz odasında soğukkanlılıkla tanıklara hitap etti: "Her halükarda hepinize başarılar diliyorum beyler. Gideceğim yere inanıyorum ve gitmeye hazırım." Bir gün önce bir at üzerinde test edilen sandalyeye bağlanmadan önce, cezasını infaz etmekle görevli Edwin Davis'e (resmi sıfatı "eyalet elektrikçisi") "Yavaş olun ve doğru yapın; acelem yok" demiştir.
Kemmler 17 saniye boyunca 1.000 volt elektriğe maruz kaldı. Bayılmıştı ama solunumu durmamıştı. Voltaj 2,000 volta yükseltildi ve akım yeniden başlatıldı. Odada korkunç bir koku vardı ve Kemmler'in derisi kanamaya başladı. The New York Times'ın haberine göre, "Kimsenin dayanamayacağı korkunç bir koku vardı. Her şey sadece 8 dakika kadar sürmüştü."
Teknolojik ilerlemeler elektrikli sandalyenin keşfine yol açtı
Kuşkusuz idamların infazında kullanılabilmesi icin önce elektriğin bir düzene sokulması gerekliydi, Ancak bu bir kez başarıldığında, insanların "Bununla insanları kesinlikle öldürebiliriz" şeklinde spekülasyon yapmaya başlamaları hiç de uzun sürmedi.
Dr. Albert Southwick adında bir diş hekimi, 1881 yılında elektrikle idamın insancıl bir infaz yöntemi olabileceği iddiasını ortaya atan ilk kişi oldu. Doktor Southwick, Buffalo, New York'ta sarhoş bir adamın bir elektrik jeneratörüne dokunduğunu ve hızlı ve iddiaya göre acısız bir şekilde öldüğünü gördüğünde " aydınlanma " anı gerçekleşti.
Southwick, o dönemde ölüm cezasının en tipik yöntemi olarak idamı öneriyordu. Her ne kadar idam hızlı ve acısız bir infaz yöntemi olma potansiyeline sahip olsa da, sık sık insan onuruna yakışmayan yöntemlere başvuruluyor ve kurbanlar 30 dakikaya kadar nefessiz kalarak asılı kalıyordu.
New York, idam cezası için elektrikli sandalye kullanımını yasallaştıran ilk eyalet oldu ve bu nedenle Auburn, New York'taki hapishane elektrikçisi Edwin R. Davis ilk elektrikli sandalyeyi yapmakla görevlendirildi.
Elektrikli sandalyeyle idamın hazırlık ve uygulama aşamaları
Elektrik şoku vermek için mahkumun başına ve sırtına metalden yapılmış elektrotlar yerleştirilmekteydi. Bunları gizlemek amacıyla ıslak bir sünger kullanılırdı. Günümüzde kullanılan elektrikli sandalyelerin temel prensipleri değişmemiştir. Elektrotların yapıştırılacağı bölgeler tıraş edildikten sonra mahkumu sandalyeye sabitlemek için bir dizi kayış kullanılır. Metal başlık kurbanın kafatasının üzerine yerleştirilir ve tekrar nemli bir sünger uygulanır. Süngerdeki çok fazla nem elektriksel kısa devreye neden olabilirken, yeterince nem olmaması infazın gerçekleştirilmesini zorlaştıracaktır.
Mahkumun gözleri bağlandıktan ve ekipmanlar bağlandıktan sonra, orada bulunan herkes infaz odasından çıkar ve izleme odasına gider. İşaret verildiğinde infaz memuru düğmeyi çevirir ve 30 saniye boyunca mahkumun vücudundan 500 ila 2.000 volt akar. Vücut rahatladığında, doktor kalbinin hala atıp atmadığını kontrol eder, kalbi atmıyorsa uygulama sona erer, hala atıyorsa işlem mahkum ölünceye kadar tekrarlanır.
Elektrikli sandalyeyle idam sürecinde kişinin vücudunda neler oluyor?
Bu kadar yüksek düzeyde elektriğe maruz kalmanın insan vücudu üzerinde bir dizi olumsuz etkisi olabilir. Hükümlünün elleri sandalyenin kenarlarını sıkıca kavrayabilir ya da hükümlünün vücudu titremeye başlayabilir. Kimi zaman irade dışı bir hareketin şiddeti bir eklemin yerinden çıkmasına, hatta bir kemiğin kırılmasına neden olabilir.
Eski Yüksek Mahkeme Yargıcı William Brennan, idam mahkumlarının elektrikli sandalyede başlarına gelenlerin canlı bir resmini çizmiştir: "Zaman zaman mahkumun gözleri dışarı çıkar ve yanaklarının üstüne doğru düşer. Mahkum sık sık idrarını ve dışkısını yapar. Ağzından kan ve salya akıtır. Sıcaklık arttıkça mahkumun vücudu kıpkırmızı olur, bedeni genleşir ve derisi neredeyse çatlama noktasına kadar gerilir. Mahkumun alev aldığı durumlar da vardır. Sanki pastırma kızarıyormuş gibi yüksek ve sürekli bir ses çıkar ve yanan etin mide bulandırıcı keskin kokusu odayı kaplar." Cook County, Illinois adli tabip yardımcısı Robert H. Kirschner'in belirttiği gibi, bir infazdan sonra mahkumun beyninin "çoğu durumda kızarmış göründüğü" söylenmiştir.
Elektrikli sandalye hangi ülkelerde kullanıldı?
Elektrik ilk olarak on dokuzuncu yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılmaya başlanmıştır. Yirminci yüzyılın sonunda ve yirmi birinci yüzyılda ölümcül enjeksiyon yaygınlaşana kadar en düzenli kullanılan infaz yöntemiydi. National Constitution Center'a göre, Yüksek Mahkeme'nin 1972'de ölüm cezasına ilişkin aldığı ve 1976'ya kadar süren moratoryum kararından sonra elektrikli sandalye kullanımında önemli bir azalma olmuştur. Bununla birlikte, 1890 ile 1972 yılları arasında 4.300'e yakın infazda elektrikli sandalye kullanılmıştır. 1976'dan günümüze kadar ise sadece 160 kez kullanılmıştır.
Halen ölüm cezasını uygulayan eyaletler, mahkumlara elektrik ya da zehirli iğne ile infaz seçeneği sunabilirken, Nebraska yalnızca elektrikle infazı kullanan son eyalet olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri dışında elektrikli sandalye yaygın değildir ve BBC'ye göre 2019 yılında Çin, İran, Suudi Arabistan, Irak ve Mısır'ın ilk beş sırada yer aldığı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin altıncı sırada olduğu en çok infaz gerçekleştiren ülkeler tarafından bile kullanılmamaktadır. Ancak elektrikli sandalye Filipinler'de 1976 yılına kadar kullanılmıştır.