En Ünlü Rönesans Heykelleri

İnsan bedenini daha önce başka hiçbir sanat dalında yapılmamış bir şekilde yüceltmesi ve övmesi Rönesans heykeltıraşlığının en önemli özelliğidir.

15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Rönesans adı verilen büyük bir dönem yaşandı. Tarihin bu önemli döneminde, sanat tüm Avrupa'da gerçekten yükselişe geçti. Sanatçılar ve tasarımcılar her alanda ilerleme kaydettiler, ancak en önemlileri resim, heykel ve mimariydi. İnsan bedenini daha önce başka hiçbir sanat dalında yapılmamış bir şekilde yüceltmesi ve övmesi Rönesans heykeltıraşlığının en önemli özelliğidir. Bu heykeller Rönesans'ın en güzel ve hayranlık uyandıran heykelleridir. Bir çoğu hala saygı duyulan dini simgeler ve meşhur turistik cazibe merkezleridir.

En Ünlü Rönesans Heykelleri

Cennetin Kapısı / Gates of Paradise, 1425-1452 – Lorenzo Ghiberti

Ghiberti'nin Vaftizhane'nin Kuzey Kapıları için yaptığı tasarımlar, Lorenzo Ghiberti.
Ghiberti'nin Vaftizhane'nin Kuzey Kapıları için yaptığı tasarımlar, Lorenzo Ghiberti.

Floransa'daki San Giovanni Vaftizhanesi'nin kapıları için İtalyan heykeltıraş Lorenzo Ghiberti tarafından yapılan şaşırtıcı derecede süslü oyma kapılar, en eski ve en ünlü Rönesans heykellerinden biridir. On panelden oluşan bir dizi, Hıristiyan Eski Ahit'inin öykülerini göz kamaştırıcı ayrıntılarla resmetmektedir. Sanatçı bunları tamamlamak için 20 yıldan fazla zaman harcamıştır. Açılışı yapıldıktan sonra bir yorumcu, "dünya üzerinde daha önce böyle bir şey yapılmadı ve bunlar aracılığıyla insanlığın adı her yerde parlıyor" gözleminde bulunmuştur.

Davut / David, 1430'lar – Donatello

David, Donatello, yaklaşık 1440-1460.
David, Donatello, yaklaşık 1440-1460.

İtalyan heykeltıraş Donatello, yaşamı boyunca İncil'deki Davut ve Golyat öyküsünden yola çıkarak iki Davut heykeli yapmıştır. Biri 1408'de, diğeri ise 1430'larda yapıldı. Heykeltıraşın tarihteki yerini sağlamlaştıran, Medici ailesi için yapılan ikincisiydi. Bu kadar önemli olmasının nedenlerinden biri, Rönesans'ın tek başına duran ilk bronz heykeli olmasıdır. Bundan sonra da pek çok sanatçıyı etkilemeye devam etti. Önemli olmasının bir diğer nedeni de sanatçının Davut'u olabildiğince gerçekçi çizmiş olmasıdır. Onu normal bir genç adam olarak gösteriyor, yaklaşık 1.75 boyunda, ince yapılı, çizme ve şapkadan başka bir şey giymiyor ve bir bacağının üzerine yaslanıyor.

Davut / David, 1501-1504 – Michelangelo

Davut, Michelangelo, 1501-1504, Galleria dell'Accademia, Floransa
Davut, Michelangelo, 1501-1504, Galleria dell'Accademia, Floransa.

Donatello'nun Davut'u çok gerçekçi göründüğü için tarihe geçti, ancak Michelangelo bunu bir adım öteye taşıdı. Davut'u basit bir adamdan, her yönden mükemmel olan 4.2 metre boyunda bir kahramana dönüştürdü. Michelangelo'nun mermer heykeli çok gerçekçi göründüğü için, sanat tarihçileri bugün onu tüm zamanların en ünlü ve tanınabilir heykellerinden biri olarak kabul ediyor. Davut ilk olarak Michelangelo tarafından İtalya'nın Floransa kentindeki Opera del Duomo Katedrali'nin çatısı için yapılmıştır. Ancak müşterileri o kadar etkilendi ki, heykeli herkesin görebilmesi için Piazza Della Signorina'daki belediye binası Palazzo Vecchio'nun önüne koydular. Burada Floransa halkı için gurur verici bir özgürlük işaretine dönüştü. İnsanlar heykele "dev" ismini verdiler.

Pietà, 1498-1500 – Michelangelo

Pietá, Michelangelo Buonarroti, 1499, The Art Renewal Center.
Pietá, Michelangelo Buonarroti, 1499, The Art Renewal Center.

Pietá, 1498-1500, Michelangelo'nun sadece birkaç yıl önce yaptığı bir başka büyük eseridir. Bu heykel çok dokunaklıdır çünkü Meryem'in kucağında yatan ölü İsa'yı göstermektedir. Kardinal Jean de Bilheres, Michelangelo'dan Roma'daki Eski Aziz Petrus Bazilikası'ndaki bir şapele bu heykeli yapmasını istemiştir. Heykelin ham, duygusal gücü Michelangelo'nun daha sonra Rönesans İtalya'sında başarılı olmasına yol açmıştır.

Perseus ve Medusa'nın Başı / Perseus with the Head of Medusa, 1545-1554 – Benvenuto Cellini

Perseus ve Medusa'nın Başı

Benvenuto Cellini tarafından 1545 ve 1554 yılları arasında yapılan Medusa Başlı Perseus heykeli, Rönesans'ın en iyi sanat eserlerinden biridir. Michelangelo bir keresinde Cellini'nin "şimdiye kadar işittiğimiz en büyük kuyumcu" olduğunu söylemişti ve bu bronz şaheser Michelangelo'nun haklı olduğunu gösteriyor. Yunan mitolojisinin en büyük kahramanı Perseus'u, bir elinde Medusa'nın başı ve kesilmiş vücudu kaideye yayılmış halde gururla ayakta dururken gösteriyor. Cellini Rönesans döneminde ve sonrasında çok sayıda takipçi kazanmıştır çünkü bu halka açık sanat eseri hem kanlı detaylara hem de kahramanlık unsurlarına sahiptir.