Laboratuvar faresi bilimde o kadar sık kullanılır ki bu terim bir deyim haline gelmiştir. Ancak sıçanlar ve fareler üzerinde test yapmak şu anda bize normal gelse de, üzerinde gerçekten düşündüğünüzde oldukça tesadüfi bir seçim gibi görünüyor.
Neden farelerle araştırma yapıyoruz? Herkes farelerden nefret ettiği ve onlara mümkün olduğunca çok zarar vermek istediği için değil. Sırasıyla 1850'lerden ve 1900'lerin başından beri araştırmalarda kullanılan sıçanlar ve fareler, hayvan deneyleriyle ilgili bir dizi etik kural tarafından korunmaktadır. Bu kurallar, laboratuvar farelerinin yalnızca kesinlikle gerekli olduğunda kullanılmasını güvence altına alır. Ayrıca, bilim insanları genellikle sıçan ve farelerin rahat etmeleri için ellerinden geleni yaparlar. Bilim insanları, araştırmaların hayvanları strese soktuğunu göstermesinin ardından fareleri kuyruklarından tutmayı bırakmak zorundadır.
Sıçanlar ve fareler araştırmalarda sıklıkla kullanılır, ancak bunun gerçek nedenleri oldukça karmaşık ve bilimsel olarak tatmin edicidir. Hayvanların nasıl davrandıkları, insanlara ne kadar benzedikleri ve ne sıklıkla yavruladıkları, üzerinde düşünülmesi gereken konulardan sadece birkaçıdır.
Bilimsel Araştırmalarda Fare ve Sıçan Kullanılmasının Nedenleri
Sıçanlar, daha büyük hayvanların aksine hızlı ürerler. Hamilelikleri sadece üç hafta sürer ve bebekleri sadece altı hafta içinde cinsel olarak olgun yetişkinler haline gelebilir. Bilim insanları tek bir araştırma programında birçok sıçan jenerasyonunu inceleyebilir. Bu sayede genlerin bir nesilden diğerine nasıl aktarıldığını görebiliyorlar.
Ayrıca, sıçanlar ve farelerle uğraşmak zahmetsizdir. Bilim insanları genellikle onları kullanmakta zorlanmazlar çünkü küçük ve kullanımı kolaydırlar. Ayrıca, oldukça esnektirler ve laboratuvardaki tuhaf ortam da dahil olmak üzere çok çeşitli ortamlara alışabilirler.
Ve elbette, asla ortadan kalkmayan fiyat sorunu var. Sıçanlar ve fareler hızlı ürerler ve küçüktürler, bu nedenle elde edilmeleri çok pahalı değil. Bu da araştırma maliyetlerini düşük tutmaktadır.
Sıçanlar ve Fareler Genetik Olarak İnsanlara Benziyor
Ancak araştırmacıların neden fare ve sıçan gibi kemirgenlere güvendikleri konusunda önemli bir faktör var. İki tür arasındaki genetik benzerlikler çarpıcıdır. Kendimizi fare ve sıçanlardan daha üstün görmeyi tercih ediyoruz, ancak gerçek şu ki genetik kodumuzun yaklaşık %95'ini onlarla paylaşıyoruz. Farelerin, sıçanların ve insanların tüm genomlarını zaten sıraladığımız için, her türdeki aynı genleri tanımlamak ve analiz etmek kolaydır, bu da farelere insanlar için yararlı bir referans verir.
Ayrıca, insanların yaşadıklarına benzer durumlar farelere ve sıçanlara aşılanabilir. Örneğin, doğuştan sağırlıktan sorumlu gende mutasyon olan fareler kasıtlı olarak üretilmiştir. Bilim insanları bu kemirgenler üzerinde çalışarak, insanlar üzerinde yapılması tehlikeli veya etik olmayan kontrollü testler yapabilirler.
Araştırmaların Ardından Laboratuvar Farelerine Ne Oluyor?
Fareler ve sıçanlar arasında büyük bir fark vardır. Her iki tür de çeşitli bilimsel araştırmalarda farklı işlevlere sahiptir. Amerikan Ulusal Tıp Kütüphanesi, sıçanların kardiyoloji deneylerinde, toksikolojik araştırmalarda ve davranışsal incelemelerde farelerden daha üstün olduğunu bildirmektedir. Bununla birlikte, farenin sırtında yetiştirilen insan kulağı kıkırdağı veya farenin kafatasına nakledilen beyin hücreleri kullanılarak yapılan araştırmalar sayesinde fareleri daha yakından tanıyor olabilirsiniz.
Bununla birlikte, laboratuvarlarda kullanılan çoğu fare ve sıçan çeşitli amaçlarla kullanıldıktan sonra öldürülmektedir. Araştırma tamamlandıktan sonra genellikle katlediliyorlar. Fareler üzerinde yapılan bir araştırmanın etkilerini incelerken, hayvanları parçalara ayırmak ve fizyolojik değişikliklere bakmak yaygın bir uygulamadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl yaklaşık 100 milyon fare ve sıçan bilimsel araştırmalar için katledilmektedir.