Filistinliler ile İsraillilerin çatışması geniş bir antik kökene sahip. Filistinliler ile İsrailliler arasındaki çatışmalara özellikle Eski Ahit'te yer alan birçok kitap ve pasajda yer verilir. İki halk çeşitli nedenlerden dolayı birbirlerine düşmanlık beslediler. Öncelikle farklı kültürel kökenlere sahip olup, farklı tanrılara taptılar ve çatışmalarının ana noktalarından biri buydu. Ancak ikili arasındaki savaşı en fazla şiddetlendiren Levant'ta siyasi üstünlük kurmak istemeleriydi. Başta Filistinliler üstün geldi ancak 10. yüzyıldan itibaren İsrailliler bölgede ana güç oldular. Sonra Asur İmparatorluğu gelişti ve tüm Levant'ı ele geçirerek iki halkı vasalı kıldı.
İlgili Yazılar:
Antik İsrail halkı ile Filistin halkı
"Filistinli" terimi bugün yabancı dilde kültürsüz, görgüsüz ve kaba sayılan bir insanı tanımlarken kullanılır ve kökeni pek düşünülmez. Sonuçta İsraillilerin Eski Ahit kitabına göre, Filistinliler fırsat buldukça İsraillileri cezalandırmaktan zevk alan bir halktır ve MÖ 1000 dolaylarında İsrail'in ikinci kralı Davut'tan bir karşılık alırlar.
Filistinliler ve İsrailliler tarih boyunca birbirlerine düşman oldular. Her iki halk da, MÖ 1200 civarında Tunç Çağı'nın çöküşünden sonra Demir Çağı'nın başında Levant'ta krallıklar kurdu (bugünkü Filistin, İsrail ve Lübnan toprakları). İlk çatışmalar kültürel nedenle ortaya çıktı. Filistinliler, Ege'den Levant'a geldiler ve İsraillilerin ve hatta diğer Kenanlı komşularının inandığından çok farklı bir din getirdiler. Filistinliler doğası gereği saldırgan ve yayılmacıydı ve iki halk arasındaki çatışmanın nedeni de temelde buydu. Filistinliler bölgede genişledi ve ta ki MÖ 11. yüzyılın ortasında İsrailliler ile karşılaşıp çarpıştılar. Yaklaşık bir yüzyıl süren birkaç savaş yapıldı ve sonuçta bölgedeki baskın grubu belirledi.
Filistinlilerin kökeni nedir?
Modern dünyada Filistinliler ve İsraillilere dair çoğu antik bilgi bazı kutsal kitaplardan geliyor. Yine de Filistin halkının tarihsel önemi henüz 19. yüzyılda ortaya çıkarıldı. 18. yüzyılın Aydınlanma Çağı'ndan itibaren kutsal kitapları sorgulamaya başlayan bilginler, İncil gibi kitaplarda geçen halkları ve toprakları incelediler. Kenan, Mısır, Hitit ve Mezopotamya gibi geride yazılı dil, anıt ve mimari bırakan antik kültürler odak noktası olurken Filistinliler gibi daha küçük toplumlar da incelendi.
İki Fransız Mısırbilimci François Chabas ve Gaston Maspero, Filistinlilerin coğrafi ve etnik kökenini belirlemek için yeni arkeolojik teknikler kullandı ve çarpıcı bir sonuca vardı. Filistinlilerin aslında Akdeniz'in Ege bölgesinden gelen Hint-Avrupalı bir toplum olduğunu keşfettiler. Bugün fikir birliği olunan bu teori, Tunç Çağı'nın sonlarına doğru (yaklaşık MÖ 1200) Ege'de bulunan çanak çömleklerin Levant'taki Filistin çanak çömleği ile neredeyse aynı olmasından gelir.
Filistinlilerin Levant bölgesine nasıl geldikleri bilinmiyor çünkü o zamanlar okuryazar bile değillerdi. Tahminler arasında Filistinlilerin, Deniz Kavimleri olarak bilinen ve istilaları ile Tunç Çağı'nın sonunu getiren ünlü topluluğun içinde yer almış olması var. Filistinliler III. Ramses (MÖ 1186-1156) döneminde Mısır'da başlayan ikinci göç/istila dalgasının da içindeydi. Ramses bu işgali püskürttü ve birçok Deniz Kavmini tutsak aldı ancak Filistinliler Mısır'ın ucuna sürüldü ve MÖ 1177'de güney Levant'ın kıyı bölgesine yerleştiler. Mısırlılar, Filistinlileri "Peleset" olarak tanımladı ve adı zamanla "Filistin" oldu.
Filistinlileri gizemli kılan şeylerden bir diğeri de Levant'a varmalarıyla Ege ile olan bağlarının yavaş yavaş kopmasıdır. Ege kökenli çanak çömlek kalıntılarının, Kenan çanak çömleği ile aynı toprak derinliğinde bulunması, Filistinlilerin kültürel geleneklerinden çabuk vazgeçtiğini ve hızla Kenan yaşayışını benimsediğini gösteriyor.
Ahit Sandığı
Filistin toplumu benzersiz bir siyasi yapıya sahipti. Ortada bir Filistin ulus-devleti veya bir Filistin krallığı yoktu. Tüm Filistin halkı, önde gelen beş kenti kapsayan bir konfederasyon halinde yönetiliyordu: Aşdod, Gat, Aşkelon, Ekron ve Gazze. Topluca Pentapolis (Beş kent) denilen bu kentlerden ilk kez Tevrat'ta bahsedilir. Beş kentin her biri, bir Hint-Avrupa sözcüğü olan seranim adlı reisler tarafından yönetildi. Sözcük Hititçe tarwanis ve Yunanca tyrannous sözcüğüyle ilişkili olan "tiran" anlamına gelir.
Reisler kendi kentlerinde söz sahibiyken savaş zamanı geldiğinde grup halinde karar verdiler. Eski Ahit'te Filistinlilerin, İsraillilerden bir Ahit Sandığı'nı aldığı ve ardından büyük felaketlere maruz kalarak sonunda sandığı İsraillilere iade ettiği söylenir. Kitap İsrailliler tarafından yazıldığından gelişmenin böyle anlatılması doğaldır.
İlk Filistin–İsrail Çatışması
MÖ 11. yüzyılın ortalarında Filistin konfederasyonu güçlendi ve topraklarını doğuya ve kuzeye genişleterek sonunda İsrail topraklarını işgal ettiler. Filistinliler ile İsraillilerin ilk karşılaşmasında Filistinliler hızla üstünlük sağladı. Eski Ahit'te Filistinliler Yehuda topraklarına gelir ve bir savaşçı ve yargıç olan Samson'u isterler. Yehudalılar teklifi kabul etme isteğiyle Samson'a gider ve şöyle der "Filistinlilerin bize hükümdar olduğunu bilmiyor musun?". Öyküye göre Samson 1000 Filistinliyi öldürür.
Filistin egemenliği sürdü ancak İsrailliler, Filistinlilere karşı en az bir büyük isyan girişiminde bulundu. MÖ 1060 ila 1050 yılına denk gelen isyanda Filistin ve İsrail orduları Aphek adlı bölgede toplandılar. Aphek Muharebesi'nde Filistinliler İsraillileri bozguna uğrattı ve Ahit Sandığı ile ve tüm demir silahları ele geçirdiler. Bu savaştan sonra Filistin egemenliği 50 yılı aşkın süre devam etti. Ta ki MÖ 980'de Kral Davut İsrail ve Yehuda'yı birleştirerek Filistinleri İsrail topraklarından sürdü.
Filistinliler ile İsraillilerin Kültürel Farklılığı
Filistinliler (veya Filistler) ve İsrailliler arasındaki çatışmanın ana nedeni çok eskilere dayanan bir toprak ve egemenlik arayışı olsa da, kültür çatışması da rol oynadı. Bu çatışmanın en açık örneği Filistinlilerin İsrail ordusunu yenmesi ve ele geçirdikleri Ahit Sandığı'nı Aşdod'a ve sonra Gat'a getirmesinde yatıyor. Antik Orta Doğu halklarının çoğu, tanrılarının en önemli heykelini o tanrının tapınağına yerleştirirdi. Kült heykel denilen bu heykeller, yalnızca baş din adamı tarafından görülürdü ve genellikle işgalci orduların hedefi olurdu. Asurlular gibi antik Orta Doğu'nun savaşçı halkları düşmanlarının kült heykellerini gerek ganimet ve gerekse psikolojik silah amacıyla çalardı.
Ahit Sandığı, İsraillilerin kült heykeli olduğundan, kutsalları alınan Eski Ahit yazarlarının Filistinliler ve onların ana tanrısı Dagon'dan büyük küçümseme ile bahsetmeleri şaşırtıcı değildir. Balık tanrısı Dagon hakkında az şey biliniyor ancak modern bilginler onun Hint-Avrupa toprak tanrıçalarının bir erkek çeşidi olduğuna inanır. Bal gibi Kenan ve Sami tanrılarından farklı olarak, Eski Ahit'in Dagon'a taparak din değiştiren İsraillilerden hiç bahsetmemesi dikkat çeker. Çünkü Filistinliler ve onların kültürleri İsrailoğullarının gözünde lanetliydi.
Kaynakça ve ek bilgiler:
- https://www.goodreads.com/book/show/1007124.People_of_the_Sea
- https://www.bookdepository.com/Third-Intermediate-Period-Egypt-1100-650BC-Kenneth-Kitchen/9780856682988
- [PDF] https://assets.cambridge.org/97811076/60038/frontmatter/9781107660038_frontmatter.pdf