Yeni araştırmalara göre, İngiliz hastanelerinde bulunan böceklerin yüzde 90'ından fazlası potansiyel olarak zararlı bakteriler taşıyor. Korkutucu bir şekilde, bu bakterilerin önemli bir kısmı henüz bilinmeyen bir takım sağlık risklerine yol açmakta. Bunun sebebi ise antibiyotiğe fazlasıyla dirençli olmaları. Ancak araştırmacılar, enfeksiyon şansının düşük olduğuna dikkat çekiyor.
Hastaların Enfeksiyon Kapma İhtimali Hala Düşük
Geçen hafta Tıbbi Entomoloji Dergisi'nde yayımlanan yeni araştırma, İngiliz hastanelerinde yakalanan ve incelenen 10 böceğin 9'unda E.coli, Salmonella ve Staphylococcus aureus gibi zararlı bakteriler dahil olmak üzere yüksek miktarda problemli mikrop bulunduğunu gösterdi. Bu bakterilerin yarısından fazlasının bir veya daha fazla antibiyotiğe dirençli olduğu öğrenildi.
Aston Üniversitesi'nin basın bülteninde belirtildiğine göre, incelemenin yapıldığı NHS Hastanesi "aşırı temiz" olmasıyla biliniyor. Bu nedenle böceklerden bulaşacak bir bakteri enfeksiyonu riskinin "oldukça düşük" olması gerek. Ancak bakteriler en temiz hastanelerde bile görülebiliyorsa sorun düşünülenden daha ciddi olabilir.
Hastanelerde üreyebilen hamamböceği, tahtakuruları ve karıncaların sağlık sorunları oluşturdukları biliniyor. Ancak uçan böcekler hakkında çok daha az araştırma yapıldı. Aston Üniversitesi bu amaçla yaklaşık 20.000 uçan böceği yakalamak için ultraviyole (UV) ışık tuzakları, elektronik sinek avcıları ve yapışkan bantlar kullandı. Tuzaklar odalara, doğum birimlerine ve yiyeceklerin hazırlandığı alanlara konumlandırıldı. Yedi farklı İngiliz hastanesindeki uçan böcekler Mart 2017 ile Ağustos 2018 arasında 18 ay boyunca yakalandı.
Yakalanan 19.937 bireysel böcek arasında sinekler (Diptera) en yaygındı ve numunelerin yüzde 73,4'ünü temsil ediyordu. Bunlar, yaygın ev sinekleri, kurt sineği (bluebottle ve greenbottle), tatarcıklar ve sivrisinekler gibi türleri içerdi. Yakalanan diğer böcekler arasında yaprak bitleri, karıncalar, yaban arıları, arılar ve güveler bulundu.
Sineklere odaklanan araştırmacılar, vücutlarının içinde ya da dışında 86 farklı bakteri suşu tespit etti, ancak bir enfeksiyonu başlatmaya yetecek miktarlarda değildi. En yaygın suşlar yüzde 41 ile Enterobacteriaceae familyası (E.coli ve Salmonella içeren bir grup), yüzde 41 ile Bacillus (gıda zehirlenmesine neden olan suşlar) ve cilt ve solunum yolu enfeksiyonları başlatan Staphylococcus (S. aureus içeren bir grup) geri kalanı oluşturdu.
Sineklerdeki Bakteriler Antibiyotiğe Dirençliydi
Araştırmacılar, sineklerde bulunan bakterilerin yüzde 53'ünün bir veya daha fazla antibiyotiğe dirençli olduğunu tespit etti. Bunların yüzde 19'u çoklu antibiyotiklere dirençliydi. Penisilin, vankomisin, levofloksasin ve buna yakın antibiyotiklerin en az etkili olduğu bulundu. Bilim adamları, sağlık hizmetlerinde aşırı antibiyotik kullanımının enfeksiyonlarını tedavi etmeyi nasıl daha zor hale getirdiğini bir kez daha vurgulamış oldu. Çünkü bakteriler "öğrenen" canlılardı.
Araştırmacıları şaşırtan bir diğer detay da dünyanın en temiz hastanelerinden biri olmasına rağmen karşılaştıkları böcek çeşitliliği olmuş.
Sonuç olarak sunulan tüm bu veriler kesinlikle rahatsız edici görünüyor. Ancak tekrar belirtildiği gibi böcekler bakteri transferinde çok küçük rol oynuyor. Uçan bir böcekten enfeksiyon kapma olasılığı düşüktür. Bu böcekleri hastanelerden uzaklaştırmaya çalışmak yapılabilecek tek şey gibi görünüyor. Elbette aşırı antibiyotik kullanımının da azaltılması şart.