Araştırmalara göre kadınlar ortalamada erkeklerden 5 ila 7 yıl daha uzun yaşıyor. Kadınlar ve erkekler arasındaki yaşam süresi farklılıklarını belirleyen birkaç anahtar faktör vardır. Örneğin, erkeklerin kadınlardan daha riskli ve şiddetli davranışlarda bulunma olasılığı yüksektir. Ayrıca daha fazla erkek intihar, cinayet, araba kazası ve kardiyovasküler hastalıklardan ölüyor. Bununla birlikte, ömrü etkileyen en önemli faktör genetikte yatıyor. Kadınlar genel olarak gen yapılarından dolayı erkeklerden daha uzun yaşıyorlar.
Kadınlar Neden Erkeklerden Daha Uzun Yaşıyor?
- Kadınlar genellikle genetik yapılarındaki farklılıklar nedeniyle erkeklerden uzun yaşamaktadır.
- Erkeklerin mitokondriyal DNA mutasyonları yaşlanma hızlarını arttırır. Bununla birlikte, kadınlardaki aynı mutasyonlar yaşlanmayı etkilemez.
- Çift X kromozomları, kadınlara X kromozomu gen mutasyonlarına karşı koruma sağlar. Bu mutasyonlar her zaman erkeklerde görülür çünkü sadece bir X kromozomu taşırlar.
- Kadınlardaki östrojen hormonu kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağlar.
- Bağışıklık sistemi kadınlarda erkeklerden daha yavaş zayıflar.
- Erkeklerin tehlikeli faaliyetlerde bulunarak daha büyük sağlık riskleri almaları daha olasıdır.
Erkekler Kadınlardan Daha Hızlı Yaşlanıyor
Bilim adamları, kadınların neden erkeklerden daha uzun yaşadıklarının anahtarının gen mutasyonu olduğuna inanmaktadır. Erkeklerin mitokondrilerindeki DNA mutasyonları, kadınlarla erkekler arasındaki yaşam süresi farklılığın en önemli nedenleri arasındadır. Mitokondri, hücresel fonksiyon için gerekli enerjiyi sağlayan hücre organelleridir. Kırmızı kan hücreleri hariç, tüm hücrelerin mitokondrisi vardır. Mitokondri kendi DNA'sına, ribozomlarına sahiptir ve kendi proteinlerini yapabilir.
Mitokondriyal DNA'daki mutasyonların erkeklerin yaşlanma oranını arttırdığı ve bu nedenle ömürlerini azalttığı bulundu. Bununla birlikte, kadınlarda bu aynı mutasyonlar yaşlanmayı etkilemez. Bebekler hem babadan hem de anneden gen alır. Ancak mitokondriyal DNA sadece anne ile geçer. Dişi mitokondrilerinde meydana gelen mutasyonlardan uygun genlere sahip olanlar diğer nesle aktarılır (genetik varyasyon). Erkek mitokondri genlerindeki mutasyonlar takip edilmediğinden bunlar zamanla birikir. Bu da erkeklerin kadınlardan daha hızlı yaşlanmalarına neden olur.
Cinsiyet Kromozomu Farklılığı
Cinsiyet kromozomlarındaki gen mutasyonları da ömrü etkiler. Erkek ve dişi gonadlar tarafından üretilen cinsiyet hücreleri, bir X veya bir Y kromozomu içerir. Kadınların iki X cinsiyet kromozomuna sahip olmaları ve erkeklerin yalnızca birine sahip olmaları, cinsiyet kromozomu mutasyonlarının erkekleri ve kadınları farklı şekilde etkilemesine neden olur. X kromozomunda meydana gelen cinsiyete bağlı gen mutasyonları erkeklerde doğrudan görünecektir, çünkü sadece bir X kromozomları vardır. Bu mutasyonlar erkeklerde erken ölüme yol açan hastalıklarla sonuçlanır. Kadınlar iki X kromozomuna sahip olduklarından, bir X kromozomu üzerindeki gen mutasyonu aleller arasındaki genetik baskınlık nedeniyle maskelenebilir.
Cinsel Hormon Farklılıkları
Kadınlar ve erkekler arasındaki uzun yaşam farklılığına katkıda bulunan bir diğer faktör cinsiyet hormonu üretimi ile ilgilidir. Erkek ve dişi gonadlar, birincil ve ikincil üreme sistemi organlarının ve yapılarının büyümesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyulan cinsiyet hormonlarını üretir. Erkek steroid hormonu testosteron, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterolü seviyelerini yükseltir. Bu da arterlerde plak birikimini teşvik eder ve kalp hastalığı ve felç riskini arttırır.
Bununla birlikte, kadınlık hormonu olan östrojen LDL seviyelerini düşürür ve yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) seviyelerini yükseltir, böylece kardiyovasküler hastalıkların gelişme riskini azaltır. Kadınlar tipik olarak menopozdan daha sonra kardiyovasküler hastalıklar geliştirme eğilimindedir. Erkekler bu hastalıklarla yaşamda daha erken karşılaşma eğiliminde olduklarından kadınlardan daha erken ölürler.
Erkeklerin Bağışıklık Sistemi Kadınlardan Daha Erken Yavaşlıyor
Kan hücresi bileşimindeki değişiklikler hem erkek hem de kadında yaşlanma sürecini etkiler. Kadınlarda bağışıklık sistemi fonksiyonu erkeklerden daha yavaş düşüş gösterir ve bu da daha uzun yaşamalarını destekler. Her iki cinsiyet için de beyaz kan hücrelerinin sayısı yaşla birlikte azalır. Genç erkekler, aynı yaştaki kadınlardan daha yüksek lenfosit seviyelerine sahip olmaktadır ancak bu seviyeler erkekler ve kadınlar büyüdükçe eşitlenir. Erkekler yaşlandıkça bazı lenfositlerdeki (B hücreleri, T hücreleri ve doğal katil hücreler) azalma oranı kadınlardan daha hızlıdır. Erkekler yaşlandıkça kırmızı kan hücrelerinin azalma oranı artar, fakat kadınlarda bu görülmez.
Erkekler Kadınlardan Daha Tehlikeli Yaşama Eğiliminde
Erkekler büyük riskler alır ve kendilerini zarar görecekleri koşullar altına sokarlar. Agresif ve rekabetçi yapıları, genellikle kadınların dikkatini çekmek için tehlikeli faaliyetlerde bulunmalarına neden olur. Erkeklerin kadınlardan daha çok kavgalara katılması ve silahla agresif davranmaları daha muhtemeldir.
Ayrıca erkeklerin, emniyet kemeri takma veya kask takma gibi güvenliği teşvik eden faaliyetlerde bulunma olasılıkları kadınlardan düşüktür. Ek olarak, erkeklerin sağlıklarını daha çok riske atmaları kadınlardan daha olasıdır. Daha çok erkek sigara içiyor, yasa dışı uyuşturucu kullanıyor ve aşırı alkole maruz kalıyor. Erkekler riskli davranışlarda bulunmaktan kaçındıklarında, ömürleri artar. Örneğin, evli erkekler daha az sağlık riski alır ve bekar erkeklerden daha uzun yaşarlar.
Erkekler neden daha çok risk alıyor? Ergenlikte testosteron düzeyindeki artış ve heyecan arayışı daha yüksek risk alma ile ilişkilidir. Ayrıca erkek beynindeki frontal lobların büyüklüğü riskli davranışları tetikler. Ön loblarımız davranış kontrolünde ve dürtüsel tepkileri engellemede rol oynar.
Orbitofrontal korteks adı verilen frontal lobların belirli bir bölgesi bu aktiviteyi yönetir. Araştırmalar, orbitofrontal korteksin daha büyük olduğu erkeklerin testosteron düzeyleri ile ilişkili olarak, kadınlardan daha fazla risk aldıklarını ortaya koymuştur. Kadınlarda ise daha büyük orbitofrontal korteks daha az risk alma ile bağlantılıdır.