Kumanlar kimdi? Nereden geldiler? Nasıl bir kültüre ve hangi dini inanca sahiplerdi? Avrasya bozkırlarında, komşularıyla olan etkileşimlerle iz bırakmış sayısız savaşçı göçebe boy yaşadı. Göçebe Türk boyları birliği olan Kumanlar bunlar arasındaydı. Kumanlar, 11. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında Doğu Avrupa'da yaşamış bir Türk halkıdır. Kumanlar birçok önemli erken Orta Çağ devletiyle etkileşime girdiler. Bazıları:
- Macaristan Krallığı
- Kiev Rus Knezliği
- Harezmşahlar Devleti
- İkinci Bulgar İmparatorluğu
- Sırbistan Krallığı
- Moldova
- Eflak
- Gürcistan Krallığı
- Bizans imparatorluğu
- Altın Orda Hanlığı
- Peçenekler
- Moğol İmparatorluğu
Kumanlar kimdi?
Kumanlar bir göçebe Türk boyları birliğiydi. "Kuman Kıpçakları" gibi birçok isimle bilinirler. Ancak Kıpçakların Kumanlar tarafından mı fethedildiği, yoksa zamanla gönüllü mü birleştikleri bilinmiyor. Kumanlar hiçbir zaman merkezi bir Han altında birleşmedi ve yönetimi daima gevşek tuttular. Tuna'nın doğu kıyısındaki Macaristan sınırlarından Çin sınırındaki günümüz Kazakistan'ına kadar geniş topraklara yerleştiler.
Hatta Moğollar 1200'lerin başında batıya ilerleyene dek bölgedeki önde gelen askeri güçtüler. Yaşam tarzları, kültürleri, dinleri ve askeri taktikleri Avrasya bozkırlarındaki diğer göçebe Türk uygarlıklarını yansıtır. Başlıca ekonomik faaliyetleri hayvancılık, avcılık ve savaştı. Tarihte at üstünde savaşan birçok ulus gibi servetlerinin büyük bölümü haraç ve köle ticaretinden geldi.
Kuman adının kökeni
Kumanlar komşuları gibi Türk dilini konuştular. Türk dilinde kun ve kuman "solgun, krem rengi" ve "soluk sarı" demektir. Kumanların Doğu Slav dilindeki adı Polovtsy'dir ve bu da "soluk, sarı veya sarışın" demektir. Gerçekten de birçok Kuman, özellikle de soylular, sarışın ve mavi gözlüydü. Birkaç Kuman mezarındaki mitokondriyal DNA (anne soyundan gelen genler) çalışmasında büyük çoğunlukta Batı Avrasya genlerine rastlanmıştır. Doğu Avrupa'da fethedilen veya yağmalanan bölgelerdeki kadınların Kumanlarla evlenmeye zorlandığı da biliniyor.
Kumanların dili
Kumanca: Bizim atamız kim-szing kökte
Kaynak: Wikipedia, Kumanca.
Szentlenszing szening ading.
Modern Türkçe: Bizim atamız ki sensin gökte
Şenlensin senin adın.
Kumanlar, Türkçenin günümüze ulaşmamış erken bir biçimini konuştular. Codex Cumanicus adlı el yazması, 1100'lerden başlayarak Katolik misyonerlerin Kuman Türkleriyle iletişim kurabilmesi için yazılmıştır. Kumanlar batı Avrupa ülkeleri ile etkileşime girdikçe kitabın yazımı yüzyıllar boyu devam ettirildi.
Codex Cumanicus Kırım'da Latin alfabesiyle yazıldı ve Latince, Farsça ve Kumanca sözcükler içerir. Kitapta Almanca-Kumanca sözlüğü, Kumanca dil bilgisine dair bilgiler ve Kumanca şiirler var. Ayrıca 140'dan fazla Türk bilmecesi yer alır.
Kodeks günümüze dek korundu ve şu anda Venedik'teki St. Mark Kütüphanesi'nde korunmaya devam ediyor. Kumanca konuşan son kişinin 1770'de ölen István Varró adında bir Macar sakini olduğu söylenir.
Kumanların görünüşü nasıldı?
Binlerce kilometreye yayılan bir boylar birliği olan Kumanların genetik çeşitliliği zamanla zenginleşmiş olabilir. Kumanlar yüzyıllar boyunca batıya hareket ettikçe yollarındaki popülasyonların genetiğinden etkilendiler. Avrupa'nın soylu aileleri ile Kuman seçkinleri arasındaki siyasi evlilikler belgelenmiştir.
Birçok kaynak ve "Kuman" adının anlamı, çoğu Kuman Türkünün sarı saçlı ve mavi gözlü olduğunu gösteriyor. Günümüzde ise genetik dizileme (DNA haritalama) aynı şeyi gösterir. Macaristan'daki Kuman mezarlarında yapılan genetik dizilemede Kumanların mitokondriyal DNA'sında (mDNA, anne soyunu gösterir) Batı Avrupa ve Asya belirteçleri birleşik bulunmuştur.
Kumanların nasıl göründüğüne dair fikir verebilecek başka bir ipucu da zırhlarından geliyor. Özellikle savaş maskeleri ile ünlüler. Seçkin Kuman savaşçıları insan yüzü biçiminde şekillendirilmiş demir maskeler taktılar (üstte). Bu maskedeki yüzler bir Asyalıdan çok Hint-Avrupalı veya Türk'tür.
Kumanların dini ve Baba'lar
Diğer Türk boyları gibi Kumanlar da Gök Tanrı'ya inandı. Tengricilik topraklarda binlerce yıllık geçmişe sahipti. Kumanların totem hayvanı kurt ve köpekti. Önemli bir konuda ant içmeleri gerektiğinde bir köpeği kılıçla ikiye bölerek adak verirlerdi. Bu noktadan sonra andını yerine getirmeyen ölümle cezalandırılırdı.
Kumanlar ayrıca saygı duydukları ataların taş heykelini yaptılar ve bunlara "Baba" dediler. Çoğu Baba doğuya bakar ve genellikle elinde bardak tutarken tasvir edilir. Hepsinin zincir zırhı, kaskı, savaş teçhizatı üstündedir.
Kumanlar nereden geldi?
Kumanlar, neredeyse tüm göçebe Avrasya boyları gibi, Avrasya'nın büyük otlaklarında doğdu. Bu bölgeden yapılan göçler genellikle batı veya güney yönünde olmuştur. Siyasi çalkantı, kargaşa ve uzak doğu baskısı, birçok boyu sert doğu bozkırlarından güneybatıdaki daha elverişli iklim ve siyasi koşullara itti.
Hıtaylar olarak bilinen Ön Moğol boyu 10. yüzyılın başında Çinli Tang Hanedanlığı'nı (618 – 907) devirdi ve Liao Hanedanlığı'nı (916-1125) kurdu. Tang'ın aksine, Liao batıdaki bozkırlara yöneldi. Bu hareketi zincirleme bir göç dalgasına neden oldu ve Liao batıyı ittikçe Kuman gibi boylar Avrupa'ya gerilediler.
Liao sonunda Jin Hanedanlığı tarafından devrildi ve Liao İmparatoru Yelü Dashi liderliğinde yeni Hıtay boyları doğdu. Yelü Dashi günümüz Kazakistan bölgesinde Karahıtay'ı kurdu. Hıtaylar Orhun yazıtlarında "doğudaki Türk düşmanı boy" olarak geçer.
Orhun yazıtları
Orhun yazıtları, Moğolistan'daki Orhun Vadisi bölgesinde 700'lerin başında dikilmiştir. Anıtları dikenler, adında "Türk" geçen ilk ulus olan Göktürklerdi ve Eski Türk alfabesiyle yazdılar. Bu taş anıtlar bir Türk dilinin günümüze ulaşan en eski örneğidir. Bu anıtta Kumanların Göktürk Kağanlığı'nın bir parçası olduğu anlatılır.
Doğuda Göktürk egemenliğinin yıkılmasından sonra Kumanların daha batıya ilerlediği biliniyor. Burada tarihçilerin Kimek-Kıpçak Konfederasyonu dediği yeni bir konfederasyonun önde gelen üyeleri oldular. Bölge bugünkü Kazakistan'ı kapsar ve 1200'lerin başındaki Moğol akınına dek birliğin merkezi olmuştur.
Kumanların askeri yapısı
Kumanlar, diğer tüm göçebe bozkır orduları gibi hafif süvari okçulardan oluştular. Zamanla ağır süvari birlikleri de kurdular ancak çoğunlukla hafif zırhla savaştılar. Çünkü hız, manevra kabiliyeti ve uzun menzilli silahlar onların asıl gücüydü. Ana silahları rakiplerini uzaktan yıpratmak için kullandıkları Orta Asya'ya özgü kompozit yaydı.
Kumanlar diğer bozkır orduları gibi büyük mesafeleri olağanüstü kısa sürede kat edebiliyordu. Atların başına taktıkları özel yem çuvalları ile atlarını anlık olarak besliyorlardı. Kumanların böyle günlerce durmadan yol alabilmesi kurbanlarına hazırlanma şansı vermez, hızlı ve ani saldırarak onları şaşkını çevirirlerdi. Kumanların yanlarında yol boyunca değiştirdikleri 10-12'ye dek at taşıdığı biliniyor. Atlarının daima dinç olması birçok Batı Avrupa ülkesinin hayal edemeyeceği hızlarda baskınlar yapmalarını sağladı.
Kuman maskesi
Bir Kuman savaşçısının en öne çıkan özelliği savaş maskesiydi. Bazıları değerli metallerden ve hatta deriden yapılırken genelde demir kullanıldı. Maskenin ana özelliği geniş bıyıktı. Çoğu maskede alın bölgesinin kaskın üst kısmına bağlandığı noktada bir menteşe vardır. İşlevi maskenin kolayca açılmasını sağlayarak yüzü göstermekti. Bazıları ayrıntılı karmaşık gravürler içeren maskelerin hepsi birbirine çok benzer.
Kuman maskeleri Doğu Avrupa'nın her yerinde bulunur. Maskeyle gömülen çoğu kişinin mezarında diğer ince zırhlar, tam örgü zırhlar, at zırhları ve incelikli süvari kılıçları vardır. Bu bulgular bu tür maskeler giyebilen Kumanların zengin, yüksek rütbeli savaşçılar ve yetkililer olduğunu düşündürür. Benzer maskelerin Pers ve Moğol seçkinleri tarafından takıldığı biliniyor.
Kumanlar ile Moğollar
Türk-Moğol orduları 1220 yılında Harezmşahlar Devleti şahı II. Muhammed'i kovalarken Kafkas dağlarını geçti. Şah, Han'ın kendisine gönderdiği elçileri, üzerinde pek iyi düşünmeden öldürmüştü. Bu durum Cengiz Han'ı kızdırmıştı. Çok üzülen Cengiz, Muhammed'in ölümüne karar verdi.
Cebe ve Subutay komutasındaki Türk-Moğollar planda Avrupa'nın istilasından sorumluydular. Ordudaki en başarılı komutanlardı. Çok savaş geçirmişlerdi ve birçokları için askeri dehalardı. Doğu Avrupa devletleri şiddetli direnişler gösterdi, ancak sonunda hepsi Moğollara yenik düştü.
Yaklaşan tehlikeyi gören Kumanlar, Rus prenslerine birleşmeyi teklif ettiler ki genelde olumsuz yanıt aldılar. Ancak Rus beylikleri Moğolların, sınırlarında neler yaptığını görünce sonunda kendileri Kumanlarla ittifak yapmak istedi. İkili Moğolların saldırısını beklemek yerine doğuya ilerleyerek Moğol kuvvetlerine bizzat saldırmaya karar verdi.
Birkaç gün sonra yaklaşan orduyu fark eden Moğollar Kumanları ve Rusları savaşmamaya davet etti ancak önemsemediler. Kumanlar ve Ruslar şimdi doğudaki küçük bir Moğol birliğinin peşine düştü. Ancak bilmedikleri şey bu birliğin aslında onları pusuya düşürecek olmasıydı.
Kumanlar ve Ruslar ağır bir yenilgi aldı. Rus prensleri ölürken Kumanlar, hanları Köten Han dahil sağ kurtulmayı başardı. Birkaç yıl sonra Moğollar 1238-39'da büyük Kumanya'ya kesin darbe indirdiler. Bu tarihten sonra Kumanlar ve Kıpçaklar bölgeden göç etti. Bazıları Moğollara katıldı ve onlar da daha sonra Altın Orda oldu. Çok sayıda Kuman Macar, Bizans ve Bulgar İmparatorlukları arasına karıştı. Bazı Kumanlar köle olarak satılıp Mısır'da birer Memlük ("Köle asker") oldular. Bazıları ise yüksek rütbeli memurlara ve hatta Sultanlara dönüştüler. Bu Memlükler gelecekte Moğol ordularıyla savaşıp onları yenecekti.
Macaristan'daki Kumanlar
Doğudaki yurtlarının yıkılmasıyla Macaristan'a sığınan Kumanlar burada Macaristan Kralı IV. Bela'ya askeri destek sundular. Bela, Moğolların bir gün kapılarına dayanacağını biliyordu ve Kumanlar gibi deneyimli müttefikler kendisine çok lazımdı. Kuman lideri Köten Han kendisine kapı açan Macar kralına bağlılık andı içti ve Hıristiyanlığı kabul etti. Macaristan'ın korumasını almanın yanı sıra toprak verildi ve karşılığında Macarlara askeri işlerde yardım ettiler. Yine de işler ne Kumanlar ne de Macarlar için iyi gitti.
Güce aç Macar soyluları Kumanlara hiç güvenmediler ve Bela'nın onlara sığınma vermesinden memnun değillerdi. Ancak Bela yaklaşan Moğolları püskürtebilmeleri için soylular dahil Macaristan'ın tek yumruk olması gerektiğini biliyordu. Macar kralı bu yüzden soyluları yatıştırmak için Köten Han'ı ev hapsine aldı. Ancak hareketi soylular üzerinde pek etki yaratmadı dahası Kumanları tümden kızdırdı.
Moğollar Macaristan'a saldırır
Karpat dağ geçitlerindeki Macar savunmaları 1240'ta Moğollar ile tanıştı ve yok edildi. Durum Macaristan için korkunçtu. Ancak henüz en kötüsü yaşanmamıştı. Macar soyluları 1241'de Köten Han'ı öldürttüler. Çılgına dönen Kumanlar Macaristan'dan Balkanlara ve İkinci Bulgar İmparatorluğu'na dek önlerine çıkan her şeye saldırarak ilerledi.
Moğollarla savaşma tecrübesine ve cesaretine sahip az sayıda gruptan biri olan Kumanların ülkeden ayrılmasıyla Macaristan tamamen savunmasızdı. Moğollar birçok bölgeyi harap etti. Kral Bela, Kumanlara geri dönmeleri ve askerlik hizmeti vermeleri için yalvararak Macaristan'ın Büyük Ovalar toprağını sundu. Birçok Kuman Macaristan'ın bu bölgesine yerleşmek için döndü. Bu yerleşimlerden Büyük Kumanya ve Küçük Kumanya denilen iki özerk bölge doğdu.
Macarlar Kumanlara birçok hak ve ayrıcalık tanıdı. Bu bölgelerdeki Kuman etkisi büyüktü ve hatta MS 13. yüzyılda tüm Macaristan'da etkilerini gösterdiler. 1270'de güçlü bir Kuman Bey'inin kızı siyasi evlilik yoluyla Macaristan kraliçesi oldu. Onun oğlu Kun Laszlo 1272-1290'da IV. Ladislaus adıyla Macaristan Kralı oldu. Kısaca "Kuman Ladislaus" olarak bilindi ve Türk kökenli atalarının kültürünü ve giyimini benimsedi. Hatta çevresini çoğunlukla Kumanlardan kurdu ve cariyelerini Kumanlardan seçti.
Kumanlara ne oldu?
Kumanlar, askeri açıdan güçlü olmalarına ve son derece yetenekli bireysel savaşçılara sahip olmasına rağmen, hiçbir zaman güçlü bir Han altında tek ulus olamadılar. Zamanla çok geniş bir alana dağıldılar ve etkileşime girdikleri çeşitli gruplar arasında yavaşça asimile oldular. Bazıları Macaristan ve Balkanlara karıştı. Diğerleri Moğolların içinde yok oldu ve bozkırda Altın Orda devletine dönüştü. Hatta güneyde Memlükler oldular ve Mısır'da ve Orta Doğu'da güç ve nüfuz kazandılar. Kumanlar birçok Türk kökenli boy gibi büyüleyici ve gizemli tarihleri olan etkileyici bir toplum olarak tarihe büyük bir iz bıraktı.