Antik Yunan tarihinin en iyi bilinen ve belgelenmiş dönemi Helenistik Dönem'dir (MÖ 323-31). Helenistik Dönem ayrıntılı heykelleri, anıtsal mimarisi, gelişmiş edebiyatı ve Yunan kültürünün Yakın Doğu'ya yayılmasıyla öne çıkıyor. Antik Mısır ve Babil krallıkları, Helenistik Dönem'de Yunanlaştılar. Bununla birlikte Helen kültürünü doğuya taşıyanların ne kadar "Yunan" olduğu tartışılır. Helenistik Dönem'i antik Makedonlardan ayıramazsınız. Çünkü dönemi başlatan Makedonyalı Büyük İskender'di. Doğudaki Helenleştirme politikasını Makedon generalleri ve halefleri yürüttüler ve Akdeniz'in Roma'nın eline geçmesine dek böyle oldu.
Makedonlar Yunan mı?
Kent devletlerinin Yunanları, Yunan lehçesini konuşan Makedonları asla kendilerinden görmemiştir. Makedonlar, Tunç Çağı'nın başında ortaya çıkan gezgin Hint-Avrupa kabilelerinden doğdu ve sonraları kent devletlerindeki Yunanlardan etkilenerek dil ve kültür açısından onlara benzediler. Makedonlar, Yunanlardan savaşçıydı ve cumhuriyet ve demokrasiden çok monarşiden yana kaldı.
Antik Makedonya ile Makedon halkının kökeni Atina ve Sparta gibi Yunan kent devletleri ile kurdukları ilişkiye dayanır. Bazen Makedonya olarak da bilinen Makedon Krallığı, bugünkü Yunanistan'ın kuzeyindeydi. Ancak daha antik zamanlardaki konumu bilinmez.
Makedonlar gibi Yunanlar da Tunç Çağı'nın sonunda Balkanlar'a göç etmiş Hint-Avrupa boylarındandır. Makedonlar başta Mikenliler ve Dorlardır. Antik Makedon dili bu yüzden Yunanca'nın bir ağzıdır. İki tarafın ölülerini gömme yöntemleri bile aynıydı. Mikenlilerden geldiği biçimiyle, Makedonlar ve Yunanlar ölen soylularını tonozlu çatıyla örtülü büyük tümülüs mezarlara yerleştirdiler. Yani ortak dini yönleri vardı; aynı tanrılara taptılar ve ritüelleri büyük oranda benzerdi.
Makedonlar ile Yunanlar arasındaki en belirgin ayrım yaşam stillerinde olabilir. Ada topluluğu olan Yunanların kültürü topraklarının suya yakınlığı nedeniyle deniz kültürüne evrildi; Makedonlar ise daha içeride kara ağırlıklı yaşam sürdüler. Kayıtlara göre Makedonlar asla Yunan olduğunu iddia etmedi. Ta ki MÖ 5. yüzyılda Pers-Yunan Savaşları'nda kendilerini Yunanlar ile aynı gördüklerini açıkladılar–her ne kadar Yunanlar onları küçümsemeyi sürdürse de.
MÖ 5. yüzyılın Yunan tarihçisi Herodot'a göre, Makedonya Kralı I. İskender Makedon halkını Olimpiyatlara sokan ilk kişidir. Herodot, Makedonları Yunan görmüş ve oyunlara yalnızca Yunanların katılabildiğini belirtmiştir. Makedonların Perdikkas'ın torunları olduğunu söyleyen Herodot, İskender'in halkını Olimpiyatlara sokmak istediğini ancak komitenin onları Yunan görmediğini yazar. İskender'in, halkının Argos kökenli olduğunu vurgulamasıyla Makedonlar Yunan kabul edilir ve İskender'in koşu yarışına katılmasına izin verilir. Birinciliği paylaşır.
II. Filip MÖ 359-336 arasında Makedonya'yı yönetirken Makedonlar Olimpiyatlara katılmaya devam etti ve Yunan kent devletleriyle bir görüldüler. Büyük İskender 356, 352 ve 348'deki Olimpiyat at yarışlarında şampiyon olmuştur.
Makedonya Devleti'nin doğuşu
Yunan kent devletlerinin cumhuriyet ve demokrasiye dönüştüğü dönemde Makedonlar henüz hanedanlık yönetimini kuruyordu. İlk Makedon hanedanı Argead Hanedanı MÖ 650 civarında Orestis bölgesinde kuruldu ve başkenti bugünkü Vergina'da "Aegae" (Ege) idi. Argead Hanedanı, kökenini Yunan kenti Argos olarak açıklar. MÖ 1. yüzyıl tarihçisi Perdikkas, Büyük İskender'in soy ağacına yer vermiştir: Babası Alketaslı Amyntas, onun babası Aeropus, sonra Filip, ardından Argaeus ve son olarak Makedonlara bağımsızlığını kazandıran en büyük baba Perdikkas'ı yazar. Makedonlarda krallar kan bağıyla başa gelirdi.
Anayasası olan çoğu Yunan kent devletinin aksine, Makedon monarşisi Türklere benzer biçimde yazılı kurallara sahip olmadı ve gelenekle yönetildi. Bu durum bazen bölekçiliğe yol açtı. Bu bölekçilik çoğu Makedon kralının sonunu getirdi. Archelaus, Perdikkas'ın oğluna suikast düzenledi ve çocuğunun annesiyle evlenerek başa geçti. Karşılığında bir av sırasında öldürüldü. II. Amytas, Pausansias, II. İskender ve en ünlüsü de II. Filip, soyluların kurguladığı suikastlar ile öldüler. Bunlara rağmen, Askeri yapının gücü nedeniyle Makedon devleti büyümeye devam etti.
Spartalılar gibi en zorlu askeri eğitimlerden geçen Yunanlar geri kalır değildi ancak Makedon birlikleri her zaman daha cesur, yenilikçi ve başarılı olmuştur. Yunanlar ağır piyade sınıfı olan Hoplitlere ve uzman denizcilere sahipken, Makedonların yıkıcı gücü süvariler oldu. Makedon soyluları at üstünde büyüdüler ve Hetiroi denilen bir sınıfı oluşturdular veya "yoldaş süvariler". Bu insanlar İliryalılar, Traklar, Epirler ve güneydeki Yunanlara karşı Makedon ordularını yönetti. Makedon ordusu Yunan ordusu gibi önce hoplit stilinde dövüşürken sonraları 4-6 metrelik kargılara geçerek sarissa denilen birliği oluşturdular. Bu birlik daha kısa kargılı hoplitlere karşı avantajlıydı. Dahası, Makedonların falanks denilen karo formasyonunda dövüşmesi hoplitleri neredeyse etkisizleştirdi. Bu üçlü birleşim Makedonların Yunan kent devletlerini süpürmesini sağladı.
Sonuç
Antik Makedonlar ve Makedonya Krallığı görünüşte geleneksel temellere dayanan bir hanedanlık ile yönetilmiştir ve kişiler sık sık zora başvurarak başa geldiler. Antik Makedonya, antik çağın en önemli krallıklarından biridir çünkü bu halk Helenistik Dönem'i başlattı ve tüm Yunanistan'ı ve çoğu Yakın Doğu'yu ele geçirdi. Makedonların dili bir Yunan ağzıydı ve kent devletleri kültürel yönden Yunanlara benzerdi. Ancak başta yönetimleri nedeniyle Yunanlar tarafından yabancı görüldüler. Makedonlar ordularında yeniliğe açık oldu. Bu yüzden dönemin ordularına üstün geldiler ve her ne kadar Yunanlar tarafından dışlansalar da Helenizm'in Yakın Doğu'ya gelmesini onlar sağladı.
Kaynakça ve ek bilgiler
- https://www.routledge.com/Ancient-Macedonia/King/p/book/9780415827287
- https://www.jstor.org/stable/42617918
- https://www.researchgate.net/publication/259416842_The_roles_of_the_epistates_in_Macedonian_contexts