HeLa hücreleri ilk ölümsüz insan hücre dizisidir. HeLa, 8 Şubat 1951'de Henrietta Lacks adlı Afrikalı-Amerikalı bir kadından alınan rahim ağzı kanseri hücreleri örneğinden doğdu. Örneklerden sorumlu laboratuvar asistanı, kültürlere 31 yaşındaki hastanın adının ve soyadının ilk iki harfini verdi: Böylece HeLa adını aldı. 1953'te Theodore Puck ve Philip Marcus, HeLa'yı klonladı (klonlanan ilk insan hücreleri) ve diğer araştırmacılara ücretsiz örnekler bağışladı. Ölümsüz hücre dizisi HeLa'nın ilk kullanımı kanser araştırmasını kapsıyordu. Ancak HeLa hücreleri çok sayıda tıbbi buluşa ve yaklaşık 11.000 farklı patente öncelik etti.
Ölümsüz HeLa hücreleri hakkında bilgiler
- HeLa hücreleri ilk ölümsüz insan hücre dizisidir.
- Hücreler, bilgisi veya izni olmadan, 1951'de Henrietta Lack'ten elde edilen rahim ağzı kanseri örneğinden geldi.
- HeLa hücreleri birçok önemli bilimsel keşiflere yol açmıştır. Ancak bu ölümsüz hücrelerle çalışmanın dezavantajları var.
- HeLa hücreleri, insan hücreleriyle çalışmanın etikliğinin incelenmesine yol açmıştır.
Ölümsüz hücre olmanın anlamı nedir?
Normal olarak, insan hücre kültürleri, senescence (biyolojik yaşlanma) adı verilen bir işlemle belirli sayıda hücre bölünmesinden sonra birkaç gün içinde ölür. Bu da araştırmacılar için sorun teşkil etmektedir. Çünkü normal hücrelerin kullanıldığı deneylerde, işlemler özdeş hücreler (klonlar) üzerinde tekrar edilemez ve aynı hücreler uzun çalışmalar için kullanılamaz.
Hücre biyoloğu George Otto Gey, Henrietta Lack'in örneğinden bir hücre aldı. Ardından hücrenin bölünmesine izin verdi ve besinler ve uygun bir ortam ile kültürün süresiz olarak hayatta kaldığını buldu. Orijinal hücrelerse mutasyona devam etti. Şimdi hepsi aynı hücreden türetilmiş birçok HeLa türü bulunuyor.
Araştırmacılar, HeLa hücrelerinin programlanmış ölüme maruz kalmamalarının sebebinin, kromozomların telomerlerinin kademeli olarak kısalmasını önleyen enzim telomerazının bir versiyonunu daima korumaları olduğuna inanıyor. Telomer kısalması yaşlanma ve ölüme neden olur.
HeLa hücreleri ile elde edilen önemli başarılar
HeLa hücreleri radyasyon, kozmetik, toksinler ve diğer kimyasalların insan hücreleri üzerindeki etkilerini test etmek için kullanılmıştır. Gen haritalama ve insan hastalıklarını, özellikle de kanseri araştırmada çok yardımcı oldular.
Bununla birlikte, HeLa hücrelerinin en önemli uygulaması belki de ilk çocuk felci aşısının geliştirilmesinde oldu. HeLa hücreleri, insan hücrelerindeki çocuk felci virüsü (polio) kültürünü kontrol altına almak için kullanıldı. 1952'de Jonas Salk, çocuk felci aşısını bu hücreler üzerinde test etti ve aşıyı seri üretime soktu.
HeLa hücrelerini kullanmanın dezavantajları
HeLa hücre dizisi bir yandan şaşırtıcı bilimsel atılımlara yol açarken, bir yandan hücrelerde sorunlara da neden olmaktadır. HeLa hücreleri ile ilgili en önemli problem, bir laboratuvardaki diğer hücre kültürlerine agresif biçimde bulaşmalarıdır.
Bilim adamları hücre dizilerinin saflığını rutin olarak test etmez. Bu nedenle problem tespit edilmeden önce HeLa yüzde 10 ila 20 oranında hücreye bulaşmış oluyor. Ardından kirlenmiş hücre dizileri üzerinde yapılan araştırmaların çoğunun atılması gerekiyor. Bazı bilim adamları, riski kontrol altına almak için HeLa'nın laboratuvarlarında bulunmasına izin vermeyi reddeder.
HeLa ile ilgili diğer bir problem normal bir insan karyotipine sahip olmaması (bir hücredeki kromozomların sayısı ve görünümü). Henrietta Lacks (ve diğer insanlar) 46 kromozoma (diploid veya 23 çift) sahip; HeLa genomu ise 76 ila 80 kromozomdan oluşuyor (22 ila 25 anormal kromozom dahil olmak üzere hipertriploid).
Ekstra kromozomlar kansere yol açan insan papilloma virüsü enfeksiyonundan geldi. HeLa hücreleri normal insan hücrelerine birçok yönden benzerken, ne normaldir ne de tümüyle insandır. Dolayısıyla kullanımlarında sınırlamalar vardır.
Rıza ve mahremiyet sorunları
Yeni biyoteknoloji alanının doğuşu etik düşünceleri gündeme getirdi. HeLa hücrelerini çevreleyen sorunlardan bazı modern yasalar ve politikalar ortaya çıktı.
O zamanlar norm olduğu gibi, Henrietta Lacks'e kanser hücrelerinin araştırma için kullanılacağı bilgisi verilmedi. HeLa dizisinin popülerleşmesinden yıllar sonra, bilim adamları Lacks ailesinin diğer üyelerinden örnekler aldı, ancak testlerin amacını açıklamadılar.
1970'lerde, bilim adamları hücrelerin agresif doğasının nedenini anlamak için Lacks ailesine ulaştı. Aile sonunda HeLa'yı öğrenmişti. Yine de, 2013'te Alman bilim insanları, HeLa genomunun tamamını haritaladılar ve bunu Lacks ailesine danışmadan halka açıkladılar.
Bir hastayı veya yakınlarını tıbbi prosedürlerle elde edilen örneklerin kullanımı hakkında bilgilendirmek 1951'de gerekli değildi, bugün de gerekli değil. 1990'da Kaliforniya Yüksek Mahkemesi Moore davası ile ilgili olarak bir kişinin hücrelerinin kendinin mülkü olmadığına ve ticarileştirilebileceğine hükmetti.
Ancak Lacks ailesi, HeLa genomuna erişim konusunda Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) ile bir anlaşmaya varmıştır. NIH'den fon alan araştırmacıların verilere erişmek için başvuruda bulunması gerekiyor. Diğer araştırmacılar da sınırlandırılmış değil. Bu nedenle Lacks ailesinin genetik kodlarıyla ilgili veriler tamamen gizli tutulmuyor.
İnsan doku örnekleri günümüzde depolanmaya devam ederken, örnekler artık isimsiz bir kodla tanımlanmakta. Bilim adamları ve yasa koyucular güvenlik ve mahremiyet meseleleriyle boğuşmaya devam ediyor. Çünkü genetik belirteçler gönülsüz bir bağışçının kimliği hakkında ipuçları vermektedir.