Poena cullei, Roma İmparatorluğu'nda kullanılan bir idam biçimiydi. Bu cezada mahkum önce kırbaçlanır, ardından içinde yılan ve akrep bulunan bir çuvala sokulur ve bir nehre ya da denize atılarak boğulması sağlanırdı. Poena cullei uygulaması, Roma hukukuna göre yakın bir akrabanın öldürülmesi anlamına gelen parricide vakalarında, hüküm giyen bireyin sosyal statüsüne bakılmaksızın düzenli olarak uygulanmıştır. Bu cezanın kökenleri, tarihlendirilemeyen veya ayrıntılı olarak yorumlanamayan geleneklere dayanmaktadır.
İmparator Claudius'un bu ceza biçimine özel bir düşkünlüğü olduğu söylenir, bu nedenle önceki yüzyıllarda olduğundan daha sık, hatta yaygın olarak uygulanan çarmıha germeden bile daha sık emretmiştir. Geç antik dönem hukuk koleksiyonları bile Poena cullei'den düzenli bir ceza biçimi olarak bahsetmektedir. İmparator Konstantin bununla ilgili bir yasayı yenilemiştir. Poena cullei bir ölüm cezası biçimi olarak Orta Çağ döneminden de bilinmektedir ve boğma cezasının bir alt kategorisi olarak kabul edilmiştir.
Zaman zaman, acıyı yoğunlaştırmak için çuvala köpek, horoz, yılan ya da maymun gibi hayvanlar da konulurdu. Poena Cullei çoğunlukla tapınak hırsızlığı, adam öldürme ya da hükümdarın heybetine hakaret gibi dine ya da devlete karşı işlenen suçlar için kullanılırdı. Bu yöntem genellikle Tiber Nehri'nde ya da denizde gerçekleştirilirdi.
Poena Cullei ile Cezalandırılan Suç Türleri
Poena Cullei cezası, Roma geleneğinde derin köklere sahip olsa da, genellikle belirli suç türlerine ayrılmıştır. Bu suçlar genellikle iğrenç veya topluma zarar veren eylemleri içeriyordu. Kesin yasal çerçeve ve yorumlar zaman içinde değişmiş olsa da, Poena Cullei tarafından cezalandırılan bazı yaygın suç türleri şunlardır:
Adam öldürme: En ağır suçlardan biri olan ebeveynini ya da yakın akrabasını öldürme eylemi, genellikle Poena Cullei'nin cezalandırılmasını gerektiriyordu. Bu ceza, aile bağlarına ve toplumsal normlara nihai ihaneti sembolize ediyordu.
Vatana ihanet: Roma devletine karşı casusluk, isyan veya hükümete karşı komplolar gibi ihanet eylemlerinde bulunanlar Poena Cullei cezasıyla karşı karşıya kalabilirdi. Sadakatsizliğe karşı korkunç bir uyarı görevi görüyordu.
Bebek öldürme: Kişinin kendi çocuğunu öldürmesi Poena Cullei'nin uygulanmasına yol açabilecek bir başka suçtu. Bu ceza, bireyleri böylesine ağır bir suç işlemekten caydırmayı amaçlıyordu.
Bir Roma vatandaşının öldürülmesi: Bir Roma vatandaşının, özellikle de ebeveyninin öldürülmesi sadece bireye zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda Roma vatandaşlığı ilkelerini de ihlal eden iğrenç bir suç olarak kabul edilirdi. Sonuç olarak, Poena Cullei bu suçun potansiyel bir sonucuydu.
Diğer ağır suçlar: Bazı durumlarda Poena Cullei, Roma toplumunu veya değerlerini tehdit eden diğer ciddi suçlar için bir ceza olarak kullanılmıştır. Bunlar arasında aşırı şiddet eylemleri, sosyal düzeni bozan eylemler ya da ahlaki açıdan kınanacak suçlar sayılabilir.
Tarihsel Hafızada Poena Cullei
Roma edebiyatında Poena Cullei cezasına çeşitli metinlerde atıfta bulunulur ve toplumun adalet ve zulüm algılarına dair içgörüler sunar. Seneca, Marcus Tullius Cicero ve Livy gibi yazarlar bu cezanın örneklerini genellikle hayranlık ve dehşet karışımı bir şekilde belgelemişlerdir. Bu anlatılar değerli bir tarihsel bağlam sağlamakta ve dönemin tutumlarına ışık tutmaktadır.
Roma hukukunun kabulünden etkilenen Orta Çağ'da, bunun biraz değiştirilmiş bir versiyonu çeşitli Avrupa ülkelerinde benimsenmiştir.
Örneğin, Justinianus'un Digest'ine dayanarak oluşturulan Fransız örf ve adet hukuku derlemesi "Livres de jostice et de plet "de (MS 1260), bir horoz, bir köpek ve bir yılanla (muhtemelen Orta Çağ Avrupası'nda nadir görülmesi nedeniyle maymundan bahsedilmemektedir) "çuval içinde cezalandırma"dan bahsedilmektedir.
Bir süre sonra, Almanya'da poena cullei'ye dayanan bir ceza ortaya çıkmış, suçlu (hırsız) bir köpekle (ya da idam edilen kişinin sağına ve soluna asılan iki köpekle) birlikte aynı darağacında baş aşağı (bazen tek bacağından) asılmıştır. Bu idam şekline "Yahudi cezalandırması" adı verilmiştir çünkü zamanla sadece Yahudi suçlulara uygulanmıştır (16.-17. yüzyıllarda nadir durumlarda Hristiyanlara da uygulanmıştır).
"Yahudi cezalandırması" Almanya'da modern zamanlara kadar kullanılmıştır. Bu durumda, bu cezaya çarptırılan bir Yahudi, Hristiyanlığa geçerek cezadan kurtulabiliyordu. Böyle bir durumda ya affediliyor ya da acı veren "Yahudi cezalandırması" kafa kesme ile değiştiriliyordu.
Orta Çağ yazarları, Roma hukukunun ilgili hükümlerini yorumlarken, poena cullei'nin sembolizmini şu şekilde açıklamışlardır:
- Köpek, suçlunun ebeveynlerine gereken saygıyı göstermediğini sembolize ediyordu (bir köpek hayatının ilk dokuz günü kör olduğu için).
- Horoz suçun kendisini sembolize ediyordu.
- Yılan, idam edilen kişinin ebeveynlerinin kederini temsil ediyordu.
- Maymun, suçlunun kendisini sembolize ediyordu (dış görünüşü insana benzese de suçun iğrençliği nedeniyle insan olarak adlandırılma hakkından yoksundu).
Köpek, hem Yahudi hem de Hıristiyan geleneklerinde kıskançlık günahını temsil eden kirli bir hayvan olarak kabul edildiğinden, "Yahudi cezası" bağlamında ek bir sembolik önem kazanmıştır. Buna ek olarak, köpek (eşek, kedi, domuz ve diğer bazı hayvanlarla birlikte) Ortaçağ teologları tarafından "Şeytan'ın Bestiary'si" olarak adlandırılan ve dünyevi dünyada Şeytan'ın yardımcıları olduğuna inanılan canlıların bir listesine dahil edilmiştir.