Polonya ve Brezilya'dan bir araştırma ekibi, 67 gün boyunca, soda tüketiminin sıçanlar üzerindeki etkisini değerlendirmek için testler yaptı. Sonuçlar netti: düzenli soda tüketimine maruz kalan sıçanlarda hafıza sorunları, çeşitli bilişsel bozukluklar ve beyinde hücresel sıkıntılar görüldü.
Bilim insanları, sadece su tüketen sıçanlara kıyasla etkiyi ölçebilmek için sıçanları farklı gruplara ayırdı. İki aylık, sekiz aylık ve on dört aylık sıçanlardan oluşan üç yaş grubu oluşturuldu. Her grup için, bir kısma düzenli olarak soda verilirken, sınırsız su içirildi. Diğerlerine ise sadece su verildi. Bu diyet 67 gün boyunca uygulandı ve son 10 gün bir takım yetenek testlerine tabi tutuldu.
Testler, hangi grupların karşılaştıkları durumlarla başa çıkmada daha başarılı olduğunu belirlemek için farklı labirent türlerini içeriyordu. Bilim insanları testlerin "Radyal kollu labirent ve Y labirenti uzamsal hafızayı, açık alan alışkanlığa bağlı hafızayı ve önleyici kaçınma da aversif hafızayı değerlendirmek için kullanıldığını" ifade ediyor.
Sıçanların Önemli Zihinsel İşlevleri Etkilendi
Soda tüketen sıçanların beyinlerinde önemli hasarlar oluştuğunu tespit ettiler. Kesin olarak "hafıza sorunları ve oksidatif stres". Spesifik olarak, çeşitli labirentlerde su tüketen sıçanlara kıyasla çok daha az başarılı oldular. Bunun yanı sıra yaşa bağlı değişiklikler de vardı. Genel olarak, en genç sıçan grupları, sanılanın aksine, düzenli soda tüketiminden diğerlerine kıyasla daha fazla etkilenmiştir.
Deneyler tamamlandıktan sonra bilim insanları sıçanlara ötanazi uyguladı ve hayvanların beyinlerinde oluşan hasarı görmek için bir diseksiyon işlemi gerçekleştirdi. Frontal korteks ve hipokampüste çeşitli derecelerde tahribat tespit ettiler. Frontal korteks dikkat, hafıza ve yargılama gibi hayati zihinsel işlevleri kontrol ederken, hipokampus hem hafıza hem de öğrenmede temel bir rol oynar.
Tabii ki, gündelik kullanımda sonuçlar aynı olmazdı. Bu gazlı içeceklerin sıçanlar üzerindeki etkilerinin insanlardakiyle aynı olması gerekmediğini de belirtmek gerekir. Öte yandan, insanlarda frontal korteks lezyonları daha önceki çalışmalarda kişilik değişiklikleri ve aşırı dürtüsellikle de ilişkilendirildiğinden ve hipokampus lezyonlarının anksiyete, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni gibi ruhsal bozukluklarda önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünden, meşru olarak soru işaretleri yaratabilir.
Araştırma kaynağı : Experimental Gerontology, vol 166