ABD siyasi tarihinin en büyük skandallarından biri olan Watergate, Richard Nixon'ın başkanlığının ve ardından istifasının ötesinde geniş kapsamlı sonuçlar doğurmuştur. ABD başkanının yasadışı faaliyetlere karışmasının derinliği ulusu şok etti ve hükümeti başkana karşı sıkı önlemler almaya itti. Skandal sonucunda kamuoyunun hükümet algısı sonsuza dek değişti ve sonraki başkanlık seçimlerini etkiledi.
Özetle Watergate
Watergate Skandalı tek bir olay değil, bir dizi olaydan oluşuyordu. Her şey 17 Haziran 1972'de Washington DC'deki Watergate ofis binasında bulunan Demokratik Ulusal Komite merkezine yapılan bir hırsızlıkla başladı.
Soruşturmalar Nixon ve yönetiminin bu soyguna karıştığını ve olayın örtbas edilmesi emrini verdiğini ortaya çıkarmış, ardından da olayla ilgili daha fazla soruşturma yapılmasını engellemiştir.
Oval Ofis'teki ses kayıtları ortaya çıkarak Nixon'ın suçları örtbas etme girişimindeki suçluluğunu kanıtladı ve Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi görevden alma işlemlerini başlattı. Bunun üzerine Nixon 9 Ağustos 1974'te başkanlık görevinden istifa etti.
Watergate Skandalının Ardından Ne Değişti?
Watergate Skandalı, ABD hükümetine olan inancın yaygın bir şekilde kaybolmasına neden oldu ve bu inancı yeniden tesis etmek için reformlar yapıldı. FBI'ın ABD vatandaşları hakkında casusluk yaptığını kanıtlayan bağlantılı soruşturmalardaki bilgilerin ortaya çıkması büyük bir endişe kaynağı olmuştur. Bu durum hükümet ile ABD vatandaşları arasındaki ilişkilerde onarılamaz bir hasara yol açtı ve bugün hala belli düzeyde bir güvensizlik mevcut.
Hemen ardından Cumhuriyetçi Parti ağır bir darbe aldı. Nixon'ın istifasının ardından Demokratlar Senato'da beş, Temsilciler Meclisi'nde ise 49 sandalye kazandı. Başkan Ford da Nixon'ı affetti ve bunun 1976 Başkanlık Seçimlerinde Demokrat Jimmy Carter'a yenilmesine katkıda bulunduğu düşünülüyor.
Watergate Skandalı, ABD hükümeti hakkında geniş çaplı soruşturmalara yol açtı. Bulgular sadece skandalla sınırlı kalmadı. Her yerde usulsüzlükler ve kırmızı bayraklar bulundu. Hükümet yönetimlerinin 1950'lerden bu yana ABD'yi olağanüstü hal ilan ettiği ve hükümetin normalde yapmasına izin verilmeyen şeyleri yapmasına izin verdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine Kongre 1976'da Ulusal Acil Durumlar Yasası'nı çıkararak bu tür açıklamaları engellemeye çalıştı.
Güç Dinamiklerindeki Değişimler
Asıl önemli olan, başkanın onlarca yıldır Yüksek Mahkeme'nin denetiminden kaçarak yürütme yetkisini kullanmasıydı. Watergate bu durumun düzeltilmesini sağladı. Yüksek Mahkeme daha sonra başkanlık yönetimiyle çok daha fazla ilgilenmeye başladı ki bu dinamik halen devam etmektedir.
Skandalın hukuk mesleği üzerinde de büyük bir etkisi oldu, zira skandala adı karışanların çoğu avukattı. Watergate'in ardından Amerikan Barolar Birliği bir sorumluluk kodu oluşturdu ve artık çoğu hukuk fakültesinde yasal sorumlulukla ilgili zorunlu dersler yer alıyor.
Buna ek olarak, kampanya finansmanını değiştiren ve partiler ile ABD halkı arasında daha fazla şeffaflık gerektiren bir yasa çıkarıldı.
Skandalı ortaya çıkaran iki gazeteci Bob Woodward ve Carl Bernstein ünlü oldu. Bu durum ünlü gazetecilik dönemini başlattı ve bugün ABD kamuoyuna sundukları hikayelerden çok daha ünlü pek çok gazeteci var.
Watergate'in ayrıntıları pek çok kişi tarafından bilinmese de, "Watergate" terimi kesinlikle bilinmektedir. Skandal İngilizce dilini de etkilemiştir. "-gate" eki artık tüm siyasi skandallara yaygın olarak uygulanmakta ve tüm dünyada kullanılmaktadır.