Joseph Lister: Antiseptiği Keşfi ve Cerrahi Ölümlerim Azalması

Joseph Lister 1893 yılında emekli olduğunda hijyen cerrahide standart uygulama haline gelmişti.

Joseph Lister

Joseph Lister kimdir ve neyi başarmıştır? İlk ameliyatlar acılı ve bazen de ölümcüldü fakat yeni uygulamalar cerrah bıçağına ve enfeksiyon nedenli ölümlere duyulan korkuyu azaltıyordu. Londra'daki University College Hospital'da kıdemli cerrah Robert Liston 1846'da bir hastanın kolunun, eterle yapılan anestezi altında keseceği Avrupa'daki ilk halka açık ameliyata hazırlık yaparken o gün izleyenler arasında University College'da Liston'ın anatomi derslerine katılan 19 yaşındaki öğrenci Joseph Lister de vardı.

Hijyenik olmayan ameliyathane koşulları Lister'ı dehşete düşürmüştü. Çünkü hastaları ölümcül enfeksiyon riskine sokuyordu. O zamanlar İngiltere'deki hastanelerde başarılı geçmiş her üç ampütasyon ameliyatı sonrası hastalardan biri ölüyordu. Vakaların hemen tümünde ölümler yaraların iltihaplanması sonucunda meydana geliyor ve bu durum genel olarak "hastane kangreni" adıyla anılıyordu.

Joseph Lister'ın Ortaya Çıkışı: Hastane Enfeksiyonu

Joseph Lister, 1865'te ilk antiseptik cerrahi operasyonlarından birinde karbolik asit spreyinin kullanımını yönetiyor.
Joseph Lister, 1865'te ilk antiseptik cerrahi operasyonlarından birinde karbolik asit spreyinin kullanımını yönetiyor. (Görsel: Bettmann Archive)

Doktorların çoğu ameliyat yaralarında oluşan enfeksiyonun içeri "kötü hava" girmesine bağlı olduğunu düşünüyordu. Fakat Lister ağzına kadar dolu olan pis koğuşlardaki ölümlere, havanın değil havada gezen mikropların neden olduğunu düşünüyordu. Lister'ın bu düşüncesini sınaması için 20 yıl geçmesi gerekecekti. Joseph Lister 1861 yılında Glasgow Kraliyet Hastanesi'ne cerrah olarak atandı. Bu atama anestezinin keşfi ile ilgili önemli bir gelişmeye neden olacaktı.

Sonraki beş yıl içinde, kaza geçirmiş erkeklerin yattığı koğuştaki hastaların yarısının iltihaplanan yaralar nedeniyle oluşan septisemi veya kan zehirlenmesi nedeniyle öldüğünü saptadı. 1865 yılında Lister, hastalıkların havada bulunan mikroplar tarafından yayıldığını savunan Fransız kimyacı Louis Pasteur'ün çalışmalarına ulaştı. Böylece Lister, mikroplar ile yaralar arasında bir bariyer oluşturmasını ümit ettiği antiseptik deneyleri yapmaya başladı. Birçok kimyasal maddeyi denedikten sonra, aslında kötü kokan kanalizasyonları temizlemek için kullanılan asit fenikte karar kıldı.

Lister bu asit feniği, kırılan kemiğin deriyi deldiği ve enfeksiyon nedeniyle sıklıkla ölüme neden olduğu bileşik kırıkları olan hastalarda denemeye karar verdi. İlk hastası olan 11 yaşındaki James Greenlees 12 Ağustos 1865 tarihinde hastaneye kabul edildi. Lister sol bacağı kırılmış olan James'in yarasına asit fenikle pansuman yaptı. Bacak daha sonra atele alındı ve bandajlandı, dört gün sonra da pansuman açıldığında herhangi bir iltihap belirtisi veya kokusu yoktu. Sonraki günlerde iki kez daha antiseptikli pansuman yapıldı ve yara iyileşmeye başladı. Kazadan yalnızca 6 hafta sonrasında James Greenlees'in bacağı iyileşti ve çocuk hastaneden yürüyerek ayrıldı.

Joseph Lister Cerrahiyi Değiştirdi

Joseph Lister'a ilerlemiş yaşlarında şeref payeleri yağdı. 1897'de baron oldu, 1902'de de liyakat madalyası taşıyan 12 İngiliz'den biri oldu.
Joseph Lister'a ilerlemiş yaşlarında şeref payeleri yağdı. 1897'de baron oldu, 1902'de de liyakat madalyası taşıyan 12 İngiliz'den biri oldu.

Fiziğe ve mikroskoplara ilgi duyan bir Quaker (bir Hristiyan tarikatı) olan babası Joseph Lister'ı cerrah olması yönünde teşvik etmişti. 5 Nisan 1827'de Essex Upton'da doğan Lister, London University College'a kaydolduğunda 16 yaşındaydı. Önce toplum bilimleri eğitimine başladı, boş zamanlarında da Robert Liston'ın anatomi derslerine katılıyordu. 1846 yılında bu cerrah Avrupa'da ilk kez eter kullanılan ve tarihe geçen ameliyatını yaparken izleyiciler arasında olan Lister sonraki yıl tıp fakültesine kaydoldu.

Lister ve Almanya'daki meslektaşlarının öncülüğünü yaptıkları "temizlik" teknikleri, ameliyat sonrasında gelişen enfeksiyonların önlenmesine yardımcı oldu ve milyonlarca yaşamın kurtarılmasını sağladı. Bu yenilikler arasında ameliyat odasında çalışacak olanların kiri hemen gösteren beyaz giysiler giymesi ve yaralara gazlı bezle pansuman yapılması vardı.

O yıllarda cerrahlar ameliyat sırasında bir damarı kestikten sonra onu bağlamak için ipek veya kenevirden yapılmış malzeme kullanıyordu. Bu maddeler çözünebilir olmadığından sonradan çıkarılması gerekiyordu ve bu işlem çoğu zaman kanamaya neden oluyordu. Lister bunların yerine kurutulmuş koyun bağırsağından imal edilmiş olan ve yarada kendiliğinden eriyen katgüt kullandı. İngiltere dışında Lister'ın keşiflerinin değeri ilk olarak Almanya'da fark edildi ve bu ülkede cerrahlar 1870-1871 Fransa-Prusya Savaşı sırasında antisepsi uygulamasını başlattılar.

Joseph Lister'ın antiseptik spreyine, fenik asidi püskürtürken çıkardığı ses nedeniyle ''Puflayan Billy'' adı takılmıştı.
Joseph Lister'ın antiseptik spreyine, fenik asidi püskürtürken çıkardığı ses nedeniyle "Puflayan Billy" adı takılmıştı.

Lister 1877 yılında, çalışmalarının hevesle kabul edildiği New York ve Boston'da onurlandırıldıktan sonra London King's College Hospital'ın Klinik Cerrahi bölümünün başkanlığına getirildi ve burada antiseptiklerle ilgili öncü niteliğindeki çalışmalarına devam etti. 1871 yılının eylül ayında Kraliçe Victoria'nın sol koltuk altında oluşan büyük bir apseyi başarıyla açan Lister kraliyet onayını aldı.

Ertesi gün kraliçe günlüğüne şunları yazıyordu: "Yaranın üzerine kocaman bir pansuman konulurken bir bardak kahve içtim. Pansuman esnasında ve sargılar çıkarılırken tüm organik mikropları yok eden ve Bay Lister'ın büyük icadı olan asit fenik sprey kullanıldı ve Dr. Marshall (kraliçenin hekimi) ona yardım etti." Lister'a gelince, gururla şöyle diyordu: "Ben kraliçeye bıçak dokundurmuş ilk kişiyim."

Joseph Lister 1893 yılında emekli olduğunda hijyen cerrahide standart uygulama haline gelmişti. Son yıllarında kör ve sağır olan öncü hakim 1912 yılında Kent Walmer'da 85 yaşındayken öldü.

Hijyenik Cerrahide Sonraki Gelişmeler

Avustralyalı cerrah Theodor Billroth XIX. yüzyıl sonlarında antiseptik tekniklerin öncülerinden biriydi
Avustralyalı cerrah Theodor Billroth 19. yüzyıl sonlarında antiseptik tekniklerin öncülerinden biriydi.

1879 yılında Joseph Lister'ın Glasgow'daki eski öğrencilerinden Dr. William Macewen beyne baskı yapan bir kan pıhtısını başarıyla aldı, aynı yılın sonuna doğru bir beyin tümörünü çıkardı. Beyni kaplayan zarların kesilmesini gerektiren bu ameliyatlar, antiseptikler olmadan düşünülemezdi bile. Ayrıca Macewen önceden kaynatılmış gazlı bezler kullanmıştı. Bundan 20 yıl sonra Ludwig Heusner isimli bir Alman cerrah aletler ve pansuman malzemeleri için bir buharlı sterilizatör tasarladı; ayrıca delinen bir mide ülserini kapatabilmek için de hastasının midesini başarılı bir şekilde açtı.

20. yüzyıl başlarında İngiltere ve Almanya'da aseptik teknikler geliştirildi. Bakterileri öldürmek için kullanılan antiseptiklerden farklı olarak, asepsis hiç bakteri kalmamasını garanti altına alıyordu. Kesi yapılmadan önce hastanın derisi sterilize edilir, vücudun geri kalanı steril bez ve çarşaflarla örtülürdü. Cerrah ve ekibi steril giysiler, eldivenler ve yüz maskeleri kullanır, aletler ve pansuman malzemeleri kullanılmadan önce kimyasal yöntemler veya ısıyla sterilize edilirdi.

Bir ameliyat esnasında asit fenik spreyle buğu halinde hastanın ilgili bölümüne püskürtülüyor.
Bir ameliyat esnasında asit fenik spreyle buğu halinde hastanın ilgili bölümüne püskürtülüyor.

Asepsi, doğum koğuşlarında kalan emziren annelerde ölümlerin azalmasına da yardımcı oldu. O zamanlar Avrupa'daki hastanelerde her dört anneden biri puerperal sepsis, yani lohusa humması nedeniyle ölüyordu. 1840'lı yıllarda Viyana'da çalışan Macar bir kadın-doğum uzmanı olan Ignaz Semmelweis bu hastalığın sağlıklı annelere, hasta anneleri tedavi eden doktorlar tarafından taşındığını düşünüyordu. Bu nedenle doğum ekibinin ellerini klorlanmış kireç içeren bir solüsyonla yıkamalarını sağladı ve ölümleri çözdü. Ignaz Semmelweis bu yüzden antiseptik prosedürlerin öncüsü kabul edilir.

Talihin garip bir cilvesiyle Semmelweis 1865'te bir parmağındaki enfeksiyon nedeniyle septisemiye yakalandı ve tüm yaşamı boyunca savaş verdiği hastalıktan öldü. Antiseptiği keşfederek cerrahi ölümleri azaltan Joseph Lister'ın öyküsü böyledir.


Kaynaklar:

  1. Lindsey Fitzharris, The Butchering Art: Joseph Lister's Quest to Transform the Grisly World of Victorian Medicine, Penguin UK, 2017.
  2. Metcalfe, Peter; Metcalfe, Roger (2006). Engineering Studies: Year 11. Glebe, N.S.W.: Pascal Press. p. 151. ISBN 978-1741252491.