Klasik Yunan Mitolojisine Giriş

Klasik Yunan mitolojisi, antik Yunanistan'daki din ve inançların bir parçasıydı ve günümüze kadar etkisini sürdürmektedir.

Yazar Burcu Kara
Pericles Klasik Yunan mitolojisine giriş

Miken-Yunan veya Arkaik Yunan uygarlığına karşılık Klasik Yunan ile ne kastediyoruz? Klasik Yunan'dan bahsedildiğinde genellikle, MÖ 510'da tiranlığa dayalı siyasi sistemin sona ermesiyle başlayıp, MÖ 323'te Büyük İskender'in ölümü ne kadar süren Atina şehir devletinin kültürel hâkimiyetine atıfta bulunulur.

Klasik Yunan'ın Doğuşu

MÖ 507'de Atina'da, demokratia (demokrasi) denilen ve on sekiz yaşındaki ya da daha büyük erkek yurttaşların yönetici bir meclise katılabildiği yeni bir yönetim sistemi kurulmuştur. Yeni bir yönetim sistemine kavuşan Atinalıların ilk sorunlarından biri, sonunda Atinalılar ile müttefik Yunan şehir devletlerinin MÖ 479'da kazandıkları zaferle sonuçlanan Pers-Yunan savaşlarıydı.

Bundan sonra Atina, MÖ 478'de başlayan ve Attika-Delos Deniz Birliği denen bir ittifakın liderliğini üstlenmiş ve hükmetmiştir. Atina, birçok yönden liderliğinin avantajlarını adaletsizce kendi yararına kullanmış, komşu devletlerden toplanan haraçları kendi büyümesine harcamış ve böylece Sparta ile diğer şehir devletlerini kendine düşman etmişti. MÖ 450'lerde Atina'nın seçimle iktidara gelmiş generali ve lideri olan Perikles, bu fonları, Yunan uygarlığıyla bağdaştırdığımız kültürel etkinlikleri ve anıtları oluşturmak ve teşvik etmek için kullanmıştır.

Demokrasinin öncüsü Perikles
Demokrasinin öncüsü Perikles.

Onun döneminde, şehrin koruyucu tanrıçası Athena onuruna Akropolis'teki Parthenon tapınağı inşa edilmiştir. Başka birçok tapınak da yapılmış, Herodot ve Thukididis gibi tarihçiler tarih yazmışlar, büyük Sokrates, felsefi ve etik meseleler üzerine konuşmuştur. "Batı tıbbının babası" Hipokrat ile tıp ilerlemiştir. Günümüze kadar, doktorlar, tıpta doğru etik yaklaşım için bağlılık yemini ederler; bu, "Hipokrat Yemininin" bir versiyonudur. Phidias'ın öncülük ettiği heykeltıraşlar (MÖ 593-130), Atina'yı, kelimenin tam anlamıyla Olimpos tanrılarının heykelleriyle yeni baştan dekore etmişlerdir. Dionysos'un onuruna düzenlenen dini tiyatro festivalleri (Kent Diyonizyası) kültürlü tiran Peisistratos (MÖ 600-527) tarafından başlatılması, büyük oyun yazarları Eshilos, Sofokles ve Euripides'in eserleriyle zenginleşmiştir. MÖ 5. yüzyıl ile 4. yüzyılın bir kısmı, Atina ve Yunanistan'ın Altın Çağı olmuştur. Klasik Yunan dönemine dair bir araştırma, yukarıda belirtilen yaratıcı dâhilerin yanı sıra, Perikles-sonrası dönemin düşünürleri Platon (MÖ 424-347) ve Aristo (MÖ 384-322) ile heykeltraş Praksiteles'i (MÖ 400 330) ve batı kültürünü etkilemiş daha nicelerini içerir.

Her ne kadar Perikles dönemi Atina'sı başarılı olduysa da, müttefik şehir-devletlerine karşı küstahça tutumu neticesinde, sadece Attika-Delos Deniz Birliği'nin dağılmasına sebep olmakla kalmamış, şehir-devletleri arasında (özellikle Sparta ile Atina arasında) uzun süren savaşlara yol açmıştır. Peloponez Savaşı (MÖ 431-404), Sparta'nın zaferiyle sonuçlanmıştır. Yine de Atina, üstünlüğünü korumuş ve kültürel etkisi, 4. yüzyıl boyunca, Makedonya kralı II. Filip MÖ 345'te şehri kontrolü altına aldığında da devam etmiştir. Arkasından oğlu İskender gelmiş ve Atina onun imparatorluğuna katılmıştır. İskender, MÖ 323'te Babil'de ölmüştür. Yıllarca süren isyanlar ve kargaşadan sonra Atina ve Yunanistan'ın tamamı, Roma hakimiyetine girmiştir.

Klasik Yunan Döneminde Mitolojinin Rolü Nedir?

Nasıl ki günümüzde çoğu Avrupa ve Amerika kentlerinde yaşayan insanlara kiliselerdeki vaazlar ve ikonalar ile müzelerdeki tablolar ve heykeller aracılığıyla Hristiyanlıkla ilgili, Kutsal Kitap'tan alınmış öyküler anlatılıyorsa, Klasik dönemde Atina'nın ve diğer Yunan şehir-devletlerinin halkları da aynı şekilde Yunan mitolojisini aktaran söz ve görüntülerle gerçek anlamda kuşatılmışlardı. Yunanlılar için Yunan mitolojisinin hikâyeleri, yaşamın başlangıcını ve insanlıkla tanrısallık arasındaki ilişkiyi açıklayan dini öyküler.

Arkaik çağın sonunda, muhtemelen Peisistratos sayesinde Homeros'un destanları ile Hesiodos'un eserleri yazıya dökülerek özünde, günümüzdeki formunda toparlanıp derlenmiş, böylece daha geniş ölçüde ulaşılabilir olmuştur. MÖ 5. yüzyılda İlyada ve Odysseia, ulusal destanlar olarak görülerek okullarda öğretilmiştir. MÖ 6. yüzyılda Hesiodos'un Tanrıların Doğuşu adlı eserindeki yaratılış öyküsüne, günümüzde Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslümanların Yaratılış'a gösterdikleri kadar saygıyla yaklaşılmıştır.

Sapfo
Lirik şairi
Sappho Lesbos

Arkaik dönemden itibaren vazo resimlerine ünlü mitlerden sahneler egemen olmuş, Phidias, sonradan da Praksiteles ve daha birçok sanatçı her yerde tanrı heykelleri ve çeşitli tanrılar için tapınaklar yapmışlardır. Tepesinde tanrı Hermes'in başı, bazen de penisi bulunan küçük dikdörtgen sütunlar, sınır işareti olarak her yerde bulunuyorlardı. Atina'daki Parthenon gibi tapınaklar, Yunan mitolojisinden sahnelerin betimlendiği ayrıntılı frizlerle süslenmişti. Bir takım öğrenciler, büyük Sokrat ile sonradan da Platon ve Aristo ile tanrılar üzerine yapılan ciddi ve bazen de kuşkucu tartışmalara katılacak kadar şanslıydılar. Şiir sevenler, Pindaros'un (MÖ 522-443), Bacchylides'in (MÖ 518-128) ve Simonides'in (MÖ 556-468) lirik şiirlerinde tanrıların hikâyelerine rast gelmişlerdi. Bir müddet, 6. yüzyıl şairi Lesboslu Sappho'nun (MÖ 630-570) şiirleri mevcuttu. Kadınlar arasındaki aşk üzerine şiirleriyle günümüzde daha ünlü olan Sappho, Homeros'un hikâyelerinin çoğunun yeniden anlatımını derlemiştir.

Mitolojinin tarihsel yaklaşımıyla ilgilenenler, Herodot'un Yunan ve Mısır tanrılarını karşılaştırmasını ya da Thukididis'in Homeros için yaptığı biraz daha kuşkucu yorumlarını okumuş olabilirler. Atinalı yurttaşlar için, Dionysos'a odaklanmış ayrıntılı geçit törenlerine ağırlık veren ve Eshilos, Sofokles, Euripides ile Aristofanes gibi dâhilerin oyunlarıyla ünlenen Kent Diyonizyası denen yıllık festivali, göz ardı etmek imkânsızdı. Kısacası, Kudüs'teki yaşamı Yahudi, Hristiyan ve İslam öykülerinden ayırmak nasıl zorsa Klasik Yunan dönemindeki hayatı, Yunan mitolojisinden ayırmak da o kadar zordur.

Klasik Dönemde Yunan Mitlerini Kim Derledi ya da Çoğalttı?

Yukarıda belirtildiği gibi, Homeros'un destanları, Hesiodos'un eserleri ve Homeros İlahileri MÖ 6. yüzyıldan itibaren standartlaştırılmıştır. Antik Çağ ile Klasik çağ arasındaki geçişte tanrıların Homeros ve Hesiodos versiyonlarını bencil, kaypak ve gaddar şeklinde bir parça değiştiren Pindaros gibi şairler vardı. Pindaros, kasidelerinin bazılarında, tanrıları insanların refahıyla ilgili görerek daha saygılı bir biçimde davranmıştır. Yunan mitolojisine önemli eklemeler yaparak bize ulaşan şekline getiren şairler, önemli drama yazarlarıydı.

MÖ 3. yüzyılda, Rodoslu Apollonius, İason'un Altın Post'u arayışını anlattığı Argonotlar adlı destanıyla önemli bir katkı yapmıştır. Klasik çağdan sonra Yunan mitolojisinin çeşitli derleyicileri olmuştur, bunların en önemlisi aslında çoğu kısmı sonraki bir yazar tarafından yazılan ve mitlerin çoğunun eksiksiz versiyonlarını içeren Kütüphane (Bibliotheca) adlı eseriyle Atinalı Apollodorus'tur (MÖ 180-120). Ve Ovidius olarak tanınan Romalı şair Publius Ovidius Naso'nun Dönüşümler adlı eseri, hayli süslenmiş olmakla birlikte, aslında orijinalinde Yunan olduğundan, Yunan mitleri için popüler bir kaynak olarak kalır.