Bir kadının başına ve gövdesine ve belinin altında balık kuyruğuna sahip deniz kızları denizde yaşayan olağanüstü bir varlık. Deniz kızının öyküleri binlerce yıllık kökene sahip ve ilginç olanı Orta Asya'dan İrlanda'ya ve Güney Afrika'ya dek tüm dünya kültürlerinde yeri olmasıdır. İnsanlığın ilk yazılı anlatımlarında bile deniz kızı öyküleri mevcut. Öyleyse bu gizemli deniz canlıları hakkında daha fazlasını öğrenelim.
Deniz Kızının Kökeni
Deniz kızının insanlık ile ne denli derin kökene sahip olduğu bilinmiyor ancak olasılıkla denizde balık bulmaya başlamamızla ortaya çıktılar. Bunun en az 40.000 yıl önceki Üst Paleolitik'te olduğu biliniyor. Arkeologlar Mezopotamya mitolojisinde en az 5.000 yıllık bir balık tanrısı olan Oannes'e rastlamıştır. Suriye ise en eski deniz kızı efsanelerinden birine sahip. MÖ 1000 dolayında tanrıça Atargatis balığa dönüşmek için göle atlar. Ancak tanrıların güzelliğini görmesi için alt yarısını balık üst yarısını insan bırakır. Arkeologlar antik tapınaklar, heykeller ve madeni paralarda Atargatis figürlerine rastladı.
İlk Britonlardan Keltler deniz kızlarına dair öykülere sahip ancak bunu sanata dökmemişler. İngiltere'de 1078'e ait bir deniz kızı tasviri bulunur ve Saksonların inşa ettiği Durham Kalesi'nde yer alıyor. Şapeldeki garip betimlemede deniz kızı av sahnelerinde ve iki leoparın yanında resmedilir.
Deniz kızı 16. ve 20. yüzyılda gemilerde popüler bir ahşap gemi başı süsüydü. Gemiciler deniz kızının denizi yatıştırma, havanın güzel olmasını sağlama ve karaya güvenli dönüş sunma gibi marifetleri olduğuna inanıyordu. Olaus Magnus gibi ilk haritacılar kötü hava ve gemi enkazının olduğu okyanustaki tehlikeli bölgeleri deniz canavarları ve deniz kızları ile gösterdi.
Deniz kızı denizciler için hem baştan çıkaran güzel bakire hem de canavarımsı deniz yaratığı oldu. Aylarca ve hatta yıllarca uçsuz bucaksız okyanuslarda yolculuk eden insanların havayı kontrol eden deniz kızı figürlerine inanması olağandır. Bugün de gemiler su derinliği değişikliği ve yön bulma hatasıyla kıyıya yaklaşırken karaya oturuyor ve siren veya deniz kızının neden bu alanlarla özdeşleştiği anlaşılıyor.
Siren ve Deniz Kızının Farkı
Siren, deniz kızıyla sık karıştırılır. Sirenler Yunan mitolojisinde yarı kadın, yarı kuş canlılardı ve o zamanlar bile kafa karıştırdı. Bu yanlış kanı deniz kızı yerine siren sözcüğünün kullanılmasına bile yol açtı. Tıpkı Fransızca'da deniz kızı için kullanılan "sirène" gibi. Deniz kızları töre yönüyle yoldan çıkarıcı canlılarken, sirenler daima kötü niyetli ve tehlikeli canlılardır. Etkileyici sesleriyle denizcileri adaların tehlikeli kayalıklarına çekerler.
Homeros'un epik şiiri Odysseia ya da Odesa'da öykünün baş kahramanı sirenlerin şarkısını dinlerken gemisini batırmamak için kendisini gemi direğine bağlar. Bu öykü "siren şarkısı" deyimini doğurdu ve karşı konulmazsa felakete yol açacak bir isteği anlatır.
Dünya Kültüründe Deniz Kızı
Deniz kızının dünyada şaşırtıcı düzeyde zengin ve çeşitli bir tarihi var ve anlamı da bir o denli değişken. Bazı kültürlerde deniz kızı okyanustaki yaşamı ve doğurganlığı anlatırken diğer kültürlerde fırtınanın, sert denizin ve bozgunun göstergesi olur. Farklı kültürlerdeki deniz kızı efsanelerini görelim:
Afrika: Mami Wata
Batı, Güney ve Orta Afrika'da Mami Wata ("Suların Annesi") adında mistik su ruhları bulunuyor. Birçok Afrika kültürü bu tür ruhlar veya tanrılara sahip olduğundan Mami Wata'nın cinsiyeti değişebiliyor. Ruha güzellik, sağaltım ve bilgelik sunması ve doğal yıkımları önlemesi için tapılır. 1600'lerdeki sömürgecilik ve köle ticaretiyle Mami Wata'nın öyküsü ve tapınımı dünyaya yayıldı ve geleneğini ve kültürel kimliğini geri kazanmaya çalışan Afrikalılar için manevi önemi sürüyor.
Türk Kültürü: Susulu
Türk ve Altay masallarında geçen Susulu için Sukızı da denir. Bu varlıklar insanın yanında çeşitli hayvanların kılığında görünür. Su, Türk mitolojisinde yaşamın ilk maddesi olduğundan Su Ana gibi su figürleri önemli yere sahipler ve Susulu diğer kültürlerdeki deniz kızlarından daha korumacı ve sakindir.
Antik Yunan ve Roma: Siren ve Deniz Kızı
Bugünkü Avrupa söylencelerinde görülen deniz kızı görünüm ve karakter olarak Yunan ve Roma mitolojisinden geliyor. Birçok antik Yunan söylencesinde siren ile deniz kızı birbirine karışır ancak iki farklı varlık oldukları biliniyor.
Yunan halk masalında Büyük İskender'in kız kardeşi Selanik MÖ 295'te öldüğünde deniz kızına dönüşür ve Ege denizinde yaşar. Yakınından geçen gemileri durdurur ve denizcilere tek bir soru sorar: "Kral İskender yaşıyor mu?". Denizciler soruya "Yaşar, hüküm sürer ve dünyayı fetheder" diyerek doğru yanıt verirse Selanik geminin geçmesine izin verir. Farklı yanıt vermenin onu kızdıracağı, fırtına yaratacağı ve gemiye ölüm getireceği anlatılır.
Doğu Avrupa: Rusalki
Rusalki, Slav mitolojisinde su perisidir ve deniz kızı yerine kullanılır. Rusalkiler özünde iyiliksever bolluk ve tarım ruhlarıydı ancak 1800'lerde belki de Avrupa'nın etkisiyle daha uğursuz tanımlar aldılar. Boğularak ölen kadınların hayaletleri olduğuna inanılmaya başlandı. Öfke ve keder içinde olan Rusalkilerin erkek ve çocukları suya çektiği anlatıldı.
Güneydoğu Asya – Suvannamaccha
Güneydoğu Asya kültüründe deniz kızı prenses Suvannamaccha'nın ("Altın balık") öyküsü yer alır. Ramayana'da Hanuman denize taştan bir köprü inşa etmek ister. Suvannamaccha ise köprünün tamamlanmasını önlemekle görevlidir. Ancak ikili tanışır ve aşık olur ve Suvannamaccha, Hanuman'ın köprüyü bitirmesine yardım eder. Bu öykü Güneydoğu Asya'da deniz kızını iyi şansın habercisi kıldı ve Kamboçya, Tayland ve Lao'da adına tılsım, flama ve simgeler yapıldı.
İrlanda – Merrowlar
Merrow, güzelliği ve uzun yeşil saçlarıyla tipik deniz kızlarını andırıyor. Merrowların erkeği de var ve daha grotesk, zalim ve insandan çok balıksıdır. Erkek merrow'un özellikle acımasız oluşu merrow'ların insan yanından geliyor.
İskoç Adaları ve İskoçya – Selkie
Aslında balık olmasa da selkie deniz kızı mitolojisiyle oldukça özdeşleşiyor. Biçim değiştirme özelliği olan selkie denizdeyken fok ve karadayken insandır. Kelt öykülerinde "denizin kızı" anlamına gelen "maighdean-mhara" olarak adlandırılıyor. Bazı öykülerinde insanları suya çekerken diğer anlatılarda fok görünümünden çıkarak insanlarla evlenir ve aile kurar. Bu öyküler genelde selkie'nin sevdiğiyle veya ondan ayrı olarak okyanusa dönmesiyle sonlanır.
Batı Avrupa: Melusine
Birçok Orta Çağ Avrupa masalında Melusine yılan veya balık kuyruğu olan kadınsı bir ruhtur ve bazen kanatları olur. Macarlar, Fransızlar ve Almanlarda aynı Melusine karakteri bulunuyor. En ünlü anlatıda peri annesi için insan babasından intikam almak ister ancak annesi tarafından kuyrukla cezalandırılır.