Bilim daima yüksek teknolojiyle ilişkilendirilse de iş fosilleri kazmaya geldiğinde yöntemler hala çok daha mütevazıdır. Sahadaki paleontologlar tipik olarak kürek, fırça ve ara sıra elektrikli alet kullanır. Fosil bulmak, sıkı çalışma, şans ve nereye bakacağını bilmenin bir birleşimi. Fosiller çoğunlukla nehir vadileri, uçurumlar ve yamaçlar gibi uygun yaştaki tortul kayaların ve taş ocakları ile yol kesimleri gibi insan etkilerinin mevcut olduğu yerlerde bulunuyor. Çoğu zaman sahada kısmen ortaya çıkarlar.
Fosilin yerini tespit etmek
Fosiller çoğunlukla uygun yaştaki tortul kayaçların açığa çıktığı yerlerde bulunuyor. Dinozorlar için bu içinde Triyas, Jura veya Kretase dönemlerinin olduğu Mezozoik Zaman'dır. Bu tür kayaların nerede göründüğünü bulmak için jeolojik haritalara bakılır. O noktaya gidildiğinde dinozor gibi bir canlı fosiline rastlama şansınız vardır. Bunun için en azından yüzeyin aşınmasıyla bir kısmı dışarı fırlamış bir fosile rastlanmanız gerek.
Fosil bulmak istiyorsanız ne tür kayalarda arama yapacağınızı bilmeniz gerekiyor. Çoğu fosil tortul kayaçlarda bulunuyor. Milyonlarca yıl içinde küçük kayalar ve mineraller (tortu) bir araya geldiğinde tortul kayaç oluşur. Bu tortuda sıkışan bitki ve hayvanlar fosile dönüşür. Dünya'da yaşamın başlangıcına işaret eden 4 milyar yıl kadar eski fosiller var.
Kumtaşı ve şeyl iki tortul kayaç örneği. Kum taneciklerinden oluşan kumtaşı genellikle çölde, kumsalda ve diğer kumlu ortamlarda bulunur. Şeyl ise çamur parçacıklarından oluşuyor. Fosil bulmak için diğer en iyi yerler arasında yüzeyi açığa çıkmış kayalar var. Bu durum rüzgar ve su erozyonu veya insan etkisiyle olabilir.
Bazı durumlarda, kaya ve kemik birbirine çok benzer görünür ancak fosiller canlı kemik dokusuna sahiptir ve içinde petek benzeri mikroskobik yapılar olmalıdır. Bu yüzden kemiği taştan ayırmanın en hızlı yolu onu yalamak. Kemikteki minik tüpler dilinizdeki nemi çeker. Nesne dilinize yapışıyorsa kemiktir, yapışmıyorsa taştır.
Birçok fosil inşaat işçileri, madenciler ve çiftçiler tarafından tesadüfen bulunabiliyor. Bazı örnekler şunlar:
- Afrika'nın Sahra bölgesinde keşif yapan bilim insanları erozyonun fosilleri yüzeye çıkardığı bir yerde 160 milyon yıllık sauropod Jobaria dinozorunu keşfetti.
- Eriyen buzullardan gelen su yaklaşık 12.000 yıl önce Kanada'daki Dinozor İl Parkı'na ulaşınca dinozor fosilleriyle dolu kaya katmanlarını ortaya çıkarmıştır.
- Avustralya'da opal kazısı yapan madenciler Lightning Ridge adlı kasabada opalleşmiş sıra dışı görünümde fosiller ortaya çıkardılar.
Fosil nasıl kazılıyor?
Dinozor kemikleri çok kırılgan olabilir. Büyük ve ağır görünenler bile ağırlıklarını destekleyemezler çünkü içlerinde kırıklar olabilir. En büyük dinozor kemikleri bile kırılgandır. Yukarıdaki sauropod kemikleri, 1980'lerde Sahra Çölü'nde bulundu. Yerden bir kemiği çıkarırken, uçlarının nerede olduğundan veya yere nereden girmeye başladığından emin olamazsınız.
Taşıma sırasında kemikleri korumak için paleontologlar doktorların kırık kol veya bacağı sabitlemek için kullandıkları alçılara benzer maddeler kullanır. Fosilleşmiş kemiğin etrafında alçı oluşturmak için Paris alçısı ve çuval bezi kullanırlar.
Kemikler laboratuvara dönüş yolunda kırılmaya meyilli olduğundan taşıma sürecini olabildiğince güvenli hale getirmek için fosil en azından kayanın bir kısmına gömülü halde bırakılır. Fosilin kayadan çıkarıldığı zorlu iş laboratuvarda yapılır. Laboratuvarda alçı ve ardından kemiği çevreleyen kaya çıkarılır ve kemiği stabilize etmek için tüm kırıklar düzeltilir.
Organizma evriminin tarihi
En eski fosiller 3,5 milyar yıldan eskidir. Bugün hala var olan alglere çok benzeyen basit tek hücreli alglerdir. Evrim, daha büyük ve daha karmaşık hücrelere sahip tek hücreli organizmaların evrimleştiği yaklaşık 700 milyon yıl öncesine kadar çok yavaş ilerledi. Bundan yarım milyar yıldan uzun bir süre önce ilk çok hücreli organizmalar ortaya çıktı. Çok hücreli organizmalar tek bir hücreden oluşmak yerine işlevlerine göre gruplandırılmış çok sayıda hücreye sahiptir.
Çok kısa bir süre içinde jeolojik olarak çok hücreli organizmalar evrimleşti. Paleontologlar bunun nasıl olduğunu hala çok iyi anlamış değil. İstiridyeler, salyangozlar ve mercanlar gibi bu ilk tür çok hücreli organizmaların çoğu bugün hala bol miktarda var. Sürüngenler, kuşlar ve memeliler gibi daha karmaşık türdeki hayvanlar daha da yakın zamanda evrimleşti.