MÖ 31 yılında gerçekleşen Aktium Deniz Muharebesi'nde ne yaşandı ve neden Yunan kıyılarındaki bu deniz savaşı, hem Roma Cumhuriyeti'nin yıkılışına hem de tarihin en ünlü aşklarının ölümlerine neden olacaktı?
Marcus Antonius (ya da Mark Antony)'nin Roma'nın tek lideri olmaya yönelik yürüttüğü seferler gittikçe etkisizleşiyordu. MÖ 31 yılının yaz aylarında, filosu Yunanistan'ın batı kıyısındaki Ambracian Körfezi'nde eski ortağı, yeni düşmanı Octavianus tarafından pusuya düşürüldü.
Antonius devamlı olarak savaşçılar bulmayla sorun yaşıyordu ve ordusunun konakladığı bölge körfezin güney kıyısındaki Aktium yakınlarında bir bataklıktı. Dolayısıyla yoğun bir sivrisinek istilasının içine düşmüştü. Bütün hamleleri Octavianus (Augustus)'un adamları tarafından karşı kıyıdaki yüksek tepelerden takip edildi. Gıda malzemeleri azalırken, sıtma ve dizanteri salgını askerlerini birer birer azaltıyordu ve gemilerini kullanmaktan sorumlu olan kişiler firar etmeye başlamıştı. Marcus Antonius daha fazla zaman kaybetmeden ileri bir adım atmak zorundaydı. Zaten bunu yapmasa da elinde savaşacak bir güç kalmayacaktı.
Aktium Muharebesi, 13 yıl boyunca yaşanan bölgesel iç savaşların doruk noktasıydı. Julius Caesar (Jül Sezar)'ın suikasta uğramasıyla yanan intikam alevi Roma dünyasını paramparça ediyordu. Jül Sezar'ın varisi Octavianus ve eski yardımcısı Antonius, MÖ 42'de Sezar'ın suikastçılarını bulup yok eden üç kişiden ikisiydi. Fakat ortak düşmanlarını tarihten sahnesinden sildikten sonra, hassas dengede duran ittifakları bozulmayan başladı ve ikisi birbirine düşman oldu. Bu konuyla ilgili daha fazla detay için; Jül Sezar suikastı Roma Cumhuriyeti'nin çöküşünü nasıl hızlandırdı?
Octavianus'un güçlü olup elinde tuttuğu Roma sınırlarının batı bölgesindeyken, Marcus Antonius doğu bölümünü kontrol ediyordu. Ayrıca sevgilisi Mısır Kraliçesi Kleopatra da yardım ediyordu. Antonius bu ilişkiden yararlanarak Mısır'ın zenginliklerine erişmeye başlamıştı. Fakat bu davranışı Roma'da tepkilere neden oldu; ek olarak, Antonius'un aynı zamanda Octavianus'un kız kardeşi olan Romalı eşinden ayrılmasıyla da tüm oklar kendisine dönmüştü. Octavianus'un propaganda makinesi bu durumdan güç alarak algıyı yönetmeye başladı: Buna göre savaş, kendisiyle Marcus Antonius arasında değil, üstün faziletli Roma ile yıkılmaktan olan Mısır arasındaki bir savaştı.
Aktium Muharebesi'nde neler yaşandı?
Kimler arasında | Octavianus ve Agrippa (400 gemi) ve Marcus Antonius ve Kleopatra arasında (500 gemi, 230'a düşürüldü)
Ne zaman başladı | 2 Eylül MÖ 31
Nerede yaşandı | Yunanistan'ın batı kıyısında yer alan Aktium'un yakınlarındaki İyon Denizi
Neden başladı | Marcus Antonius ve Kleopatra, Octavianus'un deniz ablukasını kırmaya çalıştı.
Kim kazandı | Octavianus'un kesin zaferi. Antonius ve Kleopatra hazineleriyle kaçtılar ancak gemilerinin çoğunu kaybettiler.
Marcus Antonius'un ilk hamesi
MÖ 32'de Marcus Antonius ve Kleopatra birliklerini Ambracian Körfezi'ne getirdi. 500 gemiden oluşan güçlü bir donanma görüntüsü vardı. Büyük olasılıkla Octavianus ve ordusunu Yunanistan'a getirmeyi düşünüyorlardı. Zaten öncesinde de filosunu bir meydan muharebesinde yenmiş ve ikmal hatlarını kontrol altına almışlardı. Eğer böyle olduysa, bu girişim işe yaramalıydı. Octavianus devasa bir orduyla Yunanistan'a geldi. Diğer yandan, Antonius'un ordusunda yayılan hastalıklar savaş gücünü hızla eritiyordu. Dolayısıyla kara birliklerinin büyük bölümü savaşmaya hazır değildi ve filo potansiyelinin ancak yarısına ulaşabilecek kadar mürettebat bulabildi. Diğer yandan, Octavianus'un büyük generali Marcus Agrippa, stratejik noktaları ele geçirerek kendi filosunu kıyı hattında ilerletiyordu. Çok zaman geçmeden, Antonius ve Kleopatra kendilerini Aktium yakınlarında bulacaktı.
Marcus Antonius, Ambracian Körfezi'nin etrafında dolaşarak, Octavianus'un ordusuna üstünlük sağlamaya yönelik bir yağmalama hareketi yaptı, fakat çabaları hiçbir sonuç getirmedi. Marcus Antonius'un yapabilecekleri artık bitmişti. Şimdi Yunanistan'dan çıkarken yanına olabildiğince hazine almalı, askerlerini derhal gemilere götürmeli ve Octavianus'un deniz kuşatmasını bir şekilde yarmalıydı.
Bunları yapmayı başarabilirse, kendi avantajında olan rüzgarı kullanarak Mora'nın çevresini dolaşabilir ve Mısır'a ulaşabilirdi. İlk olarak ordusundan kalanları kuzey bölgesinden Makendonya'ya yolladı. Son hamle olarak filosunu hazırlamak zorundaydı. Fakat mürettabat eksikliği nedeniyle gemilerin bir kısmını yakarak suların altına gönderdi. Şimdi oturup fırtınanın azalmasını bekliyordu.
2 Eylül günü hava şartları hafifledi. Öğlen saatlerinde gemilerine körfezden ayrılma emri vererek açık denize giriş yaptı. Burası tam olarak Octavianus ve Aprippa'nın rakip donanmayı karşılayacakları yerdi ve ikisi geri çekilerek yapacakları manevra için alanlarını genişletiyordu.
Aktium Muharebesi'nde kimler yer aldı?
Gaius Julius Octavius (Octavianus)
Julius Caesar (Jül Sezar)'ın büyük yeğeni, aynı zamanda Caesar olarak adlandırdığı evlatlık oğlu ve varisi; daha sonra Augustus olarak bilindi. İki lider birbirlerinden çok farklıydı: Sezar cüretkar, aceleci ve ilham veren bir liderdi; Octavian ise dikkatli, sistemli ve etkili bir liderdi. Festina Lente ("Yavaşça acele et") onun mottosuydu. Asla büyük bir general olmadı, ama eski dostu Marcus Agrippa yetenekli bir askerdi ve kuvvetlerini kusursuz komuta ediyordu.
Marcus Antonius (Mark Antony)
Julius Caesar'ın önemli yardımcılarından, büyük generale Galya'yı ele geçirmesinde yardım etti. Antonius ezelden bir askerdi ama kesinlikle saf bir politikacıydı. Kleopatra'nın güzelliğine karşı koyamadığına şüphe yok, ancak Kraliçe'ye olan romantik ilgisi, muhtemelen onun büyük servetiyle de ilişkiliydi.
VII. Kleopatra
Yaklaşık 300 yıl boyunca Mısır'ı yöneten Yunan kökenli bir aile olan Ptolemaios hanedanından olan Kleopatra'nın hem Julius Caesar hem de Marcus Antonius ile rezil bir romantik ilişkisi oldu. Gerçekten de ikisine de çocuk verdi. Octavianus'un propaganda makinesi kendisini çökmekte olan bir doğulu ve Roma'nın azılı bir düşmanı olarak gösterse de, Kleopatra'nın ana önceliği hanedanını devam ettirmek ve Mısır'ın bağımsızlığını sağlamaktı.
Antonius ve Kleopatra'nın planı
İki filo kaderlerini belirlemek için birbirine doğru yakınlaştı. Güvertedeki okçular yaylarını hazırlamış ve balistaların (büyük arbaletler) başındakiler ateş etmeye hazırdı; askerler silahlarını kavramış bekliyorlardı ve düşmandan gelecek büyük alevli oklar (antik dönemin füzeleri) tarafından ölmemek için içlerinden dualara başladılar.
Gemilerin pruva kısımlarına koç başları bağlanmıştı, ancak bu çağlarda kafa kafaya çarpışma nadir yaşanan bir durumdu. Dümenciler bu hamle yerine, gemilerine avantajlı bir pozisyon belirlemeye çalışırdı. Böylece askerler düşman bölgesine ok, cirit ve balistalarla saldırırken, diğer yandan bu gemilere binerek ele geçirebileceklerdi.
Marcus Antonius'un filosu çok daha kalabalıktı. Fakat kendi eliyle mecburen yaktığı filosu, Octavianus'un 400 gemisine karşılık artık 230 gemiye düştü. Ayrıca Marcus Antonius'un gemilerinin çoğu quinquereme tarzında (bkz; üstteki çizim), oldukça büyüktü. Bu gemileri yürütmek için yüzlerce kürekçi gerekirken, okçuların yer aldığı yüksek kulelere sahipti. Dolayısıyla bu tarz gemiler yavaş olurdu ve Octavianus'un zaten sayıca fazla olması, çok zaman geçmeden ağırlığını koymasını sağlamıştı. Donanmalar karşılıklı çatışırken ve yüz yüze çarpışmalar güvertelerde devam etti. Bu esnada Octavianus'un bazı gemileri Antonius'un daha küçük filosunun etrafından dolanmaya başladı. Bu ölümcül hamleyi engellemek ve etrafının sarılmasından kurtulmak için Antonius'un gemileri de yanlara doğru genişlemeye başlamıştı. Bu davranış savaş hattının tam ortasında bir boşluğa neden oldu.
Ardından Kleopatra hamlesini yaptı. Onun komutası altındaki kadırgalar savaşa hemen dahil olmamıştı. Çünkü hazinelerin götürüldüğü nakliye gemilerinin yanındaydılar. Kraliçe onlara yelkenlerini açarak bu boşluğun içine doğru ilerlemelerini, hız kaybetmeden körfezden uzaklaşmalarını emretti. Marcus Antonius sıcak takip yaparak peşlerinden izledi. Sancak gemisini daha küçük, daha hafif bir gemiyle terk ederek sevgilisinin peşinden gitti. Arkasına da savaştan kaçan birkaç kadırga dahil oldu.
Aktium Muharebesi'ni kim kazandı?
Octavianus, en sonunda ikisini kovalamaktan vazgeçerek filosunu geri çağırdı. Octavianus daha sonra Kleopatra'nın korkarak denize açıldığını ve Antonius'un, sevgilisinin arkasından acınası bir şekilde giderek, askerlerini geride bıraktığı anlatacaktı. Aslında, bu davranış daha önce planlanmış olabilir. Kleopatra ve Antonius'un ana amacının hazinelerini kurtarmak ve olabildiğince çok gemiyle kaçmak olduğunu düşünmek o kadar da mantıksız değil. Özellikle Kleopatra'nın filodaki ilk boşlukta kaçış hamlesini başlatmasını bu iddiayı güçlendirecektir.
Marcus Antonius hazinesini güvence altına almıştı. Diğer yandan filosunun çoğunu körfeze terk etmişti. Daha sonra Octavianus bu gemilerdeki mürettabata liderleri Antonius'un onları terk ederek kaçtığını seslendi ve direnişine son vermelerini istedi. Hatta tek tek gemilere yakınlaşarak bunu yapmıştı. Fakat gemilerin hepsi buna inanmış değildi. Öyle ki, Octavianus yenildiklerinden haberi olmayan gemilere binerek ikna edecekken, bir anda oklu saldırısına uğramıştı.
Octavianus zafer elde etmesine rağmen ölümle bu kadar yakınlaştığını görünce, hiç istemeden de olsa bu gemileri ve adamları aleve vermek zorunda kaldı. Gemilerin etrafını sardılar ve alevleri oklarla saldırdılar. Rüzgar alevleri gemiden gemiye taşımıştı. Bun rağmen hala bazı adamları teslimiyeti kabul etmemişti.
Bir anlatıya göre, yangıları söndürecek suları bitince veya erişemediklerinde, ölen arkadaşlarının cesetleriyle alevleri söndürmeye çalıştılar. Hava kötüleşmeye başladığında ve alabora, boğulma ve yanarak ölmeler artınca en sonunda savaşı terk ettiler. Fakat filo tamamen yok edilmişti.
Bir rivayete göre, yangınları söndürmek için suları bitince, ölen arkadaşlarının cesetleriyle alevleri boğmaya çalıştılar. Ancak hava kötüleşince ve alabora olma, boğulma ve diri diri yanma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, hayatta kalanlar sonunda savaştan vazgeçtiler. Antonius'un güçlü filosu neredeyse yok edilmişti.
Aktium Muharebesi sonrası neler oldu?
Savaşın sonucu Marcus Antonius'un doğudaki dostlarına kadar ulaşmıştı. Hepsi bu ittifakı sonlandırdı ve Makendonya'daki ordu dağıldı. Yanında götürdüğü 50 civarı gemiyle İskenderiye'ye çekildi. Fakat bir sonraki yaz Octavianus burayı da ele geçirecekti. Mısır, Octavianus'un (artık Augustus) yeni Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilmişti. Kleopatra esir alınarak daha fazla aşağılanmamak için intihar etti.
Bundan sonra Roma dünyasının şüpheye yer bırakmayan tek lideri olan Augustus, yönetimin bütün kollarıyla ilgili yetkileri üstüne alarak kendini imparator ilan etti. Yüce anlamına gelen Augustus unvanını almış ve 40 yıldan fazla hükümdar olarak kalmıştır.