Aragonlu II Ferdinand ile Kastilyalı I. Isabella'nın evlenmesi, politik tiyatronun tarihteki en ustalıklı eserlerinden biridir. Anlatılanlara göre Ferdinand ve Isabella samimi ve hatta mutlu bir çift olsalar da, birliktelikleri yüzlerce yıllık İspanyol tarihinin birikiminin, savaş ve türlü entrikalarla yoğrularak modern İspanyol devletinin (Reconquista) taşlarını döşeyen bir hanedan birliğine dönüşmesiydi. Bu, İspanya'nın Katolik hükümdarlarının hikayesidir.
Ferdinand ve Isabella'nın ilişkisi
Sahne, Ferdinand ve Isabella'nın doğumundan bir süre önce Aragon ve Kastilya'nın birleşmesi için hazırlanmıştı. Aragonlu seçkinler Katalan isteklerine vassallık etmekten usanmışlardı ve 1410'da Martin the Humane gibi güzel bir unvana sahip olan Martin'in ölümüyle ellerine bir fırsat geçmişti. Martin'in varissiz ölmesiyle Barselona Hanedanı ortadan kalktı ve Aragonlu güç odakları, genişlemeci Kastilyalıların sahne arkasındaki desteklerini de arkalarına alarak, Kastilyalı bir prensi, Antequera'lı Ferdinand'ı Aragon tahtına geçirmeyi başardılar. Bu durum iki devleti daimi olarak birbirine bağladı ve hanedan birliğinin kurulması için sadece resmi bir hak paylaşımına gerek olduğu anlamı taşıyordu. Ancak, her planın kendi aksayan yönleri vardır.
İnatçı bir Infanta olarak Isabella
lsabella 1451 yılında, kadınların iktidarın her alanında mücadele ettiği bir dünyaya doğdu. Isabella, çocukluğundan itibaren babası Kastilyalı II. John için İspanya'yı birleştirmek gibi ulaşılması zor bir hedefin peşinde Kastilya topraklarını büyütmenin bir parçası olarak görülüyordu. Önce altı yaşındayken Aragonlu bir prensle – müstakbel kocası Ferdinand – nişanlandı ancak araya başka mülahazalar girmişti. Bu nişan bir Portekiz kralına verdiği vaat nedeniyle bozuldu ve Kastilya iç savaşı onu Kastilya sarayından biriyle nişanlanmaya zorladı. Ancak, amcası Kastilya Kralı IV. Henry, 17 yaşındaki Isabella'yı veliahtı olarak seçerken, onu hiçbir zaman evliliğe zorlamamayı ve hiçbir evlilik için onayını almayacağını kabul etti. Artık kendi yazgısını belirleyebilecek durumda olan Isabella, Aragonlu Ferdinand ile evlilik düşüncesine yeniden döndü.
Savaşçı çocuk V. Ferdinand
Kendi adına Ferdinand da aynı ölçüde ihtilaflarla dolu bir sarayda büyümüştü, bununla birlikte hayatının ilk dönemleri hem babası ve ağabeyi arasında hanedan çatışmalarıyla hem de feodal derebeylerine karşı köylü ayaklanmalarıyla şekillenmişti. Ferdinand'ın baba halk nezdinde pek sevilmiyordu. Dha sonra Katalan İç Savaşı'nda babasına karşı ayaklandığında Ferdinand'ın ağabeyini destekleyen soylular da krala muhalefet edecekti. Ancak Ferdinand babasına sadık kaldı. Ferdinand üzerinde bunun iki sonucu oldu: Birincisi, babasının teğmenlerinden biri olarak ona askeri açıdan önemli bir tecrübe sağladı ve daha 18 yaşına gelmeden usta bir lider haline geldi. İkinci olarak, kardeşinin babasının gözaltındayken kuşkulu bir şekilde ölmesi onu Aragon tahtının varisi olarak tek başına bıraktı. Günümüzdeki portreleri bugünün gözüyle pek çarpıcı olmasa da, müthiş bir zekâya sahip, sıcak, ilgi çekici ve cazibeli bir genç adam olduğu söylenmektedir.
Planlı bir evlilik
Bu bir gönül ilişkisi değildi; ikisi daha önce hiç tanışmamışlardı bile – bu son derece kurgulanmış bir siyasi evlilikti – ama kuşkusuz hem Ferdinand hem de Isabella evlenmeyi bilinçli bir siyasi hareket tarzı olarak seçmişlerdir. Ferdinand ve Isabella 1469 Ekim'inin ortalarında, evlenmeden yalnızca günler önce tanışmışlardı. İki veliahtın tanışması, Isabella'yı kendi planları için sakıncalı ve başına buyruk bir engel olarak gören Kastilya Kralı 4. Henry'nin istekleri dışında gerçekleşmişti. Henry onun arzu ettiği gibi bir evlilik yapmasına müsaade etmeyi taahhüt etmiş olsa da, Isabella bu durumun kendisini yok edeceğinden korktu ve aile mezarlarını ziyaret etme bahanesiyle kraliyet sarayından firar etti. Bu arada Ferdinand da hizmetçi kılığına girerek Kastilya'yı dolaşıyordu. Görece küçük bir merasimle Ferdinand ve Isabella 19 Ekim 1469'da evlendiler.
Bununla birlikte, aşılması gereken hassas bir sorun vardı. İspanyol hanedan politikasının girift yapısı, Ferdinand ve Isabella'nın ikinci dereceden kuzen oldukları gerçeğini doğuruyordu; Kastilya Kralı I. John (1358 -1390) ile aynı büyük büyükbabayı paylaşıyorlardı. Bu, Katolik Kilisesi'nin evliliklerine onay vermesine imkân tanımayacak kadar yakın akraba oldukları anlamına geliyordu. Bu tür yasaklamalar Katolik Kilisesi tarafından hem söylemde hem de uygulamada oldukça köklü bir şekilde uygulanmaktaydı. Ancak, aralarındaki kan bağı soylu olmayanların (hatta yeterli bağlantılara sahip olmayan soyluların) evlenmesine engel olacakken, Papalık'tan bir imtiyaz elde edildi. Bu imtiyazın kesin niteliği biraz belirsizdir – Papa II. Pius tarafından imzalanmıştır, oysa kendisi beş yıl önce 1464'te ölmüştür. Siyasi ittifak taleplerinin ivediliği göz önüne alındığında, Aragonlu II. John ve güçlü Kilise adamı Rodrigo de Borja'nın (gelecekteki Papa VI. Alexander) sahte bir belge düzenlemiş olması olası görünüyor.
Siyasi düşünceler
İki krallığın birleştirilmesi için ortam hazırlanırken, Ferdinand ve Isabella arasındaki evlilik sürmekte olan Katalan İç Savaşı için de ivedi bir konuydu. Evliliğin bir unsuru olarak Ferdinand ve Isabella arasında bir antlaşma imzalandı: Kastilya artık Aragon'dan resmen üstün olacaktı. İsabella, İç Savaş'taki desteği karşılığında Ferdinand'ın eşi olarak tüm Kastilya ve Aragon'u Kraliçe unvanıyla yönetecekti. Bu nedenle "Cervera Kapitülasyonları" adıyla da bilinmektedir.
Bu belge evlilik işlemi sırasında dahi okunarak bunun oldukça siyasi bir mutabakat olduğunun vurgulanması sağlandı. Ayrıca bu, Kastilya ve Aragon devletleri arasında yapılan bir anlaşma da sayılmazdı: Ferdinand'ın babası Aragonlu II. John'un örtülü desteğine rağmen, Isabella'nın amcası Kastilyalı IV. Henry bu sürecin tamamen dışında tutulmuştu. Bu durum, Isabella'nın amcası ve varislerine karşı çıkarak kendi bağımsız iktidarını kurmaya çalıştığını kanıtlamaktadır. Isabella'nın eylemlerinin kendisini bir iç savaşa ittiğini duyan amcası Kral Henry çok öfkelenmiş ve kendi kızı Joanna adına onu mirastan yoksun bırakmıştır. Ne yazık ki Joanna, sevilmeyen Kral'la olan ilişkisi nedeniyle çok fazla istihzaya maruz kaldı ve Kraliçe'nin gözdesi Beltrán de la Cueva'nın evlilik dışı kızı olduğu söylendi – bu nedenle la Beltraneja; "Beltrán'a benzeyen" takma adıyla tanındı.
İrade gücüyle Kraliçe oldu
Fakat Isabella mirastan yoksun bırakılmayı kabullenecek değildi. Henry'nin 1474'te ölümü üzerine Joanna, Henry'nin varisi olarak belirlenmişti – ancak Isabella'nın yaşamı boyunca kanıtladığı gibi, akıllı siyaset ve gücün titizlikle kullanılması her seferinde kadim hakları yeniyordu. Segovia'ya giderek soylular meclisini toplamış ve çoğunlukla irade gücüyle Ferdinand'ı "meşru kocası" yaparak kendisini Kastilya Kraliçesi ilan etmiştir. Isabella, Avrupa Rönesans toplumundaki güçlü kadınlara yönelen trendi takip etmeye niyetliydi.
İlk darbeyi yiyen Joanna'nın taraftarları yeniden organize olmaya ve Portekiz istilasıyla birlikte bir ayaklanma tasarlamaya başladılar ki bu Kastilya Veraset Savaşı'na dönüşecekti. Hızla Segovia'ya giden Ferdinand, şehre bir kral olarak kabul edildi. Ancak bu, Ferdinand ve Isabella'nın diğer tüm mülahazaları unutarak Katolik hükümdarlar olarak ortaklaşa hüküm sürebilecekleri manasına gelmiyordu: Her ikisi de son derece karmaşık yükümlülükler ve siyasi menfaatler kümesinin başındaydı ve bunlar sıklıkla birbiriyle çatışıyordu. Isabella'nın tahta çıkması sonrasında, Ferdinand'ı Kraliçe Isabella ile birlikte Kastilya Kralı tayin eden Segovia Konkordosu'nu imzaladılar – ancak Isabella'nın varislerinin Kastilya'yı miras alma münhasır hakkını ellerinde tuttular ve eğer anlaşamazlarsa kendisine bir nevi kraliyet vetosu verdiler. Bu, iki kutup arasında aylarca süren hukuki ve siyasi mücadeleyi temsil ediyordu.
Savaşın ateşinde dövüldü
Joanna la Beltraneja'nın destekçileri, tahtı ele geçirmesinden birkaç ay sonra Isabella'ya karşı ayaklandılar ve Portekiz Kralı Afonso, Kastilya'yı kendi hakimiyeti altına alma fırsatını gördü. Afonso, utanç verici bir şekilde, öz yeğeni Joanna'yı karısı olarak aldı ve ayaklanmayı ülkenin batısından yapacağı bir istila ile destekledi. Beklendiği üzere, İspanya'daki veraset savaşlarına yönelik yabancı müdahaleler tarihte sık yaşanan bir olaydır.
Kastilya Veraset Savaşı olarak bilinen bu anlaşmazlık Ferdinand ve İsabella'yı doğuran ironik bir olaydır. Afonso ve Joanna'nın Juanistaları askeri açıdan yetersizdi ve kendileriyle savaşan Kastilya-Aragon İsabellista ordusu pek ilerleme kaydedemese de, Ferdinand ve İsabella bu çıkmazı etkileyici bir zafer olarak lanse etti. İspanya genelinde, kendilerini İspanyol siyasetinde yükselen yeni bir güç olarak gösteren son derece başarılı bir propaganda kampanyası yürüttüler. Ayrıca, savaş Kastilya ve Aragon krallıklarını birbirine daha da yakınlaştırdı ve İsabella 1475'te kocasına ortak hükümdar olarak tüm kraliyet gücünü resmen verdi.
Ferdinand'ın askeri becerisi aynı zamanda Fransızların Narvarre'da bir mevzi oluşturmasını engelledi ve böylece 1476'nın sonunda la Beltraneja'nın ittifakı dağılırken, Isabella tahtını sağlama aldı. Isabella, Joanna'dan vazgeçen soyluları affederken, direnmeye devam edenlere zalimce davranarak havuç ve sopa yöntemiyle önemli bir siyasi zekâ ortaya koydu. 1479 yılının Şubat ayında Ferdinand'ın babası Aragonlu II. John vefat etti ve Ferdinand'ın Aragon Kralı olarak taç giymesiyle çok daha istikrarlı bir iktidar değişikliği gerçekleşti.
Ferdinand ve Isabella: Barışın götürdükleri
Fransa Kralı XI. Louis'den savaşı sürdürme konusunda herhangi bir irade göremeyen Afonso, 1479'da Papa'nın yeğeniyle evlenmesi için verdiği müsaadeyi geri almasından dolayı büyük bir yara aldı. Afonso o yılın Eylül ayında meşruiyet, Fransız müttefikler ve Kastilyalı muhaliflerden umudunu kesti. Daha sonra Katolik hükümdarlarla birlikte karşılıklı olarak birbirlerinin krallıkları üzerindeki tüm hak taleplerinden feragat ettikleri Alcáçovas Antlaşması'nı imzaladı. Ferdinand ve Isabella'nın kızının Afonso'nun oğluyla evlenmesiyle (106.000 altın sikkeden oluşan yüklü bir çeyizle birlikte) mühürlenen antlaşma aynı zamanda geleceğe yönelik geniş bir etki alanı da oluşturuyordu. Barışın bir zayiatı olarak La Beltraneja bir manastıra sürgüne gönderildi ve Kastilya siyasetinde çok az yer aldı.
Fransa Kralı XI. Louis'den savaşı sürdürme konusunda herhangi bir irade göremeyen Afonso, 1479'da Papa'nın yeğeniyle evlenmesi için verdiği müsaadeyi geri almasından dolayı büyük bir yara aldı. Afonso o yılın Eylül ayında meşruiyet, Fransız müttefikler ve Kastilyalı muhaliflerden umudunu kesti. Daha sonra Katolik hükümdarlarla birlikte karşılıklı olarak birbirlerinin krallıkları üzerindeki tüm hak taleplerinden feragat ettikleri Alcáçovas Antlaşması'nı imzaladı. Ferdinand ve Isabella'nın kızının Afonso'nun oğluyla evlenmesiyle (106.000 altın sikkeden oluşan yüklü bir çeyizle birlikte) mühürlenen antlaşma aynı zamanda geleceğe yönelik geniş bir etki alanı da oluşturuyordu. Barışın bir zayiatı olarak La Beltraneja bir manastıra sürgüne gönderildi ve Kastilya siyasetinde çok az yer aldı.
Ferdinand ve İsabella'nın birleşik İspanya üzerindeki ortak yönetimi 1480'e gelindiğinde artık kesinleşmişti. Ferdinand, babası aracılığıyla Aragon ve Sicilya Kralı ve Barselona Kontu oldu. İsabella ise la Beltraneja ve Portekizlilerden aldığı toprakları fethetme hakkı sayesinde Kastilya ve Leon Kraliçesi oldu. Segovia Konkordosu (daha sonra Isabella'nın savaş tedbirleriyle genişletildi) Ferdinand'a bütün topraklarının ortak hükümdarlığını verdi ve 1481'de Ferdinand aynı hakların tümünü Isabella'ya verdi. İki Katolik hükümdar armalarını birleştirerek Kastilya, Leon ve Aragon armalarını içeren tek bir arma haline getirdiler. Dolayısıyla, bu hükümdarların yönetimi her yönüyle İspanyol Krallıklarının sonuna ve İspanya Krallığının başlangıcına işaret ediyordu.