Arkeologlar, Münih'e bağlı Oberschleißheim'daki Federal Radyasyondan Korunma Ofisi'nde (BfS) yeni bir inşaat için zemin hazırlarken, evlerin, fırınların, çukur evlerin ve toprak mahzenlerin temellerini de içeren bir yerleşimin kalıntılarına rastladılar.
Bu keşif, başlangıçta bölgede bir yerleşim yeri ya da kilise olduğuna dair net bir işaret bulunmadığı göz önüne alındığında özellikle dikkate değerdir. Ancak, tarihi harita ve belgelerin kapsamlı bir şekilde araştırılmasının ardından uzmanlar, bölgenin adını tespit etmiş olabileceklerine inanıyor: Wagrain. Arkeologlar yerleşimin merkezinde, girintili apsisi olan bir kilisenin temelini ortaya çıkardılar. Kilisenin çevresinde yaklaşık 20 gömü buldular. Kilisenin eski zemininin altında, sırları hala keşfedilmeyi bekleyen başka bir mezar çukurunun izleri ortaya çıkarıldı.
Bavyera Eyaleti Anıtları Koruma Dairesi (BLfD) Arkeolojik Miras Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Jochen Haberstroh, "Erken Ortaçağ'da kilise içinde gömü nadirdi ve genellikle yüksek statüdeki bireylere ayrılmıştı," diye açıklıyor. "Bu yerleşimin keşfi, Münih'in kuruluşu sırasında bölgenin tarihine ilişkin anlayışımızı geliştiriyor."
Son yıllarda Münih çakıl ovasında artan yapılaşma birçok erken ortaçağ yerleşiminin keşfedilmesine yol açmıştır, ancak bu buluntu dikkat çekici bütünlüğü nedeniyle öne çıkmaktadır. Arkeolojik çalışmalar tamamlandığında, Neuherberg'de BfS'nin 200'den fazla çalışanını barındıracak yeni bir bina inşa edilecek.
BfS Başkanı Inge Paulini, "Kazılar ve elde edilen heyecan verici bulgular, Münih'in kuzeyindeki bu bölgenin daha eski zamanlarda bile cazip olduğunu ve keşfedilecek çok şey olduğunu gösteriyor" dedi. "Yeni binamızın tarihin bu önemli parçasının gün ışığına çıkarılmasına katkıda bulunmasından büyük heyecan duyuyoruz."
Neuherberg yerleşiminin 1300 yılı civarında terk edilmesinin ardındaki nedenler gizemini koruyor. Bilim adamları şimdi toprak örneklerini analiz etmek ve terk edilme nedenlerini ortaya çıkarmak için gömüleri incelemek üzere gelişmiş yöntemler kullanıyorlar. Arkeolojik çalışmalar henüz yeni başlamış olsa da, bu keşfin Münih bölgesindeki ortaçağ tarihine ilişkin anlayışımızı önemli ölçüde etkileyeceği şimdiden belli.