Uyku, hayatımızın kabul etmek istediğimizden çok daha büyük bir bölümünü oluşturur. Aslında, istatistiklere inanılacak olursa, ortalama bir insanın tüm yaşamının neredeyse üçte birinde uyuduğu görülmektedir (75 yaşında bir erkek neredeyse 25 yıl uyumuş olacaktır). Uyku aynı zamanda hayattaki neredeyse her sorunun çözümü olarak görülmektedir (en azından bazıları için). Kendinize bir yatak bulun ve üzerine yığılın; birkaç saat sonra tüm endişeleriniz bir anda yok olup gidecektir.
Peki, biz (genellikle) bir yatak bulup uykuya dalarken, suda yaşayan hayvanlar ne yapıyor? Sonuçta diğer canlıların uykuya ihtiyacı yok değil. Sürekli suda yaşamak zorunda olan bir deniz canlısı olduğunuzu düşünün. Kestirmeyi nasıl başarıyorlar?
Uyku Fikri
Uyku konusuna geçmeden önce, 'uyku' fikrinin farklı türler arasında değişiklik gösterdiğini anlamalısınız. Sözlüklere göre uyku, "tipik olarak her gece birkaç saat boyunca tekrarlanan, sinir sisteminin aktif olmadığı, gözlerin kapalı olduğu, postüral kasların gevşediği ve bilincin pratik olarak askıya alındığı bir beden ve zihin durumu" anlamına gelir.
Bizim uyuma şeklimiz balıklardan oldukça farklıdır. Daha spesifik olarak, birçok amaç için uyuruz, ancak en önemli neden dinlenmek ve günümüze daha iyi hazırlanmaktır. Balıklar için uyku, aktivitenin azaldığı bir dönem anlamına gelir. Denizde yaşadıkları düşünüldüğünde, sürekli hareket etmeleri gerekir. Bu bir balık için çok fazla yüzme (ya da egzersiz) demektir.
Balıklar Gözleri Açık Uyur
Uykusu doğrudan ve tamamen gözlerini (ya da göz kapaklarını) kapatmakla ilişkilendirilen biz insanlar için bu her ne kadar tuhaf ve imkansız görünse de, balıklar gözlerini kapatmazlar. Bunun nedeni basittir: Göz kapakları yoktur (köpekbalıkları hariç), bu nedenle gözleri açık uyurlar.
Bu durum birçok kişinin balıkların hiç uyumadığına inanmasına yol açmıştır. Bu kesinlikle doğru değildir. Gözlerini kapattıklarını hiç görmemiş olmanız, hiç dinlenmedikleri anlamına gelmez.
Balıkların Uyku Şekli
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, balıkların uyuma veya dinlenme şekli insanlardan farklıdır. Bir balığın uykusunu belirlemek için bakılabilecek bir dizi faktör vardır. Bunlar: uzun süreli hareketsizlik, belirli bir dinlenme duruşu (bir tür sığınakta), 24 saat içinde aktivite ile değişim ve yüksek uyarılma eşikleri.
Temel olarak bu, bir balığın dinlenirken uzun süre belirli bir yerde dolaşabileceği anlamına gelir. Suyu solungaçlarından geçirmek için sürekli hareket ettiklerine dikkat etmek önemlidir (bu da sudan çözünmüş oksijeni uzaklaştırabilir). Bu nedenle, (çoğu) balığın tamamen hareketsiz bir şekilde uzanıp dinlendiğini veya 'uyuduğunu' göremezsiniz.
Ayrıca, uyuyan balıklar belirli bir duruşta kalırlar, bu nedenle onları dinlenirken sürekli olarak tek bir pozisyonda görebilirsiniz (Mozambique tilapia'sında olduğu gibi). Bazı balıklar da avcılardan kaçınmak için uyumak için belirli noktaları seçerler. Delikler ve yarıklar, çıkıntıların altı, bitki örtüsü, süngerlerin içi veya kuma gömülmek gibi bazı tipik barınaklar vardır.
İnsanlar gibi balıkların da uykudayken uyarılma ya da dış uyaranlara tepki verme eşikleri yüksektir, bu da dış uyaranlara kolayca tepki vermedikleri anlamına gelir (örneğin İspanyol domuz balığı, mavi başlı wrasse, cunner Tautogolabrus adspersus ve carcharhinidae köpekbalıkları).
Yunuslar denizlerdeki en zeki deniz hayvanları olarak kabul edilir. Ve uyku tarzları tek kelimeyle şaşırtıcıdır.
Yunuslar beyinlerinin bir yarım küresini kapatarak dinlenmesini sağlar ve hemisferik yavaş dalga uykusu adı verilen bir uyku durumuna girerler. Beyinlerinin aktif yarısı sürekli yüzdüklerinden emin olur ve etraflarındaki şeyleri takip ederken, aktif olmayan yarısı uyur. Bir süre sonra roller tersine döner. Anlaşılan yunuslar herkesin tahmin ettiği kadar zekiler.
Bu sadece balıkların uyuduğunu kanıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda gözlerini kapamak için bir yastığa, çarşaflara ve sıcak bir yatağa ihtiyaç duymadıklarını da ortaya koyuyor.