19'uncu yüzyılın önde gelen İsviçreli psikiyatrist ve psikanalistlerinden Carl Jung, ardında kapsamlı ve incelikli bir çalışma bütünü bırakmıştır. Akıl hocası Sigmund Freud'dan ilham alan Jung, insan zihnini incelemek için kendi başına yola çıkmıştır. "Jungian" terimi bu fikirleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Jung hem saygın bir akademisyen hem de aktif bir psikoterapistti ve insan ruhunun maneviyatı ve arketiplerin etkinliği hakkındaki fikirleri alanlarında kalıcı bir etkiye sahip oldu. Jung'un psikanalize katkılarından biri de "Kırmızı Kitap" (Liber Novus) adını verdiği esrarengiz ve sıra dışı çalışmasıdır. Bu tuhaf girişim, okuyucuyu düşüncelerinin derinliklerine bıraktığı ve onları gerçeküstü bir yolculuğa çıkardığı el yazması bir kitaptı. İşte bu tuhaf ve merak uyandırıcı kitapla ilgili en ilgi çekici açıklamalardan birkaçı.
Jung'un Kırmızı Kitabı El Yapımıydı
Jung 11 yaşından beri günlük tutuyordu. Ancak, Kırmızı Kitap'ının yardımıyla, hayatının tüm derslerini tutarlı bir bütün halinde derleyebildi. Jung 30'lu yaşlarının sonlarındayken, bir ciltçiyi kendisi için büyük bir kırmızı deri kitap yapması için görevlendirdi. Bundan sonra Jung, kitabın geri kalanını iç gözlemsel düşüncelerle doldurdu. Bunlar hem örfi hem de gayri resmi yazma çalışmaları şeklindeydi; ilkinde "aktif hayal gücünü" kullanırken ikincisinde daha geleneksel bir günlük formatı kullanıyordu. Çalışmanın günlük formatını vurgulamak için bundan "bilinçdışıyla yüzleşme" olarak bahsetmiştir.
Kırmızı Kitap'ın Tamamlanması 16 Yıl Sürdü
Jung, 1914 ile 1930 yılları arasında toplam 16 yıl boyunca Kırmızı Kitap üzerinde çalışmıştır. Deri ciltli kitabın tüm sayfaları onun hassas, resmi Gotik harfleriyle doluydu. Sadece yazı incelikleriyle yetinmeyen Jung, kendi özenli tezhipli resimlerine de katkıda bulunmuştur. Bu kitabın kalitesi o kadar yüksektir ki William Blake'in tablosuna ve efsanevi Book of Kells'e benzetilmiştir.
Jung'un Kırmızı Kitabı Kendi Ruhuna Bir Yolculuktu
Kişisel bir kriz yaşadıktan sonra Jung, Kırmızı Kitap'ı bir tür terapi olarak yazmaya başladı. Önde gelen bir psikoterapist olarak çoktan isim yapmıştı ama gerçek benliğiyle temasını kaybettiğinden endişe ediyordu. Sonuç olarak Jung, Kırmızı Kitap'ı ruhuyla ya da "derinliklerin ruhuyla" diyalog kurmak ve içsel psişesiyle yeniden bağlantı kurmak için bir fırsat olarak gördü. Bu büyük iç gözlem döneminde Jung rüyalarının sembolizmini araştırdı, meditatif translara girdi ve hatta üzerinde ne gibi etkileri olduğunu görmek için bazı maddeleri denedi. Sonuç olarak Jung, yazı ve resimlerle belgelediği bir dizi tuhaf ve bazen de korkunç canavar yarattı.
Kitap Uzun Bir Süre Gizli Kalmıştı
Jung kitabını hayatının en büyük başarısı olarak görse de bunu hiçbir zaman kamuoyu ile paylaşmamıştır. Çünkü kitabın sonsözünde itiraf ettiği gibi, "Sıradan bir gözlemciye çılgınlık gibi görünecektir", bu onun için büyük bir endişe kaynağıydı. Jung 1984 yılında vefat ettiğinde, varisleri kitabı bir kasaya kilitledi. Ayrıca analistin mesleki itibarına zarar verebileceğinden de endişe ediyorlardı. Bu noktaya kadar orijinal metni pek fazla kişi görmemiştir.
Kırmızı Kitap 2009'da Yayınlandı
University College London'da Jung araştırmaları profesörü olan Sonu Shamdasani'ye, kitabın tamamlanmasından onlarca yıl sonra Jung'un ailesi tarafından Kırmızı Kitap'a eşsiz bir erişim izni verildi. Shamdasani'nin kitabın tamamını WW Norton Press ile yayınlamasına izin verdiler. Kitap üzerinde 13 yıl daha çalıştıktan sonra Shamdasani nihayet 2009 yılında kitabı yayınladı.