İnsanoğlunun çikolataya olan sevgisi 5000 yıldan daha eskiye uzanıyor. Orta ve Güney Amerika'nın yağmur ormanlarına özgü tropikal kakao ağaçlarının tohumlarından elde edilen çikolata önce "tanrıların yemeği" olarak bilindi ve daha sonra seçkinlere özel bir yiyecek oldu. Ancak çikolata dünya çapında tatlı bir ikram haline gelmeden önce uzun tarihi boyunca aslında acı bir içecek olarak tüketildi.
Çikolatanın ortaya çıkışı
Arkeologlar, Ekvador'un Yukarı Amazon bölgesinde 5.300 yıl önce eski Mayo-Çinçipe kültürü tarafından kullanılan çömleklerde kakao izleri keşfettiler. Çikolata, eski Mezoamerikan uygarlıklarında önemli bir siyasi, manevi ve ekonomik role sahipti; kavrulmuş kakao çekirdekleri su, vanilya, acı biber ve diğer baharatlarla karıştırılarak macun haline getirilir ve ardından köpüklü bir çikolata içeceği hazırlanırdı.
Eski Mezoamerikalılar çikolatanın mistik ve tıbbi nitelikleri olduğuna inanıyordu. Onu enerji arttırıcı ve afrodizyak olarak kullandılar. Kakaoyu tanrıların hediyesi olarak gören Mayalar kutsal törenlerde ve cenaze törenlerinde çikolata kullandı. Zengin Mayalar, köpüklü çikolatalı içecekler içerken, halk soğuk yulaf lapası benzeri bir çikolata tüketiyordu.
Aztek İmparatorluğunun insanları 1400'lerde Mezoamerika'ya yayılırken kakao ile tanıştı ve onlar da hayranlık duydu. Orta Meksika'nın kuru dağlık bölgelerinde yetişmediği için Mayalarla fasulye karşılığında kakao ticareti yaptılar, hatta para birimi olarak kullandılar. (Azteklerde 1500'lerde 100 fasulye karşılığında bir hindi tavuğu veya bir tavşan satın alıyordu.) Bir bulguya göre 16. yüzyılda Aztek hükümdarı II. Montezuma libidosunu artırmak için her gün altın kadehte 50 bardak çikolata içerdi.
İspanyollar, Avrupa'nın elitlerine çikolatayı tanıtır
Çikolata ilk defa 1500'lerde Avrupa'ya geldi ve ardından hem İspanyol keşişler hem de fatihler tarafından Amerika'ya taşındı. İspanyollar içeceği acı bulmuştu ve şeker kamışı ve tarçınla tatlandırmayı denedi ama sonuç vermedi. Buna rağmen çikolata lüksün, zenginliğin ve gücün sembolü olmaya Avrupa'da da devam etti. Sadece kraliyetin yudumlayabildiği pahalı bir ithal üründü ve ancak bazı İspanyol seçkinlerin alabileceği fiyattaydı.
Çikolatanın popülaritesi zamanla diğer Avrupa saraylarına yayıldı. Aristokratlar onu sağlığa yararı olan sihirli bir iksir olduğunu düşünerek tüketti. Avrupalı krallar artan çikolata susuzluğunu gidermek için dünyanın dört bir yanındaki ekvator bölgelerinde kakao ve şeker tarlası kurdu. Avrupalıların getirdiği veba yerli Mezoamerikan işçileri öldürünce bu çiftliklerde çalışmaları ve çikolata üretimini sürdürmeleri için Amerika'ya Afrikalı köleler getirildi.
Çikolata üretiminde devrim
Çikolata yüzyıllar boyu aristokrat nektarı olarak kaldı ta ki 1828'de çikolata üretiminde devrim yaratan kakao presinin icadına kadar. Kakao presi tarihte Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten'e veya babası Casparus'a atfedilir. Bu işlemde kavrulmuş kakao çekirdeğindeki yağ sıkılıyor ve geride kuru katman kalıyordu. O da ince toz haline getirilebiliyor, sıvıyla ve diğer malzemelerle karıştırılıyor, kalıplanıyor ve kolayca yenebilen çikolata halini alıyordu. Kakao presi çikolatanın şekerli hale gelmesini ve modern çağda daha da sevilmesini sağladı. Üretim maliyetindeki düşüş çikolatayı çok daha uygun fiyatlı kıldı.
İngiliz çikolata şirketi J.S. Fry & Sons 1847'de kakao yağı, kakao tozu ve şekerden yapılan ilk yenilebilir çikolata barını üretti. Sevgililer Günü çikolata kutuları ve çikolatalı Paskalya yumurtası gibi ürünlere öncülük eden çikolatacı Cadbury's kısa süre sonra rakip bir ürünle geldi ve 1854'te aldığı kraliyet emriyle Kraliçe Victoria'nın çikolata tedarikçisi oldu.
Çikolata üretimi tarihinde en büyük sıçramalardan biri İsviçre'de gerçekleşti. 1870'lerde İsviçreli çikolatacı Daniel Peter komşusu Henri Nestlé'nin birkaç yıl önce geliştirdiği süt tozunu kullanarak ilk sütlü çikolatayı üretti. İkili ardından Nestlé şirketini kurdu. İsviçreli çikolatacı Rodolphe Lindt'in 1879 tarihli konç makinesi icadı pürüzsüz yapılı, kremsi sütlü çikolatanın seri üretimini sağladı. Çikolataya kadifemsi bir doku ve üstün bir tat vermek için daha fazla karıştırma ve havalandırma sağlayan büyük taş merdaneler kullanmıştı.
Milton Hershey, Amerika Birleşik Devletleri'nde sütlü çikolatanın montaj hattı üretimine öncülük etti. Karamel şekeri hazırlayan şirketini 1 milyon dolara sattıktan ve ilk sütlü çikolatasını 1900'de ürettikten sonra Pennsylvania kırsalında doğduğu yerin yakınında bir tarım arazisi satın aldı ve sadece çikolataya adanmış bir fabrika kasabası kurdu. Çevredeki mandıralarda otla beslenen Holstein inekleri şirketin sütünü ve Küba'daki kasaba büyüklüğünde bir başka şirket şekerini tedarik etti.
M&M şekerlemesinin doğuşu
Kükreyen Yirmiler olarak bilinen 1920'lerde çikolata barının popülaritesi arttı. On yılın sonuna yaklaşırken ABD'de 40.000'den fazla farklı çikolatalı şekerleme üretiliyordu. Baba-oğul Frank C. Mars ve Forrest Mars, Hershey's şirketi ile anlaşarak Milky Way çikolata barını hazırladı. 1923'te pazara çıktı. Barın dış kaplaması Hershey's tarafından sağlanıyordu. Önceleri bir aile şirketiyken şimdi Hershey'e rakip olacak hale geldi ve Forrest Mars, Hershey's'in yöneticisinin oğluyla ortaklık kurarak 1941'de M&M şekelemesinin üretimine başladı.
Hershey's şirketinde mandıra çiftçisi ve nakliye ustabaşı olarak çalışan H.B. Reese 1923'te kendi şeker şirketini kurdu ve beş yıl sonra Reese'in Fıstık Ezmesi Kapları isimli sıra dışı ürününü tanıttı. Bir süre sonra Hershey's tarafından üretilmeye başladı ve Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok satan şekerlemeden biri haline geldi.
Kökleri 5.000 yıldan daha uzun geçmişe sahip olan çikolata şimdi büyük bir sektör. Statista tarafından yapılan araştırmaya göre 2016 yılında dünya çapındaki perakende çikolata satışı yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde 25 milyar dolar olmak üzere yaklaşık 100 milyar dolardır. Kakao bitkisi Amerika kıtasına özgü olmasına rağmen ekimi ve üretiminin üçte ikisinden fazlası Afrika'da yapılıyor.